21 yıllık hükümet Akbelende yok oldu

21 yıllık hükümet Akbelende yok oldu

Ökkeş Ağaoğlu

 

HAYAT pahalılığı öylesine arttı ki, kimse bu artışın adına "Normaldir... Bütün dünya sıkıntı içinde..." diyemez... Derse de karşısındakini kandırıyor demektir. Çünkü öylesine artışlar görülüyor ki, kimse bunun aksini ispat edip hükümeti melekmiş durumuna getiremez. Zaten getirmesine de imkanı yok...

 

Düşünün ağaçlar kesilmesin de Akbelen halkı yollara, sokaklara, ormanlara ve kuru topraklara sahip çıkıyor... Ama ne yaparsınız ki halkın karşısına hiç olmayacak olan askeri (yani Jandarmayı) çıkarıyorlar. Neden biliyor musunuz? Jandarma sanki zenginlerin işçisi ve kolluk kuvvetiymiş gibi bir duruma getirildi.. Halâ direnişin sürdüğü Akbelen'de jandarma çok katı kurallar koyarak yöre halkına korkunç baskı uygulamakta... Oysa jandarmanın görevi bu mudur?.. Elbette değildir. Bir defa jandarma halkın yanında yer almalıdır. Çünkü halk yanlış bir şey yapmaz.. Akbelen'de de yapmıyor zaten... Ama hükümetin desteğindeki müteahhit firma hem halkı karşısına alıyor... Hem de askeri halkın karşısına dikebiliyor... Gerekçe mi? Ağaçlar kesilmeli ve halk oradan derhal uzaklaştırılmalı.

AKBELEN HALKI BÖLGEDEN AYRILMAMAYA KARARLI.65 BİN ADET AĞACIN KESİLDİĞİ SÖYLENSE DE, AKBELENLİ AĞAÇLARINI VE BÖLGEYİ KURTARMAK İÇİN HER AN UMUTLA DİRENİŞİNE DEVAM EDİYOR... Akbelenli "Desteğe ihtiyacımız var" diyor. Yani halkı bölgeye bekliyor. Halk da bölgeye gidiyor ancak yolda jandarma önlerini kesiyor. Akbelen yöresine girmelerini yasaklıyor. Daha doğrusu müteahhit firmanın maden ocağı kurma hayali halâ büyük bir inatla sürerken, hükümetin parmağını dahi kımıldatmaması, yıkım firmasının arkasında kimin olduğunu kapak gibi ortaya döküveriyor. Ama ne olursa olsun yine di vicdanı sızlayan halkın ağaçları kurtarmak için çok büyük çabalar harcadıkları da göz önüne alınmalı... Tabii bu kadar ısrarlı direnişten sonra İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı Akbelenli için seyyar tuvaletler gönderiyor. Ama ne yaparsınız ki jandarma buna da izin vermiyor. Dava nedir? Dava, maden ocağının açılması için halka ızdırap çektirmek... Halk zaten her gün ızdırap çekerken bir de bunun üzerine seyyar tuvaletlere el koyan jandarmanın baskısı devam etmekte... Peki bu nereye kadar sürecek?.. Şirketin son ağacı kesmesine kadar sürecek. Peki ondan sonra ne olacak?.. Bakarsınız şirket orada durmayabilir ve ilgi alanını tüm Akbelen'e yayabilir... Ve yörede sindirdiği ne kadar halk varsa hepsini jandarma zoruyla (belki de) evlerinden bile uzaklara gönderebilirler. Yani her şey olabilir ve her şey beklenmelidir.

AKBELEN ORMANLARININ AĞAÇSIZ KALMAMASI İÇİN YÖRE HALKINA DESTEK VEREN KAZDAĞI DOĞAL VE KÜLTÜREL VARLIKLARI KORUMA DERNEĞİ ÜYELERİ HAKKINDA SORUŞTURMA AÇILDI. BU KADAR DA OLMAZ... Akbelen olayı gün geçtikçe direnişçilerin desteğiyle daha da canlılığını koruyor... Bunun yanında Muğla'nın Milas ilçesindeki Akbelen Ormanı'ndaki ağaç katliamına karşı direnişe destek verenler de oldu. Ama direnişe destek veren en önemli kurum olan Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği üyeleri hakkında soruşturma başlatıldı. Bu bize neyi hatırlattı?.. Bir zamanlar devlet, halktan ormanları korumak için çaba gösterirdi. Bugün ise, halk, ormanlarını devletten korumak için çaba harcıyor. Bunda bir mantık görebiliyor musunuz? Göremezsiniz... Mantık artık bu hükümetle bataklığa gömülmüştür. Hükümet vitesi öylesine boşalttı ki, kamyon son sürat yokuş aşağı frensiz gidiyor.. Bir yere çarpacak ama nereye?.. Ya halkın kuvvetli direnişine çarparak duracak... Ya da ülkeyi iflas ettirmenin belirtisi olan istinat duvarına çarpacak. Artık hükümet büyük bir çöküşü yaşıyor. Bunu her ne kadar gizlemeye çalışsa da, bazı şeyleri iyi takip edenler her şeyi tüm çıplaklığıyla görebilir. Görüyor da... Ama bunu görmeyen bakar körler yıllarca süren çöküşün ayak izlerini yıllar sonra gördüklerinde kimin hesap vermesi gerektiğini o zaman çok iyi anlayacaklar. Tabii o adres kendileri olacak... Ama 21 yıllık bir uykunun çok olduğunu... Bu zaman içinde hiç mi uyanıp da ülkenin yok edilişine oylarıyla katkı verdiklerini görememelerine imkan olmadığını nasıl anlatabilecekler?.. Herhalde bunu da bizler anlatacağız?.. Bunu bilemiyoruz ama bildiğimiz tek şey var... O da, ülkenin yarısının gerçekten de vatanını sevmediğini... Tüm söylenenlere kulaklarını kapatıp dindarlık maskesiyle aldatılmalarının imkansız olduğunu söylemek gerekiyor. Hem de 21 yıl gibi uzun bir zaman diliminde 3 saatlik bir muhalefetin haberini dinlememek inadını göstererek... Hele ki 40 TL'ye yaklaşan motorinin fiyatının halâ bu kitleyi uyandırmaması, olayın çok büyük bir halk çöküşünü de göstermekte.