AKP bayram ekonomisini kredi kartlarına yükledi

AKP bayram ekonomisini kredi kartlarına yükledi

Ökkeş Ağaoğlu SİYASETTE cinlik olduğu kadar, ekonomik yansımaları da aynı şekilde gelişir... Hele ki politik nedenleri hem muhafelete ve hem de milletin borç edinme yüküne getirince bir oh çeken hükümet, suçu ve günahı kendinden sıyırmaya çalıştı. Halâ da çalışıyor. Düşünün, ülkenin ekonomisini kurtarayım derken bütün milleti borç batağına batıran... Kredi kartlarına verilen aşırı kredilerle ve ceplere gelen kredi verme mesajları Türkiye’nin batışının görüntüsünü oluşturuyordu. Tabii bunu fırsat bilen hükümet, dünya ülkelerinin pandemiye karşı milletine dağıttığı milyarlarca doların aksine hükümetimiz, kredi kartlarıyla milleti borç batağına sokuyordu. Soktu da... Bunu bir maharetmiş gibi gösteren Ekonomiden Sorumlu bakanın ise, ne gözlerinin ışıltısı halkını kurtarmaya yetti... Ne de bireysel kredilerin aşırı yükünü azaltmanın politikasına kafa yoruldu... Her şey yandaş medya ile yandaş müteahhitler için harcandı. Halâ da takır takır harcanmaya devam ediliyor.

HER ZAMAN OLDUĞU GİBİ HÜKÜMETİMİZ HİÇBİR ZAMAN HALKINI DÜŞÜNMÜYOR... HALK NEYİ İSTERSE ONUN TERSİNİ YAPIYOR... ADETA HALKINI DÜŞMAN GİBİ GÖRÜYOR... HALK NEYİ İSTERSE HAYIR DİYOR... BAYRAM İKRAMİYELERİNE ZAM İSTEMİ BİLE İSYAN GİBİ ALGILANIYOR... AKP hükümeti hiçbir zaman doğruyu söylemiyor. Zaten doğruyu söylemiş olsaydı, hem bugüne kadar çekilen sıkıntılar masaya yatırılmadan çözülürdü.. Hem de halkın gerçek sıkıntısı olan temel gıda maddelerinin artışlarına bir çare(ler) bulunurdu. Ama bunlar yapılmıyor. Yapılmadığı gibi siyaset tercihlerinden dolayı halkımız adeta cezalandırılmak isteniyor. Düşünün AKP’ye oy vermeyen belirli il ve ilçelere düşman gibi tavırlar takılıyor... Adeta “Bana oy verenler bana yeter. CHP’ye ve diğerlerine oy verenler benden değil” mantığıyla hareket ediyor... Oysa siyasette önemli olan size oy vermeyenlerin de oylarını almak değil midir?.. Elbette öyledir. Ama gelin görün ki AKP zihniyeti bunu böyle istemiyor. Hatta “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” gibisinden tavırla hayatı millete zindan ediyor. Mesela emekli dul ve yetimler maaşlarına iyileştirme istiyor, hükümet “Banane” diyor... Mesela aşırı vergilerin yükü altında ezilen esnafımız “Hükümet bizi görmeli, yeter artık” dedikçe, hükümet, “Ben istediğime yardım ederim, sanane” diyebiliyor. Halk neyi isterse, onun tam tersini yapmak için elinden geleni yapan AKP hükümeti, kendisine oy vermeyen milletine karşı adeta savaş açmış durumda. Nasıl mı? İstanbul seçimleri bunun en güzel yansımasını oluşturuyor.

AKP, İMAMOĞLU ÜZERİNDEN CHP’YE SALDIRMAK İSTİYOR. HATTA İMAMOĞLU’NUN CUMHURBAŞKANLIĞI ADAYLIĞINI ENGELLEMEK İÇİN KENDİSİNE MAHKEME ÜZERİNE MAHKEME AÇIYOR... AMA BİR ŞEY YAPAMIYOR... NEDEN Mİ?.. İSTANBULLUYU HEDEF ALIYOR DA ONDAN... AKP zihniyeti, tam bir intikam düşüncesiyle hareket ediyor. Düşünün “Ben size oy vermedim, bundan sonra da vermem” diyen bir seçmenin gönlünü alıp onun oyuna talip olacağına... Karşısında adeta düşman varmış gibi hareket eden AKP zihniyeti, hem İmamoğlu’na saldırarak İstanbul’u geri almak istiyor. Hem de İmamoğlu’nun aday olmasını engellemek için kendisine mahkeme üzerine mahkeme açıyor. Hem de saçma sapan düşünceler doğrultusunda... Ama İstanbul’u bir türlü kazanamıyor. Nasıl kazansın ki?.. Düşünün İmamoğlu 300 otobüsü yurt dışından getirecek, otobüsler kargoda bekletiliyor. Neden mi?.. AKP hükümeti otobüslerin İstanbulluya gelmesini engelliyor. İmzasını atıp da İstanbulluyu yeni otobüslere binmesini engelliyor. Sözüm ona halkın yanında görünen AKP her zaman İmamoğlu’nu düşman gibi görmeye devam ediyor. Tabii 15 bin oyu geçerli saymayarak ikinci seçimde 800 bin oyla tarihin oy çöplüğüne atılan AKP, bunu hazmedemiyor. Oysa siyaset hazmetme mesleğidir. Senin aklı olmayan bir şahıs bile eleştirse onu efendice dinleyecek... Ona gerekli mantıklı cevabı vererek gönlünü almaya çalışacaksın... İşte siyaset bunun için yapılıyor. Ama gelin görün ki aşırıya giden AKP zihniyeti, İstanbullunun gönlünü kazanamıyor. Aksine onları kaybediyor. İmamoğlu ucuz ekmek dağıtsa durdurulmak isteniyor. Sokakta kalan vatandaşa aş veriliyor, hükümet engelliyor. “İBB, ekmek fabrikalarını satıyor” deniyor... Ama aksine İstanbul Belediyesi yeni ekmek fabrikası kuruyor. Yani cinlikle yapılmak istenen siyaset her gün çamura batıyor. Halâ da çamura batmaya devam ediyor. Son olarak İmamoğlu’na açılan davalarla elini, eteğini belediyeden çektirmeye çalışan AKP, aklınca kayyum atayıp İstanbul’u almaya çalışıyor. Oysa bunu yapmak AKP’nin sonu olur. İşte bu korku yüzünden ne İmamoğlu’na ve ne de İstanbullaya aşırı baskı yapabiliyor. Ama ne yaparlarsa yapsınlar, bir elleri balda, bir elleri çayda olan hükümet güç zehirlenmesiyle bu seçimde sandığa gömülecek... Neden mi?.. Kredi kartlarıyla milletin bayramının geçimini sağlamasını isteyen AKP, bu zihniyetle işin sonuna geldiğini göremiyor. Ama görecek. Hem de sandığa gömülerek... Nasıl gömülmesin ki?.. Yardımlaşmayı bile milleti borç batağına sokarak ekonomiyi idare ettiğini sanan AKP, halkını kredi kartları borcuna daha da batırdı. Böyle ekonomi yönetilmez ki...