Ökkeş Ağaoğlu
DÜNYANIN hiçbir ülkesinde böylesi hatalarla dolu dolu 22 seneye yakın bir hükümetin halâ iktidarda kaldığı görülmemiştir... Ama ne yazık ki bu başarı yine Türkiye Cumhuriyeti'nin hanesine yazılmıştır... Düşünün her sene tüm bakanlar değişiyor... Her değişen bakan, kendi partisindeki vekiliyle veya bürokratlarıyla anlaşarak birbirlerini değil... Neredeyse Bülent Ecevit'i ve Süleyman Demirel'i suçluyor... Halkla da kafa buluyorlar... Bunun adına da politika adına siyaset yapıyoruz diyorlar... Aslında bunun adı terbiyesizlik ve ahlaksızlıktır.. Çünkü bu denli hatalar yaparak... 22 yıldır aynı sahnede rol yaparken halâ 45 - 40 sene öncenin siyaset adamlarını eleştirmek ayıptır ve suçtur... Suç 22 senedir bir şey yapamamanın cahilliğidir... Ayıp olan ise, halka doğruları söylemeyerek ve kendilerini eleştirmeyerek halâ utanmadan ve sıkılmadan Cumhuriyet rejimine saldırmaktır... Ama şunu unutuyorlar ki, AKP bugünkü ekonomiyi batırdığı için milletini... Siyaseti değiştirmeyip saçma sapan şeriat masallarının arkasına düştüğü için de kendini dolandırıyor... Ama Cumhuriyeti ve onun milletini dolandıra dolandıra artık ayakları çarşafa dolanmaya başladı. Artık buradan geriş dönüş de yapamıyorlar... Şimdiden sonlarını düşünür haldeler... Eeeee etme bulma dünyası... Bugünün bir de yarını var...
EMEKLİYE YAPILAN BİLİNÇLİ VE SİNSİ POLİTİKALAR TÜRK HALKINI GERİYOR... KİMBİLİR BELKİ DE BUNU BİLEREK İSTEYEREK YAPIYORLAR (kİ, HALK BANA MUHTAÇ OLSUN) DİYE... Bugün halâ emekli maaşlarıyla ilgili net bilgileri duymuyoruz... Neden biliyor musunuz?.. Bu AKP, halâ bugün yüzde 30'lara dayanan bir oy potansiyeline sahip ise... İşte bu potansiyel AKP'yi oldukça şımartıyor ve halkına güven vermemekte direniyor.. Çünkü biliyor ki bu pahalılığa rağmen halâ oy yüzdemde düşüş olmuyorsa, bunun getirisini mutlaka yakalamalıyım diyerek CHP ile köprüyü kuruyor... Yani yumuşama politikasına dört elle sarılıyor... Ama şu gerçek ki AKP kendi kendine bir yol tutturmuş gidiyor... Muhalefet de benim - iktidar da benim diyerek havasını atmaktan zerre kadar ödün vermiyor... CHP lideri de bunu çok iyi analiz ederek meydanlara çıkma kararı alıyor ve AKP'ye nefes alacak bir boşluk bırakmıyor... Neden bıraksın ki?.. Her zaman ve her saniye CHP'yi suçlayan AKP ve onun lideri Erdoğan değil mi?.. Her zaman olumsuzlukların bütün sebeplerini CHP'nin sırtına yükleyen AKP değil mi?.. Kendi yaptıkları borçları CHP'nin geçmiş borçlarıdır diye bir palavra sıkarak bilinçsiz halkın beynine bilinçli şekilde yerleştiren yine AKP ve onun lideri değil mi?.. Ama gelin görün ki bu halkı bilinçlendirmek o kadar zor ki... Bunu anlatması mümkün değil... Düşünebiliyor musunuz?.. Ecevit'i ve ambargolu yılları eleştiriyorlar... Oysa Ecevit Kıbrıs olayında Batılı ülkelerin hepsini eleştirerek (Ayşe Tatilde) diyerek Kıbrıs Barış Harekatını başlatmıştı... Hatta zamanın ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger, Barış Harekâtı'ndan önce Ecevit'e "Diyelim ki Akdeniz kıyılarında ve Kıbrıs'a yakın yerlerde Amerikan gemileri olursa ne yapacaksınız?" diye bir soru yöneltmişti... Yani "Bizimle de savaşır mısınız?" gibisinden bir soruydu... Ama Ecevit "Deniz büyük ve geniş... Biz de etrafınızdan dolanarak Kıbrıs rotamızdan vazgeçmeyiz" demişti... Bu kıvrak zeka karşısında dili kilitlenen Kissinger, hiçbir diyemeden sonraki Türk politikasına yönelmişti... Ama onda da başarılı olamamıştı... Çünkü Kıbrıs gibi milli davada Türk halkının Atatürk siyasetinin etrafında kenetlenmesini hesaba katamamışlardı. Yani karşılarında Arap zihniyetli bir halkın olmadığını öğrenmişti Kissinger...
ERDOĞAN VE EKİBİ, ECEVİT'E, CUMHURİYETE VE ATATÜRK'E SALDIRIRKEN, AMBARGONUN ASIL NEDENİNİN KIBRIS HAREKATI OLDUĞUNU... ÜRETİM YAPAN TÜRKİYE'NİN 10 YILI AŞKIN BİR AMBARGONUN HAKKINDAN NASIL GELDİĞİNİN EZİKLİĞİ ALTINDA DAHA DA EZİLİYORDU... İşte bu olayları sanki büyük bir hataymış gibi anlatan AKP ve yalakaları, tam bir çıkmazın içine girmişlerdi... Çünkü bugün nasıl ki Suriye konusunda olumlu bir akışın siyasetinin içine Türkiye'ye yerleştirmek istemiyorlarsa da... AKP biraz milli duyguların içine girerek ve Türklük ruhunun her şeyin üstünde olduğunu hissederek ve yaşayarak Esad ile görüşmeli... Mültecilerin bir an önce ülkemizden çekip gitmelerini sağlamalıdır... Yoksa her zaman başarısız olan bütün politikalarının altında çatır çatır ezilecekler... Bunun da bilincini taşıyan AKP, Amerika'nın "Biz Suriye'nin Türkiye ile normalleşmesine karşıyız" beyanına karşı Erdoğan derhal hareket etmeli... Ortadoğu politikasındaki yanlışlarını Esad ile görüşerek telafi etmelidir... Yok eğer bunu yapamıyorsa (Ki yapamıyor ve Amerikan emrinin dışına çıkamadığı için) Türk seçim ve geçim siyaseti altında inim inim inleyerek gidecekler... Ve hatta bitecekler... Az kaldı...