AKP hükümeti, millete "Açlığa Şükredin" diyorki

AKP hükümeti, millete "Açlığa Şükredin" diyorki

Ökkeş Ağaoğlu

GÜN geçtikçe borç batağına daha da batan Türkiye, bu kez hiç olmayacak şeylerle terbiye edilmeye çalışılıyor... “Nedir o?” derseniz eğer... Tabii ki açlığın Allah’tan geldiğini... Zamları bile Allah’ın yaptığını insanlara inandırmak... Gerçi bu aptalca ve salakça düşünceyi bazı hükümet yanlısı boş beyinler söyleyebiliyor... Ve buna inanmadıkları halde inandırmaya çalışıyor... Tıpkı bir kadının “AKP öncesi hastaneler yoktu” demesi gibi... Akabinde bir TV muhabiri o kadına “Siz AKP öncesi hastanelerin olmadığına mı inanıyorsunuz?” diye sormuştu... O kadın, “Evet, AKP öncesi hastaneler yoktu” deyiverdi... Ve muhabir muhteşem bir soruyla kadına iyi bir hayat dersi verdi... Sorduğu soru şuydu: “Hanımefendi madem ki hastaneler yok siz de çocuklarınızı herhalde evde doğurdunuz... Öyle mi?.. Siz çocuklarınızı nerede doğurdunuz diye bir soru sorabilir miyim?..” Kadın o boş kafayla, “Hastanede doğurduğum” deyiverdi... Ve o anda mubarin karşısında taş gibi kesildi ve öylece kalakaldı.. Yani insanların kafaları böylesine uyuşturulmuş ve palavralarla hayata en fakir halleriyle “Şükredin kardeşim” dayılanmasıyla 100 yıllık Cumhuriyet tarihini çöpe atmak istemiştir.

2023 YILINI 818.2 MİLYAR TÜRK LİRASI OLARAK KAPATMIŞIZ. PEKİ BU HEMEN HEMEN 6 AYLIK DÖNEME YAKLAŞA 2024 YILININ ZARARI NE KADARDIR ACABA? DÜŞÜNMEK BİLE İSTEMİYORUM... Türkiye tam bir batış çizgisinde ilerliyor. Batmamak için ne sağa dönüyor, ne de sola... Adeta batmanın güzelliğine inanmışcasına tam yol ileri diyor... Ayrıca bunu halka dahi açıklamıyor... O kadar bir güç zehirlenmesine kapılmış bir hükümetimiz var ki, ne soru sorabiliyorsunuz, ne de cevap alabiliyorsunuz... Zaten bu konularda soru dahi soramazsınız... Yalaka takımı olan görsel ve yazılı basının yanında Cumhuriyeti, laikliği ve Atatürk’ü savunan gazete ve televizyon muhabirlerini asla konferanslara... Basın toplantılarına... Hatta ve hatta yayın yaptıkları alanın yanına dahi yaklaştırmıyorlar... Neden mi?.. AKP hükümetine sorulacak sorular can alıcı sorular sorulacak da ondan... Daha doğrusu vatanın içinde bulunduğu batağın gerçek sorumlusu olarak hükümeti tarif edeceklerinden korkuyorlar. Halka hesap vermekten korkuyorlar... Korktukları gibi, bir o kadar da cesurlar... Çünkü İslami kafayla hareket ederek her türlü hatayı gururla yapıyorlar... Ama bunu kendi yayın organlarında yayınlatmıyorlar... İşte o zaman bunlara şu soruyu soracaksın: “Hani çok güçlüydünüz... Neden halka bu yanlışları anlatmıyorsunuz?.. Anlatmaktan neden bu kadar korkuyorsunuz?..” Düşünün, geçen seneyi koskoca Türkiye Cumhuriyeti 818.2 milyar Türk Lirası olarak kapatmış... Bu, ülkenin ve hükümetin bitişi demektir.

HANİ DERLER YA, GÜLERİZ AĞLANACAK HALİMİZE DİYE... İŞTE BU GÜLÜMSEMELER SAHTE MİMİK HAREKETLERİYLE ATLATILMAYA ÇALIŞILIYOR. OYSA ÜLKEYİ BATIRIYORLAR... 818.2 milyar Türk Lirası çok büyük bir rakam... Bu rakamın hemen hemen hepsi yandaşların ceplerine giden paralar oluyor... Sadece yandaş mı?.. Müteahhit olmayan belediyelerin borçlanmaları... Safahat içinde yaşamaları... Dışarda halk açık ve yoksulluk çekerken, AKP’li belediyelerin har vurup, harman savurmalarının önü alınamamış... Bunu ne zaman mı anladık?.. Tabii ki son yerel seçimlerde belediyeleri kaybeden AKP’li başkanların harcamalarından ve onların girdikleri muazzam borçlanmalarından... Ama gelin bunu sokaktaki vatandaşa anlatın... Anlatamazsınız... Çünkü onlar, AKP’nin kurduğu dincilik tuzağıyla hayatlarını yaşıyorlar ve çok da mutlular... Onlara biraz dokanırsanız hemen size şu cevabı yapıştırıyorlar: “Çıkın caddelere... Alışveriş merkezlerine... İnsanlar lokantalardan ayrılmıyorlar... Çatır çatır para harcıyorlar... Ortada açlık diye bir şey yok...” Ve hemen şu açıklamayı da peşi sıra size yapıştırıyorlar: “Şükredin halinize... Bizden daha kötüleri de var...” İşte boş beyinlerle boş inanışların meydana getirildiği bir toplum böylece yaratılmış oldu... Ama inanmayanlar... Borçların altında inim inim inleyen Cumhuriyetçi olan da var, olmayan da var... Ve hepsi bir ağızdan şöyle diyor: “Ülkeyi batırdınız... Mahvettiniz ülkeyi... Bu kadar açlık ve sefalet varken, onlarca saraya neden bu kadar para harcanıyor?.. Saraylar itibar değil, cebimizdeki paraları yiyor... Şu israftan vazgeçin... Kendi kimliğinize dönün...” Ne yazık ki böyle düşünenler kendilerinden olmadığı için, hemen düşman ilan ediliyor... Ama seçimlerde hepsi kendi milleti oluveriyor... İşte buraya kadar olan düşüncelerin ana nedeninde aynen şu yatmaktadır: “Açlığına şükreden bir toplum yaratıldı...” Ayrıca eğitim tam olarak unutuldu... Hayattan ders ise hiç alınmadı... Almayanlar, Cumhuriyeti düşman görenler... Yandaş kanallarda konuşturulan bazı insanlar, “Onlar gelirse camilerimiz kapatılacak” dedirtiliyor.. Kafalar öylesine kuma sokulmuş... Hiçbir düşünce ve beyin çalıştırılmıyor... Camilerde ezanlar okunduğu halde... Hiçbir zaman yasaklı ve kapatılan bir cami olmadığı halde bazılarının “Camileri kapattılar” yayagırasına ve yalanına yaslanması tam bir cahilliğin dibine gidişi gösteriyor... Ne yazık ki bu kadar açlıktan... Bu kadar yoksulluktan ve bu kadar borçtan ve pahalılıktan sonra bazılarının halâ ortaya çıkıp “Muhalefet zamları yapıyor” derken... Kimi beyinsizlerin “Zamları Allah yapıyor” demesi, bu ülkenin bitişinin resmidir... Açlığa şükreden bir toplum ancak bu kadar yalan ve dolana inanır... Ama son yerel seçimler çok şeyi değiştirecek gibi... Yeter ki muhalefet AKP’nin yaptığı yanlışların hesabını sormaya başlasın... Bakın işte o zaman çok şey değişecek...