AKPnin en büyük korkusu İmamoğlu - Kaftancıoğlu ekibi

AKPnin en büyük korkusu İmamoğlu - Kaftancıoğlu ekibi

Ökkeş Ağaoğlu

 

ÜLKEDE kayyum diye bir tutku, bir hastalıktır gidiyor... İktidar kimi beğenmediyse... Kimden hoşlanmadıysa... Kimden gıcık kapıyorsa... Veya kim kendisini eleştiriyorsa hemen kayyumla gardını alıyor, demokrasinin kurallarını çiğniyor... “Ben ne dersem o olur” veya “O olacak” şımarıklığıyla GÜÇ ZEHİRLENMESİNE kapılı veriyor... Ve ardından “Hakaret davaları” açılarak ya o belediye başkanı veya başkanları görevlerinden alınarak yerlerine kayyum atanıyor... Ya da hem kayyum atanırken, hem de o belediye başkanlarının ciddi ve olası bir seçime girmelerine engeller konuyor. Yani yasaklarla kurulu bir rejim statüsü işleme konuyor. Peki “Bütün bunların gerekçesi nedir?” diye sorarsanız eğer, tabii ki TEK PARTİLİ BİR HÜKÜMET REJİMİ kurulmak isteniyor. Gerçi bugün her ne kadar TEK PARTİLİ HÜKÜMET REJİMİ hayal meyal gerçekleştirilmiş olsa da, yine de bir korkuları, bir çekinceleri var. O da “Atatürk rejimi”yle donatılan Türkiye Cumhuriyeti’nin tekrar fabrika ayarlarına geri dönmesi korkusu...
 

SEÇİMDE TAŞIMALI SEÇMENLER O ŞEHİRDEN BU ŞEHİRE TAŞINABİLİR... BUNUN İHBARINI ALIYORUZ... ÖZELLİKLE BİR GÜNLÜĞÜNE BARTIN’A ÖZEL ARAÇLARLA TAŞINAN SURİYELİLER VALİLİĞİN ONAYIYLA BARTIN’LI OLDULAR. VE TEKRAR BÜYÜK ŞEHİRLERE DÖNDÜRÜLDÜLER... Kim ne derse desin bu seçimde her türlü hile ve her türlü oyun oynanacak. Çünkü bu seçim AKP’nin son şansı olduğu kadar... AKP’lilerin de şanslarını fazla zorladıkları bir seçim aritmetiği olacak... Neden mi diyorsunuz?.. Şunun için: Ortada çok büyük bir siyasi oyun tezgahlanıyor... Aldığımız duyumlara göre büyük şehirlerden Bartın’a taşınan binlerce Suriyeli göçmen, hem özel olarak valiliğe geçiyorlar... Hem yabancılar şubesine geçip kendilerini onaylatıyorlar... Ve gittikleri Bartın’a aynı gün tekrar İstanbul ve Ankara’ya dönmek için yola çıkıyorlar. Bu istihbaratı yapan Prof. Dr. Ahmet Saltık... Ve şöyle devam ediyor: “...Bizzat kendim konuştum temsilci ile ve bana söylediği (Bu gel – git işlerinin en az 3 ay daha süreceğini) söyledi. Bu nereden baksanız 100 bin kayıtlı seçmen demek bu küçük şehir için. Göç İdaresi Başkanlığı kişi başına gidiş – dönüş sadece 600 lira bilet parası ve 2.000 lira aile günlük yol harcırah ücreti ödeme yapıyor, yola çıkmadan önce Suriyeli Türk vatandaşlara...” Yani buradaki ihbar çok ciddiyet arz ediyor. Ayrıca Suriyeli göçmenlere dağıtılan bu paralar Türk milletinin emeği ve alın teri olan vergilerden oluşuyor. Yani anlayacağınız AKP, Suriyelileri kurtarıcı olarak görüyor. Çünkü işleri bitti. Tek şansları yabancı uyruklu (palavradan Türk vatandaşı olan) Suriyelilerin seçim sandıklarına gitmeleri oluyor.

AKP’NİN TEK KORKUSU VAR. O DA İMAMOĞLU VE KAFTANCIOĞLU. NEDEN Mİ?.. ÇÜNKÜ İSTANBUL SEÇİMİNDE OYLARI KABUL ETMEYEREK SEÇİMİ İPTAL ETMELERİNE RAĞMEN İMAMOĞLU VE KAFTANCIOĞLU’NUN KURDUĞU ÖZEL SEÇİM EKİBİ, AKP’Yİ VE MHP’Yİ DOĞDUĞUNA PİŞMAN ETTİ DE ONDAN... AKP’yi kara kara düşündüren büyük bir olay var. O da, “Ekrem İmamoğlu’nu seçimde nasıl bir planla seçim dışına bırakabilirim?” oluyor... Hele ki Canan Kaftancıoğlu’nun da emeğinin çok büyük olduğu İstanbul seçiminde İmamoğlu’nun İstanbul Belediye Başkanlığı’nı kazanması AKP içinde ve dışındaki MHP’yi oldukça rahatsız ediyor. Cumhurbaşkanlığı seçimini İstanbul Belediye Başkanlığı seçimine dönüştürmeye çalışan AKP, eğer cumhurbaşkanlığını kazanırsa, İmamoğlu”nu hemen görevden alacak ve yerine AKP’li bir kayyum atayarak yoluna devam edecek. Daha doğrusu cumhurbaşkanlığı seçimiyle Türk siyasetine yön vermek AKP’nin umurunda bile değil. AKP bir tek “İstanbul’u tekrar nasıl kazanırım?”ı düşünüyor. Ve bütün kalbi İstanbul için atıyor. Oysa Millet İttifakı çerçevesinde oluşan 6’lı masanın liderleri hem Türkiye’yi ve hem de vatandaşları düşünüyor. Elbette İstanbul seçimini de çok ciddiye alıyor... Ancak İmamoğlu ve Kaftancıoğlu’nun seçim ekibi adeta bir ordu gibi işi ciddiye alıyor ve bir oyun dahi kaçmasına engel oluyor. Zaten 16 bin oy alan İmamoğlu’na “16 bin oy farkıyla koca İstanbul verilir mi?” diyen iktidara ve yamağı MHP’ye seçim tekrarında 800 bin oy farkı atan İmamoğlu (yani CHP), bu seçimde çok daha büyük oy alacağı düşünülmekte. Çünkü enflasyon hükümetin en büyük yarası... Bu yarayı iyileştirmeyi düşünmeyen AKP ve yamağı, gittikçe batıyor. Ve batacak da... Kısaca İmamoğlu cumhurbaşkanı adayı olmasa bile, İstanbul seçiminde Kaftancıoğlu ile birlikte büyük ekibini ve seçim ordusunu tekrar sahneye sürecekler. İşte AKP’nin korktuğu en büyük gelişme budur...

AKP NE YAPMAK İSTİYOR?.. AYNI SURİYELİ SEÇMENLERİ ÜLKENİN BİRÇOK ŞEHRİNDE GÖSTERMEK İSTEYEBİLİR... ONUN İÇİN HER ŞEHRİN SAKİNLERİ HANEDEKİ KAYITLI NÜFUSLARINI E-DEVLET’TEN TAKİP EDEREK MÜDAHALE ETMELİLER... YOKSA BİR SURİYELİ 10 ŞEHİRDE GÖRÜLEBİLİR. BU DA HİÇ İYİ DEĞİL... İstanbul ve Ankara’dan Bartın„’a taşınan Suriyeli göçmenler, birer hazır lokma gibi görünüyor. Kim tarafından?.. Tabii ki iktidar tarafından... Aynı şekilde Bartın’a kayıtlı olup tekrar gerisin geriye İstanbul ve Ankara’ya getirilen Suriyeli göçmenler, bu kez daha farklı illere gönderilebilirler... Oralarda da tıpkı Bartın’da olduğu gibi sinsi politikalar üretilip fazladan seçmen görünerek gerisin geriye oturdukları şehirlere götürülebilirler. Peki ama insanın aklına şu soru gelmiyor mu?: “Bartın’a 15 binin üzerinde Suriyeli seçmen olarak kaydedildi. Peki seçim zamanında bu Suriyeliler oylarını nasıl kullanacaklar?.. Herhalde 15 bin ve üzerinde görünen bu Suriyeli seçmenler yine otobüslere doldurularak oylarını kullanmak için Bartın’a mı gidecekler?.. Peki aynı seçmen kitlesi birkaç şehirde de kayıtlı olarak yalan dolan işlere bulaştırılırsa, aynı gün ve aynı saatlerde farklı şehirlere giderek oylarını nasıl kullanacaklar?.. Bir defa oylarını kullanmak için ne zaman onlara yeter... Ne de mekan... Demek oluyor ki Bartın’a götürülen ve orada seçmen olarak kaydettirilen Suriyeli göçmenler daha Bartın’a gitmeden oylarını kullanmış olacaklar. Peki bunu kim yapacak?.. Tabii ki valilik... Ama unuttukları bir şey var: Madem valilik Suriyeli seçmenleri oy kullandı diye bir cinlik yapacaksa, o halde ıslak imza olayında bunun temsiliyetini nasıl halledecek?.. İşte bunun için bunu başarmaları çok zor. Çünkü ıslak imzalar nasıl ki Binali Yıldırım’ı yok ettiyse... Aynı şekilde Binali Yıldırım görüntüsü hatırlanarak bu kez AKP yok olacak. Ve ıslak imzaların önüne kimse geçemeyecek. Yani balkon konuşmaları da tarihe karıştı. Artık bundan sonra İstanbul seçimi öyle büyük bir deneyim oldu ki, AKP bundan sonra ne balkona çıkıp (daha oyların sayımı bitmeden) biz kazandık diyebilecek... Ne de CHP’yi mekanlardan silebilecek. Aksine enflasyon ve itibar AKP’nin en büyük rakibi olarak akıllara girecek. Bunu görmeyen, hatta görmek istemeyen AKP, lüks yaşamdan zerre kadar ödün vermeden “Ben ceketimiassam seçilirim” hayaline daha da fazla sarıldığı için, batışları çok büyük ve ani olacak.