Altılı Masa iktidarı bayağı rahatsız ediyor

Submitted by FTG on Mon, 08/15/2022 - 07:38

Ökkeş Ağaoğlu

 

HAYAT o kadar sıkıntılı geçiyor ki, milletin ne ağzının ne bir tadı kaldı, ne de dermanı... Türkiye'de hayatı doya doya yaşamak ise tam bir mucizeye dönüşüverdi... Düşünün, tarım ülkesisiniz... Ama her şeyi dışarıdan alıyorsunuz... Yapay zenginlik olan beton ticaretinin bir kereye mahsus olarak yapılan anlaşmalar yine orta halliyi değil, zenginleri kapsıyor... Betona yatırılan yatırımların miktarı milyarlarca doları buluyor ama tarım ürünü değil ki oturup betonu yiyesiniz...

 

Beton ticareti bir kereye mahsus olarak tapu meselesi olarak aldım - verdimden ibaret... Ama tarım ürünleri her gün, her hafta, her ay ve her yılı devirerek halkla münasebetine devam eder... Çünkü betonu yiyemezsiniz... Betonun kimseye faydası yok. O beton ticareti ev alan için geçerli... Ama tarım ürünleri ölünceye kadar, hatta ve hatta kıyamet kopuncaya kadar devam eder (edecektir de)... Fakat bunu hükümete anlatabilmeniz için önce partisine üye olmalısınız... Sonra ara sıra bir şeyler söylemeye çalışmalısınız... Gerçi iktidarın partisine üye olanlar değil, partinin adamı olan vekiller dahi bir şey diyemiyor... Bir korku, bir çekingenlik ve bir hissiyatsızlık var. Peki bu nereye kadar devam eder?.. Tabii ki seçime kadar... Bu sistemin devam etmeyeceği ise gün gibi ortada...

ALTILI MASANIN AZİZLİĞİ O KADAR GENİŞLEMİŞ Kİ, İKTİDAR MİTİNG ALANLARINA KADAR TAŞIYARAK ONU DALGAYA ALMAYA ÇALIŞIYOR... SANKİ MİLLET BAHÇESİNİ MİLLETE AÇMIŞ GİBİ, ALTILI MASANIN BİR ŞEY YAPAMAYACAĞINI MİLLETE ANLATMAYA ÇALIŞIYOR VE BAHÇEDE YUVARLANIN DİYOR... OYSA MİLLET BAHÇESİ DEĞİL MİLLETİN ALTILI MASASI HER ŞEYİ YAPACAK GÜÇTE VE KUDRETTE OLACAK... Altılı Masa'nın gücü ve kuvveti yavaş yavaş korku dağlarını delmeye başladı. Vatandaşlara ümmeti değil, millet ve ulus devlet olmayı öğretmeye başladı. Tek adam rejiminin yanlışlığını siyasi literatür içinde anlatan Altılı Masanın liderleri, iktidarın şansını zorlamaya başladı bile... Hele ki son AKP mitinginde açılan bir bez afişte Altılı Masa'ya yapılan eleştiriler hiçbir şekilde mantıklı değildi. Çünkü siyasal açıdan da, ekonomik açıdan da ve halkın anlayışında da kalıcı bir fikir vermiyordu. Düşünün, Altılı Masa ekonomiyi masaya yatırıyor, ama iktidar yatıramıyor... Altılı Masa yatırımların dikkatsizce kullanıldığını açıklıyor, ama iktidar "Biz ne yaptıysak doğrudur" inadıyla yola çıkıyor... Yol yaptım diyerek halka naylon kahramanlık yapan iktidarın yolları çöküntüye uğruyor... Yapım firmaları ise ne suçlanıyor ve ne de dikkate alınıyor... Sadece iktidarın penceresinden baktığı için konu uyutulmak isteniyor... Ve de uyutuluyor... Ama halk Altılı Masa sayesinde unutmuyor... Her şey gün yüzüne çıkıyor... Bazı müteahhitlerin rantkolik olduğu yatırım meselelerinde ihaleler havalarda uçuşuyor... Ama bunu tüm açıklığıyla ortaya koyamayan ve müteahhit firmaların hiçbir suçunun olmadığı yönünde düşünceyi taşıyan iktidar hatanın en büyük ekonomik çöküşünü gerçekleştirmiş oluyor... Ayrıca iktidar, "Ne yapmam lazım ki erken seçim olasılığında tekrar iktidar olabileyim?" düşüncesiyle yola çıkarken, havanda su dövmeye devam ediyor... Ama vatan millet dışarıda kan ağlıyor. Çünkü tarım için hiçbir yatırım yapmayan, sadece yurt dışında tarım yaparak göz boyalayan iktidarın bu tutumu Altılı Masa'nın en büyük muhalefet ettiği durum oluyor... Bundan rahatsız olan iktidar bu kez halkı ikna edemiyor. Çünkü faiz haram lafından yola çıkarak bankaların halka yansıttığı faizlere hiç ses çıkarmıyor. İşte bu bir ülkenin çöküşü oluyor.
 

EKONOMİYİ HACI HOCAYA KADAR İNDİREN İKTİDAR, CEMAAT VE TARİKAT EVLERİNİ DEVREYE SOKMAYA ÇALIŞIYOR... KREDİ YURTLAR KURUMU DA BUNUN BÖYLE OLMASI İÇİN VAR GÜCÜYLE ÇALIŞIYOR... YURTLAR ÜLKEMİZDE VAR, HİÇBİR ÖĞRENCİ AÇIKTA DEĞİLDİR DERKEN, ASLINDA CEMAAT VE TARİKAT EVLERİNE BAĞLI OLAN ADRESLER TÜRK GENÇLİĞİ İÇİN BEYİN YIKAMA YÖNÜNDEN BÜYÜK TEHLİKE ARZ EDİYOR... Ekonomiyi anlatmak isteyen ama bir türlü anlatamayan iktidar partisi, konuyu öylesine bırakmıştır ki, bazı cemaatlere üye olan hacı - hocalar ortaya çıkıp kutsal kitabımızı da devreye sokarak saçma sapan laflarla halkı bilgilendirmeye yönelik değil... Aksine eleştirileri fakirliğin üstüne oturtmaya çalışıyor... Bakın son olarak İsmailağa cemaatinin hocalarından biri ortaya çıkmış, "Fakirliğin, yoksulluğun nedeni günahlarımızdır. Rabbimize olan nankörlüğümüzdür" deyiveriyor ve devam ediyor: "Allah diyor ki, şükrederseniz artırırım... Ama nankörlük ederseniz benim azabım şiddetlidir..." İşte tam da burada hocaya şu soruyu sormak isterdik: "Allah'ı her şeyin içine katıyorsunuz ve kutsal kitabı da bahane ederek ideolojik tutkunuzdan hareket ederek iktidarın yanlışlarını halka yapıştırmaya çalışıyorsunuz... Bunu yapamazsınız... Allah ne zaman bunu söylemiş?.. Kime söylemiş?.. Bunlar hep Allah üzerinden hareket ederek dinciliği alım gücüne oturtmak için siyasal duruşu sergilemenin politik duruşu... Bu duruşu sergileyeceğinize, ithalat rejiminin büyük bir yanlış olduğunu açıklayabiliyor musunuz?.. Açıklayamazsınz. Çünkü açıklarsanız anında görev alanınız değişir ve sürülürsünüz... Siz gerçek örnek olan demokrasinin ithalat değil ihracat rejimini bir yerlerde okumalısınız ki, emperyal ülkelerin ithalat üzerinden Türkiye'nin pahalılık rejimi altında can çekiştiğini anlamalısınız. Siz çıkın bunu anlatın millete..." İşte bu hocaya bunları söylemek isterdik... Ama ne yazık ki ne bu sözlerden anlarlar... Ne de dinlerler. Onlar için ümmetçilik kurtuluştur. Ama ithalat kafa ümmetçiliği de bitirir... Tıpkı Osmanlı'nın bitirilmesi gibi... Tabii anlayana... İşte bunu çok iyi bilen ve halka anlatmaya çalışan Altılı Masa'nın liderleri darmadağın edilmek isteniyor. Hatta Altılı Masa çökertilmek isteniyor. Bugünden sonra artık bunun çok zor olacağını iktidarın bilmesi gerekir. Türk milleti mutfağında aç dururken, hacı hocaların dinsel politikalarla ülkeyi ayakta tutması tam bir hayaldir... Yani Altılı Masa iktidarı rahatsız ettiği kadar, bazı hacı - hocaları da rahatsız ediyor... Eeeee yapılacak son seçimin tarihi yaklaştıkça iktidar çok kan kaybedecek ve partisinden ayrılmak yaşanacak.