Asıl mücadele şimdi başlıyor, sakın suratlar asılmasın

Asıl mücadele şimdi başlıyor, sakın suratlar asılmasın

Ökkeş Ağaoğlu

İLK önce şunu düşünün... “Neden biz yüzde 50+1’i alamadık?..” Çünkü Elimizde devletin ve medyanın gücü yok... Çünkü elimizde, devletin hazinesi, bütçesi ve “Bu paralar nerede?” diye soramayacak bir ortam yok... Çünkü elimizde devletin araçları ve gereçleri... Tüm bakanların adeta bir esir gibi size biat edecek bir kurumumuz yok... Peki ne var?.. Tek elin parmak sayısını geçmeyecek bir görsel ve yazılı basın var... Devletin hazinesi yok... Devletin bütçesi hak getire... Yani sıfır var, elde sıfır...

YÜKSEK SEÇİM KURULU ELİNDEN GELEN BÜTÜN GECİKME TAKTİKLERİNİ UYGULADI AMA YİNE DE BAŞARISIZ OLDU. EĞER BAŞARILI OLMUŞ OLSAYDI ERDOĞAN ŞİMDİ BAŞKAN SEÇİLMİŞTİ. BİR DE BÖYLE DÜŞÜNÜN... Gelelim dünkü olaylara... Bir defa seçim günü herkes tek bir ses, tek bir yürek olmuştu. Evet olmuştu ama bu seçim heyecanına ilk darbeyi vuran Yüksek Seçim Kurulu denilen kişiliksiz bir makam olmuştu. Bu makam öyle bir makam ki, ne seçim öncesi söylediklerinin farkındaydı... Ne de seçim sonrası söylediklerinden... Sürekli kıvrak bir zekayla ve bürokratik ifadelerle “Efendim eskiden 13 tane parti katılırken, bu seçimde 30’un üzerinde parti katılmıştır ve gecikmeler bu aşamada normal karşılanmalıdır” açıklamalarıyla oyalama taktiklerine girişmiştir. Sanki 36 partinin hepsine mühür vurulmuş da, tek tek bakılıyormuş gibi... Tam bir oyalama taktiği. Oysa bilgisayar çağındayız ve sadece bir tek Cumhurbaşkanlığı seçim kağıdında 4 kişinin resmi var. Ve o resimlerin basıldığı kağıt da mir metre değil. Bir avuç kadar. Bunu saymak ve verileri bilgisayar girmek zor değil ki... Ama niyet başka. Niyet geciktirme taktikleri... Yine de başaramadılar... Ve oyalama taktikleri ile sandıkları sahiplenemediler.

BU SEÇİMDE ELDE EDİLEN OLAYLAR YENİLGİ DEĞİLDİR. ASIL YENİLGİ AKP VE İTTİFAKIDIR... ÇÜNKÜ DEVLETİN BÜTÜN İMKANLARI ELLERİNDE OLDUĞU HALDE BAŞKAN SEÇTİREMEDİLER... Tüm bu olumsuzluklar sergilenirken bir de bakıyorsunuz ki AKP’liler normal olarak sokağa çıkmış, bağırıp çağırıyorlar. Neden?.. Tayyip Erdoğan balkona çıksın ve o ünlü Balkon Konuşmasını yapsın diye... Ama her nedense yapamıyor. Neden mi yapamıyor?.. Çünkü onu kilitleyen bir olay var. ISLAK İMZALAR... İşte o Islak İmza olayını ülkenin siyasi sahnesine kazandıran EKREM İMAMOĞLU olmuştur. Nasıl ki İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminde (yani mahalli seçimlerde) oy sandıklarının sayımından sonra, sandıkların başında bekleyen partilerin temsilcileri oylamayı onaylayıp bir kağıda imza atıyorsa (ve onun adı da ISLAK İMZA’dır. Tapu kadar sağlamdır) imajı gerçek olarak siyasi literatüre giriyorsa... İşte bunu aşamayan... Bu ISLAK İMZA olayının dışında hiçbir hareket edemeyen AKP ve şürekası resmen kilitlenmiş oldu. Bu seçimde de tıpkı öyle oldu ve Anadolu Ajansı’nın palavradan sıkıp durduğu “Erdoğan’ın oyu yüzde 60” derken... Buna kendilerinin de inanmadıkları ve ISLAK İMZA’nın kendilerini her an yalancı çıkardığını anlayıp yüzde 50’nin altına inmeleri... EKREM İMAMOĞLU’nun oy takibiyle ISLAK İMZA olayına sahiplenmenin güzelliğini kazandırdığı içindir. Yoksa her seçim daha sandıkların yüzde 30’u açılmadan balkon konuşmasıyla adresini bulur. Bakalım önümüzdeki 2 hafta içinde Millet İttifakı ne yapacak?.. Şunu unutulmasın ki ne suratlar asılsın, ne de heyecanlar sönsün... Daha çok heyecan ve daha çok inançla bu işe sarılmalıyız. Hatta birbirimizi suçlamadan...

 

var addthis_config = {"data_track_addressbar":true};