Ökkeş Ağaoğlu
NASIL ki dün Atatürk Kurtuluş Savaşı vererek ülkeyi düşman işgalinden kurtardıysa, aynı şekilde bugün de aynı şekilde silah kullanmayan ve ama fitnecilikle Türkiye'yi bölmeye çalışan yabancılara ve onlarla aynı zihniyette çalışan iki yüzlü vatan hainlerine karşı Kurtuluş Savaşı vermek zorundayız. Buna mecburuz... Emperyaller oldum olası Türklüğe karşıdır... Çünkü Türklük sadece bu ülkedeki gelişmişliği değil, dünyaya yayılmış olan çeşitli Türk devletlerinin öncülüğünü yapmaktadır... Bunu bugüne kadar başarmıştır... Ama gelin görün ki bugün Amerika ve İsrail ile aynı düşüncede birleşen...
Onlarla gizli gizli ticaret yapan... Yeri gelince "Biz onlarla ticaret yapmıyoruz" derken, aksine onlarla ticaretini daha da artıran bir hükümet bizi yönetiyor. Buna dayanmak ve kabullenmek de bir o kadar zordur. Hele ki hükümetin içinden küsüp ayrılan Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan'ın üstlendikleri politikalarda yine de AKP'yi üzmemek için çok titiz davrandıklarına şahit de oluyoruz. Bunu Erdoğan'ın Meclis'teki konuşmasından sonra birlikte verdikleri pozlarında görebilmekteyiz. İnanın Erdoğan'ın hemen yanında oturan ve devamlı ona bakarak gülücükler dağıtan Davutoğlu ve Babacan'a "Sizi partiye bekliyorum" dese, inanın sabahın hemen partilerini fesh edip AKP'ye katılırlar. Öyle ki iki yüzlü siyasi duruşları vardır. Öyle ki Türklüğü her an ikinci plana atacak kadar da yapay zekalara sahipler. Zaten Davutoğlu ve Babacan'ın ayrı ayrı partilerle ses getirmeye çalışmaları da yanlış değil midir?.. Düne kadar ayı partide siyasetlerini yapan bu ikili, "Neyi yanlış gördüler de AKP'den ayrılarak ayrı ayrı parti kurdular?" diye bir soru da sormamız gerekmiyor mu?... Zaten yaptıkları eleştiriler ve takındıkları tavırlarda AKP'ye sevgi göndermeleri yapmıyorlar mı?.. Hele ki özelleştirmelerde Ali Babacan yetkili bakan değil miydi?.. Bugün ortaya çıkıp da, "Atatürk'ün bütün fabrikalarını satarak ve altına imza atarak bu ülkeye ve insanlarına en büyük kötülüğü yaptık. Vatandaşlarım beni affetsin" demesi gerekmiyor mu?.. Ama kendisi bu açıklamayı yapmayı gerek görmüyor. Neden mi?.. Çünkü hitap ettikleri insanlar yine AKP ve çevresindeki insanlar. Onun içindir ki bu ikiliden Türklüğü yüceltecek bir tek kelime duyamazsınız...
TÜRKİYE'Yİ BÖLMEK PEK O KADAR KOLAY DEĞİLDİR. TRUMP ELLERİNİ OVUŞTURURKEN İSRAİL'İN ORTADOĞU'YA SALDIRMASIYLA HUDUTLARI DEĞİŞTİRECEĞİNİ SANIYOR AMA ALDANIYOR... TRUMP o kadar hevesli ki, Filistin'in cılız karşı gelişine karşı Ortadoğu'daki tüm ülkeleri aynı kefeye koyuyor... Yani İsrail'e "Saldır, ben stratejik yardım olarak arkandayım" diyor... Filistinli zavallı halk sokaklara düşüyor... Acımasızca saldıran Yahudi tohumları adeta Haçlı seferini başlatmak için diğer ülkelere adeta mesaj veriyor... Ama Avrupalı halkın büyük çoğunluğu meydanlara çıkarak İsrail'i protesto ediyor... Bunun böyle olacağını tahmin edemeyen Amerikan yönetimi, anında 180 derece dönerek Hamas ve diğer örgütlere karşı (daha doğrusu teröre karşı savaşacağız) aldatmacılığı ile Filistin'e tümüyle sahip olmayı planlıyor. Daha doğrusu Hamas ve diğer terör örgütlerine karşı vereceği savaşta ister Hamas kazansın, ister Filistin yönetimi kazansın, sonuçta her iki taraf da İsrail'in kuklası olacaklar... Çünkü dürüst ve vatansever Filistinli politikacılara ne fırsat veriyorlar... Ne de zaman tanıyorlar... Sonuç olarak Suriye'nin başında bulunan Şara'nın El-Nusra'yı diğer örgütlerle birleştirerek Hey'etu Tahrîri'ş-Şâm'ı kurmuştu... Silahlı cihatçı Selefi örgüt... Amacı Suriye'de bir İslam devleti kurmaktır. Hayali budur... Tabii kukla bir hayalden öteye de gidemez... Zaten milliyetçi bir örgüt olsaydı Amerika'ya ve İsrail'e karşı gelmesi gerekmez miydi?.. Ama karşı gelemezler... Çünkü siyaseten bunun gibi terör örgütlerini destekleyen Amerika değil midir?.. Ve Şara, 4 dörtlük bir hükümet kuramayacak. Çünkü perdenin arkasında İsrail ve Amerika olacak.
SONUÇ OLARAK BOP'UN SADECE BİR HAYAL OLDUĞUNU ONLARA HATIRLATACAK OLAN TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ VE ONU SAVUNAN CHP, EMPERYALLERİ SONUNDA ATATÜRK'ÜN DUVARISA TOSLATACAK... TÜRKİYE'ye dönecek olursak, bizde siyaset öylesine şekil alıyor ki, her gün 2 veya 3 kez siyaseten değişimlere şahit oluyoruz... Bir bakıyorsunuz ki iktidar aniden Atatürkçü oluyor... Türk milliyetçiliğini savunuyor... Bir zaman sonra BOP çalışmalarının hızlanması için Amerika'ya gidişler... Halkbank'ın ceza almaması için Trump'a teklif edilen 100 milyon dolar ödeme teklifleri... Ve İsrail'e karşı ikili siyaset oyunları ile Türk milletini oyalamalar... İşte bunların hepsi güncellenmesi beklenen... Hatta güncellemeye korkan bir iktidarın palavradan yaptığı siyasetiyle ülke içinden çıkılmaz bir hale geldi... Hatta bilinçli olarak getirildi. Oysa Türkiye'nin sınır bölgesindeki olağanüstü avantajı o kadar yüksektir ki, bunu bugünkü iktidar kullanmıyor... Kullanmadığı gibi ülkede bilinçli şekilde kaos yaratılmaya çalışılıyor... İşte tam da burada CHP'nin Genel Başkanı Özgür Özel'den hiç beklemedikleri o müthiş çıkışlara şahit oluyorlar... AKP nasıl ki düne kadar kendisine düşman gözüyle bakanları partisine alarak onların sesini kestiyse... Bunun aynısını CHP'de denemeye çalışıyor... Hatta öyle bir deneme yapıyor ki, ne kadar CHP'li belediye başkanı varsa hepsini hapse tıkamaya çalışıyor... Çünkü amaçları, halkın CHP'den küsmelerini sağlamak... Ve çıkar yol olarak yine AKP'ye ve beraberinde el çantası olan MHP'ye gülücüklerle sempati kazandırmak... İşte bunu yapamıyorlar... Ne kadar CHP'ye saldırsalar Özgür Özel daha da güçlü çıkıyor... Hatta Özgür Özel'in eli o kadar güçleniyor ki, AKP kendi kazdığı kuyuya düşmemek için meydanlara çıkmaya çalışıyor.. Birkaç gün önce Erdoğan'ın Rize ziyareti beklendiği geçmedi... Hatta protesto edildi... AKP'nin kalelerinden olan Rize'de protesto edilişler CHP'nin elini daha da güçlü kılıyor... Daha doğrusu CHP ülke genelinde tam saha çalışmalarına hız verdi diyebiliriz... Bu protestoların ardından BOP'ta ve Ortadoğu'daki gelişmelere ve değişimlere gebe olan AKP'nin düşündüğü bölünme siyaseti (yani BOP) bir türlü gündeme gelmiyor... Hatta emperyallerin en şeytanı olan Amerika'nın bu konuya fazla asıl(a)mayarak Suriye'deki şüpheli terörist gelişmelerin ve devletçiklerin kurulup kurulamaması Amerika'nın yapay devlet kurma planlarını kabak gibi ortaya çıkarmıştır... Ama bu tür tutarsız gelişmeler her zaman Türkiye'nin elini güçlendirmektedir... Yeter ki AKP Birleşmiş Milletler'in 52. maddesinin verdiği sınır savunma hakkını gündemine alsın... Ama almıyor... Almaya da niyetli değil... O zaman ortada bir gerçeğin olduğuna inanılıyor... Daha doğrusu emperyallerle birlikte hayali Suriye ve Filistin'i kafalarında örmeye çalışıyorlar... Ama Atatürk'ün duvarına toslayacaklarını da yavaş yavaş tahmin etmeye başlıyorlar... Çünkü Türkiye, Ortadoğu'daki kukla Arap ülkelerinden değildir. Türkiye bağımsızlığa alışmış bir ülkedir. Üstelik AKP'nin Cumhuriyeti yıkma politikasıyla uğraştığında bile bir türlü yıkamadığı sistemin adı da Atatürk milliyetçiliğidir. Tabii anlayana... Anlamayan yarın anlayacak.