Bütçe AKPli vekillerin umrunda bile değil

Bütçe AKPli vekillerin umrunda bile değil

MECLİS’teki bütçe görüşmeleri uzun bir maratona dönüştü... Ama bu uzunluktaki maratonlu günlerde iktidarın vekilleri asla uyanmadı... Hatta uyanmak istemediler... Türkiye’nin bütçesi her yıl olduğu gibi milletin elinden kayıp giderken, Meclis’te bulunan iktidarın vekilleri halâ derin bir uykudaydı... Uyanmak dahi istemiyorlardı. Düşünün, Meclis’teki muhalefetten tutun, Meclis’in dışındaki bütün partiler hemen hepsi iktidarın yanlış politikasını eleştiriyor... Açlık ve yoksulluğun yarattığı sefaleti konuşuyor... Ama AKP’li vekillerin umruda değil... Halk açlıktan ölmüş’müş... Fakirlik daha da büyümüş’müş... İnsanlar intihar ediyorlar’mış... Yoksulluk insanları evsiz barksız bırakıyor’muş...muş... Hiçbir eleştiriye aldırmıyorlar... Onların ilgilendikleri iki konu var: Saray’ın kararları ve Meclis çoğunluğuyla bütün yasaların değiştirilerek kanunlaştırılması... Yani el kaldırmak ve el indirmek... Başka yaptıkları bir şey yok...

KILIÇDAROĞLU BÜTÇENİN NASIL DELİNDİĞİNİ TEK TEK ANLATIYOR... İKTİDARIN VEKİLLERİ İSE HER ZAMANKİ GİBİ UMURSAMIYOR... SANKİ BİR DÜŞMAN ÜLKESİNDE VEKİLLİK YAPIYORLAR GİBİ, HİÇBİR ELEŞTİRİ ASLA KABUL ETMİYORLAR... Bütçe görüşmeleri tam manasıyla fiyasko... Çünkü önümüzdeki yılın bütçesi hiçbir zaman vatandaşın bütçesi olmayacak... Neden mi?.. Kılıçdaroğlu hemen hemen her şeyi tüm çıplaklığıyla anlattı... Ve şöyle dedi: “Bu bütçede neler var?.. Bu bütçe kimin bütçesi?.. Esnafın mı?.. Hayır.. Emeklinin mi?.. Hayır... Asgari Ücretli’nin mi?.. Hayır... Muhtarın mı?.. Hayır... Kadınların mı?.. Hayır... Öğrencilerin mi?.. Hayır... Esnaf odalarının mı?.. Hayır... Sendikaların mı?.. Hayır... Baroların mı?.. Hayır... Üniversitelerin mi?.. Hayır... Kimin bütçesi bu?.. Peki kimin bu bütçe?.. Bunun yanıtını vereyim 5.’li çetenin... 5 müteahhidin bütçesi...” Bu eleştirel boyutlu bütçe eleştirisine iktidarın ne grup başkan vekili söz alıp bir şeyler söyleyebildi... Ne de bütçeyi savunma adına kürsüye gelip “Biz saraydan gelen emirleri uygulayarak burada görevimizi yapmıyoruz. Bizler Türk ulusunun birer temsilcisi olarak buradayız. Ve sizin saydığınız eleştiriler için teşekkür ederiz... Bakın şu konuda, şu alanlarda, şu detaylı çalışmalar yaptık... Türk milletinin yoksulluuğunu ve fakirliğini ortadan kaldırmak için şu şu şu maddeleri uygulayacağız” diyemediler... Sadece takıldıkları tek konu, neymiş efendim, Kılıçdaroğlu konuşurken eliyle hareket yapmış... Yahu Kılıçdaroğlu’nun el hareketine gelene kadarki o zaman aşımı içinde cevap verebileceğiniz ve itiraz edebileceğiniz yasal bir konu yok muydu?.. Demek ki yok... Eğer olsaydı Kılıçdaroğlu’nun kürsüdeki duruşuna kafaları takılır mıydı hiç?.. Ne diyelim, al birini vur öbürüne... Hepsi aynı tornadan çıkmış gibiler...

KILIÇDAROĞLU 5 MÜTEAHHİT DİYOR, İKTİDARIN VEKİLLERİ SUS PUS OTURUYOR... DOLAR 14 TÜRK LİRASINA YAKLAŞI DİYOR, VEKİLLER HALÂ SUS PUS YERİNDE OTURUYOR... ADAMLAR ÇOK RAHATLAR... Yandaş medyanın Kılıçdaroğlu’nun bir sözünü bile manşetlerine taşıyamazken... Bütçenin zayıf noktalarını dahi cesaretle sütunlarına koyamıyorlar... Neden biliyor musunuz?.. Hepsi devlet bankalarının kasalarından maaşlarını alıyorlar... Örneğin Tank Palet Fabrikası’nın gülünç bir rakamla Katarlılara verildiğini söyleyen Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarına hiçbir tepki dahi vermiyorlar... Hatta veremiyorlar... Sadece Kılıçdaroğlu’nun duruşuna ve yapacağı bir yanlış hareketini takip ediyorlar adeta... Yani Kılıçdaroğlu’nun sözlerini değil, hareketlerini takip ederek muhalefetlik yapmaya çalışıyorlar. Sözüm ona iktidarın vekilleri... Kılıçdaroğlu eğitim diyor, vekiller sanki kendileri sorumlu değillermiş gibi izliyorlar... “5 müteahhide aktarılan paralar halkın parası” diyen Kılıçdaroğlu’na hiçbir tepki göstermiyorlar... Neden biliyor musunuz?.. Saraydan belki yazılı bir emir gelir de bir daha vekil olamazlar diye... Yani korktukları sadece ve sadece kendi rahatlıklarının bozulması... Ayrıca saraydan gelen KHK’neler... Bir hafta önce Meclis Bütçe Komisyonu görüşmeler için yaptıkları hesaplamalarda dolar 9.30 idi... Meclis bütçe görüşmeleri geldiğinde dolar 14.00 liranın çıtasını zorlamaya başladı... İşte bu andan itibaren Meclis Bütçe Komisyonu’nun 1 hafta önce doların 9.30’dan işlem gördüğü çalışmalar tümüyle iptal oldu. Ve 14 liradan hesap edilmeye başlandı. Şimdi sormak lazım: “Siz Türk Lirasının bu kadar pul olduğu dönemi ateşli şekilde korurken, doların ateşini neden düşürmüyorsunuz?.. Neden dolar zenginleri türedi?.. Neden bütün ihaleleri dolarla yaptırıyorsunuz?..” İşte bu sorular havalarda uçuyor... Ama kimse zıplayıp da onu tutup hakkıyla bu soruya cevap veremiyor. Neden?.. Çünkü milliyetçi bir tavırları yok da ondan... Hepsi sanki Türk değilmiş gibi hareket ediyor. Daha doğrusu sarayın duruşunu Meclis’te yansıtmak için adeta birbirleriyle yarışıyorlar.

KATAR AŞKI HER ZAMAN AKP’NİN ÖNCELİĞİ... ANCAK KATAR’IN BURNUNU TÜRKİYE’NİN MESELELERİNE BU KADAR SOKULMASINA MÜSAADE ETMEK BÜYÜK HATADIR... ÇÜNKÜ ÜLKENİN SİYASİ DURUŞUNU BOZMAKTALAR... Katar neden Türkiye’nin üzerinde bu kadar duruyor?.. Katar’ın amacı nedir?.. Biz söyleyelim, bir İngiliz artığı olan Katar, Atatürk rejiminden korkuyorlar... Atatürk Araplaşmış bir siyasi sistemi ülkesinden çıkarıp atmıştır. Yerine Batılı güçlerin modern yasalarını ve kadın haklarını ön planda tutturmuştur. Zaten sadece kadın haklarını yasalaştırması demokrasinin taçlandırdığı en büyük olaydır. Araplar kadın haklarını tanımazlar. Kadınları asla varlık olarak görmezler. Kadın onlar için bir insan değil... Onlar için “Tanrının erkeklere sunduğu üreyici varlıklar” olarak görünmektedir. Oysa kadınlar olmasa ne biz olabiliriz, ne de kendileri... Ama onlara sorarsanız sanki bu kadar nesli erkekler üretmiş gibi tavır takınmaktalar. Ayrıca Arapların kadın düşmanlığı öylesine korkunç hale gelmiş ki, bir kadın hakkını arasa sanki koltukları elden gidecekmiş gibi korkuyorlar. Ve ülkeyi kana boğuyorlar... İşte Atatürk’ün büyüklüğü... Kadın Hakları Kanunu’nu kabul ederek ülkeye Cumhuriyet yasalarını kabul ettirişi... Hele ki o zamanki Meclis’te bulunan adam gibi adamların kabul ettiği kanunların bir tanesi bugün uygulanabiliyor mu?.. Hayır. Uygulanmıyor... Bütçe görüşmelerinde ne Türk kadınının adı geçiyor... Ne de onu bu hale getiren yoksulluğun bitirilmesi için yapılan çalışmaların bütçe görüşmelerine eklenmesi görülüyor... Adeta kadınlar düşmanmış gibi tavır takınarak İstanbul Sözleşmesi’ni dahi imzalamıyorlar. Ama yeri gelince, “Kadın Hakları AKP döneminde gerçekleşmiştir” diyerek utanmadan ve sıkılmadan konuşulabiliyor. Ama düne kadar televizyonlarda “Atatürk medeni kanunu getirirken Avrupa’da daha bu kanun yoktu. Kadın hakları hiç yoktu” diyerek milletten oy alabilmek için yalandan Atatürk milliyetçiliğine soyunabiliyorlar...

TÜRK MİLLETİ SANKİ MEDENİ DEĞİLMİŞ GİBİ “BUZDOLABINI BİZ GETİRDİK” DİYEREK HALKLA ADETA DALGA GEÇİLİYOR... BAZI DA VAR Kİ, “BİZDEN ÖNCE TUVALET YOKTU. BİZ GELDİK TUVALETİ TANIDILAR” DİYECEK KADAR DA GÜLÜNÇ DURUMDALAR... SANKİ MİLLET YOLLARA EDİYORMUŞ GİBİ... Hele ki “Buzdolabı yoktu” diyenler, bu işi daha da ilerleterek “Bizden önce tuvalet bile yoktu” diyebilecek kadar da milletle dalgasını geçen bile oldu... Hani neredeyse diyecekler ki, “Sizler evlerde değil, çadırlarda oturuyordunuz. Biz geldik TOKİ’yi kurduk ve sizler evde oturma medeniyetine kavuştunuz” diyecekler... İnsanın gözünün içine baka baka böyle yalan söyleyerek yandaşların ve kandaşların sessizliğine Atatürkçü Türk milletini boğmaları insanı çileden çıkartıyordu. Zaten bir ara, “Öyle Türk’üm diyerek meydanlarda dolaşamaycaksınız” diyenler, bu AKP’liler değil mi?.. Onun için, bütçe görüşmeleri AKP’nin yanlışlarını devam ettirme adına devam ediyor... Ama hiçbir maddesi düzeltilmeden, sadece “Meclis’te nasıl olsa çoğunluğumuz var. Yanlış bir şey olursa yine konuyu Meclis’e getirir, oy çokluğuyla düzeltiriz” kafasına giderek muhalefeti hep alt etme hevesleri var... Ama bu hevesleri Türkiye’ye öyle zarar veriyor ki, doların yükselişini dahi umursamadan yaşıyorlar. Ama bu millet oy sandığına bunları gömecek ve bir daha canlanmamak üzere, tıpkı ANAP gibi tarihe gömülecekler. Ama zarar verenlerin hepsi tarih önünde, Türk milleti önünde hesap verecekler. Doğru olan da bu zaten.