CHP yeni bir liderle yoluna devam etmeli

CHP yeni bir liderle yoluna devam etmeli

Ökkeş Ağaoğlu

 

ÇOK kritik ve çok rizikolu bir seçimi geride bıraktık. Bıraktık bırakmasına da, o bizi hala bırakmıyor... Bundan sonra da bırakmayacak gibi... Çünkü kaybettikçe umutlanan bir sistemsizlik içinde bocalanıp durulmakta...

 

Her seçim sonrası hüsrana uğrayan sol cenah ve onu destekleyen kitleler, umutlarını bir sonraki seçimde mutlaka kazanacağız diyerekten büyük bir sabırla yılları geride bırakmaya devam edip durduk. Ve bu bekleyiş tam 21 sene sürdü. Ne AKP’nin ilk seçimden sonraki ilk seçim yarışında bir şeyler öğrenebildik... Ne de öğrendiğimizi sandığımız siyasete politik amaçlı zemin hazırlayabildik. Sürekli mazlumları oynayarak... Televizyonların ve yazılı basının sol cenaha yer vermemesinden şikâyet edip durduk. Hatta seçilememenin tek suçlusunun yazılı ve görsel basın olduğunu da sürekli vurguladık durduk. Ama ne yaparsınız ki hiç birinde başarı grafiği çizilemedi. Neden?.. İşte onun orasını CHP merkezinin içinde dönen siyaset akımı daha iyi bilir diye düşünüyoruz. Çünkü Tuncay Özkan’dan tutun, teknolojik manada seçim hazırlığını sürdüren CHP Bilgi İletişim Teknolojilerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Onursal Adıgüzel’e kadar bir dizi görevden almaların ve yanlışların günahını kim çekti?.. Tabii ki sosyal demokrata gönülden bağlılar çekti. Sonuç mu? Koca bir hüsran ve yok oluş... Ve koca bir 21 senenin üzerine bir 5 yıl daha eklendi... Artık yeter...

SANDIĞA GİTMEYEN ORAN HER NE KADAR DÜŞÜK OLSA DA, BUNU YANSIMALARI AKP’DE DEĞİL DE NEDEN CHP’DE HİSSEDİLİYOR?.. CHP’Lİ KURMAYLAR İLK ÖNCE OTURUP BUNU KONUŞSUNLAR... Televizyonlarda takip edilen seçim anlarında, kimilerinin şunu paylaştıkları gözle görülüyordu: “Türkiye’de yaşanan seçim aritmetiği sadece bu ülke sınırları içinde olanları ilgilendirir... Yurt dışından gelen oylar, daha doğrusu yurdumuza hiç gelmemiş ve hatta gelse de 2 haftalık tatilini yapıp tekrar yurt dışına gidenler (Türk olsun olmasın) hiç kimse bu seçimde oy kullanamaz. Kullanmamalı.” Evet, bu bir yerde doğru... Sonuna kadar haklılık payı var... Ama niye yurt dışından gelenlerin sadece AKP yanlılığı ağır basıyor?.. Bunu hiç düşünen oldu mu?.. Anladık, her seferinde devletin olanaklarını, televizyonları ve yazılı basını arkasına alan... Hatta devletin hazinesini gözünü kırpmadan kuruşuna kadar harcayan bir ikitdarın olanakları sizde yok... Olmayabilir. Peki ama bugünkü politikanız... Bugünkü başa baş giden seçim sonuçları neden bundan önceki yıllarda yaşanmadı?.. Hiç bunu düşünen oldu mu?.. Olmadı tabii ki... Burada sadece devletin bütün olanaklarını kullanıyor sözü biraz hafif kalmıyor mu?.. Elbette kalıyor... Çünkü iktidarın ayar çektiği her seçim aritmetiğine karşı CHP’nin ve ittifakının da ayar çekmesi mümkün olmalıdır. Öyle ki bunu terör olaylarından tutun... Taaa Atatürk ilke ve inkılaplarına varana dek, zehir gibi ekibinizin olması gerekir. Ama ne yazık ki bu seçimde tüm yük Ekrem İmamoğlu’nun sırtına yüklendi. O da vizyonu gereği epey kalabalık kitlelere hitap etti ve başarılı oldu. Ama ne yaparsınız ki başarısızlığın nereden geldiği bir türlü merak edilmedi.

BAŞARISIZLIĞIN EN BÜYÜK NEDENİ, ALİ BABACAN VE AHMET DAVUTOĞLU’NU MEYDANLARA ÇIKARMAK OLDU. MİTİNG ALANLARINA BU İKİLİYİ ÇIKARMAYACAKTINIZ... CHP’li seçmen miting alanlarında Kemal Kılıçdaroğlu’nu beklerken elbette Meral Akşener, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş yerlerini alacaklar. Buna kimse bir şey diyemez. Ancak AKP’den kopmuş gelmiş... Ama bir zamanlar AKP bayrağı altında zeytin ağaçlarının kesilmesinin normal olduğunu iddia etmiş eski bir başbakanı... Onun yanında yine olumsuz türlü işlerin altında imzası bulunan Ali Babacan’ı ittifaka almak elbette olabilir... Ama onları, daha doğrusu AKP’deki görevleri sırasında bulundukları olumsuzlukları nedeniyle miting alanlarına çıkarıp konuşturmak çok büyük bir yanlıştı. Ama CHP bu yanlışı başardı. Ve alanlarda olan CHP’lilerin “Şimdi bunlar neden çıkıyor?” dediklerini bile duymuşken... Ama bu duyumları hiçe sayarak CHP’li seçmene adeta zorla kabul ettirmek için dikine dikine gidip miting alanlarına çıkarmak hatanın katmerli büyüğü olmuştur. Aksine CHP’li kurmaylar, şunu kendi kendilerine sormaları gerekirdi: “Yahu biz ne yapıyoruz?.. Bir zamanlar biz bu ikiliye karşı amansız mücadele veriyorduk... Bu iki kişi ittifakta elbette olabilir... Bu gayet de normal.. Ama miting alanlarına çıkarmamız gerçekten yanlış anlaşılır” demeleri gerekirdi (Ki öyle de oldu.) Onun içindir ki Millet İttifakı’nın içinde bazı istenmeyen gelişmeler oldu...

MERAL AKŞENER’İN MASADAN KALKIŞI YANLIŞ GİBİ GÖRÜLEBİLİR... EVET, BİZ DE DEDİK Kİ, YANLIŞTIR, KALKMAMALIYDI. EVET AMA GERÇEKLERİ YAZMIŞ OLSAK İTTİFAKA ZARAR VERECEKTİK. NE YAPTIK?.. SUSTUK... Şöyle bir atasözü vardır: “Susma, sustukça sıra sana da gelecek...” Evet, bu atasözünün aynısı oldu ve ittifak içinde bu misliyle yaşandı... Örneğin susmayan Meral Akşener, 6’lı Masa’da bazı gerekçeleri kullanarak itirazda bulundu ve masadan kalktı. Tabii millet bunu önce “İhanet” olarak vurguladı. Ve “6’lı Masa’yı dağıtan kadın” suçlamasıyla karşı karşıya kalacağını düşünürek tekrar gerisin geriye döndü (Ki, seçim sonrası bütün suçu ve kabahati sırtına yüklemesinler) diye... Sonuçta da öyle oldu döndü ve ortalık sulh oldu. Ama ne yaparsınız ki Meral Akşener’in masadan kalkışındaki nedeni açıklamasını duyup da “Akşener’i suçlamak ne kadar da hataymış” diyeniniz oldu mu?.. Elbette olmadı. Çünkü o gün ve o zaman, seçim kazanma hayalinin peşinde koşulan zamandı. Hiçbir zaman, hiç kimse aklından yenilgiyi dahi geçirmiyordu. Ve geçirmedi de. Ama ne yaparsınız ki, seçim günü geldi, çattı; yine büyük bir hezimetle seçim kaybedildi. Bugün “Ezilmedik, başabaş giden bir seçim oldu” dese de, sonuçta 5 yıl daha göreve gelen Erdoğan, partisiyle birlikte kaldığı yerden devam edecek. Ve Millet İttifakı öncülüğünü yapan Kılıçdaroğlu ve ekibi, yine muhalefet sıralarında “eski vekil sayısından da az olarak” Meclis’te bulunacak. Yani, kimse kendini, “Kaybetmedik. Devlet imkanlarıyla seçime giren Erdoğan’ı elbette yenemezdik” demesin. Eğer bu, bugün söyleniyorsa, o zaman daha seçim başlamadan önce bu savunma yapılan açıklama düşünülmeli ve ittifak olarak gardı alınmalıydı. Bu yapıldı mı?.. Hayır asla yapılmadı. Yapılması da düşünülmedi. Ama Akşener düşündü ve Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı adayı olmasını istemedi. Bunu yanlış yorumlayanlar oldu... Biz bile dedik ki, “Tam da seçim zamanı bu çıkış doğru değil” diye tepki gösterdik. Neden? Parti, hatta ittifak zarar görmesin diye. Oysa balık baştan kokar misali olayı en başından ele almalı ve masaya yatırılmalı diye her zaman da yazdık ve çizdik. Peki bir işe yaradı mı?.. Hayır. Sonuç olarak yine 5 yıllık muhalefet koltuklarında yerimizi almış olduk.

ARTIK YENİ BİR LİDERE, YENİ BİR VİZYONA VE YENİ BİR TAZE KANA İHTİYAÇ VAR. HEM DE ACİL OLARAK... BURADA KILIÇDAROĞLU’NUN AÇIKLAMA YAPARAK GERİ ÇEKİLMESİ, YENİ LİDERE KOLTUĞU TERK ETMESİ GEREKİYOR... Artık ağlamanın bir faydası yoktur. Yeni lidere, yeni vizyona, yeni taze kana ihtiyaç vardır. Ve hiç zamanı bahane etmeden Kılıçdaroğlu istifasını verip geri çekilmesi gerekiyor. Yerine gelecek kişinin tam Atatürkçü, tam milliyetçi ve Erdoğan ile baş edebilecek söylemlerle kulaklara imza atacak bir lider gerekiyor. Öyle ki o gelecek veya gelmesi gereken liderin muazzam atik... Genç... İktidarın bütün hatalarını halka çok iyi anlatabilen... Sokağa indiğinde onu görmek için çırpınan halka heyecan yaratacak bir lider gerekiyor. Öyle ki halâ bir konuşmasında Ekmelettin’e yer veren... O kişinin iyi bir kişi olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu’nun, bugün Ekmeleddin’in CHP’den olmadığını... MHP’den aday olduğu için onu desteklediğini... Sırf bu yüzden Emine Ülker Tarhan’ın nasıl harandığını hiç düşünen oldu mu?.. Burada eskileri masaya yatıracaksın ki, bugünün hataları tek tek ortaya çıksın. Yani CHP içinde kopukluk Ekmeleddin dönemine rastlar. Nasıl ki CHP’li Süheyl Batum’un “Benim cumhurbaşkanı adayım Emine Ülker Tarhan” dediyse, aynı çıkışa bir ara onay veren Kılıçdaroğlu da “Adayımız bir bayan da olabilir” ifadesini kullanmıştı. Sonraki gelişmeler CHP’li vekil Birgül Ayman Güler de “Emine Ülker Tarhan’ın adaylığının altına imzası atıyorum” dedi ve Tarhan bir anda flaş isim olarak ortaya çıkıverdi. Bu görüş CHP içinde çok olumlu karşılandı. Ama gelin görün ki Kılıçdaroğlu, MHP ağırlıklı Ekmeleddin İhsanoğlu’nu aday gösterdi ve “Herkes tıpış tıpış oy verecek” diyerek büyük bir hayal kırıklığına imzasını atmış oldu. Bunlar çok geçmişte kalanlar ama düşünülmesi ve hatırlanması gereken gelişmeler. Şu anda ise kimseyi suçlamıyor, sadece CHP’de siyaseten de olsa milletin bir yeni kan'a, yeni bir lidere ihtiyaç duyduğunu... Bu beklentenin bir an önce gerçekleşip yeni yüzün halka bütünleşmesinde muazzam bir heyecan yaratmasını bekliyoruz. Bu şart artık.