Ökkeş Ağaoğlu
HER YIL büyük coşkuyla kutlamamız gereken Cumhuriyetimizin Bayramını engellemek isteyen bir zihniyet var. O zihniyetin adı AKP... Neden engellemek istiyor biliyor musunuz?..
İlk başta Türk düşmanlığının öncülüğünü yapmaktalar. Hele ki bundan yıllar önce AKP'nin grup toplantısında liderleri, "Öyle her yerde ben Türk'üm diyemeyeceksin" dediğini daha dün gibi hatırlarım... Bu da Cumhuriyetimizi baltalamak isteyen bir partinin Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde ve iktidarda oluşunu... Ve bu acıyı yıllarca çekmemizdir. Ama ne yaparsınız ki ülkemizde demokrasi olduğu için onun nimetlerinden yararlandılar ve iktidara geldiler.. Eğer o hiç hazmedemedikleri Cumhuriyet olmasaydı ne bugüne kadar iktidarda kalabilirlerdi... Ne de özgürce düşüncelerini söyleyebilirlerdi. Tıpkı bunun aksine, kendilerinin bize söylenmemesi gereken şeyleri söylemeleri gibi...
CUMHURİYET'TEN HAZ ETMEYENLER, BAYRAMI İPTAL ETMEK İÇİN KOLLARI SIVADILAR... AL SANA TOKAT BELEDİYESİ'Nİ. BAHANE HAZIR.. TUSAŞ SALDIRISI NEDENİYLE CUMHURİYET BAYRAMI KUTLAMALARINI İPTAL ETTİ. O ZAMAN O BELEDİYEYE ŞU SORUYU SORMAK İSTERİZ: MADEM İPTAL EDİYORSUNUZ, O HALDE KENDİ İLİNİZDE NEDEN 1 GÜNLÜK YAS İLAN ETMEDİNİZ?.. Tokat Belediyesi TUSAŞ'taki terör saldırısını bahane ederek Cumhuriyet Bayramı kutlamalarını iptal ediyor. Neden?.. Terör saldırısı... İyi güzel de her terör saldırısında ve her ölüm kalım olaylarında siz resmi günlerin kutlamalarını iptal mi edeceksiniz?.. Madem öyle neden Ankara bayrakları yarıya indirerek 1 günlük yas ilan etmiyor?.. Hamas'ın sakıncalı lideri İsrail tarafından öldürüldüğünde Türkiye'de yas ilan ettiniz. O halde TUSAŞ'taki Türk evlatlarının terör saldırısında ölmelerinden dolayı neden Tokat'ta 1 günlük yas ilan etmediniz?...Çünkü sizde Arap milliyetçiliği var ve Türk milletini hiç mi hiç sevmiyorsunuz. Ama Türk topraklarında ve adıyla anılan Türkiye'de rahatça yaşayıp hayatınızı garanti altına alabiliyorsunuz. Peki buna ne buyrulur?..
AKP'NİN ELİNDE OLSA BÜTÜN RESMİ BAYRAMLARI KÖKTEN İPTAL EDECEKLER... AMA BUNU YAPMAYA ÇEKİNİYORLAR... ÇÜNKÜ HER ÇIKIŞIN BİR İNİŞİ VARDIR... VE HÜKÜMET ÖYLE Bİ GÜÇ ZEHİRLENMESİ YAŞIYOR Kİ, ADETA SARHOŞ OLDULAR... Cumhuriyet Bayramı'nı iptal etmek ne demek?.. Türkiye'nin bağımsızlığını ve üniter yapısını kabul etmemek demek... Bu kadar Araplaşmanın ne gereği var. Çıkın televizyonlara, aslanlar gibi konuşarak kükreyin. Ve aynen şunları söyleyin: "Biz Türklerden hoşlanmıyoruz... Biz Arap milliyetçiliğini seviyoruz... Türkleri hiçbir zaman sevmedik... Bizim liderimiz İstanbul'dan İngiliz zırhlısıyla kaçan Vahdettin'dir... ve Tıpkı Fesli Kadir'in dediği gibi (Keşke Yunan kazansaydı da hilafet yıkılmasaydı) sözünün arkasındayız. Cumhuriyet Bayramı bizim için bir işkencedir..." Hadi çıkın ortaya ve bunları söyleyin. Çünkü yaptığınız tüm olumsuzluklar bu kapıya çıkıyor. Aslında siz kaçak dövüşüyorsunuz. Ortaya çıkın ve "Bundan böyle Cumhuriyet Bayramı kutlamalarını iptal ettik. Daha doğrusu yasakladık" deyin olsun bitsin. Ama bunu diyemezsiniz. Çünkü bu yaptığınız söylem bir kıvılcımla ülkeye yayılmasına neden olursunuz. Korkunuz budur.
ATATÜRK CUMHURİYETİ KURMASAYDI AVRAT PAZARI OSMANLI İDARESİNDE YAYGIN HALE GELMEYE MAHKUM OLACAKTI... AYRICA ARŞİVLERİ BİR ZAHMET BİRAZ ARAŞTIRANLAR BU TÜR OLAYLARIN ONLARCASINI OKUMAYA ŞAHİT OLACAKLAR. KİMBİLİR BELKİ BİLİYORLARDIR DA İNANMAMAK İÇİN BİLGİLERDEN KAÇIYORLARDIR... Bu konuda bir arşiv bilgisi aynen şunları yazmaktadır: ((Osmanlı avrat pazarlarının en ünlüsü, Cerrahpaşa’daki Kocamustafapaşa caddesinin Yağhâne ile birleştiği yerde kurulan avrat pazarıdır. Kaynaklardan, bu pazarın ilk defa Kanûnî’nin zevcesi Haseki Hürrem Sultan’ın (ö. 1558) desteğiyle, kendisine ait olan Haseki Dârüşşifâ ve İmareti’nin yakınında, Roma devrine ait Arcadius sütununun önündeki Forum Arcadii’nin yerinde kurulduğu öğrenilmektedir. XIX. yüzyılın sonlarında Haseki Avratpazarı’nda, Şehzadebaşı’ndaki Direklerarası’ndan daha küçük bir direkli çarşının mevcut olduğu ve 1905 yılında direklerle çatının kaldırılarak dükkânların değişik bir şekle sokulduğu bilinmektedir.)) Bu kepaze günleri yaşayan ve yaşatan Osmanlı değil mi?.. Ayrıca kendi annesine, bacısına, karısına ve kızına saygısı olan bu tür bir şer anlayışı (avrat pazarını) destekler mi?.. Daha doğrusu Osmanlının işgal kuvvetlerine teslimiyetini kabul eder mi:..
ANADOLU'NUN VE İSTANBUL'UN İSTİLA YILLARINDA YUNANLILARI VE İNGİLİZ ASKERLERİNİ TÖRENLERLE KARŞILAYAN OSMANLI DEĞİL MİYDİ? AYRICA MONDOROS MÜTARAKESİ'NE İMZA ATAN OSMANLI VE ONU BUGÜNÜN ÇAĞDAŞ DÜNYASINDA DESTEKLEYEN KAFASI DEĞİŞİK İNSANLAR NASIL DESTEKLER?.. Atatürk, Milli Mücadele’nin son derece kritik zaman diliminde yaşarken, Havza’da bir talimat aldı. 8 Haziran 1919’da Harbiye Bakanlığı’ndan Mustafa Kemal’e gelen telgrafta, “Emrinizde bulunan istimbotlardan biriyle hemen İstanbul’a teşrif etmeniz gerekmektedir” deniliyordu.Yani İngilizlerin isteğiyle Mustafa Kemal, derhal İstanbul’a çağrılıyordu. Amaç belliydi. İngilizler Atatürk'ün Anadolu'da başarılı olmasını istemiyor... Hele ki bir Türk ordusunun kurulmasını kabullenemiyorlardı. İngilizler bu ileri görüşlülüğe sahipken ve Atatürk'ün düşüncelerini okumaya çalışırlarken, padişah sadece kıçının altından tahtının gitmemesini istiyordu. Onun ne Atatürk ve ne de Anadolu umurundaydı... O Mondoros Mütarekesi'ni onayladığı için saltanat hayatının küçük de olsa keyfini sürmek istiyordu. Zaten yıllar öncesinden İstanbul'un kuşatılması ve İngilizlerin, Fransızların ve Yunanlıların istilasına hiç seslenmemesi de bunun sebebi değil miydi?..
OSMANLININ ANLAŞMALARA İMZA ATMASIYLA BOĞAZLAR DÜŞMAN GEMİLERİYLE DOLUP TAŞMIŞTI. AMA HALK BUNDAN HABERSİZ YAŞAMLARINI ÇİLELİ HALDE SÜRDÜRMEYE ÇALIŞIYORLARDI. BUNLARA SEBEP OLAN VAHDETTİN HALÂ MONDOROS MÜTAREKESİ'YLE HAREKET EDEREK MANDA HÜKÜMET KURULMASINI ÖNERMİŞTİ... Bir gazetenin tarihe ışık tutan ve arşivlere örnek olan araştırmasını kimler okudu acaba?.. Hatta hangi AKP'li vatandaş okudu?.. Örneğin, Vahdettin'in, İngilizlere 30 Mart 1919’da bir manda yönetimi önerdiğini... Buna göre İngiliz hükümetinin her bakanlığa bir müsteşar, her valiye bir danışman atadığını... Doğu Anadolu’da bir Ermeni devleti kurulmasını da kabul ediyordu. Bu nedenle “Bu olmayacak şeyleri siyaseten kabul etmenin hangisi doğrudur?.. Hangisi kabul edilebilir?..” Alın size tarihi sorular... Hele ki İngilizlerin hakimiyeti ellerine geçirdikleri dönemde Yakup Şevki ve Ali İhsan Sabis paşalar, İngilizler tarafından tutuklanmışlardı. Mustafa Kemal, padişaha, “Onların düştüğü duruma düşmek istemem” demesinin neresi yanlıştır?..Hele ki imzalanan Mondoros Mütarekeresi'nin 4. ve 7. maddelerini bugün bile okumayan ve hilafet peşinde koşan cahiller, bugünkü Türkiye'nin ne zor şartlar altında kurulduğunu bilemezler elbette... Ama ATATÜRK'ün şu sözü herkesin beyinlerine kazınmalı: Dinciliğe boyun eğenler ve ileriyi düşünemeyen küçük beyinler şunu iyi bilsinler ki, ((Özellikle halifesiz ve padişahsız bir kurtuluşu kavramayamamaktadırlar.))
18 MART 1915'DE İNGİLİZ VE FRANSIZ SAVAŞ GEMİLERİ BATIRILMIŞTI... BU 18 MART DENİZ SAVAŞI OLARAK TARİHE GEÇMİŞTİ... VE BOĞAZLARIMIZDA BİRLEŞİK DÜŞMAN GEMİLERİ FİLOSU ADI ALTINDA 103 ADET SAVAŞ GEMİSİ DEMİRLEMİŞLERDİ. VE KRUVAZÖRLER DE BUNLARA EŞLİK EDİYORDU... Tarih, bu savaşı aynen şöyle tarif ediyor: ((19 Şubat’ta başlayan bombardımanlarda İtilaf Donanması’nın başında Amiral Carden bulunmaktaydı. Carden, yapılan bu bombardımanların Boğaz’daki tabyalara zarar vermediğini, boşuna cephanelik harcamakta öteye gitmediğini üst makamlara iletmiştir. Fakat üst makamları ikna edemeyen Carden geçirdiği bir sinir krizi sonucu görevden alınarak yerine Amiral de’Robeck Birleşik Filo Komutanlığı’na getirilmiştir. Amiral de’Robeck komutasındaki Birleşik Filo, destek ve lojistik gemileriyle birlikte toplam 103 parça gemiden oluşmaktaydı. Bu filonun amacı; Merkez tahkimatları ve seyyar bataryaları susturmak ve sonrasında mayın gemileri ile Boğaz’daki mayınları temizleyerek İstanbul yolunu açmaktır.)) Tüm bunları bildiği halde halâ Mondoros Mütarekesi'ne attığı imzanın arkasında duran padişah ne yazık ki siyaseten Türklüğü de kabul etmediği için, kendi yenilgisini kendi elleriyle hazırlamış ve sonuç olarak da İngiliz zırhlısıyla kaçmıştır. Kendi ülkesinin tarihi bilgisini bilmeyenler bugün ben milliyetçiyim, hatta "Ben Müslümanım" diyemez. Ve tarihini bilmeyenler esir olarak hayatlarına devam ederler...