Dindar görünümlü inançsızlar ülkeyi satmaktan hiç bıkmadı

Dindar görünümlü inançsızlar ülkeyi satmaktan hiç bıkmadı

Ökkeş Ağaoğlu ÜLKE resmen uçuruma yuvarlandı, bunda kimsenin haberi yok... Daha doğrusu AKP'ye oy verenlerin haberi yok... Zaten onlar gözleri kapalı AKP'li değiller... Onlar Erdoğan'ı parti olarak görmekteler... Onun içindir ki Erdoğan son anda bir konuşma yaparak, "Yasa gereği bir daha olamayacağını, onun için kendisinden sonra gelecek olan kişinin partiye sahip çıkması gerektiğini^ söyleyiverdi... Neden biliyor musunuz?.. "Artık beni nasıl destekliyorsanız, bunu kişisel olarak değil, partisel olarak AKP'yi destekleyin" imajını vermeye çalıştı. Peki bu ne kadar gerçekçi olacak?.. Bize sorarsanız hiçbir gerçek payı yok... Çünkü Erdoğan, kendisinden sonra gelecek olan kişilerin hiçbirini partide barındırmadı... Hemen hemen kurucu üyelerden tutun, partiyi dışarıdan destekleyenleri bile AKP içinde barındırmadı... Yani parti başkanlığı koltuğunu kimseye vermek istemedi... Ama yaş ve rahatsızlık ilerledikçe değil partiyi yönetmek... Yasaların yürürlüğe girerek adalet adına bekleyen bütün cezai müeyyide kararlarının mahkeme koridorlarında volta atacağını söylemek yerinde olur... Zaten bunu onlar da iyi biliyor... Onun içindir ki, ortağının sürekli adalet mekanizmasının ayağının topallamasını, hatta hukuk adına bir şeyin duyulmasını istemiyor.

DEVLET BAHÇELİ RESMEN HALKLA DALGA GEÇİYOR... ERDOĞAN'IN HER ŞEYİ DÜZELTECEK OLDUĞUNA İNANMASI O KADAR HAYALCİ BİR LAF Kİ, ASLINDA BUNA KENDİSİ DE İNANMAMAKTA... MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, MHP 14. Olağan Büyük Kurultayı'nda, 1295 delegenin tamamının oyunu alarak yeniden genel başkanlığa seçildi. Ankara Spor Salonu'nda yapılan kurultayda, partinin kayıtlı üst kurul delegeleri, kurulan 15 sandıkta genel başkanlık seçimi için oy kullandı. Partisi adına güçlü çıkan Devlet Bahçeli, ne yazık ki Cumhur İttifakı'nın gölgesinde güçlü görülmekte... O ittifaktan ayrılması halinde hem AKP'nin ve hem de MHP'nin oyları (tıpkı bugün eridiği gibi) bundan sonra da eriyip gidecek... Zaten şu anda ne AKP ve ne de MHP tek başlarına seçime girmekteler... Aksine ikili anlaşmalarla güç gösterisi yapmak istiyorlar... Bu gücü dün MHP sıralarından alan Bahçeli, olası yerel seçimde Ekrem İmamoğlu'nun kazanması halinde (Ki, kazanacağı garanti gözüyle bakılmakta) Cumhur İttifakı belediye parti meclisinde güçsüz hale de gelecekler... Bu neyi gösteriyor?.. Tabii ki İmamoğlu ve ekibinin İstanbul Belediyesi'ndeki gücünü gösteriyor. Neden güçlü derseniz eğer... Elbette ki İmamoğlu'ndan korkularından ne yapacağını bilemeyen AKP ve MHP ittifakı, Ankara'ya 12 tane milletvekili gönderme kararı aldılar... Üstelik bu da yetmedi, seçim çalışmalarında aday olan AKP'li Murat Kurum'un seçilmesi için onunla birlikte ülkenin valisi, vekilleri, emniyeti ve diğer kolluk güçleri hep beraber çalışmakta... Bunun ne kadar ayıp ve ne kadar yasa dışı hareket olduğunu söylemeden geçemeyeceğiz. Onun içindir ki Devlet Bahçeli ikide bir, "Ülkeyi Erdoğan'dan başkası düzeltemez" dedikçe dolara ve benzine süper zamlar geliyor... Daha bu da yetmiyormuş gibi ekonomiden sorumlu Mehmet Şimşek'in "Temmuz ayına kadar sıkı para politikası uygulayacağını" söyledi ve o tarihte enflasoynun tek haneye ineceğini söyledi. Fakat bunun olmayacağını kendisi de iyi bilmekte ve temmuz ayına kadar sıkı para politikası izlenirken, halkın cebinden giden ve piyasaya ekonomisinde doların hükümdarlığı daha da ezici olarak enflasyonu azıttırırken nasıl olacak da temmuz ayında enflasyon tek haneye düşecek? Günlerini gün etmek için yaptıkları sözlerin hepsi hayal olarak kalıyor... Hatta hayalden öteye de gidemiyor...

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ İMZALANMAYARAK KADINLARA GÜVENCE VEREMEYEN HÜKÜMET VE ONUN BASTONU, NE KADIN - ERKEK EŞİTLİĞİNİ DESTEKLİYORLAR... NE DE GENÇLİĞİ... ONLARIN TEK DERDİ İSTANBUL VE PARA PARA PARA... Düşünebiliyor musunuz?... Bir zamanlar siyaset sahnesinde bulunan ve başbakanlık yapmış zat-ı muhterem Tansu Çiller'in, bayan olduğu halde "Kadın haklarına" karşı gelen... "İstanbul Sözleşmesi"ne imzasını atmayan AKP'nin yanında yer alması, gerçekten de bir bayan olarak utanılacak bir durum. Ama bunu kendisine sorarsanız, bu sorunun geçersiz olduğunu belirten hareketlerde bulunacak ve hükümetin yurt dışı para trafiğini yönetmeye devam edecek (Ki, bu artık televizyonlarda ve gazetelerde tartışılmaya başlandı) bile...Neden tartışılmasın ki?.. Baksanıza Çiller, arazisinin imarını kurtarmak için Kurum'a destek veriyor ve dünkü politikasının tam tersini yaparak halkı ve hemcinslerini karşısına alabiliyor. Neden? Para para para... Bunun başka hiçbir izahı olamaz. Aslında başka bir izah daha ortaya atılmıştı ki, Çiller siyaset sahnesine atılmayacağı izlenimlerini yaratarak sadece arazisinin imara açılmasındaki imzayı atan AKP'li İstanbul adayı Kurum'u resmen desteklediğini göstermek için alana indi... Ve Kurum'un seçim faaliyetlerine destek veren katılımını gerçekleştirdi. Oysa bu hareketi ne ona yakışıyordu, ne de rahmetli Demirel'in siyasi yelpazedeki ideolojisine... Buna örnek olarak nasıl ki Bülent Ecevit ve partisi DSP Atatürkçü ve Cumhuriyetçi olduğu bilinirken... Şimdiki DSP'nin başındaki zatın AKP'yi desteklemesi gibi... Ne yaparsınız ki ülkemizde siyasetin hiçbir zaman A'sı yok... Üstelik "Dindar görünümlü inançsızlar ülkeyi satmaktan hiç bıkmadı" diyebiliriz...Ama bu seçim her şeyi ortaya koyacak... Ya uyanan bir milleti göreceğiz, ya da koyun sürüsü gibi kafayı kullanmayan bir toplumun beyinlerini iktidara nasıl teslim ettiklerini göreceğiz.