ECEVİT GİBİ TÜRBANLIYI MECLİS'TEN ÇIKARIN DA GÖREYİM SİZİ...

Submitted by FTG on Sun, 12/15/2024 - 09:37

Ökkeş Ağaoğlu

DAHA düne kadar "sosyalist enternasyonal" görüşler eşliğinde sosyal demoratlık zeminine oturtulmuştu... Gerçi sosyalleşmeyi bile bilmeyen geçmişteki Türk toplumunu sosyal hayatla barıştıran ve karşılaştıran Atatürk'ün siyasi duruşu aslında yarının Türkiye'sini kurtaran bulunmaz bir siyaset bilimiydi...

Ama ne yaparsınız ki bugün, bu nimetin ne kıymetini bilenler var... Ne de ne olduğunu... Çünkü gün geçmiyor ki bir sosyal idare zihniyeti muhafazakarlar tarafından küfür yemesin... Gün geçmiyor ki Atatürk ve laiklik kavramları dinsizlik üzerine oturtulmasın... Sürekli yanlış düşüncelerle yola çıkan ve Türkiye'nin yıkım projesini hazırlayanlar ne Türk insanına ve ne de bu güzelim vatana hizmet ediyorlar... Hatta ve hatta gazillerimize düşmanlık ediyorlar... Ama onlara sorarsanız, düşüncelerinin şunların üzerine kurulu olduğunu görürsünüz: 1) - Türkiye'yi kurtaran olmadı... 2) - Türk Ordusu'nu Atatürk yönetmedi... 3) - Türk askeri kendi çabalarıyla ülkeyi kurtardı. 4) - Ve Osmanlı İmparatorluğu'nu Atatürk yıktı... 5) - Ayrıca Atatürk Müslüman değil... Dinsizdir... 6) "Atatürk neden dinsiz?" sorusuna iki yanıt veriyorlara: a) - Atatürk laikliği (dinsizliği) getirdi... b) - Atatürk'ün bir camide bile namaz kılarken fotoğrafı yok... İşte bu kafalar bizi yönetiyor... Ve bu saçma sapan suçlamalarla Türk Ordusu'nu başsız... Atatürk'ü de dinsiz olarak ilan edip (ve de Kuran kitabını da ellerine alıp) sokaklara çıkıyorlar... Bizim zavallı ve (boş kafa) millet de bunların peşinden giderek her gün büyük zamları yiyor... Ve sonra da bugün "Ellerim kırılsaydı da AKP'ye oy vermeseydim" demeye başlıyorlar... Oysa onları oraya getiren sizlersiniz... Ve sizin yüzünüzden ve sizin (cahilliğinizin yüzünden) bu zamları ve hayat pahalılığını yaşıyoruz...

İKTİDARA OY VERENLERİ SUÇLAMADAN ONLARIN OYLARINI KAZANMAK İÇİN YOLA ÇIKAN CHP, ELLERİYLE ALTINDAN KAFESLER YAPIP BU MİLLETE DAĞITSA YİNE DE YARANAMAZ. ÇÜNKÜ KAFALAR DİNCİLİKLE UYUŞTURULMUŞ... Sosyal demokrat partimiz olan CHP, her zaman Atatürk'ün çizgisinden ayrılmamaya gayret göstermiştir... Ancak bazen de köşeyi döneyim derken arabayı yana yatırdığı... Bazen de yıktığını görebiliyoruz... Yani tam seçim anlarında o virajı alamayan CHP her zaman arabayı devirmeyi başarmıştı... Bugün ise Ekrem İmamoğlu'nun yaratıcı siyasi üslubuyla AKP'yi ve Erdoğan'ı köşeye sıkıştırmaya başlamıştır... Halâ da sıkıştırmaktadır... Öyle ki belediyelerin borçları yüzünden tahsilini "sallayın" tabiriyle hareket edenn Erdoğan'a karşı amansız bir politika izleyen CHP, bu seferki seçimde mutlaka 22 yıllık rövanşı almak zorundadır... (Ki, bir hükümetin bu kadar hatasından sonra daha ne kadar hata yapmalıdır ki CHP bu iktidarı deviremesin?) düşüncesi ağırlıklı olarak beyinlerimizde soru işareti şeklinde durmaktadır. Onun içindir ki Suriye politikasında köşeye sıkışan aslında Esad olmamıştır... Asıl köşeye sıkışan Türkiye ve Türk milleti olmuştur. Çünkü bugünkü Suriye politikası, Suriyelileri ülkeye doldurarak aşırı pahalılığı yaratan... Demografik yapıyı bozmak için elinden gelen herşeyi yapan.. Türk milletini aşırı vergilerle bunaltan... 5'li çeteyi icat ederek (beki de onlardan en büyük payı da alarak) ülkenin Hazinesini boşaltarak ülkeyi uçuruma sürüklediğinin resmidir... Öylesi bugün bile halâ paralanmış köşelerin kalemleri inatla vatana ihanet etme çabasındayken oluşturulan Atatürkçülük ve eylemler yine de canlı olarak sokaklarda ve caddelerde gezmektedir... İşte asıl korkuları budur...

ESAS SOSYAL DEMOKRAT LİDER OLAN ECEVİT, NE TÜRBAN YASASINI BAŞÖRTÜYLE SÜSLEYEREK MECLİS'E GETİRENLERE KANARAK YUMUŞAMIŞTIR... NE DE DİNSEL TEORİSYENLERİN TUZAĞINA DÜŞEREK DURUŞUNU DEĞİŞTİRMİŞTİR... Rahmetli Bülent Ecevit, Atatürk devrine en yakın olan liderdir (Ki, İnönü'ye karşı liderliği elde edip CHP başkanlığına geçmiştir)... Bu güzel politikanın eseri olarak da İnönü "Ben kaybettim ama demokrasi kazandı" diyerek ülkenin laik duruşunu taçlandırmış ve siyasal gelişmelere çok seviyeli ve düzgün bir politik anlayış sergilemiştir. İşte o zamanki kişilerin (yani ADAM gibi ADAM olanların siyasetlerinde) Meclis'e her giren politikacı düzgün siyaseti tam kelimesiyle öğrenmiş ve uygulamıştır... Ama ne zaman ki Ecevit rahmetli olmuştur... İşte o andan itibaren gereksiz siyaset anlayışları Türkiye'nin temelini sarsmıştır... Ama Ecevit, her zaman sosya demokrat duruşundan hiçbir zaman ödün dahi vermemiştir... Öyle ki CHP'den ayrılış nedeni üzerinden epey kalemşörlük yapanlar, bugünkü alternatifsiz Türkiye'nin siyasi duruşunun nerelere getirdiğini ve nerelere götürdüğünü görerek Ecevit'e hak vereceklerini umarım. Hele ki Merve Kavakçı olayını hatırlamak istemeyenlere şu soruyu sormamız gerekmez mi?.. "Türban olayını neden Meclis'e sokak istediler?.."... Ve "Neden inkılapları boşa çıkarmak için sosyal demokrat lideri yumuşatmaya çalıştılar?.." İşte bu soruların cevabını çok iyi bilen ve bugünlere gelineceğini çok iyi tahmin eden Ecevit, o zamanki 2 Mayıs 1999'da TBMM'de and içme törenine başörtülü gelince Meclis'ten çıkarılmasında önemli bir milliyetçi rol üstlenmiştir... TBMM'deki oturuma yine o dönemin Başbakanı Bülent Ecevit'in kürsüden "Lütfen bu hanıma haddini bildiriniz" sözleri damga vurdu. Bakanlar Kurulu kararıyla ABD vatandaşı olduğunu bildirmediği için 13 Mayıs 1999'da vatandaşlıktan çıkarılmıştı. Bunun üzerine Merve Kavakçı Amerika'ya yerleşti. O dönemin hükümeti olan DSP - MHP - ANAP koalisyonu da zeminden sarsılmaya başlamıştı... Hatta muhalefetin, koalisyon hükümetinin başarısız olması için bütün yanlışları Cumhuriyete ve Cumhuriyetçilere mal ederek hükümetin istifasını zorlamıştır. Bazı siyasi yorumcular da bu koalisyonu hükümetini ANASOL-M olarak adlandırmışlardır. Ve bugün de yaptığı aksi çıkışlarıyla o gün de sahneye çıkan ve başbakan yardımcılığı yapan Devlet Bahçeli, 7 Temmuz 2002'de aldığı kararla 3 Kasım 2002'de seçim yapılmasını istemişti. Bunun üzerine hükümet istifa edip seçime gidildi... Sonuç mu: AKP iktidara geldi. Sizce bu MHP'nin AKP ile danışıklı döğüşü değil midir?.. Hayır diyenin alnını karışlarım. Neden mi bunu söylüyoruz? Şunun için söylüyoruz: Merve Kavakçı türban olayı meselesine karşı MHP'nin yumuşak mesajlar veriyordu... Aynı şekilde DYP de Kavakçı olayına resmen karşı çıkmıyordu... Ama ANAVATAN'ın çekimserliği de Ecevit'i laik rejimi destekleme konusunda yalnızlaştırmaya başlamıştı. Ve sonuç olarak DSP Kavakçı meselesinde galip gelmişti ama Meclis aritmetiğinde vekil sayısı olarak yenik duruma düşmüştü. Ama kim ne derse desin Ecevit'in yaptığı o Cumhuriyet ve laik eylemi bugün kim yapabilir?.. "Ben yaparım" diyebilen bir babayiğit göremiyorum.... Yapsalar da, zaten bundan sonra kimse ona inanmaz da... Çünkü köprünün altından çok uzun seneler geçti... "O zamandan bu zamana kadar neredeydin?" demezler mi adama?..