Ökkeş Ağaoğlu
SARAY’ın sorumlusu Erdoğan çıktı ne dedi: “Emekliye ve Asgari Ücetli'ye zam yapmamızın imkanı yok...” “Peki neden?” sormadan o karşılığını veriyor zaten: “Bütçe buna imkan vermiyor”muş’muş... Yani diyor ki, “Ey millet, ey emekli ve ey Asgari Ücretli, benden zam isteyemezsiniz. Çünkü benim şahsi ekonomi kararlarım var... O kararlar yanlış da olsa (Ki tepeden tırnağa yanlış) o kararlardan geri dönemem... Ve o söz verdiğim ekonomiye bütçeden parayı aktarırım...”
Saray’ın sorumlusu aynen bunu söylüyor... Peki söylüyor söylemesine de, bu sözler karın doyuruyor mu?.. Tabii ki hayır... Ama onlara sorarsanız, hem karınları doyuyor, hem de yandaşlarının karınlarını doyuruyor... Çünkü bunlara hesap soracak bir resmi kuruluş yok... Aslında var da yok... TÜİK desen komple AKP’ye hizmet eden kapı kulu olmuş... Adalet mekanizması desen, hiç adil olmayan işlere imzalarını atarak kendi kafalarına göre demokrasiyi belirliyorlar.. Ama iş dönüp dolaşıp halka gelince, adeta ceplerini dikiyorlar. Emekliye neden para vermiyorlar biliyor musunuz?.. Çünkü emekliyi sevmiyorlar... Daha doğrusu Türk milletini başında Türk kelimesi olduğu için sevmiyorlar... Ama lafa gelince ve seçimlere gelince Türk kelimesini ve hatta Türkiye Cumhuriyeti’ni dillerinden düşürmezler... İşte karşımızda fırıldak bir parti var... Ve o partinin vekilleri de fırıldağın fırıldağı olmuşlar... Halkın yüzüne utanmadan baka baka kendi maaşlarına 30 bin Türk Lirası zammı yaptılar... Ama lafa gelince “Bütçede para yok”... Öyle mi?.. Tuzlayayım da kokmayın... Böyle adalet mi olur?.. Düşünün, zammın yaklaştığı şu günlerde çarşı – pazar fiyatlarına zammı ertelediler... Yani bir cinlik peşindeler... O da nedir biliyor musunuz? Zam görüşmelerinin başlayacağı haftaya denk gelmesi yüzünden zamlar bir süreliğine erteleniyor... Çünkü yüzde 1 veya 2 puan aylık yüzdede oynamış olsa, bunu 36 milyon emeklide topladıkları için... 5 kuruşun bile emeklinin cebine girmemesi için ter döküyorlar... Mesela hükümet emekliye zam vermemek için neyi savunuyor? Şunu savunuyor: “Emekliye zam verebilmem için 1.4 trilyon paraya ihtiyaç var” diyor... Aslında yaptıkları hesap yanlış... Emeklinin maaşını 17 bin 2 TL yapmak için 1.4 trilyona değil, 700 milyara ihtiyaç olduğu ortaya çıkıyor... Bu yanlış hesaptan bile utanmayan hükümet, kendi yaptığı haksızlıkları ve yandaşlara açtığı kucağı hesaba katmıyor... Nasıl mı?.. Emekliye yapılması gereken 700 milyar zam tutarının karşılığı olarak AKP hükümeti olarak sadece vazgeçilen vergilerin toplamının (yani affettikleri vergilerin) toplamının 657 milyar lira vergi borçlarını sildiler. Peki hani emekliye para yoktu?.. Holdinglere, şirketlere ve gazete patronlarına ve de ihalelerine para var da, emekliye neden yok?.. Biz söyleyelim emekliyi SEV.Mİ.YOR.YAR... Emeklileri de yandaşları gibi sevmiş olsalardı çoktaaaaaaan onlara maaşları bugün açıklanmıştı bile...
SARAY İÇİN BİLE BURASI BENİM KİŞİSEL SARAYIM DİYEN ERDOĞAN, ODA SAYIMINDA DA HATA YAPTIKLARINI SÖYLEYEREK İTİBARDAN TASARRUF OLMADIĞINI AÇIKLAMAYA ÇALIŞIYOR... AKP’nin yaptığı bir toplantıda AKP’li Cimhurbaşkanı konuşmasında aynen şunları söylüyor: “Burası benim kişisel sarayım... Ve kalkıyor diyor, 1000 odalı diye bastırıyorlar... Yahu 1000 odalı değil, 1150 küsur odası var...” Erdoğan bunu söylediğinde onu alkışlayanlar itibar için mi, yoksa CHP başta olmak üzere muhalefete caka satmak için mi alkışlıyorlar?.. Orası belli değil... Ancak alkış ve haykırışlar sırf partilerinin zenginliğini göstermek için... Ama bir de şunu düşünemiyorlar... Hadi bakalım o saraya elinizi kolunuzu sallaya sallaya girebilecek misiniz?.. Tabii ki hayır... O halde cep boşken... Halkı fileleri ve market torbaları doldurulamamışken böylesi bir sarayın odasını övmek hangi akla ve hangi mantığa sığar?.. Ama onlara sorarsanız bal gibi sığdırıyorlar... Ve enflasyon ve ekonomiyle mücadeleyi değil, bilhassa CHP ile mücadeleyi ön plana alıyorlar... Oysa bunu ne mantık kabul eder, ne de Allah... Ama lafa gelince Allah din iman ile yola çıkılıyor. İmamlar 50 bin liraya yakın aylık alırlarken ve harcadıkları mesaileri de 5 saati aşmamışken... Emeklinin prim olarak ödediği yılları... Asgari Ücretlinin çalıştğı o acımasız saatleri göz ardı ediyorlar... Tüm bu gerçeklerin anında ne olursa olsun bu sistem fazla yaşamaz. Çünkü tıkanacağı son noktaya geldi...
PARA BASARAK HİÇBİR YERE VARAMAZSINIZ... AYRICA ESAD OLAYI DA MASAYA RUSYA TARAFINDAN YATIRILACAKKEN CUMHURİYETE KARŞI GELMENİN KİMSEYE FAYDASI YOKTUR... Daha düne kadar Katil Esed diyen hükümet ve onun sorumlusu, bugün Sayın Esad diyor... Neden diyor?.. Çünkü sistemleri çöktü... Ekonomiyi nasıl çökerttiyseler ve iflas ettirdiyseler de, aynısını Şam ile olan çatışmada da geri adım attılar... Çünkü Türk bayrağının yakılması... Türklere ait ticari TIR’ların yakılması olayı Türk ekonomisinin batışı gibi, Suriye politikasının da batışı anlamını taşımaktadır... Ve bu politikanın göçmenler politikasına uzanılan ekonomik politikaların da bitişini göstermektedir... Nasıl bitmesin ki?.. Baksanıza Türk halkı bayram ikramiyesi olarak 3.000 lira alırken, Suriyeliye 9.000 lira veriliyor... Ve bu rakam Suriyeliye verilirken Türk milletinden hiç utanılmıyor... Artık buna yeter diyen Türk halkı, hem ekonomide ve hem de sosyal adaletsizlikte ve de adalet kavramlarında sınıfta kalan AKP politikalarına DUR diyor... Ve bunu sandıkta çok fena şekilde hesap soracaklar... Bu hesap artık Bağdat’tan dönmeye başladı... AKP her ne kadar bu iflasların yaşanmasını halktan saklamaya çalışsa da, artık bundan geri dönüşün imkansız olduğunu çok iyi bilmektedir... Kısaca emekliye ve asgari ücretliye zamlar çok rahat şekilde ödenir... Çünkü Türkiye’de para var... Ama paralar yanlış adreslere aktarılmaktadır... İşte bütün mesele budur...