Ökkeş Ağaoğlu NE zaman ki emeklilik yasasını bir cinlik düşünerek değiştirdiler...Nasıl ki hayat pahalılığını taaaa o günlerden bugüne denk getirdiler.... Nasıl ki tüm ithalat rejimine insanları köle ettiler... Bugün tartışılan EMEKLİYE ZAM da aynı şekilde ve bilinçli şekilde devam ediyor... Nasıl mı?.. Emekliye zam vermemek gibi... Düşünün, bundan 24 yıl önce bir emekli tazminatıyla bir evi rahatlıkla alabiliyordu... Hem de peşin fiyatına... Taksit bile değil.. Ayrıca sıfır veya ikinci el bir arabayı da alarak borcunu ödeyebiliyordu... Bugün ise, değil emekli olup da ev ve araba almayı... Emeklinin emeklisi olarak iki işte çalıştığı halde evinin kirasını ödeyemiyor... Şimdi siz bu emekliye aylık 25 bin lira bile verseniz o kişiye bu para asla yetmez... Sosyal bir hayatın normale dönüşmesini bile sağlayamaz... Değil ki ev alacak.. Araba alacak... Hayalinde bile göremez... Şu saatten sonra emeklinin içler acısı durumunu sadece yurt içindeki dernekler, kuruluşlar, sendikalar ve sivil toplum örgütleri tartışmıyor... Bu tartışmaya yurt dışından da ortak olanlar var... Çünkü Türk ekonomisi iflasın eşiğinde olduğu için ister istemez yabancılar da paralarını bizden misliyle alabilmek için ekonomik yapımızı incelemeye başladılar bile... Yabancı gazetelerin karikatüristleri bile dümende oturan cumhurbaşkanının otobüsle virajı alamayarak uçurumdan nasıl da uçtuğunu çizdiler bile... Ama bizde bu olsa hemen soruşturma başlatılır. Neden?.. Çünkü başarısızlıklarını ortaya dökmeye çalışan gazetelerin okurları okumasınlar diye.. Sanki halk bu kadar aptal ve salak... Aksine halk çok uyanık ve bir o kadar da zeki... Çünkü herkes de biliyor ki hükümetin kök maaşa katmadığı ve iyileştirme yoluyla yaptığı seyyanen zam ücretini emeklilerin kök maaşlarına zam diye göstererek gerçek zammı vermeyecek... İşte hükümet böyle çalışıyor...
ZAM ÜSTÜNE ZAM İSTENİYOR... AMA HÜKÜMET NE BU ZAMMI VERMEKTEN YANA... NE DE ZAMLARIN EMEKLİNİN CEBİNE SAĞLAM GİRMESİNDEN ANA... AKP hükümeti Türkiye'yi uçurumun dibine getirdikten sonra oradan çıkmanın çaresini arayışa girişiyor ve hemen aklına aniden ne geliyor dersiniz?.. Tabi ki ZAM ZAM ZAM... Bu zamları hiç geciktirmeden yapıyorlar... Çünkü zamsız bir hayatı düşünemiyorlar... İnsanları bunaltıyorlar... Ve bunu bilinçli yapıyorlar... Yaparlarken de hiç utanmıyorlar... Neden utanmıyorlar biliyor musunuz?.. AKP'li vekillerin ve üst bürokratların hepsinin 4 bilemediniz 5 yerden maaşları var... Hükümet yetkilisine soruyorsunuz: "Bu yoklukta ve sefalette bu yetmiyormuş gibi bir de birkaç maaş alanların isimlerinin çıkması sizce doğru mu?"... Yetkili (yani Mehmet Şimşek) hemen size şu cevabı veriyor: "Eğer birkaç maaş alamazlarsa nasıl geçinecekler?.. Onlar bu maaşı alacaklar" diye cevap veriyor... Ya Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş'a ne demeli?.. O da vekillerin maaşlarına yönelik "Geçinemiyorlar" diyerek resmen halkla dalgasını geçiyor... Yani anlayacağınız bu hükümet yağlı ve ballı yerlerde görev yapanların maaşlarını düzeltiyor... Hatta süper maaşa bağlıyor... Ama iş işçi ve emekliye gelince para vermemek için ceplerini adeta dikiyorlar... Oysa durum pek o kadar da parlak değildir... Ama ne yaparsınız ki hükümet ve onun yetkilisi ne sokaktaki duruma bakıyor... Ne pazardakine... Ve ne de gençliğe... Onların tek derdi "Hangi ürüne zam yaparsam enflasyonu durdururum?" oluyor... Halbuki halka giden her zam hükümete vergi olarak dönüyor ve devleti çürüterek ekonomiyi içinden çıkılmaz hale getiriyor. İşte zamların getirisi halkı yıkım projesi oluyor... Ve bunu da bilinçli olarak yapıyorlar.
EMEKLİYE MAAŞ VERİRKEN ELLERİ TİTREYEN HÜKÜMET, ZAMMI EN AZA İNDİRMEK İÇİN ELİNDEN GELEN HER TÜRLÜ CİNLİĞİ YAPIYOR... AMA BU KEZ ONU PEK DE YAPAMACAKLAR. ÇÜNKÜ HALK UYANDI VE AKP'Lİ İDEOLOJİSTLER BİLE PARTİDEN YAVAŞ YAVAŞ UZAKLAŞMAYA BAŞLADI... Emekli bugün Kabine toplantısının sonucuna kilitlenmiş durumda... Çünkü artık zamların açıklanması gerektiğini düşünüyor... Ve bu düşünceye ulaşan AKP'liler de, "Haftaya toplanacak olan Kabine sonrası Cumhurbaşkanı zamları açıklayabilir" diyerek bütün yükü üzerlerinden atı veriyorlar. Ama yandaş basına bakarsanız, "Emekliye iki müjde..." derken buna "Emekliye hem ikramiye ve hem de maaş" açıklamayla bir başka yandaş katılıyor... Ama asıl konu olan zamların verilemeyişini cesaret edip de bir türlü manşetlerine taşıyamıyor... Neden biliyor musunuz?.. Hem Türk düşmanıdırlar, hem de hükümetten biraz bir şeyler koparayım havasındalar... Yani cinlik peşindeler... Oysa cumhurbaşkanının "Emekliye istenilen zammı yapamayız. Paramız yok" sözünü eleştiremiyorlar... İşte bu basın değil,, hiçbir ahlaka sığmayan bir kuruluşun kepaze durumunu gösteriyor... Öyle ki zamları bile verirken elleri titreyen hükümetin halka sunacağı hiçbir sürpriz kararı da yoktur... Zaten sürpriz olarak vereceği zam oranı 4 bin lirayı geçmez.. Ve o 4 bin lira kimseye yetmez... Bu da demek oluyor ki, normal zammın dışında kimseye iyileştirici bir zam verilmiyor. Çünkü vereceği zam bile insanların kirayı ödemesine yetmiyor... Yetmeyecek de..... İşte bu gerçek acı durum ekonomi olarak karşımızda dururken nasıl olur da emekliye müjdeli haber diye manşetler atılabilir? Oysa yandaşın düşünemediği şu gerçek de vardır ki, bugün iktidarın yanında ne kadar durursanız durun, en küçük bir açığınızda ve halkın yanında duruşunuzda hükümet anında sizi terk edecektir. Çünkü daha yolun başındayken bu kadar yağdanlık olup hükümete methiyeler düzenler, yarın acımasızca kapatılmasına da şahit olacaktır. Tıpkı Milliyet gazetesinin o yöne doğru gitmesi gibi... Bekleyip göreceğiz. "Neyi göreceğiz?" derseniz eğer... Tabii ki de iyileştirici zammın verilmediğini göreceğiz.