Erken seçim bir siyasi çöküşün sinyalini verir

Erken seçim bir siyasi çöküşün sinyalini verir

SİYASET dünyası her zaman (kimi kötü – kimi iyi) haberlerle gelişir... Sonra büyür büyür ve beraberinde sorunları da büyütür... Karşınıza çıkmaz bir sokağı çıkarır... Oradan nasıl çıkacağınızı bilemezsiniz... Ve muhalefetin sıkıştırmasıyla olası bir erken seçim mevzusu gündeme gelir.. Bu gündem bile oy potansiyelini kaybetmeye mahkûm olmuş iktidarın bazen kurtuluş umudu oluverir... Günleri, arkasından ayları peşinden koşturan erken seçim olasılığı, gittikçe ciddiyetini korur... Ve iktidarın ERKEN SEÇİM tarihi aniden ve birden bire açıklanıverir... Bunlara hangi başlıklar eklenir?.. Elbette ekonominin çöktüğünü... Siyasi iradenin zayıflığını... Kamu sektörünün durağanlığını... Özel sektörün ihale çılgınlığını gözler önüne seren muhalefetin başarısı eklenir... Bunu hazmedemeyen iktidar ise, durağanlığın siyasi amaçlı olmadığını... Güncel pandeminin neden olduğunu... Dış güçlerin ülkemizle uğraştığını açıklamaya çalışır... Ama başarısız olduklarını... Ekonomide ideolojik davranışlar sergilediklerini bir türlü kabul etmezler... İşte burada büyük bir düşünce ve fikir kaosuna neden olan iktidar, çöküşün ayak izlerini hızlı da olmasa, yavaş yavaş görmeye başlar... Sonuç mu? Siyasi iflası kabul etmek ve erken seçime gitmek...

HEM DIŞ ÜLKELERE FIRÇA ÇEKİP, HEM BÜYÜK ZİRVE TOPLANTILARINDA ONLARLA GÖRÜŞMEK İÇİN HEYECANLA BEKLEMEK VE DURUMU KURTARMAK SİYASET OLAMAZ... OLSA OLSA KOLTUĞU KURTARMA OLUR... İktidar, her olası bir açıklamada dış ülkelere olağanüstü fırçalar çekerek gündemi ve siyaseti kurtarmaya çalışmakta.. Ama kurtarayım derken bir o kadar hata yapmaktan da geri kalmamakta... Neden mi?.. İlk başta Avrupa Birliği’ne üye olabilmek için imzalar atıldıktan sonra, “Ben o imzaları tanımıyorum” çıkışıyla halkınıza “Bakın Avrupa’ya nasıl da fırça çekiyorum. Onlar benim içişlerime karışamaz” diyerek seçmenlerinin sayısını artırmaya çalışan iktidar, bu kez halkını kandıramamakta... Nasıl mı?.. Dünya ülkelerinin bir araya geldiği zirvelerde hatırı sayılır görüşmelere dahil olabilmek için yandaş medyanın yalanlarına sarılan iktidar, bu kez kimseyi kandıramamakta... Ekonominin dış dünyayla değil, iktidarın yanlış ekonomi anlayışıyla ilintili olduğunu... Artık bu işin böyle gitmeyeceğini çok iyi bildiklerini bilen bir iktidarla başbaşa kaldık... Ama ne yazık ki ne yandaşların... Ne yazık ki ne yandaşların... Ne sırdaşların... Ve ne de yalakaların süper hızla yollarına devam ettiklerine halâ şahit olmaktayız... Neden?.. Çünkü vur patlasın – çal oynasın zihniyetiyle mutlu bir azınlık oluşturulmuş ve bu azınlık koca ülkenin insanlarının ekonomisini emiyor... Ama bir türlü doymak da bilmiyor... Sonuç mu? Siyaseten iflas... Koltuktan ani bir düşüş...

ERKEN SEÇİM OLASILIĞI ARTIK NET BİR ŞEKİLDE SIRITMAKTA... 2023 İNADIYLA YOLAN ÇIKAN İKTİDAR BU İŞİ NASIL GÖTÜRECEĞİNİ BİLEMEMEKTE... ÇÜNKÜ HER GÜN FATURALARA YANSIYAN ZAMLAR MİLLETİ CANINDAN BEZDİRDİ... Pişkinliğin bu kadarı olmaz... Düşünün halkınız sıfır çekiyor... Her gün işsizlik olağanüstü artış gösteriyor... Ama iktidara yakınlığıyla tanınan bürokratlar... Memurlar... Genel müdürler ve bakanlık düzeyindeki hatırı sayılırlar maaş üstüne maaş alıyor... Siz 3 deyin, ben 5 maaş... Yetmedi 7 ve 8’e kadar çıkıyor bu rakam... Sözüm ona huzur hakkı da cabası... Peki milletin huzuru bozulmuyor mu?.. Elbette bozuluyor... Ama milleti umursayan kim?.. Hemen hemen ülkenin bütün olanaklarından yararlanmak için ellerinden gelen her şeyi ve her türlü imkanı kullanan iktidarın bürokratları, her nedense milletine karşı hiçbir zaman pişmanlık duymuyor. Hatta işsizliğin bile olmadığını... Ekonominin çok iyi olduğunu söyleyecek kadar da yalana sarılıyor... Hem de görsel ve yazılı basının çelimsiz kalemşörlerinin yardımıyla... Peki bu kalemşörler ne yapar?.. Onurlarını ve mesleklerini satan kişiliksizlerin toplandığı bazı gazete ve televizyonların halka karşı her türlü yalana sarılan... Atatürk’e hakaret edenlere adeta kucak açan bir yapıyı oluşturdular.

HİÇBİR MİLLİ BAYRAMA KATILMAYAN... SADECE CEP TELEFONLARINA KURU KURU MESAJLAR ATARAK YİNE HALKIN PARASINI TELEFON ŞİRKETLERİNE YATIRAN... HALKIN MİLLİ DUYGULARINA HİÇ DEĞER VERMEYEN BİR YAPI HER AN ÇÖKER... Daha şu son 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda davranışlarını hiç görmediniz mi?.. Hatta iktidarın vekillerinin ve hatırı sayılır kişilerin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında halkla bir araya geldiklerini siz hiç gördünüz mü?.. Göremezsiniz... Baştan aşağı Atatürk’e karşılar... Atatürk’ün milli fabrikalarını satarken “Siz hiç Cumhuriyetçilerin dikili bir ağacını gördünüz mü?..” sorusunu da sözlerine yapıştırırlar. Oysa Cumhuiryetçilerin fabrikalarını sorusunu da sözlerine yapıştırırlar. Oysa Cumhuiryetçilerin fabrikalarını ve milli kamu mallarını sata sata kökünü kazıdıklarını bal gibi de biliyorlar... Bunu halka anlatamayan muhalefet bu kez anlatmaya başladı. Neden?.. Çünkü sokağa çıktı... Halkla buluştu... Hane hane, köy köy, mezra mezra, kasaba kasaba, ilçe ilçe, il il dolaşarak halkımızı uyarmaya başladı... İşte muhalefet bu atağıyla iktidarı tuş etti. Şimdi ne mi olacak?.. Olası bir erken seçim mutlaka olacak. Hatta olmalı... Yoksa bu millet, bu yoksullukla hayatta geçinemez... Çünkü bu hayat pahalılığını ancak ve ancak olası bir erken seçim durdurur... Erken seçim iktidarın çöküşü ve iflasıdır... Bu sinyali bugünlerde çok iyi algılayan iktidar, şimdi de günlerdir saydığı dış dünya ülkelerine giderek onları arkasına almak istiyor... Güçlenmek istiyor... Ne yaparsa yapsınlar bu halkın fakirliğini ne dış dünya engelleyebilir... Ne de süper güçler... Sadece Atatürk ilke ve inkılaplarına saygı duyarak... Cumhuriyete ve laik kavrama sahip çıkarak... Milli fabrikaları tekrar geri alarak ve köylüsüne sahip çıkarak ülkenin fakirliğini durdurabilirler... Ama şu gerçek ki bunu yapsalar da yapmasalar da siyasi çöküşü yaşayacaklar.