Eski CHPli Sevigen AKPden vekil olursa hiç şaşırmayın

Eski CHPli Sevigen AKPden vekil olursa hiç şaşırmayın

Ökkeş Ağaoğlu HANİ bir atasözü vardır ve öylesine doğruyu söylemiştir ki, bugünün gelişmelerine tam uymaktadır. Örneğin siyasi kanatta öylesi iki yüzlülükler oluyor ki, kendi kendinize “Düşman mı desem?.. Hain mi desem?.. İhanet ediyor mu desem?..” diyerek sürekli kendi kendinizi sorgular durursunuz. Çünkü son olarak siyasi kanatta öylesine bir değişim yaşandı ki, atasözünün adresi de yerini bulmuş oldu. Neydi o atasözü?.. Şuydu: “Evlat düşman içerdeyse kilit tutmaz...” Atalarımız ne kadar da doğruyu söylemiş... Bugün öyle düşmanlar görüyoruz ki siz bırakın kiliti... Evi soyup soğana çevirecek kadar hainler... Kimden mi bahsediyoruz?.. Tabii ki eski CHP’li Mehmet Sevigen’den...
 

HUKUKSUZLUĞUN DİZBOYU GEZİNDİĞİ MAHKEME SALONLARINDA BAĞIMSIZ BİR YARGININ GÖRÜLMEDİĞİNİ SAVUNAN CHP, HEM AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ’NİN VE HEM DE TÜRK HUKUKUNUN ÇİĞNENDİĞİNİ SAVUNUYORDU... Bilindiği üzere Kavala kararına sert tepki gösteren CHP ve diğer muhalefet partililer, demokrasinin ve hukukun yeşermediği ortamda hakimin aldığı kararın geçersiz olduğunu savunarak şikayetlerde bulunmuşlardı. Bu şikayetleri hep kulak arkası yapan hakim ve savcılar, normal eleştiri çerçevesi içinde aynı davadan iki kere beraat etmiş birinin müebbet hapis yatmasına olur gözüyle bakmışlardı. Ve ayrıca bundan da hiçbir rahatsızlık duymuyorlardı. İşte tam da burada bu davayı temelinden takip eden Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de (AİHM) beraat etmiş kişinin sırf hapisten çıkmaması adına başka suçlamalarla içeride tutulmasına sert tepki göstermişti. Ama ne yaparsınız ki hakim ve savcılar ne AİHM’nin ve Türk hukukunun doğrularını masaya yatırmış... Ne de alınan kararın hukuki yanının olmadığını ispat ettikleri halde ciddiye almışlardı... Bunun üzerine harekete geçen ana muhalefet partisi CHP, “Artık yeter” koduyla kararı eleştirmiş... Hukuksuzlukla savaşacaklarını ilan etmişlerdi.

ESKİ CHP’Lİ VE BAYKAL’IN ADAMI OLARAK BİLİNEN MEHMET SEVİGEN, DÜN AKP’YE EN YAKIN OLAN TV KANALINA ÇIKARAK CHP’YE YAPMADIĞI KÖTÜLÜK KALMADI... ÜSTELİK ÖYLE BÖYLE DE DEĞİL... KÖTÜLEMEK İÇİN ADETA AKP’NİN YANINDA YER ALDI... Tam da burada Deniz Baykal’ın uydularından olan CHP’li eski vekil Mehmet Sevigen AKP’nin kalesi sayılan ahaber televizyonuna çıkarak partisi CHP’yi kötülemek için açtı ağzını, yumdu gözünü... Ama ne açmak... CHP’nin pahalılığa ve her türlü haksızlığa karşı kanun üstünde kararnamelerle isabetsiz ekonomisini eleştirmesini hazmedemeyen eski CHP’li Sevigen, AKP’nin dünya kadar haksızlığını gündeme taşımayı unutmuş... Seçimlerde CHP ve İYİ Parti ile birlikte 6 liderin buluştuğu masayı devirmek için elinden gelen her şeyi yapmaya çalıştı. Başarılı oldu mu?.. Tabii ki olamadı. Çünkü Atatürk ve İnönü için “İki ayyaş”ı... Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım için “Randevu evinde çalışıyordu”yu... “Keşke Yunan kazansaydı da hilafet yaşasaydı”yı... Atatürk’ün “Cumhuriyet adına kurduğu bütün fabrikaları nasıl tek tek satıldığı”nı... “Dış politikada gerçekleşen dünya kadar hatanın yanında Suriye meselesinde emperyallerin kıskacında nasıl kalındığı”nı bir türlü dile getiremeyen (hatta bilinçli olarak getirmeyen) Mehmet Sevigen, ahaber’de adeta AKP’nin sözcüsü gibi davrandı... Elektrikleri kesilen milyonların sesi olmak için faturasını ödemeyen ve dünya gündeminde AKP’nin halka nasıl pahalı elektrik sattığını ispat etmeye çalışan Kemal Kılıçdaroğlu’nu düşman gibi gören Mehmet Sevigen’i bu televizyon programından sonra AKP’den milletvekili adayı görürseniz hiç şaşırmayın. Çünkü AKP’de parti içi ve parti dışı yapılan çok ciddi hatalara karşı bir tek AKP’li vekil ses çıkarmazken... Meclis’teki bütçe tartışmalarında, kürsüye çıkarak yapılan bütün hataları tek tek açıklayan Kılıçdaroğlu’nu görmezden gelen Mehmet Sevigen’e şu ata sözünü söylersek hiç yanılmayız diye düşünüyoruz: Düşman içerde olunca kapı kilit tutmaz oğul...” Ne kadar doğru söylemiş atalarımız... Bu atasözü, partisine, evine, anne babaya ve kardeşlere... Kısaca ailesine ve mensubu bulunduğu kuruluşa kim ters bakıyorsa, Dede Korkut’un bu atasözü üzerine cuk oturur. Oturmuştur da...