Faiz haram ise halkın borç altında ezilmesi helal mi?

Faiz haram ise halkın borç altında ezilmesi helal mi?

Ökkeş Ağaoğlu

MALİYE Bakanımız Nureddin Nebati’nin “Türk Lirası en düşük durumda. Daha ineceği bir yer yok... Vatandaş rahat olsun” derken buna muhalefet etmek ne zamandan beri yanlış oluyor?..

Hele ki “Bu sistemden dar gelirliler hariç firmalar, ihracatçılar kâr ediyor” açıklamasını insan nasıl hazmedebilir?.. Düşünün, ülkenizde 20 yıllık bir iktidarın size her gün piyango gibi ücret hayali sunarken, siz hemen hemen her gün fakirlikten ağzınızın koktuğunu hissederseniz buna ne demeli?.. Ancak şu söylenebilir: “Ülkem bir faiz takıntısıyla... Bir haram takıntısıyla... Bir muhalefetin dediğini yapmamak adına... Faiz haramına karşı ülkeyi uçuruma sürüklemenin hafifletici yanlarının olduğunu savunana” ne diyebilirsiniz?.. Hiçbir şey... Sadece İslami şartlar ve kanunlar altında ezilmenin haram değil, sevap olduğu kanısına varmanız pek zaman almıyor ne yazık ki... Ama İslami şartları oluşturan kanunlar ise şeriat düzeninin acımasız ve katı şartları altında halkın ezilmesini görmezden gelmek ise, İslami sevabın bir başka adı olmalı herhalde...
 

ASIL HARAM, FAİZ HARAMDIR DÜŞÜNCESİNDEN YOLA ÇIKARAK HALKIN HAYAT PAHALILIĞI ALTINDA İNİM İNİM İNLEMESİNE SEBEP OLMAKTIR. BÜTÜN DÜNYADA HARAM FALAN DEĞİL, AKSİNE HALK YARARINA NE YAPILIRSA ÜLKE ADINA SEVAP HANESİNE İŞLER... Gelelim Kutsal kitabımıza ve içindeki maddi ve manevi değerlerin Tanrısal düşüncelerine... Kutsal kitapta “Alım – satım” faiz gibi anımsatan ayetler bulunuyor. Ancak Allah, alışverişi helal... Faizi haram kılmıştır... (2/Bakara suresi 276): Allah, faizin bereketini siler, sadakaları ise artırır. Allah, (faizi alışveriş gibi helal sayan) kâfiri ve (faizle muamele eden) günahkârları sevmez...” (Aynı şekilde 278): Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve şayet müminlerseniz faizi terk edin...” (Ve 4/Nisa 31): “Yasaklandığınız büyük günahlardan kaçınırsanız (küçük) günahlarınızı örter ve sizi şerefli bir makama sokarız...” diyor... Buradan anladığımız, faiz haramdır. Doğru. Peki ama toplumsal düşünüldüğünde... Dünya genelinde dönen ekonominin çarkları evrensel olarak düşünüldüğünde... Malların alım satım gücüne erişemeyenlerin ve hiçbir ticari bilgisi olmayanın parasını ve pulunu bankalar değerlendiriyorsa... Ve o kişinin vadeli hesabına kâr veriliyorsa bu haram mıdır?.. Asla değildir... Bir defa hiçbir ticari bilgisi olmayan kişi bankanın kendisi adına yapacağı ticaretten vadesine kâr marjı koyacağını... Ve bundan da her iki tarafın memnun kaldığı düşünülürse, bunda haram yoktur. Aksine sevap vardır... Eğer ticari bilgisi olmayan yaşlı veya genç bir insanın elindeki paranın mali gücü gittikçe zayıflarsa (hazır dağ dayanmaz) atasözü de bunun üzerine cuk oturursa, bankalar faiz değil, bir şey bilmeyen ama onu kâra geçirecek mali çalışmaları yapması helaldir... Ki o bankalar da binlerce insanı bünyesinde çalıştırarak ekonomiyi katkı sağlamaktadır. Malın kâra geçmesi faiz olarak değil, ticari kâr olarak düşünülmelidir. Hani derler ya, “Alan da razı – Veren de razı olursa bunda haram yoktur” diye... İşte bu atasözlerinin ne kadar doğru bir söz olduğunu çok daha iyi anlıyoruz.

ASIL HARAM, KÖYLÜMÜZÜ, ÇİFTÇİMİZİ, TARIM SEKTÖRÜMÜZÜ VE HAYVANCILIKLA UĞRAŞAN İNSANLARIMIZI FAİZ HARAMDIR KELİMESİNİN ALTINDA İNİM İNİM İNLETMEKTİR... BUNUN DIŞINDA DÜNYA EKONOMİSİNE UYUM SAĞLAMAK ASLA HARAM OLAMAZ... Dünya ticareti diye bir şey vardır. Nasıl ki Atatürk savaş sonrası tarıma önem vererek Cumhuriyet’in devasa fabrikalarını kurduysa... Ve bunun yanında otomobil ve uçak fabrikalarını da çalıştırdıysa... Aynı şekilde bugün global ekonomide küresel gücün üstünde hükümdarlığını sürdüren Amerika, Rusya, Uzakdoğu ve Avrupa’nın belirli bazı ülkeleri üretimde nasıl kâr ediyorsa... Aynı şekilde Türkiye de bu kâr hanesine kat kat kârları eklemelidir. Ama ne yazık ki bugün siz bırakın kârı, bile bile kârdan kaçınmanın yollarını aranıyor gibi insanlarımız gittikçe fakirleştiriliyor. Neden?.. İslami şartlar çerçevesinde böyle oluyormuş da ondan mış... Peki ama “Şu haramdır, bu haramdır, üretsek dahi haramdır”dan yola çıkarak dünya ülkelerinden bile bile, misliyle satılan ağır sanayiinin ve askeri gereçlerin alımı helal midir?.. Faiz haramdır derken 300 TL olan bir evin bugünkü değerinin 1 Milyona çıkması helal midir?.. Bir işçinin tazminatını aldığında normal bir şekilde ev ve araba alması gerekirken, aldığı tazminatın neredeyse 2 senelik kirasına ancak yeteceğini görmek ve bu yanlışlığa dur dememek helal midir?.. Çiftçimize, köylümüze, tarım sektörümüzle uğraşanlarımızın yanında hayvancılıkla uğraşan insanlarımıza yasak koyar gibi üretimlerini engellemek... Gübreden tutun her şeye zam gelmesine rağmen onların feryatlarını duymazdan gelmenin neresi sevap?.. Eğer siz faiz haram diyorsanız, o zaman faiz kıskacına düşmeden... Vatandaşlarınızı da hiçbir sıkıntıya sokmadan üretimlerini yapmalarına... Hayvancılıkta kâr hanelerinin daha da çoğalmasına ön ayak olmalısınız... Yok eğer “Faiz haram”dırdan yola çıkarak vatandaşların kredi borçlarının ve banka faizlerinin altında inim inim inlemelerini seyretmek haram değil mi?..

EĞER FAİZ HARAM İSE, HER YIL KİRALARA GELEN ZAM HELAL Mİ OLUYOR?.. NEREDEYSE HER GÜN İĞNEDEN İPLİĞE, YEMEDEN İÇMEYE, TAMİRDEN SANAYİYE KADAR GELEN BÜTÜN ZAMLAR HELAL Mİ OLUYOR?.. ASIL HARAM MALIN DEĞERİNİN ÜZERİNDE FİYAT VERMEKTİR. HELAL İSE HALKINI ENFLASYONUN ALTINDA EZDİRMEMEKTİR... Şunu bir türlü aklımız almıyor... Neden her yıl kiralara zam gelir?.. Neden her yıl işçiler işten çıkarılma tehlikesiyle burun buruna getirilir?.. Neden işçilerimiz patronlara karşı sendikal haklarını korumak için çalıştığı zaman bu işçiler öcü gibi görünür?.. Neden sendikalara üye olan işçilerimiz tek tek bazen de toplu olarak işten çıkartılır?.. Patronlar ve kamuda çalışan işçilerimize karşı hükümet, neden verdikleri maaşlarla işçilerimizi ucu ucuna yaşatır?.. Rahat bir nefes almaları için aylıkları neden refah payının üzerine çıkarılmaz?.. Bunların haramla, faizle bir alakası var mı?.. Hayır, yok... Aksine, ülkenin üretimine katkı sağlamak bakımından ve sağlıklı bir toplumun yetişmesi açısından düşünüldüğünde, her işçiyi mutlu edecek maaşın getirisi ülke adına huzurun gelmesini sağlamaz mı?.. Sağlar elbette. Hem de misliyle sağlar. Ama her nedense dolar ve faiz kıskacı altında kalan vatandaşımız ülkesinde hapis hayatı yaşarken... Yabancılar 18 bazen de 20 misli eder parasıyla Türk Lirasını tuş ederek ülkemizde o şehir senin – bu şehir benim gezmekte ve bol bol para harcamakta... Harcadıkları miktar bize göre bin liralara tekabül ederken... Ülkemize gelen turistlerin kendi para birimi olan 100 lira gibi gülünç paraya denk gelmesi resmen Türk ulusuyla dalga geçmesine benziyor... Hele ki vize tanımadan nüfus kâğıdıyla ülkemize gelmelerini onaylayan Dışişlerimiz, her nedense Türk vatandaşı için böyle bir girişimde bulunmuyor bile. Neden?.. Nedeni gayet basit: Döviz kurlarını aşağıya çekmek için faiz oranlarını yükseltmiyoruz ve haram kelimesi altında koca toplumu borç ve harç içinde inim inim inletiyoruz. Sonra da buna sevap diyeceğiz... Öyle mi?.. Tabii ki öyle değil ve bu yanlıştan dönülmedikçe ülke uçurumun dibini boyladığını ne yazık ki iktidara oy verenler göremeyecek. Ama bu ülkenin bütün günahını o oy verenler de çekecek. Ne yazık ki bu böyle. Yani faiz haram diyenlere şunu söylemek lazım: “Faiz takıntısıyla hareket ederek koca Türkiye’yi ve onun halkını borç harç içinde inim inim inletmek ne zamandan beri sevap mı oluyor?..