Hayat pahalı ama kaliteli adamlar da pahalı

Hayat pahalı ama kaliteli adamlar da pahalı

Ökkeş Ağaoğlu

KALİTE denilince akla ilk gelen elbette marka olur... O marka ki insanı gönülden fethetmeyi çok iyi bilir. Fethedemediklerini de bir sonrasi versiyona kalmak üzere açık kapı bırakır. Bu markalar zincirinde bir usuldür...

Yani teknik usül..... Teknik olmayan ise, güncel yaşam felsefesine haiz olanların çırpındığı yaşam koşusunda ellerinden geldiğince hayati düşüncelerini güncellemektir... Zaten teknik olmayan yaşam koşullarını kovalayanlar, her zaman gündemde kalamamış ve gündem de yaratamamıştır. Bu siyasette de böyledir.... Her ne kadar Borsa kanunları belli bir düşünceyle ve kanunla bezenmiş ve disipline edilmiş olsa da, bunun tersine hareket edenler Borsada büyük oyunlar oynamaktan zevk almaktadır. Zaten bu konuda o kadar spekülasyonlar yapılıyor ki, Borsada olan normal markalar ne yapacaklarını şaşırıyor ve kendilerini, bazı büyüklerin esiri olmuş gibi hissediyorlar. İşte bu istenmeyen durumlar tüm kamu sektöründe olan ve gelişen ekonomik nedenleri bir kaşık suda boğar gibi yeni zamlar... Yeni fakirlikler ve beraberinde yeni kayıplar meydana getiriyor. Ama bir de buraya başka bir pencereden baktığınızda, başka bir zenginler, başka dolar milyarderleri ve başka emlakçılar doğuyor. Bu da Türkiye'de bazı şeylerin değil, her şeyin yanlış gittiğini gösteriyor. Peki akıllanacak mıyız? Asla... Siz değil akıllanmayı, aklını kaybedenlerin hepsi borsa oyunlarına kapılmış vaziyette. Yani kripto olan basılmamış hayali paralar Forex'te ve diğerlerinde cirit atıyor.

BU DEĞİRMENİN SUYU NEREYE KADAR AKACAK? BUNU BİLEN VAR MI? HAYIR, YOK... ZATEN BİLEN OLSA DA BİLMEMİŞLİK YAPIYOR. ÇÜNKÜ O DA BİLİYOR Kİ TÜRK EKONOMİSİ YANLIŞ YÖNETİLİYOR VE ONLAR DA BU ÇARKIN İÇİNDE DÖNÜYOR... Her şey, yani iğneden ipliğe her şey altın ile, döviz ile ve faiz baskısıyla ele alınmak istendiği halde bunda bir türlü başarılı olamıyor hükümet. Neden?.. Çünkü ithalat inadı yüzünden... Üretim yapmama yüzünden... Bir AKP'li vatandaşa rast geldim, beni tanıdı ve şunu sordu?.. Neden böyle yazılar yazıyorsun?".. Ben de, "Ben yazmayayım da kim yazsın?... Elbette yazacağım. Hatta bir zahmet konuya bir eğiliver de ne demek istediğimiz anlayıver lütfen..." Ama anlamamakta ısrar ediyor ve bu sefer de bana şu soruyu soruyor: "Yahu devlet hiç alış veriş yapar mı? Devlet toprakla uğraşır mı? Tabii ki de devletin başka işleri var. Tabii ki ithalata yönelecek. Devletin başı işinden aşmış. Bir de onunla da uğraşacak?" dedi... Eeeeee arkadaşı sıkıştırmanın zamanı geldi dedim ve yapıştırdım soruları: 1) Devlet mi, hükümet mi? Karar ver... 2) Eğer devletin işi üretim değil de tüketim ise, tüketim toplumları mı kâr eder, yoksa üretim yapan bir devlet mi?.. 3) Batı dediğimiz Avrupa ve Amerika hemen hemen her şeyi üreterek ve yenileyerek dış ülkelere neden satıyor? Amerikalılar aptal mı? Ayrıca sen bu kadar ürünü ve malzemeyi hangi ülkeden alıyorsun? O aldığın ülke neden üretim yapıyor da zengin oluyor?.. Sen niye bunu düşünmüyorsun?.. 4) Sün üretime geçersen enflasyon dizginlenmiş olur... Yavaş yavaş rakamlar kaybolup tek haneye düşer... Ve döviz baskısı da piyasalardan otomatikman kalkmış olur. Bunu göremeyecek kadar saf mısın sen?.. Biz ne dersek diyelim, hükümet yanlısı kişi kafayı o kadar sıyırmış ki,, kafada kayış kopmuş, düşünecek bir şey de bırakmamış... Aklınca hükümeti korumak için devletçilik yapıyor ve felsefeye yönelmek istiyor. Evet ama dövizin, ekonominin, enflasyonun ve hayat pahaılığının felsefesi olmaz. Bunu bir anlasa aklı ve kafası tekrar geri dönecek. Ama inatla ısrar ediyor ve kafa daha da uçuruma gidiyor. Yani ne yaparsanız yapın ikna edemiyorsunuz.

HAYAT PAHALI, KALİTELİ ÜRÜNLER PAHALI, REYONLAR PAHALI, YİYECEK VE İÇECEK DE PAHALI... AMA BİR DE BUNA İNAT ADAMIN PAHALISI OLUNCA O EKONOMİYE NE YÜREK DAYANIR, NE DE KÜREK... VARSA DA, YOKSA DA İDEOLOJİ. Hayatı pahalı kılan elbette enflasyondur... Siz ne kadar üretim yaparsanız yapın, bazı noktalardaki ürünler öldürülürse (yani yok edilirse) diğer üretime haiz olan ekonomi bu kaybı toparlayamaz. Zaten bu yüzden cari açık sürekli büyümüyor mu?.. Peki burada bunu kapatacak olan... Bu kayıp olan makası en aza indirecek olan nedir? Veya kimlerdir?.. Tabii ki de ekonomide dinamizmi sağlayan kaliteli ekonomistlerdir... Peki bu ekonomistler bizde yok mu? Var tabii ki de... Hem de misliyle var. Ama ne yazık ki sırf Cumhuriyeti yıkmak, demokrasiyi lağvetmek adına hareket eden hükümet, aslında Cumhuriyet ile savaşmıyor... Vatandaşın rahat olmasındaki ekonomik yapıyla kavga ediyor... Oysa hükümet(ler) vatandaşın alım gücünü ve yaşam mücadelesini kazanmasına yardımcı olursa her şeyle kavga etmiş ve yaptığı kavgadan da galip ayrılmış olacaktır. Ama hem ekonomiyi batırırsan... Hem Atatürk isminden hoşlanmamak adına bütün fabrikaları kapatırsan... Hem de demokrasiye dayalı hükümet anlayışını bir kenara bırakıp biat kültürüyle padişahım çok yaşa mantığını yaymaya çalışırsan, bundan kimseye fayda gelmez. Hükümet olarak kendilerine de fayda gelmez. Onun için kaliteli adamlar olup kaliteli işler yapmak başka... Kaliteli olup da, kaliteli mal ithal edip ülkenin kalbine ekonomik hançeri batırmak başka. Onun için hayatı pahalı olarak algılayanlar halâ "Hükümet ne yapsın?" dedikçe, bu ülke batar. Batacak da...