İmamoğlu ve Mansur Yavaş CHP’yi sırtladı

İmamoğlu ve Mansur Yavaş CHP’yi sırtladı

Ökkeş Ağaoğlu

SİYASİ manevralar eşliğinde hayatı yaşadıklarını sanan AKP zihniyeti, her zaman bölücülük ve ayrımcılık peşinde koşmakta... Çünkü AKP’nin siyasi ayak oyunları hep ayrımcılık yönünde gelişmekte...

 

Nasıl öyle olmasın ki?.. Bakar mısınız İstanbul olaylarına... Ekrem İmamoğlu İstanbul’un taksi sorununu çözmek istiyor ama AKP ve MHP grupları hemen karşı gelerek (tıpkı Meclis’te olduğu gibi) o iğrenç yüzlerini gösteriyor... Neymiş?.. İmamoğlu başarılı olmasınmış... İyi güzel de kardeşim, belediye seçimleri niçin yapılıyor?.. Halka en iyi hizmetin götürülmsi için değil mi?.. Ama AKP ve MHP zihniyeti İstanbullu’yu her vesileyle cezalandırmak için ellerinden ne geliyorsa onu yapmaktalar... Peki başarılı oluyorlar mı?.. Tabii ki hayır. Başarısız oluyorlar... Çünkü İmamoğlu’nun halkla olan diyaloğunu unutuyorlar. Öyle ki AKP ve MHP’nin ne hayat dersini almak gibi bir niyeti var... Ne de İstanbullu’nun dertlerini dilemeye niyetleri var... Onlar tek çareyi İmamoğlu’nun bir an önce düşmesini ve bir daha siyasete adım atmaması yönünde siyasi kıskacı yaratmayı düşünüyorlar. Yani her işleri üçkağıt ve adam kayırma...

YRP, AKP İLE ANLAŞAMAMIŞ... DAHA DOĞRUSU ERDOĞAN’IN “YRP’Nİ İKNA EDEMEDİĞİ” SÖYLENİYOR. OYSA İKNADAN ÇOK VİCDANLARINI SORGULASINLAR... Siyasette adam satma, adam kayırma, adamı yok etme ve siyaset sahnesinden indirme o kadar kolaydır ki... Bunu başarabilmenin en büyük oyunu, ikiyüzlülükle hayatı tersine çevirmektir. Ama burada bir şey unutulmaktadır. O da, dün kendisine oy verenlerin “Kendisinin seçmenine verdiği sözlerinin tam tersini yapmak” olarak şekillenmektedir. İşte kendi seçmeninin kafası bir anda pirelendiği zaman, onun kafasını kaşıyacak başka biri de olmadığı zaman... Siyaseten ikiyüzlü politikalarından vaz geçmeyenler (onlar kendilerini iyi bilir) siyaset sahnesinden kendi elleriyle inecekler. Yani kazdıkları kuyuya düşecekler misali... Neden mi böyle diyoruz?.. Tabii ki Yeniden Refah Partisi’nin AKP ile anlaşamadığından... Neden anlaşsınlar ki?.. Bir defa iki partinin zihniyeti aynı olduğu halde çıkarcılık ön planda olduğu için ve hayatı da toz pembe gördükleri için... AKP’nin de güç zehirlenmesine kapıldığı için... Siyasette muhafazakâr kanat oldukça yara almış olacak... Zaten bunun tersini düşünebilenler YRP’nin AKP’den bir nevi intikam alacak gibi bir siyaset uzmanlığı da sergilemiş olacaklar. Oldu da zaten. Yani temelde Erbakan’ın yanında yer alan Erdoğan ve Gül’ün aniden parti kurarak Refah Partisi’nden ayrılmış oldular. Zaten oğul Fatih Erbakan’ın siyasi duruşu ve görüşü babasının izinden gitmek değil midir?.. Elbette izindendir. Ama gelin görün ki siyaset sahnesinde çıkar uğruna (bunun adına ittifak diyorlar) menfaatler dengeli bölüşülürse o zaman siyaset yapmış oluyorlar. Ama bir taraf anlaşamamış olursa, bunun adına da (ikna edemedi) diyorlar. Yani kısaca her iki kanadın görüşleri ve düşünceleri dinsel faktörleri ön planda tutmak olsa da, çıkarcılık uğruna siyasetin A’sıyla B’si yanyana gelebiliyor. Buna da siyaset deniyor.

İMAMOĞLU VE MANSUR YAVAŞ'I YOK ETMEK ÇOK ZOR. ÇÜNKÜ DOĞRU VE DÜRÜST ÇALIŞMALARI HEDEFLERİNE ULAŞMAYA YETER DE ARTAR BİLE... AKP Ankara ve İstanbul için kuvvetli belediye başkan adayı bulamıyor. Bulamadığı gibi açıklamalarda bulundukları her söz, hep hakaret ve kişiliklerle oynamaya dönüyor. Oysa zihniyetlerinin artık değişmesi gerekiyor. AKP her ne kadar İmamoğlu ve Yavaş’ı yok etmek için planlar yapmış olsa da... Aksine İmamoğlu ve Yavaş daha çok güçlenerek meydanlara çıkıyor. Çünkü her gün halkla içiçe olan iki CHP’li başkan, hiçbir zaman millete sert ifadeler kullanmıyor. Oysa AKP ve lideri o kadar sert ifadeler kullanıyor ki, bunu kimileri tehdit... Kimileri de siyaset olarak değerlendiriyor. Oysa siyaseten adına yapılan açıklamalar hem AKP’ye ve hem de MHP’ye olağanüstü oy kaybettiriyor. Bunu şimdiden görmeye başlayan AKP ve MHP kurmayları, terör ve Kandil suçlamalarını sürekli gündemde tutarak CHP’yi yıpratmaya çalışıyor. Halbuki yapılan bu tür tehditvari konuşmalar CHP’ye daha çok oy kazandırıyor. Çünkü geçen seçimde nasıl ki bebek katili Abdullah Öcalan’ın kardeşi Osman Öcalan’ı televizyona çıkararak ağır bir suç işledilerse... Aynı suçu bu sefer daha da ileriye götürerek DEM-CHP-Kandil üçlemesi yalanına sarılarak milletin kafasında soru işaret oluşturmaya çalışıyorlar. Oysa buna kimsenin inanmadığını herkes bilmektedir. Neden mi?.. Nasıl ki AKP liderinin “Ben o kişinin kırmızı bültenle arandığını bilmiyordum” diyerek siyaseten politikayı ne kadar yapmış olsa da, aynı şekilde bugün DEM-CHP-Kandil suçlaması da aynı hayal ürünü olarak yapılmaya çalışılmaktadır. Oysa cezaevinde yatan Selahattin Demirtaş’ın hanımı Başak Demirtaş’a, “İstanbul’dan adaylığını koy, kocasını hapisten çıkaralım” durumu da DEM-AKP ikili oyunu olmuyor mu?.. Yani iktidar partisi siyaset yapayım derken, uyguladığı yanlış politikanın kurbanı olmuş duruma girmiştir. Ne diyebiliriz ki?.. Birilerini hayalen suçlarken kendisinin aynı suçlu işlemesi hangi siyasi literatüre sığar?.. Bunun değerlendirmesini de halkımıza bırakalım.