İmamoğlunu yemekle yiyemediler, mobese suçu işlediler

İmamoğlunu yemekle yiyemediler, mobese suçu işlediler

Ökkeş Ağaoğlu

HANİ insan siyasete atılır da acemice suçlar işlemeye başlar ya... Bu AKP zihniyeti de tıpkı öyle bir şey... Düşünün İstanbul Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu tek hasım olarak görmeye çalışan AKP iktidarı, öyle bir savaş açtı ki... Sormayın... Yani bu şu demek: AKP’liler ve Saray, Ekrem İmamoğlu’nu gerçek ve tek hasım olarak algılamaya başladı. Daha doğrusu olası bir erken seçim ve sonrasında Ekrem İmamoğlu’nu kendine gerçek rakip olarak görüyor. Neden biliyor musunuz?.. Bir defa İstanbul seçimlerini kazanan İmamoğlu’nu devre dışı bırakmak için seçimi iptal etmişlerdi. Sonuç ne oldu?.. Tabii ki bu sefer 6 veya 16 bin oy farkını 800 bin oy farkına çıkardı. Bu ne demektir?.. İmamoğlu AKP belediyesi bölgelerinden de oy aldı demektir. İşte bunu kendine yediremeyen AKP zihniyeti her türlü dalavereyı yapıp İmamoğlu’nu cumhurbaşkanlığı seçiminde devre dışı bırakmaya çalışıyor, ama ne yazık ki başaramıyor. Zaten bu kafayla başaramaz da... Düşünün, İstanbul Belediyesi’nin hukuki olarak devleti yanında hissetmesi gerekirken, Saray ahalisi İmamoğlu’nu ve İstanbullu’yu adeta düşman gibi görüyor. Daha doğrusu İmamoğlu’nu adeta bir parti lideriymiş gibi görmeye çalışan hükümet ve yandaşları İstanbul Belediyesi’nin üstüne üstüne gidiyor... Ama her gidişlerinde duvara çarpan top, geri tekrar AKP’nin kucağına düşüyor. Hiçbir suç İmamoğlu’na işlemiyor. Çünkü suç denilen her şey sadece algı politikalarıyla bir şey yapamamalarından kaynaklanıyor. Bunun adına da siyaset deniyor.

MOBESE SUÇU İŞLEYEN HÜKÜMET, GÜÇ ZEHİRLENMESİYLE HAREKET EDİYOR. OYSA BU YAPILANLARIN HEPSİNİN SUÇ OLDUĞUNU BİLMESİ GEREKEN İÇİŞLERİ BAKANI’NIN KONUYU BASİTE ALMASI DEMOKRASİ DIŞI EYLEM OLARAK ALGILANIYOR... Kİ ÖYLE...

 

Hükümet oldum olası algı siyaseti yaparak işini yaptığını sanıyor. Oysa hiç de öyle olmadığını herkesin bildiği gibi kendisinin de bildiği biliniyor... Düşünün kar yağıyor, İstanbul Havaalanı’nın kargo bölümünün çatısı çöküyor, herkes suspus... Alanda 4 gün yolcular perişan oluyor, herkes suspus... Yolculara karton verilerek “Bunun üzerinde yatın” deniyor, yine herkes suspus... Ama İmamoğlu yemeğe gitti, bu büyük suç oluyor öyle mi?.. Hadi canım sende... Böyle algı politikaları yaratılarak ülke yönetilir mi hiç?.. İlk önce hükümet şu güç zehirlenmesinden kurtulup doğru dürüst çalışması gerekiyor. Yapılanların suç olduğunu bile bile yapmaması gerekiyor. Ve “İstanbul’a kar yağdı, yaşasın... Şimdi İmamoğlu çalışamaz duruma gelir ve biz de olayı büyütürüz” diyerek siyaset yapılmaması gerekiyor. Düşünebiliyor musunuz, iktidar işte tam da bunu yapmaya çalışıyor. Ama her yaptığı eylem hem geri tepiyor ve hem de yanlış üzerine yanlış bina ediliyor. Son olarak suçluları ve devletin siyaseten ve ülke güvenliği için çalıştırdığı Mobeseyi İçişleri Bakanlığı’nın izniyle Ekrem İmamoğlu izletiliyor... Sanki İmamoğlu bir devlet suçu işlemiş gibi algı yaratılıyor. Neymiş, “Ekrem İmamoğlu yemek yemiş.” Yiyecek tabii ki... Ne yani saraylarda, hanlarda, hamamlarda, rezidanslarda, Diyanet’lerde, İçişleri’nde yemekler yeniliyor da, İmamoğlu yemek yiyince mi suç oluyor?.. Hiç böyle saçma sapan politika olur mu?.. Ayrıca Mobese suçluları tespit eder ve devletin güvenliği adına bunu ilgili Emniyete, İçişleri’ne ve devletin önemli merkezlerine görüntüleri verir diye düşünüyoruz. Peki ama İmamoğlu’nun ne gibi bir suçu olacak ki onu Mobese ile izlettirdiler?.. Bunu yapan tabii ki İçişleri Bakanlığı ve onun Bakanı... Bu yanlıştan dolayı özür dahi dilemiyorlar. Sadece konuyu geçiştiriyorlar. Neden?.. Çünkü güç zehirlenmesine kapıldılar da ondan... Ama bu büyük bir suç... Bunun farkına sonradan vardılar...

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI MOBESE SUÇU İŞLİYOR VE BUNU YAPARKEN DE “BİZE KİMSE HESAP SORAMAZ”LA YOLA ÇIKARAK BEN NE DERSEM O OLUR HAVASINA GİRİLİYOR... EVET AMA BU SUÇUN SORUMLUSUNUN DOĞRU DÜRÜST BİR AÇIKLAMA YAPMASI GEREKMİYOR MU?..

Öyle anlaşılıyor ki Mobese konusunun muhatabı olan İçişleri Bakanlığı ve onun Bakanı Süleyman Soylu... İmamoğlu’nu Mobese ile takip ettiren Bakan’a bir gazeteci, “İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Mobese’lerle ilgili açıklaması oldu” sorusuna bakın ne yanıt veriyor: “Arkadaşlar, dedikodu değil, iyiliğin zamanı...” Ne yani Mobese ile İmamoğlu’nu izletmek ne zamandan beri iyilik oluyor?.. Ayrıca hukuki bir mesele olarak görülmesi gereken bu Mobese olayı devlet açısından çok büyük bir suçtur... Bunu işleyen de ne yazık ki İçişleri Bakanlığı’dır. Şimdi buradan İçişleri Bakanı’na ve AKP’nin hatırı sayılır kişilerine şu soruyu sorsak, “Sizleri tek tek Mobese ile takip etseler... Yemekten tutun, havuzlara ve buluşmalara kadar takip ettirseler, ne düşünürsünüz?..” Bize sorarsanız yeri göğü inletirler ve hemen “Bu CHP zihniyeti var ya, bu CHP” diye konuyu yargıya taşıyıp her türlü hukuki davayı peşpeşe açarlar. Ama konu İmamoğlu olunca, yapılan her şeyin normal olduğunu... Suç teşkil eden ne varsa kanuni olarak kendilerini ilgilendirdiğini... Kimsenin kendilerine bu konuda suçlama yapamayacağını vurgulamaya çalışıyorlar. Ama MOBESE OLAYI ÇOK BÜYÜK SUÇTUR... Bu hem devletin güvenliğiyle hareket edip... Kişi hak ve hürriyetlerine saldırı amaçlı kullanılamaz. Umarız yargı bu konuda biraz duyarlı olur.

KAR FIRTINASINI FIRSAT BİLEN HÜKÜMET, İMAMOĞLU’NUN ÜSTÜNE ÜSTÜNE GİDİYOR... YEMEK YEDİ DİYE SİYASETEN ONU YEMEYE ÇALIŞIYORLAR... AMA BAŞARAMIYORLAR... ÇÜNKÜ HATALARI ÇOK BÜYÜK VE İNSANLARIN DA BİLGİ DAĞARCIĞI ÇOK ZENGİN...

Ekrem İmamoğlu’nun üzerine üzerine giden hükümet, “Devlet benim... Devletin çalışması gereken hukuki birimleri de benim... Kimse beni hizaya çekemez... Hatta suçlama dahi yapamaz”dan yola çıkarak her türlü oyunu denemeye çalıştı... Her şeyi masaya sürdü. Ve İstanbul kar fırtınasını büyük koz olarak düşünen hükümet, hemen harekete geçti ve elinden ne geliyorsa her şey için kötüleme programını devreye sokuverdi. Ama bu yapılanların hepsinin yalandan ibaret olduğu delilleriyle ortaya çıktı. Nasıl mı?.. Örneğin hükümet “AKOM bizim dönemimizde toplandığımız yerdi” diyordu... Ama AKOM 2000 yılında, çok daha sonraları kurulmuştu... Bu birinci fiyaskoydu... İkinci fiyasko da bildiğiniz gibi Mobese kayıtları... Ve üçüncüsü, kendilerine ait olan bölgelerin temizlenmesi olayını İstanbul Belediyesi’ninmiş gibi algı yaratarak İmamoğlu’nu suçlamaya çalıştılar. Örneğin, “Bizim zamanımızda çok harika işler yaptık” diyen AKP zihniyeti, her nedense kendi dönemlerinde İstanbul’da meydana gelen sel felaketi sırasında 31 kişinin ölümünü unutmuşa benziyorlar. Tarih: 9 Eylül 2009... Ayrıca AKP’li trollere bir hatırlatma yapalım... E5 OTOYOLU... TEM OTOYOLU... KUZEY MARMARA OTOYOLU... OTOYOLLARI BİRBİRİNE BAĞLAYAN BAĞLANTI YOLLARI VE YAN YOLLAR... BUNLARIN HEPSİ KARAYOLLARI’NIN Yani HÜKÜMETİN SORUMLULUĞUNDADIR... KARAYOLLARI İSTANBUL BELEDİYESİ’NE AİT DEĞİLDİR... ULAŞTIRMA BAKANLIĞI’NA BAĞLI BİR KURUMDUR... Şimdi bu görevleri yapmayan, hatta yapmak istemeyen hükümet, sanki bunlardan sorumluymuş gibi İmamoğlu’nu suçlaması ayıptır ve günahtır... Tamam anladık siyasetçisiniz de, siyaset böyle yapılmaz... Ayrıca “İmamoğlu yemek yedi” diye üstüne üstüne gidenler acaba hiç kendilerinin bu aşamada neler yediklerini, nerelerde oturduklarını, hangi binalarda lüks hayat yaşadıklarını söylüyorlar mı?.. Söylemezler... Hatta söylemezler... Bir defa Kargo binasının çatısı düşüyor, yolcular 4 gün mahsur kalıyor, yolculara karton verilerek yerlerde yatırılıyor, otellere dahi yerleştirilmiyor... Ama İmamoğlu yemek yedi diye suçlanıyor... Öyle mi?.. Yahu böyle politika yapılır mı?.. Bu büyük hatalardan... Kargo binasının hesabını soramamaktan... Yolculara çektirilen eziyetten... Ve alanda mahsur kalanlara tazminat dahi ödenememesinden dolayı hükümet kendini suçlu ilan etmeli halktan özür dilemelidir. Hatta Mobese olayından dolayı da İmamoğlu’ndan özür dilemelidir... Bunu yaparlar mı Asla yapmazlar. Neden biliyor musunuz?.. Çünkü güç zehirlenmesine kapıldılar... Kendilerini bundan kurtaracaklarını da hiç sanmıyoruz...