İşi Bakarayla çözemezsiniz, ülkeyi bitirdiniz, gidin artık

İşi Bakarayla çözemezsiniz, ülkeyi bitirdiniz, gidin artık

TÜRKİYE hiçbir zaman bu duruma düşmedi... Hatta kimse düşürmek bile istemedi... AKP öncesi hükümetler ülkeyi bu duruma düşürmemek için ellerinden ne geliyorsa onu yaptı… En başta Türkiye’nin Cumhuriyet ilkelerinin tek harfine bile dokunmadı... Dış siyasetimize zerre kadar leke getirmedi... Uluslararası arenada Türk Lirası’nın kur farkını her zaman korudu... Ama yasaklarla, ama yasalarla Türk halkını kırmadan... İncitmeden... Onları severek kararlar aldı... IMF’ye her sene uğrarlardı... Ama hiçbir zaman ülkenin maddi ve manevi değerleri olan Cumhuriyet yatırımlarına dokunmadılar. Bir tek çivisini bile satmadılar. Cumhuriyet’in fabrikalarını canla başla korudular... Zerresini dahi satmadılar... Devlet ihalesinin yatırım planlarını yaparken hiçbir köyün ve kasabanın sınırına yanaşmadılar... Ara sıra çıkan üçkağıtçılıklar olurken de, Adalet Bakanlığı kaşesi o yapanların hepsini cezalandırırdı. Ne İsmet İnönü... Ne Erdal İnönü... Ne Süleyman Demirel... Ne Tansu Çiller... Ne Bülent Ecevit... Girdikleri basit borçları kapatmak için ülkenin bir tane olsun fabrikasını satmadılar... Oysa bir Telekom’u satsalardı bütün borçları ödeyebilirlerdi. Üstelik üstüne de para kalırdı. Ama yapmadılar... Hiçbiri satmadı. Ve Cumhuriyet’in fabrikaları olduğu gibi 2002 yılına kadar geldi... Getirmeyi başardılar... Ama bunlara “Devletin namusu”dur diye bakmayan AKP iktidarı, hastalıklı projelerini yavaş yavaş ve sinsice ekonomi programlarına sokuverdi. Ve olanlar oldu...

ESKİDEN BİR TANE SKANDAL ÇIKSA ÜLKE ÇALKALANIRDI... BUGÜN SKANDALLAR TÜRKİYE’Yİ SATACAK HALE GETİRDİ, ATATÜRK’E ANNESİNE KÜFÜRLER EDİLDİ... AMA İKTİDARIN BİR TANESİ HALKIN KARŞISINA ÇIKIP ATATÜRK İÇİN TÜRK HALKINDAN ÖZÜR DAHİ DİLEMEDİ... Bir zamanlar Türkiye skandallarla çalkalanıyordu. Bu skandalları yaratanlar yine AKP’nin önde gelen politikacılarıydı... Her seferinde abuk subuk laflar eden AKP’nin önde gelen politikacıları, ya Türk kadınının giyim kuşamına kafayı takıyordu... Ya da basınıyla ve yandaşlarıyla Atatürk’ün milli duruşunu bozmak için her türlü küfürü edebiliyordu... Hatta Atatürk’ü seven bir Türk genci, arabasına Atatürk’ün resmini koydu diye Trafik Polisi ona ceza yazabiliyordu... İşte tüm bunlar Türkiye’nin kozmik yapısını bozmak için tasarlanan rejim politikalarıydı... Şu anki rejimin adına ne derseniz deyin, tam adı Türk düşmanlığıdır... Çünkü bu ülkenin kurucusuna her türlü hakaret yapılıyorsa... Annesine küfür ediliyorsa (hem de şerefsizce)... Tüm bu yapılanlar Türkiye’nin ekonomisini düzeltemez... Bilakis batırır... Hele ki Yunan İzmir’de kalsaydı da hilafet yıkılmasaydı diyen ahlaksız Türk düşmanı kişiler oldukça bu ülkenin altına odunu koyanlar da çok olur. Yani ne kadar Türk düşmanı varsa hepsini meydana çıkarır... Çıkardı da zaten... Tüm bu olumsuzluklar olup da Türk milletinin nabzı ölçüldüğünde olumsuzluklar birbiri ardına gelmeye başladı. Ve muhalefete çatılarak aslında Türk milletinin Türklük kelimesi çoktan hedef alınmıştı. Peki sonra ne oldu?.. Türk ekonomisi bilinçli şekilde rafa kaldırıldı... “Her şeyi babalar gibi satacağız” diyen Kemal Unakıtan Türklüğe olan bakış açısını sırıtarak ortaya koydu... Maliye eski Bakanı Mehmet Şimşek de, “Makam arabaları ve onların masrafları çerez parası” diyerek ülkeyi resmen soymaya başladı... Sonuç mu?.. Alın size 2021... Bozdur bozdur harca...

BAKARA SURESİ HİÇBİR SORUNU HALLETMEZ... BAKARA SURELERİ AHLAK VE DÜRÜSTLÜK ADINA YAZILAN SATIRLARDIR... EKONOMİK AÇIDAN HİÇBİR KURAL YOKTUR... BUGÜNÜN EKONOMİK KURALLARIYLA BİN 400 SENE ÖNCENİN KURALLARI AYNI DEĞİLDİR... İlk önce şunu bilmemiz gerekiyor: “Bin 400 sene önceki İslami yapının ekonomik görüşünü bugünle bağdaştıramazsınız... Ne giyim kuşam üzerine, ne de düşünce üzerine binlerce yıl önceki yaşam standartlarını bu ülkeye taşıyamazsınız... Bakara suresinin ahlaki değerlerini ekonomiye dayayamazsınız...” Bunu kabullenmek gerekiyor... Ayrıca iktidarın başı ne zaman sıkışsa hemen Kuran-ı Kerim’e sarılıyor... Bundan önce de bazı ekonomik belirtiler iflasa gideceğimizin bilançosunu oluşturuyordu. Ama iktidar hiçbir zaman bugünleri hesap etmedi. Akıl diyor ki, belki de bugünleri hesap ederek yapıldı... Kimbilir?.. Çünkü baksanıza ülkenin bütün (kozmik oda değerindeki) askeri tesisleri tek tek mezatta satılır gibi Araplara satılmaya başlandı. İşte tam da burada aklımıza şu soru takılıveriyor: Bu askeri tesislerimiz ve fabrikalarımız ve de onun yan sanayii donanımları neden Avrupa ülkesi değil de, Arap ülkesine satılıyor?.. Neden bu kadar satışa dört elle koşuluyor?.. Bunun cevabı herhalde Kuran-ı Kerim’de yoktur... Olsa olsa AKP’nin kendisindedir... Bir de şu soru aklımıza takılıyor: Ülkenin yanlışlarından dolayı ekonomi batmışken Bakara suresi devreye giriyor da... Neden askeri tesisler (yani bu ülkenin namusu olan fabrikalar) Araplara satılıyor?.. Bu satışlar Bakara suresinde var mı?.. Yok... Ayrıca Bakara suresi Türk halkını denerken dayanma gücü sınama şeklinde hatırlatılıyor da, fabrikaların satışı neden durdurulmuyor?.. O fabrikalar bu sınamanın içinde değil mi?.. Eğer bu fabrikalar satılarak ülke rahata kavuşacaksa, Tank PaletFabrikası satıldığında neden ülkenin ekonomisi kurtulmadı?.. Onun için AKP Türk halkından özür dilemeli... Yapılan hataların günahını çekmeye hazır olduklarını açıklayarak derhal erken seçime gideceklerini belirtmeliler... Yoksa Türkiye Cumhuriyeti açlıkla sınanacak hale getirilirse (Ki durum o yöne gidiyor), bu ülkeyi ne AKP kurtarabilir, ne de Katar denen Türk düşmanı ülkeler... Bu ülkeyi yine milli görüşe sahip olan Atatürkçü partiler kurtarır... (Milli bazı partiler var, başında da milli yazıyor... Ama Allah bizi onlardan korusun...)

TÜRK MİLLETİNE AHLAKSIZ DİYEREK YANDAŞLARINA MESAJ VEREN... KALEMİNİ SATAN YANDAŞ MEDYANIN SESSİZLİĞİNE GÜVENEN... NEREDEYSE “ARTIK BUGÜNDEN SONRA DÖVİZ ALMAK YASAKTIR” DİYEREK DÖVİZ BÜROLARINA GÖZDAĞI VEREN ANLAYIŞIN BENİM ÜLKEMDE YERİ YOK... Ülkede skandallar bitmiyor ki... Bir bakıyorsunuz iktidarın üyesi olan Numan Kurtulmuş, öyle bir laf etmiş ki, dostları çarşıda – pazarda göresin... Ağızlarına şu ifadeyi sakız etmişler: “Dış güçler bizimle uğraşıyor...” Yahu dış güçler seninle niye uğraşsın?.. Sen zaten dış güçlerin her istediğini yapıyorsun... Ülkenin stratejik fabrikalarından tut... Devlet ihalelerini 5 müteahhide vererek Türk milletini açlığa mahkûm etmişsin... Bir de bunun üzerine tüm ihaleleri YOLLARI, KÖPRÜLERİ, TÜNELLERİ, METROLARI, BİNALARI, BARAJLARI, ödeme garantisi vererek... Ve bu ödeme garantisini verirken de “Herhangi bir ödeyememe durumunda devletin kasasının bu ödemeleri yapacağı garantisini” de vererek... Hatta ve hatta hiç ödenmeme konusunda İngiltere Mahkemeleri ile alacaklının adaletini savumak şartını da getiren bu AKP hükümeti değil mi?.. Tüm bunlar olurken Numan Kurtulmuş kalkıp diyor ki, “Dövize yatırım yapmak ahlaksızlıktır...” İlk önce bu yatırımları dolar ve Euro üzerinden yapanın kendileri olduğunu hatırlatmak gerekmiyor mu?.. Gerekiyor... Eğer dövize yatırım yapanlar ahlaksız oluyorsa, ilk ahlaksız Merkez Bankası olmalı... Öyle değil mi?.. Kapalı Çarşı ve Tahtakale’nin ülkenin nabzını ölçen bir yer olarak görüldüğünden ekonomik krizin ayak seslerini buralardan duymak istemeyen bir iktidar, hiçbir zaman Türk halkına rahat bir nefes aldıramaz... Aldırır diyende ya akıl yoktur... Ya da hayal dünyasında sarhoş sarhoş dolaşıyordur. Tüm bu yapılanlar dış güçlerin işi değildir... Aksine tüm bu yapılanlar dışa bağımlı olarak sıcak paradan kaçarak, bilakis ne kadar sıcak para vergi dönüşümleriyle kazanılmışsa, hepsini mantık dışı politikalarla yurt dışına göndermekten kaynaklanmaktadır. Bizce Türklere karşı olan, Türk Lirası’na da karşıdır. Kuşkusuz bunu böyle anlamamız gerekiyor. Yoksa insan her konuştuğunda dolar yükseliyorsa, hiç konuşmak ister mi?.. Konuşuluyorsa bilin ki bu bilinçli yapılmakta... Ama iktidarın hiçbir vizyonu yokken... Üstelik bir tane ekonomi projesi sunamaması, bu ülkenin uçurumun dibine boyladığını gösterir... Ve ülke bitmiştir… Geçmiş olsun...