İstifa edin geminize binip gidin, biz Atatürkün gemisindeyiz

İstifa edin geminize binip gidin, biz Atatürkün gemisindeyiz

TÜRK ekonomisi tepetaklak gidiyor... İdari kadroya bakarsanız, saçma sapan ifadelerle günlerini değerlendirmeye alarak milleti uyutma arifesine giriyor... Oysa bu milletin açlıkla talim ettiği yeter... Bu kadar vurdumduymazlıkla halkın ızdırabını görmeden (hatta görmemek için her şeyi yapan) vekil olur mu?.. Elbette olmaz. Hatta olmamalı... Halkın fakirliği ve yoksulluğu üzerine konuşmak için yandaş televizyonlara çıkan iktidarın vekilleri, öylesine laflar ediyorlar ki, güler misiniz – ağlar mısınız?.. Ne yapacağınızı bilemiyorsunuz... Ama oturduğunuz yerden sinirden bin kere deliriyorsunuz... Neden mi?.. Vekilin bir tanesi ekonomiye ekonomik laf edemiyor... Hep harbilik... Başkan severlik... Kadercilik... Ve Türk vatandaşının fakirlikle imtihanına getiriyor konuyu... Böyle saçma sapan açıklamalarla günlerini geçiren Türk milleti “Artık yeter” diyor ve hakkını arıyor... İşçilerin ızdırabını ise hükümet duymazdan geliyor... Böyle ülke yönetilmez beyler...

SENDİKALAR... İŞÇİLER... KAMU ÇALIŞANLARI... POLİSLERİN HAKKI VE HUKUKU... PATRONLARIN SIKINTILARI... BAZI İŞVEREN TEMSİLCİLERİNİN SESİ... ANNE VE BABALAR... ÖĞRENCİLER... İKTİDARIN KULAĞI BUNLARI DUYMUYOR... Bu ülkede yöneticilik böyle olmaz... Olmamalı... Bütün fabrikalar yok pahasına yandaşlara satılarak ülkenin dibi bu derece oyulmamalıydı... Bugünleri hiç düşünmeyen idari kadronun halâ ithalat rejimine dört elle sarılmasına bir tek şey söylenebilir: ÜLKE BİLEREK UÇURUMA İTİLİYOR... Bunun başka bir izahı yoktur... Düşünün iktidara geldiklerinden bugüne kadar “Faiz haramdır... Bankalar yüksek faiz vermemeli... Hele ki enflasyon bundan etkileniyorsa vay halimize” gibisinden laflar ederek İslami kuralları ülkenin Anayasasına getirmeye çalışan hükümet, bugün halâ aynı düşüncede olduğu için iğneden - ipliğe her şeye zam gelmekte. Milletin canına ot tıkamaktalar. Sendikalar yollara düşüyor, “TERÖRİST BUNLAR” deniyor... Ya işçiler?.. Onlar da toplu sözleşmelerinin üzerine oynanan oyunları masaya yatırmak istiyor... Toplantı yapmak ve bildiri okumak istiyor, “TERÖRİST BUNLAR” deniyor... Kamu çalışanları da aynı kefeye konuyor ve “TERÖRİST BUNLAR” suçlamasından nasiplerini alıyor... Peki ya öğrenciler... Onlara başından beri , “TERÖRİST BUNLAR” deniyor... Hiç böyle ülke yönetilir mi?.. Yalaka olmayan bazı işveren ve küçük esnaf da her an, “TERÖRİST BUNLAR” damgasını yemeye müsait hale getirildi. Daha doğrusu kim hakkını arıyorsa... Kim Anayasa hükümlerinin kendine verdiği hakkı savunmak için yollara düşüyorsa hemen , “TERÖRİST BUNLAR” damgasını yiyiveriyor... Polislerin göstergesi bile atlatıla atlatıla bugünlere kadar getirildi. Zavallı polisler ve buna bağlı kamu çalışanları göstergelerinin bir türlü yasalaşmaması yüzünden mağdurlar... Bu mağduriyet yıllardır sürüyor. Gazi ve şehit ailelerini bile mahkemeye vermekte hiçbir sakınca görmeyen bir iktidar asla ülkeyi yönetemez. Ülke böyle yönetilmez beyler...

EKONOMİ YERLERDE SÜRÜNÜYOR... ZAM YAĞMURU BAŞLADI BAŞLAYACAK... AKARYAKITA, DOĞALGAZA VE ÇARŞI PAZARA GELEN ZAMLAR MİLLETİ İNİM İNİM İNLETİYOR... BU KADAR OLMAZ... Sürekli “Tek parti” dönemi diye diye İnönü’yü ve Atatürk’ü yerden yere vuran iktidar, ne yapmak istiyor?.. Tabii ki İslami şartlara göre bir Anayasa getirmek istiyor... Anayasa’nın ilk 4 maddesini kaldırmak için adeta geceleri yatamıyor... Yüzleri hiç gülmüyor... AKP’li Meclis eski başkanı sonunda dayanamıyor ve bir toplantıda, “Anayasa’nın ilk 4 maddesi kalkmalı” diyor... Bunu resmen söylüyor. Yani hem muhalefeti ve hem de halkı deniyor. Yargı zaten sessiz... Hiç dili yok... Ama halk tarafından bir sertlik gelince... Muhalefet de bunun öncülüğünü yapınca hemen bu laf yutuluyor ve o lafı söyleyen AKP’li muhterem “Sözlerim yanlış anlaşıldı” diyerek kıvırıveriyor... Daha doğrusu milletin nabzını yoklamaya çalışan hükümet, muhalefetin keskin duruşunu kıramadığı için gerisin geriye gidiyor... Ama hükümet nedense bu gibi olaylarda çok duyarlı da, işçilerin... Öğrencilerin... Polislerin göstergesi... Kamu sektörünün... Sendikaların... Ve buna bağlı iş kollarının haklarını... Hukuklarını... Köylünün içler acısı durumunu görmek ve duymak istemeyen hükümet kendini adeta 4 duvara kilitliyor... Bu kadar zamma hiçbir ülke dayanamaz... Bu ülkenin insanının sırtına bu kadar binilmez... Binilmemeli... Sizin ideolojiniz halkı inim inim inletmek mi?.. Hiç böyle ülke yönetilir mi?..

AYNI GEMİDE DEĞİLİZ... İSTİFA ETMELİSİNİZ... BATACAKSAK HEP BERABER BATACAĞIZ DEMEKLE SİYASET YAPAMAZSINIZ... YAPAMIYORSUNUZ VE DERHAL GEMİNİZE BİNİP GİTMELİSİNİZ... AKP’li bir vekil çıkmış televizyona bakın ne diyor: “Cumhurbaşkanımız gelen zamları göğsüyle yumuşatıyor ve halka hissettirmeden zamları ufak ufak yapıyor. Ama küçük küçük”... Allah aşkına hiç böyle ekonomi söylemi olur mu?.. Peki doğalgaza... Petrole ve diğer enerji gruplarına gelen zam adeta yağmur gibi havadan aşağıya inerken, bunlara zam demeyecek miyiz?.. Hani o göğüs nerede?.. Bu zamlar neden yumuşatılmadı demeyecek miyiz?.. Bir defa şöyle bir durum var... İSTİFA DİYE ONURLU BİR MAKAM VAR... Döviz kurları bu hale gelmişken... Ülkenin dış ve iç siyaseti içler acısı haldeyken... Neredeyse balta girmemiş bir Afrika ülkesinin parasının 5 bilemediniz 6 kat gerisine düşmüşken, derhal İSTİFA ETMELİSİNİZ... Bu güzelim ülkeyi mahvettiniz... Bu ülkenin dibini oydunuz... Ne yargı kaldı... Ne hukuk ve ne de adalet... Ayrıca ne zaman aynı gemide olunur, biliyor musunuz?.. Ülke savaş durumuna gelir... Dışarıdan gelen her türlü savaş tehlikesine karşı aynı gemide olursunuz... Yoksa böyle saçma sapan ekonomi anlayışıyla inadına köylü ve işçiler... Sendikalar... Esnaf ve bütün iş kolları... Öğrenciler, “TERÖRİST BUNLAR” gibi ağır sözle suçlayanlarla aynı gemiye binemezsiniz... Kimse binmez.

YANDAŞ MEDYANIN AHLAKSIZ YAPISI, KALEMİNİ SATMASI VE DÜŞÜNCELERİNDEN DOLAYI ÜLKEYİ GÜLLÜK GÜLİSTANLIK GÖSTERMESİ... AHLAKSIZLIĞIN EN BÜYÜĞÜ... BÖYLE MEDYA MI OLUR?.. Gazetecilikte uluslararası gazetelere bakmalı ve geçmişten bazı örnekler vermeli bizim yandaş medyaya... Mesela bizimkiler, THE WASHINGTON POST gazetesinin yanından dahi geçemez. Siz bırakın yanından geçmeyi, sokağına dahi giremez... Düşünün The Washington Post gazetesi, bir zamanlar Watergate Skandalı’nı ortaya çıkararak bütün dünyaya gazetecilik dersi vermişti. Bunu yıllar önce yapmasına rağmen bugün halâ konuşuluyorsa (Ki filmlere bile konu oldu), bizim yandaş acaba bu filmi hangi kafayla seyrediyor acaba?.. Mutlaka The Washington Post’a küfür etmişlerdir. Çünkü bugünkü zihniyetleri... Bugünkü o iğrenç kalemleri Watergate Skandalı’na methiyeler bile düzer... O kadar ki kalemleri satılık... O kadar ki ideolojileriyle Türkiye Cumhuriyeti’nin muazzam yapısının bozulduğunu anlayamayacak kadar cahiller. Neden biliyor musunuz?.. Sırf ATATÜRK DÜŞMANLIĞI’ndan beslendikleri için... Kamu bankalarından maaş alarak kendilerini bulunmaz metah sandıkları için... İşte bunlarla biz aynı gemide değiliz... Bunların bindiği gemi batıyor... Batarken de bizi de beraber batırmaya çalışıyorlar... Oysa “Geminize binip bu ülkeden gidin... İSTİFANIZI VERİN... BİZ SİZİNLE AYNI GEMİDE DEĞİLİZ BEYLER” diyecek bir babayiğit aranıyor diyenlere, CHP bunu diyor... Beyler bir de şu soruyu kendinize sorun: YA ATATÜRK CHP’Yİ KURMASAYDI?.. Şimdi anlıyor musunuz Atatürk’ün demokratik bir muhalefet anlayışına nasıl güzellik kattığını... Tek kelimeyle BİZ ATATÜRK’ÜN GEMİSİNDEYİZ...

var addthis_config = {"data_track_addressbar":true};