İYİ Parti'de doğruyu bulmak zorlaşıyor gibi...

İYİ Parti'de doğruyu bulmak zorlaşıyor gibi...

Ökkeş Ağaoğlu

İYİ Parti son günlerde son darbeleri almaya başladı. Gün geçmiyor ki bir istifa haberi gelmesin... Her zaman hayatı toz pembe görmeye çalışan İYİ Parti ve onun cevherleri, "Mutlaka seçimlerde bir yerlere gelebilmeliyiz. Yoksa başarısız oluruz" diyerek öz eleştiri yapmaktalar.

Tabii haliyle bu hem seçmene ve hem de parti içi politikaya yansıyınca muhataplar ister istemez kendilerinde olağanüstü bir yük hissetmeye başladılar. Neden başladılar?.. Çünkü mahalli seçimler hiçbir zaman genel seçime benzemez de ondan... Ama mahalli seçim, önümüzdeki genel seçimin bir nevi provası olur. Bu işin bu tarafıdır ve düşüncelerin hepsi de eylemsel olarak kesindir... Kati gözle bakılan hayati değişimler ise İYİ Parti'de epey sıkıntılar yaratmaya başlamıştır. Bunların başında İBB'de yaratılan kriz parti yönetimine karşı sanki bilinçli işleniyormuş gibi gündem yarattı. Ve sonuç olarak da hayatı oldukça etkileyen siyasi duruş, parti içinde değişik çalkalanmalara neden oluverdi.

İBB'DE PARTİ MECLİSİ GERİLİMİ YAŞANDI... AMA YAŞANMIŞ OLAN BU OLAYIN ARDINDAN YAPILAN İSTİFALAR DA YÖNETİME KARŞI KRİZ OLARAK DEĞERLENDİRİLDİ. TABİİ BU GİDİŞ NEREYE KADAR DENİLİRSE EĞER, BUNU KİMSE BİLEMEZ... Her zaman farklı bir görünüm yaratmaya çalışan İYİ Parti, "Mahalli seçimlere tek başına gireceğiz... Adaylarımızı belirleyeceğiz" derken, herkes İYİ Parti'yi eleştirmişti. Alında doğrusunu yapmaktaydı. Ama bu doğruluk bazı önemli büyük şehirlerde çok önemli gelişmelere neden olabilecek. Hem nasıl olmasın ki?.. Düşünün Ekrem İmamoğlu, ittifak ile İBB'nin koltuğuna otururken, Cumhur İttifakı'nın neferleri İstanbulllu'yu da cezalandırma yöntemini uygulamada hiç de geri kalmamışlardı. Hatta İstanbul için alınan bazı araç gereçlerin imza yetkisi sarayda iken, o makamın imza atmadığı hiçbir şey İstanbul'a giremiyordu. İşte bu gibi durumda da İstanbullu resmen saray tarafından cezalandırılıyor ve AKP'nin İstanbul'u geri alabilme hevesi tekrar canlanıyordu. Bugün de aynı bu durum yaşanıyor. Nasıl mı? Meral Akşener, "Mahalli seçimlerde her şehirde kendi adayımızla yarışa katılacağız" demişti. Yani ittifaka kapılarını kapatmıştı. Şimdi bu anlayışı ne derece götürecekler bu bilinmiyor ama siyasal boşlukları doldurmanın güzelliği yine politik alışverişlerde ortaya çıkmakta... Çünkü hali hazırda bulunan düşünceler her ne kadar ittifaksız katılma şartları ortaya atılmış olsa da, İYİ Parti'nin tek başına hareket etmesi AKP'nin ekmeğine yağ sürdüğü gibi... Kendisini de yok eden siyasi bir yapıya girdiğini göstermekte.Ama ne yaparsanız yapın, İYİ Parti'nin mahalli seçimlerde alacağı çok büyük oy farkı olmayacak. Çünkü iç huzur şu anda bozulmuş durumda...

CHP İLE İTTİFAK YAPMAYAN BİR PARTİNİN SİYASETE GENEL BAKIŞI TEK BACAKLI KORSAN MİSALİ VARLIK GÖSTEREMEYEN BİR ÇIRPINIŞ OLARAK DEĞERLENDİRİLİYOR. AMA TEK BAŞINA SEÇİME KATILMANIN GÜZELLİKLERİ DE VAR. MERAL AKŞENER BU GÜZELLİĞİ YAKALAMAK İSTİYOR. Meral Akşener tek başına belediye başkanlarını seçtirerek yoluna devam etmek istiyor. Evet istiyor ama son dönemlerde disiplin cezası alanların partiden ayrılışları... İYİ Parti'yi iç siyaette sarsıyor... Hele ki parti grubundan yaşanan son olaylar İYİ Parti'nin canını epeyce sıkmış ve bunun etkisi devam edeceğe benzer... Neden mi?.. İYİ Parti'yi sinirlendiren son olay şöyle gelişmişti: "Parti yönetiminin talebiyle İBB İYİ Parti Grup Başkan vekilliğinden istifa eden İbrahim Özkan, bazı belediye meclis üyelerinin oylarıyla yeniden aynı göreve seçildi. Parti yönetiminin talebini boşa düşüren bu adım üzerine meclis üyeleri kesin ihraç istemiyle disipline sevk edildi." Evet, haber bu... Bu neyi yansıtıyor? Tabii ki parti yönetimini dinlemeyen bir grup İYİ Partili siyasilerin kendi bildikleri okumalarını gösteriyor. Bu arada eğer İYİ Parti tek başına büyük şehirlere aday çıkarırsa, bunun devamında çok büyük hatalara imzasını atmış olacak... Çünkü partisinden ayrılanlar CHP'ye değil de, ya MHP'ye, ya da AKP'ye yatay geçiş yapabilecek. Çünkü siyasi duruşlarına cevap verecek partiler, bu iki parti olmakta. Tabii CHP tek başına seçimlere girerken, partisinin siyasi duruşunda bir yenilik yaparak yapılan her türlü eleştiriye karşı olgunlukla cevap verirse, Özgür Özel müthiş bir sıçrama elde etmiş olacak. Çünkü bu seçim hem Özgür Özel için deneyim seçimi olacak... Hem de genel seçimde ne yapabilirim? sorusuna hazırlıklı olduğunu gösterecek. Tabii halka da yansıyacak olan bu gelişmeler çok farklı zeminlerde dans eden bir seçim olduğunu hepimize gösterecek. Bu da "Tek başımıza seçime gireceğiz" dedikleri seçimden inatla uzaklaşmanın bedelini ödemeye başlayacak. Kim başlayacak? Tabii ki kim "Tek başımıza seçime gireceğiz" diyenler.