Kimse size hakkını helal etmez, millet gitmenizi bekliyor

Kimse size hakkını helal etmez, millet gitmenizi bekliyor

Ökkeş Ağaoğlu

CUMHURBAŞKANLIĞI ile ilgili adaylık yarışı öylesine olayları ortaya çıkardı ki... Kimin, kiminle dans ettiği... Kimin, kendi hırsı yüzünden fıstık yürüyen siyasi programı alt üst etmeye çalıştığı... Kimin, kimileriyle gizli hesaplar yaptığı, hemen hemen hepsi ortaya çıktı... Çıkmasına çıktı da, hem muhafazakar kanadın kendi içinde yaptığı saçma sapan mücadele ile...

 

Sosyal demokratlar doludizgin giderken aniden bir yaramaz adamın yola engeller koymak ve kayalar döşemek için elinden gelen her şeyi yaptığına tanık oldu... Ama ne olursa olsun böylesi saçmalığın üstesinden bu kez gelineceğine inanıyoruz.. Neden mi?..Çünkü bu kez olası bir memleket olayının ortaya koyduğu meseleler ve bu meselelerin arkasında sağlam duramayan bir hükümeti görüyoruz da ondan... Hele ki depremzedelerin isyanını da buna katarsak, hükümetin bu seçimde pek şansının olmadığını görebiliriz. Yetersizlik içinde kıvranan hükümetin bolluk içinde yüzen kurumları sanki özelleştirilmiş gibi göstermesi ama bunu halktan gizlemesi (veya saklaması) hükümetin fazla yaşayamayacağı kanısını kuvvetlendiriyordu. Ve öyle de olacak gibi...

DEPREMDEN HEMEN SONRA ORTAYA KONAN OLAĞANÜSTÜ YARDIMLARI DEVREYE SOKMANIZ GEREKİRDİ... HALÂ ÇADIRSIZ İNSANLAR ÇADIR İÇİN ÇIRPINIYORSA... KIZILAY DENİLEN KURUMUN ÇADIRLARI İNSAFSIZCA VE VİCDANSIZCA SATARAK KÂR AMAÇLIYORSA (Kİ ÖYLE), KİMSE DEPREMZEDELERDEN HELALLİK İSTEMESİN... Deprem ülkemiz çok derin yasa boğmuştu... Biz hemen şöyle demiştik: "Şimdi askerimiz çoktaaaan yola çıkmıştır bile... Daha sonra birkaç saat içinde Kızılay ve diğer yardım kuruluşları sahaya gidecektir"... Evet, düşüncemiz buydu. Ama ne oldu?.. Asker sahaya indi... Ne de Kızılay devreye girdi... Herkes sanki bir şey olmamış gibi davranarak kıllarını kıpırdatmadılar... Bu arada muhalefetin çırpınışları... CHP'li, İYİ Partili ve diğer muhalefete ait belediyeler devreye girerek yardımlaşmaları hemen devreye alarak olay yerine ulaştılar... Fakat o da ne!.. Hükümet birkaç gün sonra (daha doğrusu büyük oranda gecikerek) deprem bölgesine giriverdi... Ve muhalefetin belediyelerinin hiçbirini kabul etmeyerek adeta alanlardan geri göndermeye çalıştı... Hatta bazı belirli demokrasi gereği muhalefet olan televizyon kanallarını bile bölgeye sokmamaya çalıştı... Hükümet depremzedelerle değil, aksine muhalefetin belediyeleri ve televizyonlarıyla uğraşmaya başladı. Neden?.. Çünkü hatalıydı ve birkaç gün deprem bölgesine gitmeyerek çok büyük bir hata yapmıştı... Bunu halkın duymaması için muhalefet eden ne kadar televizyon ve kurum kuruluş varsa baskı politikası uyguladı. İşte o zaman insanın aklına hemen şu soru geliverdi: (Siz şimdi ne için helallik istiyorsunuz?..) Halâ bölgede çadırsız insanlar var...

YAĞMUR VE ÇAMUR ÇADIRLARI YIKMIŞKEN... ÇADIRLARIN İÇİNE GİRMİŞKEN... SOĞUKLAR DA SON DERECE DEVAM EDERKEN, SİZ NEYİN HELALLİĞİNİ İSTİYORSUNUZ?.. DEPREMZEDELER YÜRÜYÜŞ YAPTI... (HAKKIMIZI HELAL ETMİYORUZ) DİYEREK TAVIRLARINI BELİRLEDİLER... ÇÜNKÜ YALNIZ KALDIKLARINA İNANIYORLAR. SAHİ SİZ NEREDESİNİZ?.. Sel nedeniyle 16 kişinin vefat ettiği Urfa'da Belediye Başkanı Zeynel Abidin Beyazgül ne diyor, biliyor musunuz?: "Sorumluluğumuz yok" diyor ... Ne su basan Abide Kavşağı ile ilgili bir sorumluluğu kabul ediyor... Ne de selde ölenlerin sorumluluğunu üsleniyor... Neredeyse diyecek ki, "CHP ülkeyi idare ediyor ve tek suçlu onlardır..." Hadi bakalım çıkın işin içinden... Neden biliyor musunuz? Yetkili olduğu halde hiçbir yetkisinin olmadığını iddia eden bir belediye başkanının bütün sorumluluğu muhalefete yüklemesi kadar saçma bir şey olabilir mi?.. Elbette olamaz... Ama bizim ülkemizde oluyor ne yazık ki... Hem depremde can vereceksin... Hem de selde felaketinde... Ama hiçbir sorumluluk üslenmeyeceksin... Böyle şey olur mu?.. Olmaz, olamaz... Ne olursa olsun bütün hatalar tek tek ortaya çıkıyor... Yapılan yardımlar muhalefetten geliyorsa kabul edilmiyor... Örneğin Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, partisinin Malatya’da kurduğu 10 bin kişilik aşevinin kaldırılması olayı vardı... Karamollaoğlu, “Partimizin öncülüğünde Malatya'da kurulan ve günlük 10 bin kişilik yemek ikramı yapılan aşevimizi hangi gerekçe veya korkuyla kapatma kararı alıyorsunuz? İktidarı uyarıyorum; bu yanlış kararınızdan ve süreç boyunca sergilediğiniz bu bağnazlık ve aymazlıktan derhal vazgeçin” dedi. Tüm bu gelişmeler yaşanırken, hükümetin kanadının televizyonlara çıkıp da "Biz her şeye yetişiyoruz..." diyerek algı operasyonları yarattıkça hata üstüne hata yapıyor... Ve sonuç olarak halkı kandıramadıklarını anlamaları artık zor olmuyor. Neden mi?.. Hatay'da binlerce kişi depremin 40’ıncı gününde, “HAKKIMIZI HELAL ETMİYORUZ” sloganlarıyla yürüdü!.. Artık bunu da kaale almayıp, buradan da bir algı yaratmaya kalkışılırsa, hükümet gerçekten çok büyük yara alır... Zaten aldı da...

SADECE ÇADIRLA OLAYI KAPATMAYA ÇALIŞAN HÜKÜMET, HEP KILIÇDAROĞLU İLE HESAPLAŞMAYA GİRİŞİRSE, BU YARIŞI KAYBEDER... KAYBEDECEK DE... ÇÜNKÜ DEPREM BÖLGESİNE BİLE GİDİLDİĞİNDE MİLLET ÇÖZÜM KONUŞMASI BEKLERKEN HEMEN ORTAYA CHP LİDERİNİ ATMAK HÜKÜMETİN EN BÜYÜK HATASI OLMAKTA... Çünkü hükümet bu kadar ölünün olduğu bir bölgede, bu kadar duyarsız kalarak sadece çadırla işi kapatmaya çalışması (Ki çadır da yok) ve o çadırları selin basması insanları zivanadan çıkarmaya yetmişti... Hele ki hükümetin "Depremzedelere ev vereceğiz ve 20 yıl borçlanarak oturdukları evin sahibi olacaklar" açıklaması vatandaşı hepten germeye devam ediyordu. Tabii burada CHP'nin "Devlet halka borçlu... Biz gelirsek evleri bedava vereceğiz... Bu devletin görevidir" açıklaması hükümetin elindeki bütün kozları devirmeye yetiyordu... Neden biliyor musunuz?.. Hükümet halkı unutmanın yollarını ararken, CHP tüm gücüyle olaya sarılarak "Biz yönetime geldiğimizde ülkeyi ayağa kaldıracağız" açıklamasını yapıyordu... İşte bu yüzden KİMSE SİZE HAKKINI HELAL ETMEZ... Çünkü millet sizi olay bölgesinde kurtarıcı gibi beklerken, hükümet olarak o bölgeye gidip de birkaç kelimeden sonra "Yok efendim Kılıçdaroğlu şöyle" derken, "Taziye ziyaretlerini adeta miting alanına çevirmek" bölge halkının düşüncelerine ve kurtuluş umutlarına ağır bir darbe olmuştur. O yüzdendir ki HÜKÜMET İSTİFA derken, HAKKIMIZI HELAL ETMİYORUZ demek, bölge halkının sorunlarına çare bulamamanın götürüsü olmuştur. İşte tam da burada muhalefet hem bölgeye giderek moral veriyor... Hem de ülkenin getiri kaynaklarını çalşıtıracağına söz veriyor. Artık millet seçime kilitlendi diyebiliriz.