Kurban'da yanlışlar ve İslam'ın şartı bütün Kuran'dır...

Submitted by FTG on Sun, 06/30/2024 - 17:42

Ökkeş Ağaoğlu

İSLAM çok farklı, çok derin manalı bir dindir... Bu din üzerinden hiç kimse bu konuda ne bilgiçlik taslamalıdır... Ne de zeka küpü olmalıdır... Bu konuda herkese hakaret etmeden, konu üzerinde mütalaa yapmak isteyenlere karşı bilgili olanların, aynı şekilde karşısındaki kişiye veya kişilere bilgi vermenin amacını taşımalıdır...

Ama gelin görün ki İslami dinde ne mütalaa yapmak isteyenler doğru dürüst karşılanıyor... Ne de fikir alışverişi yapılmak isteniyor... Konu öylesine sorularla beslenen bir konu ki, kimse kimsenin ne fikrine ve ne de sorusuna önem veriliyor... Hatta ve hatta ne de şahsiyetine karşı kibarlıkla karşılık veriliyor.. Dini konuda bir kişi fikrini söylediği zaman o kişi hemen dinsizlikle suçlanarak bir kenara koyuluyor. Neden bu düşünceler böylesine derin iken, derine inen kişilere karşı tavır alınıyor?.. Neden bu tavır alanlar sürekli din adamlarından oluşuyor?.. Neden İslam ile kalkıp İslam’la oturanlar kendilerinden başka gelen fikirlere önem vermiyor?.. Bunun tek amacı var?.. Ekmeklerinden olacaklar... Çünkü Kuran’ı Kerim hakkında bir soru sorduğunuz zaman (bazı) din adamlarından alacağınız yanıt hemen şu oluyor: “Kuran Türkçe okunamaz... Günahtır... Ayrıca hem günahtır, ve hem de Allah’ın sözlerini başka manalara çekmek hususiyeti doğduğundan dolayı Kuran Türkçe okunamaz...” İşte aldığınız yanıt bu... Siz de şu yanıtı veriyorsunuz: “Yahu kardeşim Arapça bilmiyorum ve bilmeye de mecbur değilim... Ayrıca benim kutsal kitabım Kuran olduğu için ben kendi dini kitabımı kendi lisanımla okuyabilmeliyim ve anlayabilmeliyim... Yani BENİM DİNİM YABANCI LİSAN OLAMAZ...” Bunu söylediğiniz anda kendileri Arapça mırıldanarak bir şeyler söylüyorlar ve ardından söylediklerini Türkçeye çevirerek size anlatmaya çalışıyorlar. İyi güzel de kardeşim, ben seni dinlemeye mecbur muyum?.. Ayrıca açtıkları tarikat ve cemaatlere ait merdiven altı okullarda Kuran’ı okuttuklarını ama bunu Arapça ve ezbercilikle okuttuklarını bilmeyenimiz yok ki... Hele ki Diyanet İşleri Başkanı’nın Arapça bilmediği ortaya çıkınca, bu kişi “Dini konuda derdini nasıl anlatıyor?” diye bir soru sormaz mısınız kendinize?.. Ben sordum kendime ve karşılık olarak “Bu kişi dini konuları Arapça bilmiyor ama Arapça lisanının dışına çıkılmasını istemiyor... Ama kendisi bu derdini Arapça değil de Türkçe olarak açıklıyor... Hadi Arapça açıkla deseniz, adam yolda kalacak. Hatta kalıyor da zaten...” diye düşünceler sizi ister istemez kemiriyor... Ve bu beni olduğu kadar sizleri de rahatsız etmiyor mu?. Ama ne yaparsınız ki Kuran’ı Türkçe’ye çevirten Atatürk’e karşı gelmekteler. Ve bütün dertleri Cumhuriyete karşı gelmek... Ona karşı gelirken Cumhuriyet’in kendilerine verdiği konuşma ve savunma hakkını da sonuna kadar kullanırlar... Yani tam bir ihanet şebekesi gibiler.

DİN HAKKINDA KİM BİR SORU SORMAYA KALKARSA, O KİŞİ HEMEN DİNSİZLİKLE SUÇLANIYOR... HATTA O DA YETMİYOR, "İŞTE CUMHURİYETİ KURAN ATATÜRK'ÜN DÜŞÜNCELERİ HEP BÖYLE" DENİLEREK CUMHURİYET HEDEF ALINIYOR... Kurban Bayramı bin 500 yıla yakın devam ediyor.. Devam etmesine ediyor da konu ne zaman tartışma konusu olmaya yüz tutuyor, anında “Din elden gidiyor... İşte Cumhuriyetçiler böyle” diyerek hemen Atatürk ve Cumhuriyet sistemi kötüleniyor. Neden?.. Çünkü zekalarının kurcalanmasını istemiyorlar... Neden?.. Çünkü Arapça’nın derinine bilimsel olarak inmiyorlar ve ineni de suçluyorlar... Neden?.. Arapça kelimeleri kendi başlarına bir mana takarak kendilerine (Bulunmaz Bursa Kumaşı) payesi veriyorlar... Ama iş gerçek bilimsel konuları tartışmaya açan zeki ve çalışkan insanların sorularına gelince sınıfta kalıyorlar... Neden mi?.. Çünkü modern ve kültürel düşünceye sahip olan ve Batı’dan da üstün düşüncelerine haiz olan kişilerin Atatürk sayesinde aydınlanmasıyla sorular zincirini oluşturmasına karşılık veremiyorlar... Örneğin sorulan sorular arasında şu en çarpıcı oluyor: “Kurban bayram olarak kabul görmemeli... Çünkü can alarak (hem de milyonlarca canı alarak) bunun adına bayram diyemezsiniz) denildiği zaman öfkeleniyorlar. Hemen gardlarını alıyorlar... Oysa size bilimsel ve dinsel açıdan açıklama yapmıyorlar. Hatta yapmıyorlar. Üstelik bu konu TV’lerde tartışmaya açıldığında bu soruya karşılık veren (bazı) hocalar veya kendilerini hoca olarak tanıtanlar büyük bir öfkeyle ve kaba bir dille size karşılık veriyor(lar)... Ama siz bu konuda ısrarla “Can almak bayram olamaz... Tam et yenen bir şey... Hatta doktorlar protein almanız gerekir diye uyarılarda da bulunuyorlar. Ama bu ihtiyacın dışında kurban bayramı olarak milyonlarca kurbanı kesmek ve bunu da Allah yolunda yapıyoruz demek yanlıştır. Hatta yanlışın da en büyüğüdür...

KURBAN KESİLİR Mİ? KESİLMEZ Mİ? KURBAN BAYRAM OLARAK KUTLANMALI MIDIR?.. KUTLANMAMALI MIDIR?.. KURAN BU KONUDA NE DİYOR?.. Aslında "Hayvan kesmek bir ihtiyaç gibi görülmeli ve doktorların da önerdiği gibi ihtiyaç vesilesi" olarak düşünülmelidir... Yani sağlık açısından kurban eti yemek zaruri olarak düşünülebilir... Doğrudur ve her insanın proteine ihtiyacı vardır... Bu ister İslam ülkesi olsun, ister olmasın, binlerce yıl önce yaşamış devletlerin bile hayvanları keserek yemek ihtiyacını giderdikleri kesindir... Hatta bu tartışılmaz da... Ancak İslami açıdan konu masaya yatırıldığında işin içinde başka şeylerin olduğu da akıllara takılmıyor değil hani... Nasıl mı?.. Bunu, İslam'ın derinlerine seyahat ederek cevap bulabiliriz... Kitapları ve bilgileri karıştırarak ve okuyarak kurbanın nerelere uzandığını görebiliriz. Örneğin kurban konusunda şu gerçekle karşılaşıyorsunuz: İslam dininin ve Kuran dininin hayvan kesmek diye bir adeti yoktur... Bunu söyleyen de Peygamberimizin en büyük sahabileri söyledi ve uyguladılar... Örneğin İbni Abbas... Sahabinin hocası... Müfessirlerin babası... Bu kişi yıllarca kurban kesmemiştir... Kendisine, "Neden kesmiyorsun?" dediklerinde şu cevabı vermiştir: "Bu kesim olayı, Hacca gelen misafirlere ikram için - sofra kurmak için geliştirilmiş bir adettir... Bunun dinle ne ilgisi var?.. Sizler bunu dinin bir parçası yaptınız... Buna karşı çıkmam gerektiği için ben kesmiyorum..." Zaten bu konuyu veren ayetler Hac suresinde geçtiği için... Hacca gidenlere ikram edildiği için... kurban eti misafirlere ikram edildiği için ayette yerini almıştır... Hatta biraz daha düşündüğünüz de Allah'tan İslam'ın 5 şartının içine bu kurban olayını koymadıklarına şükretmemiz gerekiyor. Eğer ki kurban olaya karşı çıkarak ve zururetin dışında kurban kesmek yanlıştır diyenlere karşı gelenlere hemen şu soruyu sormamız gerekmez mi?..: "Neden İslam'ın 5 şartı içinde Allah'ın ilk emri olan İKRA (yani OKU) konmamıştır?.." Bu soruyu bizim de sormamız gerekmiyor mu?.. Bugünün dünyasında yanlış giden İslam'ın temel 5 şartına bakın ve buna uymaya çalışan İslam toplumlarının ne kadar geride kaldığını görün... Bir de İslam olmayan ve temelde okuyarak bilim ve ilimi yakalayan diğer ülkelerin sizden kat kat ileride olduğuna bakın... Ve Kuran'daki 5 şartın en başında olması gereken İKRA'nın (Yani OKU) emrinin hangi kafanın oradan çıkarıldığını soruşturun... Daha doğrusu kurban İslam'ın şartlarından biri olmadığı halde bunu farz kılan (yani Allah'ın emri) kafalara şu soruyu sormamız gerekmiyor mu?..: "Sizler İslam'ın 5 şartının dışında kurbanı da 5 şartın içine yerleştirdiniz de, Allah'ın kelamları, sözleri ve vahiyleri olan diğer ayetlerdeki ve surelerdeki emirleri ne olacak?.. Onlar neden yerine getirilmiyor?.. Kurban olayı sanki İslam'ı temsil ediyormuş gibi bu düşünceleri kabul etmeyenlerle kavga ederken... Neden Allah'ın diğer şartları için kavga etmiyorsunuz?..

KURBAN ADI ALTINDA ALINAN CANIN KİMİ ZAMAN ADAK ADI ALTINDA CAN ALMA EĞİLİMİ GÖSTERİRKEN... KİMİ ZAMAN DA BU CAN ALICI KURBAN HİSSİYATI GÜNLÜK İHTİYAÇLARDA VE BEKLENTİLERDE BOY GÖSTERMEKTE... TAM BİR VAHŞET... Bu konuya bir de şöyle bakalım: Farz ne demek?.. İslami açıdan kullarına yapılması zaruri olarak yerine getirilmesi için yapılan emir olarak düşünülmelidir. Yani felsefi açıdan düşünüldüğünde, "Müslümanlıkta, geçerli bir özür olmadıkça kesinlikle yapılması gereken, yapılmaması günah sayılan Tanrı buyruğu" anlamını da taşır... Ansiklopedik bilgiler farz olayını bu yönde bir açıklamayla paylaşmaktadırlar. Ama kurbanı o kadar sulandırdılar ki, adak olayında her şeyi kurbana dayandırdılar. Örnek mi istiyorsunuz?.. 1) - Kimisi "Okulu geçersem kurban kesip dağıtacağım" diyerek bir can alma peşine düşer... 2) - Kimisi bir araba alır ve hemen kurban keser ve bunu zorunluluk olarak düşünür... 3) - Kimisi "Ev alırsam şu kadar kimseyi doyuracağım" der ve doyurur.... Ama bunu sevap adı altında hemen kurban kesmeyi düşünür ve bir can alır... İşte o zaman ilk aklımıza gelen ne olmalıdır?.. Tıpkı İbni Abbas'ın dediği gibi, "Hac zamanında gelen misafirlere ikram etmek için kurban" kesiliyorsa... Bu 3 adak olayı da, ikramdan öteye gitmeyen bir davranış şeklini kapsamakta... Hem de hiçbir İslamı zorunluluğu olmadan bunun sevap olduğunu düşünmeleri gibi... Oysa bu sevap değildir... Tam aksine bir vahşettir... Sen mutlu olmak için ortaya bir şart koşuyorsun ve o şart yerine gelince kurban keserek bir can alıyorsun... Hatta yeni aldığın arabayı kazadan beladan korusun diye kurban keserek bir can almanız gibi. Yani sen arabada safa sürerken, bir can alarak bunun sevap olduğunu düşünüyorsun... İşte bu ve bunun gibilerin hepsi yanlıştır... Eğer Kuran'ın hükümleri gözetiliyorsa, 5 şartın dışında Allah'ın diğer emirleri ne olacak?.. Onlar neden düşünülmüyor?.. Cana kıyan, malı - mülkü dağıtmayan... Elalemin namusuna göz diken... Hırsızlık yapan... Yalan söyleyen... Bunlar için inen ayetler ne olacak?.. Bunlar neden dillendirilmiyor... Bize sorarsanız İslam'ın 5 şartı yoktur... Aksine İSLAM'ın ŞARTI BÜTÜN KURAN'dır... Bunun dışınnda herkes din adı altında yeni yeni adetleri Kuran'a yanaştırarak şirk koşmaktalar... Oysa Kuran'ın dışında yapılan ibadetlerin ve duaların hepsi kendini kandırmacadır. İşte bu hatalar yapılmasın diye Atatürk Kuran'ı Türkçeleştirerek halkın aydınlanmasını sağlamıştır... Yok eğer bu bazı dinci hocalara bakılacak olursa Kuran'ı Türkçeleştirmenin günah olduğunu söyleyerek (zaten söylüyorlar) şeriat saçmalığının arkasına sığınmak istemişlerdir. Kurban konusunda ruhsal çöküntü yaratan yüzeysel meseleler o kadar fazla ki... İnsanın inanası gelmiyor diyebiliriz. Örneğin peygamberimizin gücü çok yüksek diyerek bunu ilişkilere dayandıran sapık zihniyetlere şunu sormak lazım: Kardeşim peygamberin gücünden banane... Bu ayıp ve bu benzetmeler iğrenç değil mi?.. Ayrıca peygamberimiz kadınlara ve kızların gömülmesine karşı gelirken bugünkü bazı sapık zihniyetli hocaların kadınlar konusunda saçma sapan açıklamalarını hangi kefeye koymamız gerekiyor?.. Kısaca İslam'iyet bütün Kuran'dır... İslam'ın 5 şartı değil, Kuran'ın tümü şarttır. Tabii anlayabilene.