Millet İttifakı terörist ama HÜDAPAR terörist değil öyle mi?

Ökkeş Ağaoğlu

SEÇİME doğru adım adım ilerlerken, hükümetin kıskançlığı had safhaya varıyor... Nasıl kısmasın ki?.. Önce İzmir mitingini kendileri yaptı...

Çok büyük umutlarla o mitinge isim vermeye çalıştılar... Mesela “Milyonlar sandığa yürüyor” diyerek büyük bir coşkuyla halkın karşısına çıkmaya çalıştılar. Fakat o da ne?.. Alanlar bomboş... Birkaç bin kişi de değil... Birkaç yüz kişi vardı alanda... Ve boş alana hitap eden AKP lideri, bir türlü coşkuyu yaşayamadı... Ve yaşayamadan da alanı terk etti... Ama ne yazık ki yandaş medyanın ahlaksız programcıları ve görselcileri, yine kalleşliklerini yaparak o dolmayan alanı eskiden dolmuş alan video ile süslediler. Yani yer değiştirdiler... Bir türlü boş alanı gösteremediler. Peki neden?.. Nedeni 1) Ahlaksız bir basınımız vardı... 2) Bazı ahlaksız köşe yazarları da onlara eşlik ederek adeta Türkiye’yi değil, dünyayı feth ediyorlarmış gibi yazılar yazdılar... 3) MHP lideri de sürekli Millet İttifakı’na saçma sapan sözlerle saldırmaya devam etti. Sonuç mu? Büyük bir hüsranı yaşadılar. Ve her biri kendi miting alanından geriye bakmadan orayı terk etiler.

BAŞARISIZLIK KANLARINDA VAR. ÇÜNKÜ DEVLET İMKANLARINI KULLANDIKLARI HALDE BİR TÜRLÜ DİKİŞİ TUTTURAMADILAR... DEVLET OLANAKLARI BİLE MİLLET İTTİFAKI’NIN GERİSİNDE KALDI... Yapımına 2016 yılında başlanan TCG Anadolu SİHA gemisi, Tuzla’da düzenlenen törenle hizmete girmişti. Ve sonra halkın ziyaretçi akınına uğradı. Aslında bunlar güzel şeyler... Kim istemez ki askerimizin savaş gemisi olmasını?.. Kim istemez ki teknik donanımlı ve insansız SİHA’ların teknoloji ile donatılarak hazır hale getirilmesini?.. Ama bu gemi suya indirildiğinde de kimsenin itirazının olmayacağı zaten belli iken... “Bu gemi nerede kullanılacak?” sorusuna bile tahammül edilememekte ve muhalefete “CHP’li fondoşlar” ifadesiyle karşılık verilmekteydi... Yani konunun neresinden ele alırsanız alın muhalefet hep suçlanıyor... Hatta terörist yerine konuyordu... Fakat bunun yanlış olduğunu onlar da çok iyi biliyorlardı. Ama nedense seçimler tam da yaklaşırken SİHA gemisini gündeme alarak CHP’yi düşman göstermek iktidarın işine geliyordu. Ve öyle de oldu. Ama ne oldu?.. İzmir mitingi hükümetin bütün yaptıklarını geride bıraktı... Milyonlar alana aktı. Böylesi bir kalabalığın bir araya geleceği hiçbir zaman tahmin bile edilmedi. Çünkü hükümet devletin bütün imkanlarını kullanırken... Belediye başkanı, belediyede çalışanları izne ayırıp AKP’nin mitingine katılması baskısını yaparken... Ve de alanlar bir türlü doldurulamazken... Millet İttifakı bunu halkın sevgi gücüyle başarıyor... Alanları dolduruyordu... Hele ki Atatürkçü yazar denilen birinin Millet İttifakı’nın seçim bölgesi olarak anlaştığı 6’lı Masanın diğer liderlerinin vekil aritmetiğini eleştirerek CHP’yi suçlamakta hevesli olduğu da ortaya çıkıyordu... Ama u yazar, şöyle bir dönüp de AKP kanadına bakarak CHP’ye getirilen eleştirinin hükümet kanadında asla bunun görülmediğini bir türlü göremiyordu. Hatta görmek istemiyordu. Neden? Çünkü sosyal demokratlar her zaman dürüstlük ve doğruluk adına kendi ayağına kurşun sıkmaya bayılırlar da ondan. Hele ki bir Cumhuriyetçi yazar da, “İzmirli herhalde kendini jiletleyecek” diyerek bir konuda dahi en ağır hasarı verebilmek için Millet İttifakı’nın üstüne yükleniyordu. Ama ne jiletle kendine ağır hasar veren oldu... Ne de CHP’nin 6’lı Masasının vekil tayinleri yüzünden ağır eleştiriler alana yansıdı. Yanlışlar olacak mı? Elbette olacak. Ama bir veya iki yanlış yüzünden (tam da seçim arifesinde) Millet İttifakı’na bu derece saldırmak ve zarar vermek hem yazarlık değildir... Hem de Türklüğe hiç sığmaz.

MİLLET İTTİFAKI TERÖRİST AMA HÜDAPAR TERÖRİST DEĞİL ÖYLE Mİ?.. AYRICA CUMHUR İTTİFAKI’YLA DEVLETİN BÜTÜN RESMİ AÇILIŞLARINA BİLE GÖTÜRDÜKLERİ HÜDAPAR’I “BİZİM İTTİFAKTA DEĞİLLER” AÇIKLAMASINI YAPIYORLAR. HADİ ORADAN... Bu koltuk ne kadar da tatlı şeymiş... Koltuk merakı yüzünden bir türlü kendine gelemeyen Cumhur İttifakı, koltuğu kaybetmeme uğruna terörist bir partiyle işbirliği yapacak kadar kendini kaybetmiş duruma geldi... Alın size HÜDAPAR savunması... AKP’li Numan Kurtulmuş, “HÜDAPAR dört partinin oluşturduğu Cumhur İttifakı’nın içerisine imza atarak ittifak ortağı olarak gelmemiştir” diyor... Hatta daha da ileri giderek “Bu konu üzerinde tartışmayı lüzumsuz görüyorum.. Hatta Anayasa’nın ilk 4 maddesinin tartışılmaz olduğu meselesi açıktır” diyerek savunmayı yapıyor... İyi güzel de Sayın Kurtulmuş, siz bunu direkt HÜDAPAR’ın liderine, hem de tüm TV’lerin görüntüsüyle yüzüne söylesene... Niçin bunu yapmıyorsun?.. Veya yapamıyorsun?.. Seni tutan mı var?.. Hele bir de, “HÜDAPAR’ın Türk bayrağını kabul etmemek şeklinde bir şey söylediklerine de inanmadığını” söylüyor. İşte bir gazeteci yok ki, karşısına dikilip bir de videoyu izleterek “Buna ne diycceksiniz?” diyemiyor... Ama diyemez ki... Hepsi yalaka ve yandaş... Ayrıca Kurtulmuş HÜDAPAR’ı neredeyse “Hiç görmedim” diyecek kadar meseleye bakar kör gözle bakarken, Erdoğan’a desteğini açıklayan HÜDAPAR’ın lideri Zekeriya Yapıcıoğlu, “Cuhurbaşkanı ile görüşmemizde yeni anayasanın da gündeme geldiğini” açıklamıştı. Peki buna ne buyrulur sayın Kurtulmuş?.. Adam televizyonda Türk bayrağından bile rahatsız olduğunu söylüyor... Meclis’te yemin olayı ile ilgili bir soruya da “Bakarız” diyerek koskoca Türkiye Cumhuriyeti’yle adeta dalgasını geçiyor... Hem de küçümsüyor... Ve Siz sayın Kurtulmuş, tüm bunlardan haberiniz yok, öyle mi?.. Daha doğrusu Millet İttifakı’na istilacı, bölücü ve hatta terörist diyerek alanlarda bağırıp çağırıp yaal yanlış konuşuyorsunuz... Ama HÜDAPAR’a gelince “Partimizle, Cumhur İttifakı ile ilişkisi yok” diyorsunuz. Öyle bir ilişkisi var ki... Bunu seçim sonrası olduğunda bütün kirli çamaşırların ortaya daha net çıktığında göreceğiz. İşte o zaman bu konuyu başka türlü yazmanın şerefine erişeceğim...

var addthis_config = {"data_track_addressbar":true};