Mitinglerle tekrar geleneklere dönülebilir

Mitinglerle tekrar geleneklere dönülebilir

BUGÜN dev mitingler olmalı... Hem öyle böyle de değil... Tam anlamıyla ülkeyi miting alanına davet etmelisiniz... Yani yurdun bütün alanlarına gitmelisiniz... İnsanlara her şeyi anlatmalısınız... “Bugün ve yarın başınıza neler gelecek” veya “Neler gelebelir”i tek tek, usanmadan ve sıkılmadan anlatmalısınız... Bugün bunları yapmayan, yarın dizini döver... Geç kalınmış mitingler ne ülkeyi kurtarır... Ne halkını uyarır... Ne de emperyallerin heveslerini kursaklarında bırakır... Her zaman içeriye olduğu gibi, dış dünyaya da çok güzel mesajlar verilmeli... – Ki bir şeyler yapabilesinz... Ki yaptığınızı savunabilesiniz... Ki ne yapıp edip Cumhuriyetin ilkelerini iliklerinize kadar hissedebilesiniz...

GELENEKLERİMİZİ HİÇE SAYAN HÜKÜMETİN MAKSADI ATATÜRK’Ü YIKMAK VE YOK ETMEK... AMA YOK EDEYİM DERKEN AKM’Yİ YANİ ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİNİ DE AÇMAYI İHMAL ETMİYOR. NEDEN?.. BUGÜN BUNU YAPMALARI GEREKİYOR DA ONDAN... Kimse sanmasın ki Atatürk Kültür Merkezi’ni (AKM)’yi açan hükümet, bugün Atatürk’ü savunuyor olsun... Eğer öyle bir şey olsaydı bugün Yeşilköy Atatürk Hava Limanı resmen yıkılmazdı... Eğer öyle olsaydı Atatürk Hava Limanı’nın o güzelim iniş pistinin tam başlangıcına devasa bina ve inşaatlar konulmazdı... Eğer öyle olsaydı bugün Atatürk ile ilgili ne kadar sporla ilgili statlar, sokak, cadde, semt, heykel ve havaalanları yok edilmezdi... Düşünün bugün hem AKM’yi açacaksın, ama bundan önce ve sonra da ne Atatürk kutlamalarına resmen katılacaksın... Ne de Atatürk adının anılmaması için ne kadar semtte ve binalarda adı varsa hepsini sileceksin... Kim inanır bunları yapanların AKM’yi sevgiyle açtığına?.. Onun için Atatürk gelenekleri ve devrimleri Türkiye’nin bir nevi mayasıdır... O mayanın adı da çağdaş Türkiye’dir... Modern Türkiye’nin çağdaş toplum yaratma azmidir... Ama bugün halâ Atatürk düşmanlığıyla yola çıkan bir partinin ülkeye refah, zenginlik ve rahat bir yaşam getireceğine inanmak bir o kadar yanlıştır... Doğru bir yol değildir... Ama ne yazık ki inananlar ne hükümetin Atatürk ile ilgili küfürlerini ve hakaretlerini duyuyor... Ne de Türkiye’nin yarınlarının mahvedilmesine göz yummayan birkaç dürüst televizyonları seyretme zahmetinde bulunuyor... Onların tek derdi vatan millet Sakarya... Ama iktidarın ne vatan için uğraştığı var, ne de millet için ekonomiyle... Tek dertleri Atatürk Cumhuriyeti’nin yıkılması ve onun yerine şeri düzenin biat kültürüyle taçlandırılması... Yani çok yaşa padişahım diyecek zümreler yaratılması... Bunda bugün biraz kazançları olmuş ama yarın Cumhuriyet’i iliklerine kadar hissedenler ne bu ideolojinin peşinde gidecekler... Ne de bugünkü hükümetin gerçek yüzünü görerek onun otobüsüne binecekler... Hatta yağan yağmurda bile beraber ıslanmayacaklar. Çünkü Atatürk Cumhuriyeti devrinde doğan genç nesiller, bugün ne kadar yaşlı olurlarsa olsunlar, demokrasinin kalması için bu hükümeti sandığa gömecektir. Bundan kimsenin şüphesi olmasın.

GEÇMİŞİN İZLERİNİ TAŞIYAN İDEOLOJİLER ÇARPIŞIYOR... SİZCE KİM GALİP GELECEK?.. ELBETTE ATATÜRK VE ONUN DEVRİMLERİ... BUNA ŞÜPHEYLE BAKANLAR BUGÜN YANDAŞ MEDYANIN TUZAĞINA DÜŞEN VE GELECEĞİNİ SORGULAMAYANLARDIR... Ülkemizin iki tane geçmişi var... Birincisi Osmanlı’nın 600 yıllık dünya saltanatlığından son 200 senelik çöküşüyle yok olup gidişi... Tabii yok olup giderken hanlar, saraylar ve konaklara harcanan yığınla paralarla yok olup gidişini hızlandıran en büyük nedenlerden bir tanesi... Safahat ve kıyak yaşamak alemlerin krallarında bile yokken, Osmanlı zadelerin hepsinin bir eli yağda, bir eli baldaydı... Ama her nedense bir türlü ülkenin geleceğini ve savunmasını düşünmediler... İkinci geçmiş ise, henüz daha geçmemiş olan ve Cumhuriyet ile bağımsızlığı iliklerimize kadar hissettiğimiz Atatürk Cumhuriyeti... Osmanlı ülkeyi yok ederken, küllerinden yeniden doğan Türkiye Cumhuriyeti’ni yok saymak... Onu yok etmek bağımsızlığını yok etmekle eş anlamlıdır... Cumhuriyet milliyetçiliğinin gerçek vatan sevgisini yok etmektir... Hele ki Türk milliyetçiliğini yok etmek isteyenler, Osmanlı sarhoşluğuyla Merkez Bankası’na saldırmak... Varlık Fonu’nun gelirlerini yok etmek... 65 milyar Türk Lirası’nı borca götürmek... Bunun adını da Osmanlı ekonomisi yuvarlamasıyla halkı kandırmaktan öteye gitmeyen yanlış ekonomiyi padişahların geleneklerine bağlamaya çalışan hükümet, tam anlamıyla ülkeyi yok etmekle karşı karşıya... Bunlar artık değişmeli... Mitingler yapılmalı... Mitingler devasa olarak gerçekleşmeli ve hükümeti köşeye sıkıştırmalı... Türkiye fabrika ayarlarına tekrar geri dönmeli... Çoğulcu parlamenter sistem geri gelirken, halk tekrar uyutulmamalı... Daha doğrusu kurtuluş Cumhuriyetin bağımsızlığında gizli... O gizliliği bugün gözler önüne sermenin tam da sırasıdır... Yoksa halimiz harap... Bugün yıkımı yaşayan Türk halkı, yarının garantisini muhalefetin mitinglerinde görmeli... İsrafın yıkım projeleri halka tek tek anlatılmalı... Anlatılamazsa vay bu ülkenin başına gelenler... Hadi muhalefet çıkın meydanlara... Bangır bangır konuşun... Türk halkını arkanıza alın... Bu sizin için muhteşem geleceği hazırlamanın projeleri...