Muharrem İnce, resmen (CHP ve Millet İttifakı) düşmanı

Muharrem İnce, resmen (CHP ve Millet İttifakı) düşmanı

Ökkeş Ağaoğlu

 

MUHARREM İnce, hem suçlu, hem de güçlü... Suçu her konuda birleşilerek AKP iktidarına karşı güç birliği oluşturmak... Suçlu oluşu ise, AKP’den çok CHP’yi suçluyor. Aklı fikri CHP suçlansın da, ne olursa olsun... Bu seçimi ister AKP kazansın... İster HÜDA-PAR kazansın... Ama kim kazanırsa kazansın, yeter ki CHP ve Kılıçdaroğlu kazanmasın... Adamın niyeti çok bozuk... Bir defa insan “Doğduğum ve büyüdüğüm partim” dediği CHP’ye ve onun Genel Başkanı’na bu kadar düşmanlık beslememeli... Bu resmen tuzak hazırlamak gibi bir şey... Daha doğrusu CHP’nin kazanması sanki totaliter bir seçimin kazanması gibi bir imada bulunarak sürekli CHP’ye ve sosyal demokratlara hakaret edip duruyor. Oysa bu hakaretlerden önce bir de dönüp kendine bakmalı aynada... “Ben ne yapıyorum?” diye sürekli kendini sorgulamalı insan... Ama...

MUHARREM İNCE, İNCEDEN İNCEYE AKP'YE KORKUNÇ DESTEK VERİYOR... YANİ YANYANA GELMELERİNE BİLE GEREK YOK... YAPILAN İCRAATLAR VE YALAN DOLANLAR AYNI KAFADA OLDUKLARINI GÖSTERİYOR... Muharrem İnce, her çıktığı televizyon programlarında CHP aşağı... CHP yukarı... Her yaptığı TV röportajında Kılıçdaroğlu aşağı... Kılıçdaroğlu yukarı... AKP’ye ise rutin olan eleştirisini yapıyor... Ama iş dönüp dolaşıp CHP’ye gelince, bir mermi gibi atlıyor olaya... Ağzına ne geliyorsa, sayıp duruyor... Hele ki Kılıçdaroğlu’nun Memleket Partisi’ni ziyaretinden sonra dönüş yaparken Muharrem İnce’nin kendisine “Hoşgeldin, güle güle” diyerek gayet laubali ve kibirli tavrını kime unutmuyor... Bu konuyla ilgili soruya Muharrem İnce, “Bunda bir kasıt yok. Hiçbir art niyetim yoktu. Hatta Engin Altay beni aramıştı ve ‘Kemal Bey’in kırgınlığı varsa kendisini arayayım’ dedim. ‘Yok’ dedi” diyor ve yaptığı küçümseyici konuşmasının farkında olduğunu da çok iyi biliyor (Ki Engin Altay’ı da bu konunun içine çekerek kendini masumiyet pozlarına sokuveriyordu. Oysa görünen kibirlilik ve şımarıklık idi... Ve sonra da Cumhur İttfakı’nın kullandığı “7’li İttifak” sözünü kendisi de kullanmaya başladı. Ve bunu söylememesi gerektiğini ima eden TV100 programı sunucusuna karşı dilini biraz sertleştirerek sesini yükseltmeye başladı. İşte bu, zayıf noktalarından biriydi. Yani MUHARREM İNCE, ELEŞTİRİLMEYE TAHAMMÜL EDEMİYOR... Tıpkı AKP’liler gibi... Yaptığı yanlışı söylediğiniz zaman, hemen sesini yükseltiyor ve kırıcı olabiliyor... Oysa cumhurbaşkanı adayının sakin ve ağır olması gerekiyor... Bu devlet yöneticisinin en hassas noktalarından biridir.

GELELİM HASSAS KONULARA... YANİ CHP İLE MUHARREM İNCE ARASINDAKİ GERGİNLİĞİN ASIL NOKTASINA... NEYDİ O? TIPKI BUGÜNKÜ GİBİ CUMHURBAŞKANI ADAYIYDI VE KENDİSİ 1 SAAT YOKTU... NEDEN?.. Muharrem İnce, anlaşılıyor ki geçmişteki hatasını örtbas etmek için “CHP kabahatli” algısını yaratarak Kılıçdaroğlu’na karşı bir kin ve nefret kusmakta. Neden?.. Çünkü bundan önceki cumhurbaşkanlığı seçiminde kendisi 16 Haziran 2018 günü aynen şunu söylemişti: “24 Haziran günü halk sandık başına gitmeli. O gün tatil – matil yok. Herkes oyunu kullanacak. Ama ben 50 bin avukatla Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) önünde olacağım” diyerek de eklemişti. Tabii büyük bir kalabalık zümrenin kullandığı oylarda CHP ve Muharrem İnce en çok ses getiren iki unsurdu. Fakat oyların bölünmesinden ve sayılmasından sonra balkon konuşması yapan Tayyip Erdoğan “Biz kazandık” diyerek seçim zaferinin mutluluğunu yaşıyorken... O anda bütün gözler Muharrem İnce’deydi. Ama ne yazık ki Muharrem İnce ortalarda yoktu. Sadece İnce değil, 50 bin avukatın da ortalarda olmadığını gören millet, bu sefer Muharrem İnce’yi arar oldu. Ne yazık ki Muharrem İnce bir gazeteciye telefon açarak “Adam kazandı” dedi ve olay kapanmış oldu. Şimdi bu hataları hatırlamayan... Sürekli CHP üzerinden hem eski arkadaşlarını ve hem de Kılıçdaroğlu’nu (Ve de 7’li Masa diyerek) 6’lı Masa’yı küçümseyen ve suçlayan Muharrem İnce, iki elini başına koysun ve “Ben ne yapıyorum?” diyerek özeleştiri yapsın. Yapmalıdır da... Böyle şey olur mu?.. Hem muhalefetteyken muhalefete çatacaksın... Hem de Millet İttifakı’nı küçümseyerek kendini savunacaksın. Bu çok yanlış...

MUHARREM İNCE KENDİ İTTİFAKLAR İÇİN “BİZİMKİSİ İLKE İTTİAKI” DİYOR... BİR SORUYA İSE, “ONLARIN Kİ DİĞERLERİYLE YAPTIKLARI İTTİFAK GİBİ İTTİFAK...BEN MENFAAT İTTİFAKI İÇİNDE OLMAM. İLKE İTTİFAKI İÇİNDE OLURUM” DİYOR... Muharrem İnce, TV100’de yayınlanan “Az Önce Konuştum” programında “Hala Anıt Kabir’e gidemedi 7’li İttifak... Hala gidemedi” diyor ve ekliyor: “HDP aday çıkarmadı ama destekliyor” diyerek suç aramaya çalıştı. TV100 programcısı da “HDP başka bir ittifakın ortağı olduğu için bunu soruyorum” dedi. Bunun üzerine Muharrem İnce, “Ama cumhurbaşkanı adayını destekliyor” diyerek HDP’yi Kılıçdaroğlu’nu desteklemekle suçlamaya çalıştı. “Ama TİP de destekliyor” diyen TV100 sunucusuna Muharrem “Hatta 17’li... 17 parti destekliyor” diyerek hala ağır eleştirisini yapmaya devam ediyordu. İşte bu gibi olaylar hem ittifaklar arasındaki rekabette oldukça geriye düşmesini hazmedemiyor... Hem de Cumhur İttifakı’nın yaptığı suçlamaların aynısını başka kelimelerle Millet İttifakı’na yapmaya çalışıyordu. Hatta çalıştı da... Ama ne yaparsa yapsın Muharrem İnce bu kez BALTAYI TAŞA VURDU derler ya... İşte onun gibi yaptı... BALTAYI GERÇEKTEN TAŞA VURDU... Bundan sonra da düzeleceği yok.. Çünkü cumhurbaşkanlığı seçimi 1. Turda yüksek oyla alınmış olursa Kılıçdaroğlu, çok güçlü olacak ve parlamentoda büyük gelişmelere imza atacaktı. Fakat illaki 2. Tura kalmalı diye inatla direnen Muharrem İnce, öğretmen olduğu halde öğretisizliğin formülünü veriyordu. Ama umarım 1. Turda olay biter ve Muharrem İnce de evine, yani Yalova’ya döner... Çünkü bugün bile siyaseten Millet İttifakı’nı destekleyerek zirveye çıkması kabak gibi ortadayken... Sırf bir inat ve bir kin ve de nefret (daha doğrusu intikam) uğruna yola çıkması onu bitiren en büyük gelişme olacak... Bunu seçim sonrası hep beraber göreceğiz...