Ökkeş Ağaoğlu
HATIRLARSANIZ, Pınarbaşı ilçesinde 31 Mart 2024 tarihinde yapılan Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde oylar verilmişti. Oyların sayımında CHP’li aday Deniz Yağan 5 bin 82 oyla seçimi kazanmıştı. Bu arada MHP’li aday olan Memduh Uzunoğlu ise 4 bin 758 oyda kalmıştı ve seçimi kaybetmişti. Bunun üzerine MHP ne yapıp edip (Tıpkı abisi olan AKP’nin yaptığı gibi) seçime hemen itiraz etti... Oysa demokratik ülkelerde olduğu gibi bizde de her seçimden sonra şöyle söylenirdi: “Seçimlerde 1 oy fark da olsa, o bir oy fazla alan aday seçimi kazanmıştır...” Evet, bu söylem bizde her zaman ve her seçimde söylenirdi... Bu hem demokrasiyi yaşatmak açısından ve hem de oylamalara kara leke sürülememesi bakımından önemli bir unsurdu. İşte bu unsur AKP ile birlikte bozuldu. Ve adeta çöpe atıldı. Şimdi AKP ve onun yamağı MHP nerede seçimi kaybederse hemen orada itiraz ediyor ve seçimin tekrarlanmasını istiyor... Bakın “İstiyordu” demiyorum... “İstiyor” diyorum. Yani bu kadar kati ve iki yüzlü politika izliyorlar.
YÜKSEK SEÇİM KURULU ÖYLE BİR DÜZENBAZLIK YAPTI Kİ, BUGÜN O DÜZENBAZLIKTAN YARARLANMAK İSTEYEN MHP, AKP’NİN AYNI TAKTİĞİNİ UYGULUYOR... Gelelim asıl meseleye... Pınarbaşı ilçesinde seçimler iptal edildi edilmesine de... Tabii bunun kuvvetli gerekçesi olduğu haberlere şu şekilde yansımış oldu: “...MHP’li yetkililer, mühürsüz pusulaların olduğu iddiasıyla seçimin iptal edilmesi için İlçe Seçim Kurulu’na başvurdu... Yapılan başvuruyu değerlendiren İlçe Seçim Kurulu, (6 Evet’e karşı 1 Ret) oylamayla seçimlerin yenilenmesine karar verdi...” Şimdi söyler misiniz? Bu adil mi?.. Tabii ki de değil. Peki adil olan nedir?. Adil olan, 1 oy fazla hangi aday almışsa, onun başkan seçilme olayıdır... Ama gelin görün ki bu işler öyle yürümüyor... Peki nasıl yürüyor? Şöyle yürüyor: Bundan 1, bilemediniz 2 seçimde yapılan oylamalarda AKP’nin bu tür pusulalar üzerinden Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK)’ya yaptığı baskıları hatırlayınız... O yapılan seçimlerde açıklanan karar şöyleydi: “Cumhurbaşkanlığı için yapılan 2014 seçimlerinde Yüksek Seçim Kurulu aynen şunları söylemişti: (Sandık Kurulu, mührü taşımayan oy pusulası ve zarfların dışarıdan getirilerek kullanıldığı kanıtlanmadıkça geçerli sayılması kararlaştırıldı...) Buyrun size YSK’nin iki yüzlü kararı... Hem de bunu hiç utanmadan ve sıkılmadan yapmıştı...” Daha bu yetmiyormuş gibi, YSK şu kararı da vermişti: “Bazı sandık kurullarımızın da o pusulalarının arka yüzlerini mühürlemeleri gerekirken, ön yüzlerine mühür bastıkları anlaşılmıştır. Yüksek Kurul, bu oy pusulalarının da geçerli olmasını kararlaştırmıştır” demişti... Oysa AKP öncesinde yapılan (yani 2002 yılından önce yapılan) bütün seçimlerde demokrasi ön planda tutulurdu ve bu tür yanlışlar basit de olsa asla kabul edilmez ve o oylar geçersiz sayılırdı... Peki hal böyle iken, AKP döneminde yapılan bütün seçimlerde kullanılan mühürsüz oyların... İsimsiz oyların... Taşımalı oyların hepsini YSK geçerli saymadı mı?.. Saydı... O halde Pınarbaşı seçimlerinde CHP hem öndeyken ve hem de o mühürsüz oyların hepsi MHP’ye ait olduğu kanıtlanamamışken, nasıl olur da o oylar iptal edilir?.. Nasıl olur da, YSK “Mühürsüz oyları AKP için kabul ederken”... CHP’nin kazandığı seçimi bu tür oylar yüzünden nasıl iptal eder?.. Bunu tek bir kelimeyle izah etmek çok kolay: YSK ahlaksız ve kuralsız bir politikayla seçimleri yaptırdı... Ve aynı yaptığı kuralsızlıkları bu sefer MHP adına Pınarbaşı’nda yapılan seçimlerde mühürsüz oyları kabul etmedi... İşte Türkiye’nin demokrasisini baltalayan ve iki yüzlü politikayı yürüten YSK’nın içine düştüğü haller böyle...
DİYELİM MÜHÜRSÜZ OYLAR KULLANILDI VE BU OYLAR İPTAL EDİLDİ... İYİ GÜZEL DE, O MÜHÜRSÜZ OYLARIN HEPSİ CHP İÇİN Mİ ATILDI SANDIĞA?.. TABİİ Kİ HAYIR. O HALDE MHP BUNU NEDEN KANITLAMIYOR?.. Aslında bir de şöyle düşünülmeli: 20214 seçimlerinde mühürsüz oylar kabul edilmişti. İyi güzel de, o mühürsüz oyların hepsi de AKP için mi sandığa atılmıştı? Hiç mi içinde CHP’ye atılan mühürsüz oylar yoktu?.. Durum öyle gözüküyor ki CHP ağırlıklı olarak diğer muhalif partiler için de atılan mühürsüz oyların hepsi AKP için sayıldı. Bu şüphe ve sorulması gereken ve cevabı beklenen asıl sorudur. Ama YSK’ya sorarsanız Pınarbaşı seçiminde AKP yoktu ama MHP vardı ve bu kez de MHP’nin çıkarı için savaşılacaktı. Kiminle savaşılacaktı?.. Tabii ki CHP ile... Halkımızın çoğu bu gelişmeleri bildiği halde yine de iktidara ve onun yamağına oyunu vermekten hiç çekinmiyor... Hem de bugün bu kadar zamlar yediğimiz halde... Daha düne kadar Avrupa’da “iki portakal veya meyveler özel poşetler içinde satılıyormuş” diye birbirimize söyleyerek kahkahalarla gülmedik mi?.. Şimdi biz onlardan da geriyiz. Çünkü ekonomi batmış ve her gün daha da batmakta... Gerekçe mi, Atatürk Cumhuriyeti yara alsın ve yıkılsın da, ülke mi yıkılıyor?.. Vatan mı bölünüyor?.. Hiçbirinin umurunda değil... Özellikle AKP ile birlikte AKP’ye oy verenlerin bile umurunda değil. İşte Pınarbaşı seçimleri bu tür saçmalıklarla yeniden seçime gidiyor.