Prof. Naci Görür: Söyleye söyleye dilimizde tüy bitti

Prof. Naci Görür: Söyleye söyleye dilimizde tüy bitti

Ökkeş Ağaoğlu ŞU anda meydana gelen deprem öylesine büyük ki, ne 19 Ağustos depremine benziyor... Ne de büyük bir beklenti içine girdiğimiz İstanbul depremine... Yani artçı depremlerin dışında... Aynı büyüklükte bir veya ikinci depremler bağımsız olarak devam ediyor. Durum bu haldeyken, bundan birkaç hafta önce sürekli açıklamalarla Anadolu fay hatlarını açıklamaya çalışan deprem uzmanlarımızı siyasiler kulak arkası yapıyordu. Yani dinlemiyorlardı. Sadece İstanbul depremini değil, bugün meydana gelen Kahramanmaraş depreminin olacağını sürekli açıklamaya çalışan deprem uzmanlarımızı ne dinleyen vardı, ne de konuşturan... Daha düne kadar Altılı Masa'ya olağanüstü saldıran siyasi gruplar, her nedense şimdi pişmanlıklarını açıklayamamanın acısını çekmekteler. Neden mi?.. Muhalefet liderleri, DEPREM PARALARI NEREDE? derken, hemen suçlu ilan edilmişlerdi. Çok değil, bundan birkaç ay önce (23 Kasım 2022) CHP'li Ayhan Barut, "Marmara'da 1999 yılında meydana gelen depremden sonra yaraları sarmak için, etkin önlem almak için 75 milyar para toplandı. Bu 75 milyar nerede?” demişti. İYİ Parti Grubu adına öneri üzerinde söz alan İstanbul Milletvekili Hayrettin Nuhoğlu ise şöyle konuştu: "Büyük depremin üzerinden yıllar geçip gittiği hâlde kendisinden öncekiler gibi sadece konuşmaktadır. Bakana ve sorumluluk sahibi olan herkese sormak istiyorum: Bu deprem, yapı stoku yenilenmiş Düzce'de değil de İstanbul'da olsaydı ne olacaktı?.." dedi... Ve Meclis'e depreme tedbirler alınması ile ilgili bir önerge verildi... Tabii bildiğiniz gibi CHP Grubu'nun önerisi, AKP ve MHP milletvekillerinin oyları ile reddedildi.

MUHALEFETİN DEPREM İLE VERDİĞİ ÖNERGELER TEK TEK REDDEDİLİYOR. AMA "BUNU NEDEN REDDETTİNİZ?" DİYE SORULDUĞUNDA HİÇBİR CEVAP ALAMIYORSUNUZ. NEDEN?.. SİYASET HER ŞEYE YAPICI OLARAK DEĞİL, YIKICI OLARAK GİRİYOR ADETA... CHP ve İYİ Parti, Meclis'te konu ile ilgili hangi girişimde bulunursa bulunsun anında reddediliyor. Sanki binaların yıkılmasını önlemek için bölgeyi uyarmak, hayatı felç haline getirecek olan bölgelerde önlem alınmasını istemek bir suçmuş gibi... Hele ki deprem gerçeğine karşı önlem alınması isteğine karşılık yeşil alanların imara açılması, tehlikeyi çok daha büyük boyutlara taşımakta gecikmiyor. Hele ki deprem anında toplanma alanlarının da yok edildiğini... Deprem sonrası toplanma alanlarının yerine apartmanlar ve alışveriş merkezleri yapıldığını gördükçe insanın bu gibi girişimlere inanası gelmiyor. Hiçbir tedbir almayan yönetimin hiçbir şey yapmaması görüntüsü de insanı yeterince üzmekte... İki büyük deprem olan 1939 Erzincan ve 1999 Marmara depremlerine kadar geçen sürede 100 binden fazla insanımızı kaybetmiştik. Etkin önlemler alınmış olsaydı, binlerce yurttaşımız ölmeyecekti. Bunu neden söylüyoruz?.. Çünkü geçmişte meydana gelen hasarlı binalar sonrası hasarı binalar tespit edilip (YIKILIP YIKILMAYACAĞINA KARAR VERİLMİŞ) olunsaydı, binlerce insanımız ölmemiş olacaktı. Eğer hatırlarsak, büyük 1999 depreminden sonra Ege depremi nedeniyle İzmir’de 117 yurttaşımızı, Elâzığ’da 41 vatandaşımızı kaybetmemiş olacaktık. Bunu göz önüne alarak muhalefetin deprem ile ilgili verdiği Meclis önergelerine hayır diyerek reddetmek halkın tehlikeye karşı yalnız bırakıldığını kabul etmek demektir.

DEPREM ÜLKEMİZİN EN ACI GERÇEĞİ... BUNU KABUL ETMEYEN SİYASİLER ARTIK HAREKET ETMELİDİR... TAZİYE AÇIKLAMALARIYLA... PARA YARDIMLARIYA BU BÜYÜK DEPREMLER ÖNLENEMEZ... BÖLGELERDE DERHAL HASAR TESPİTİNDE BULUNULMALI. HASARLI BİNALAR HEMEN YIKILMALIDIR. Deprem uzmanımız Naci Görür adeta kendini yırtıyor... Hemen hemen her gün televizyonlara, gazetelere ve dergilere verdiği röportajlarda deprem ile ilgili çok acı gerçekleri tek tek, neredeyse mahalle mahalle açıklamalarda bulunuyordu. Hatta Naci Görür Kahramanmaraş'a dikkat çekilmesini isterken, gazeteler "Prof. Naci Görür'den şok iddia!" diye başlıklarını atmışlardı... Şimdi o gazeteler bu işi ciddiye almış olsaydı, bugün hem hükümeti hareketlendirirdi ve hem de afet ile ilgili bütün birimlerin çalışmasına neden olabilirlerdi. Ama bunu yapmadılar. Sadece "Prof. Naci Görür'den şok iddia!" diyerek konuyu hafife aldılar. Bilim Akademisi Üyesi Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür bakın ne demişti: "Sonraki depremin Doğu Anadolu Fayı üzerinde Erkenek, Çelikhan, Kahramanmaraş Türkoğlu bölgelerinde olacağını düşünüyorum" demişti. Ve şöyle devam etmişti: ""Sonraki depremin Doğu Anadolu Fayı üzerinde Erkenek, Çelikhan, Kahramanmaraş Türkoğlu bölgelerinde olacağını düşünüyorum. İstanbul'da değişen bir şey yok. İstanbul'da beklenen depremin zaman periyodu tükeniyor. İstanbul bir sismik boşluktur, muhakkak 7.0 üzerinde bir depremle sınanacak ve Kuzey Anadolu Fayı enerjisini boşaltacaktır. Marmara Denizi'nde 99'dan itibaren 30 yıl içerisinde deprem olma olasılığı yüzde 62" dedi. Bu İstanbul depreminin bir provası gibi... Bugün bunun önlemlerini almayanlar, yarın İstanbul'da olası beklenen büyük depremde Kahramanmaraş depreminin 10, belki de 100 misli olacağını düşünerek hemen hareket edilmelidir.. Artık gün kara kara düşünme günü değildir. Gün, araştırma, hasarlı binaları yıkarak yerine yenilerini yapıp halkımızı korkusuz şekilde yaşatma günüdür.