İş sadece sandıklara sahip çıkmakla bitmiyor

İş sadece sandıklara sahip çıkmakla bitmiyor

Ökkeş Ağaoğlu

 

CHP ve (şimdilik onun devamı gibi görünen) 6’lı Masa bu ağır yenilgiyi nasıl hazmedebilecekler bilinmiyor... Ama görünen o ki ne Kılıçdaroğlu... Ne Akşener... Ne Karamollaoğlu... Ne Uysal... Ne Babacan...Ne de Davutoğlu... Hemen hemen hepsinin ortak düşüncesi şurada birleşmişti: “Bu sefer biz kazanacağız... Çünkü sandıklara sahip çıkacağız ve AKP hükümeti bu sefer bir yere kaçamayacak..” Evet görüş ve düşünceler bu ifadelerden yanaydı. Büyük umutlarla alanlara çıkan 6’lı Masa üyeleri, her zaman güler yüzüyle halka hitap edip, her şeye hazır olduklarını sevinçle dile getiriyorlardı. Bu sevinci paylaşanları sandığa davet edip, yeni Cumhuriyetin 100. Yıldönümüne denk gelmesini tarihi bir adım olarak nitelendiriyorlardı.

HEYECAN YURT SATHINA YAYILINCA “BU KEZ OLDU GALİBA” DİYE YOLA ÇIKAN 6’LI MASA, NEDEN KAYBETTİĞİNİ BİR BİLEBİLSE... İŞTE O ZAMAN HER ŞEY DÜZELMİŞ OLACAK... AMA BİLMİYOR... 6’lı Masa bir araya geldi mi?.. Geldi... Buna kimse bir şey demiyor ki zaten... Milletin 6’lı Masaya inceden mesajı ve dediği şudur: 1) - Ortaya çıkıp da HDP’yi savunma... 2) – Selahattin Demirtaş’ın (hak hukuk adalet) kavramlarına onu da dahil ederek alanları doldurmaya çalışma... 3) – AKP’nin terör damgası vurduğu 6’lı Masayı (özellikle CHP’yi ve Kılıçdaroğlu’nu) suçlarken, sizler de Açılım zamanındaki konuşmaları... Alınan kararları... Habur rezaletini tek tek alanlara taşıyın... 4) – Ekonomideki kötü gidişin Türkiye’nin bütün devrelerini yaktığını... Bunu anlatabilmek için sadece AKP’ye eleştiriyi değil, AKP’ye oy verenleri de suçlayarak kötü duruma onların sebep olduklarını tek tek açıklayın... İşte bu dört uyarının temeline inildiği zaman dörde 104 konuya getirmenin eleştiri boyutunu gözler önüne serilmesi muhtemel iken... Aksine bu dört ana maddenin içeriğine girmeden yüzeysel eleştiri boyutunu, tahammüllerin de ötesine taşıyamamanın ezikliğini yaşadık... Bu da ister istemez Cumhuriyet akımının derin yara almasına neden oldu. Ve haliyle ortada ne Cumhuriyet kaldı... Ne demokrasi... Ne de çoğulcu parlamenter sistem... Hepsi tuş oldu... Peki bunun asıl nedenini araştıran, bulan var mı?.. Yok... İnanın yok... Siz bakmayın eli kalem tutan sosyal demokrat yazarların yazdıklarına ve çizdiklerine... Siyaset başlı başına bir sanattır... Her konuyu ve her sözü ilmik ilmik işleyeceksin... Hayatı onunla birleştirerek güzel günlerin yakalanmasına neden olacaksın. İşte bunların hiçbiri yapılmadı.

ŞİMDİ GELELİM 6’LI MASANIN NEDE KAYBETTİĞİNE... 6’LI MASA HİÇBİR ZAMAN KENDİ BÜNYESİNDEKİLERE SAMİMİ OLMADI. HELALLİK İÇİN YOLA ÇIKANLAR KENDİ ADAMLARIYLA HELALLEŞMEDİ... CHP ilk başta şunu aklına getirmeli... “Ben bu seçimi almak için ne yapmalıyım?..” Öyle değil mi?.. İlk akla gelen Erdoğan’a karşı gelmek... AKP içindeki büyük siyasi çürümüşlüğü gözler önüne sermek ve yurt sathında büyük oy patlaması yaratmak... İyi, güzel... Bunları düşünmek gayet güzel ve isabetli... Peki ama bunu nasıl başaracaksınız?.. Selahattin Demirtaş’a sahip çıkarak mı?.. Hayır... HDP‘ye sahip çıkarak mı?.. Hayır... Neden hayır diyoruz. Şunun için: “Sahip çıkıldı da ne oldu?” İşte bütün mesele burada... Yani demokrasi adına haksızlıkları koruyayım derken haksızlığın ana nedeni birden siz olursanız sakın buna şaşırmayın (Ki aynen de öyle oldu.) CHP terörün sorumlusu oluverdi... CHP pahalılığın sorumlusu oluverdi... CHP adaletsizliğin sorumlusu oluverdi... Hatta ve hatta bankaların ve kur’ların dengesizliğinin sorumlusu oluverdi... Neden oluverdi?.. Çünkü halkımızın yarısı tam manasıyla rüyalar aleminde yaşıyor da ondan... Tüm hayalleri AKP üzerine kurulmuş... Beyinleri yıkanmış robot gibiler... Onun için CHP’nin ilk başta yapacağı şey şuydu: Sırf adalet kavramını anlatabilmek için Selahattin Demirtaş’a sahip çıkmayacaktın... Sırf adalet kavramını anlatabilmek için HDP’ye sahip çıkmayacaktın... Sırf adalet kavramını anlatabilmek için gündelik yüzeysel politikalar üzerinden siyaset yapmayacaktın... Yapacağın tek şey CHP’den resmen kovulan ve Atatürkçü oldukları için pek de beğenilmeyen eski siyasetçilere de gidip HELALLEŞECEKTİN... Parti dışındaki bütün CHP’li eski ve yeni vekillere sahip çıkacaktın... Onları yanına alarak CHP’nin büyüklüğünü alanlara taşıyacaktın... Emine Ülker Tarhan’ı bırakıp Ekmelettin piyonunu cumhurbaşkanı adayı yapıp “Tıpış tıpış oy atmaya gideceksiniz” demeyecektin... Yani bütün CHP küskünlerini CHP’nin genel merkezine onur misafiri edecektin... Parti içindeki kutuplaşmaları böylece kırıp geçecektin... İşte CHP o zaman büyük parti olarak büyüklüğünü sokaklarda inletecekti. Kısaca sorumuz şu: CHP’ye aykırı olan bütün partilere gidiliyor ve HELALLEŞME centilmenliği masaya yatırılıyor da... Neden bu HELALLEŞME centilmenliği eski ve yeni CHP’li küskünler için kullanılmıyor?.. Biri bize bunu izah etmeli...

SEÇİMİ NEDEN KAYBETTİK?.. BU SORUNUN CEVABI ÇOK BASİT... BİRİNCİSİ HALÂ AKP ARTIĞI OLARAK TANINAN VE BİLİNEN BABACAN VE DAVUTOĞLU’NU MİTİNG ALANLARINA ÇIKARMAYACAKTIN... Cumhur İttifakı olayında da birçok parti Erdoğan’ın etrafında toplanmışlardı. Peki Erdoğan ne yaptı?.. O Cumhur İttifakı’na katılan ve (kafasına yatmayan) küçük veya büyük parti liderlerini hiçbir zaman miting alanlarına çıkarmadı. Ve halkın gözünde Erdoğan nasıl göründü?.. Tayyip Erdoğan tek başına 6’lı Masaya karşı savaşıyor diye göründü.. Peki durum bu haldeyken CHP ne yaptı?.. 6’lı Masada kim var – kim yok hepsini miting alanına çıkardı. Oysa Kılıçdaroğlu da Erdoğan gibi 6’lı Masa adına değil de CHP adına görüntüsünü vererek tek başına miting alanlarına çıkmalıydı. İşte iş öyle yürümedi. 6’lı Masadaki parti liderleri tek tek miting alanına çıktı. Kimisi CHP’nin ruhunu veremezken... Kimisi de AKP’li isimleri ön plana çıkarma gayret içindeydi. Ama daha düne kadar zeytin ağaçlarının kesilmemesi için itirazlarda bulunan halka Davutoğlu “Zeytin meze sofralarına giriyor. Zaten haram bir yiyecek” diyen kişi değil miydi?.. Oysa Zeytin ve Hurma Kuranı Kerim’in meyvelerinden. Hatta meze sofralarında bir tek zeytin mi yeniyor? İşte bu AKP’li kafaya miting alanında konuşma yaptırmayacaksın. Ayrıca Sivas olayları... Tarihi akış içine de Abdullah Gül olayları halâ hafızalarımıza kazınmış iken bu insanları miting alanlarına çıkarmayacaksın... Üstelik Ali Babacan’ın bir mitingde “Abdullah Gül’ün selamını getirdim” demesini hangi kaba sığdırabilirsiniz?.. O anda alandan çıt bile çıkmadı. Herkes dondu kaldı. O isim o alana girmemeliydi. O alanda zikredilmemeliydi. İşte 6’lı Masanın 6 parti lideri bir tek Erdoğan’a karşı yenik düştüler. Sebebi de işte bunlardı. Neden biliyor musunuz?.. Hani bir atasözü vardır: Sinek küçük ama mide bulandırır diye... Bizimkisi de aynen öyle oldu.

ŞİMDİ NE Mİ YAPILACAK?.. DERHAL KURULTAY KARARI VERİLMELİ... PARTİ DIŞINDA KALAN VE CHP’DEN DIŞLANMIŞ NE KADAR ATATÜRKÇÜ VEKİL VARSA HEPSİ DERHAL CHP GENEL MERKEZİNE ÇAĞRILMALI. CHP KÜLLERİNDEN DOĞMALI. Yılmaz Özdil arkadaşımız ne dediyse hep ters anlaşıldı... Ne dediyse hep yanlış anlaşıldı... Hatta bir keresinde “CHP geri alınmadıkça asla iktidar olamayız” dediğinde herkes onu suçladı. Oysa doğruyu söylüyordu. Yılmaz Özdil onu derken, biz de partiden dışlanmış eski ve yeni ne kadar vekil varsa hepsi tekrar CHP’ye kazandırılmalı. Atatürk ilke ve inkılaplarına sahip çıkılmalı. Cumhurbaşkanı adaylığı ve miting alanları stratejisi hep iyi niyetle olmamalı. Yeri geldiğinde vahşi kaplan gibi olmalı... Ama yeri geldiğinde de demokrasinin özünü kaybetmeden bütün partilileri ve Atatürkçüleri nasıl da kucakladığın görülmeli. HELALLEŞMELER sadece devlet tarafından mağdur edilenlere karşı gerçekleştirilmemeli. Kendi yarattığınız mağdurları da kazanmalı ve onları partiye davet etmelisiniz... Yoksa hiçbir zaman iktidar yüzü göremezsiniz... Göremeyeceği nereden belli olmuştu? AKP’nin terör davasını ortaya atıp büyük oy patlaması yaratmaya çalışmasında belli olmuştu. İşte alanlarda Demirtaş’ı ve HDP’yi korumak için AKP’ye karşı gelmeyecektin... Aksine AKP’den daha da ileri gidecektin... HDP, Demirtaş gerçeğini görerek zaten AKP ile yollarını ayırmış iken, CHP’ye şirin görünmek için oylarını oraya aktaracaktı. Ayrıca HDP haliyle ve mecburen belki de ilk turda HDP’li bir cumhurbaşkanı adayı da gösterebilirdi. İşte o zaman ikinci turda kimsenin CHP’nin ve Kılıçdaroğlu’nun terör ile alakası olmadığını daha yakından anlamış olurdu. Bunlar hiçbir zaman masaya yatırılmadı. Bakalım, umarım HELALLEŞME adı altında eski CHP’liler ve yeniler birbiriyle kaynaşır ve yeni bir CHP olarak yoluna devam eder. Yoksa unutun Cumhuriyeti... Atatürkçülüğü. Çünkü bu iki kavramı CHP zaten kendi eliyle rafa kaldırdı. Daha o konuları gündeme taşırsak buraya sayfalar yetmez. Bakalım eğer olacaksa (Ki olmalı) kurultayda ne gibi cinlikler olacak? Ve kimler partiyi boyunduruğu altına almaya çalışacak... Bunu neden mi diyoruz? Çünkü CHP’nin bu yönde çok kötü ve tarafsızlık görüntüsü altında cinlikle çalıştığı sistemi vardır. Ve bu sistem de en iğrenç sistemidir... Bakalım HELALLEŞME parti içinde geçerli olacak mı?.. Ayrıca bu yazımızda kimseyi kötülemiyoruz. Sadece uyanıklık adına, siyaset yapma adına nelerin yapılıması gerektiğini vurgulamaya çalıştık. Evet, Kılıçdaroğlu kötü mü çalıştı?.. Tabii ki hayır... Ama yetersiz bir çalışmaydı. Hele ki 11 deprem ilinden oy alamamanın nedenleri masaya yatırılmalı ve herkes hatası ve sevabı konusunda samimi olmalı... Bizim söyleyeceklerimiz daha çok var. Ama sonuç alma açısından en kestirme konulara değindik... Yani iş gerçekten de sadece sandıklara sahip çıkmakla bitmiyor... İşte partine de sahip çıkacaksın.

 

var addthis_config = {"data_track_addressbar":true};