Sayıştay raporu Bartın için uyarmıştı ama nafile

Submitted by FTG on Mon, 10/17/2022 - 07:37

Ökkeş Ağaoğlu

YÜREKLER acısı ölümler neredeyse iki yılda bir başımıza gelmeye başladı... Ama işin enteresan yanı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’in 20 Eylül'de, patlama meydana gelen Türkiye Taşkömürü Kurumu'nun Amasra'daki maden işletmesini ziyaret ettiği ortaya çıktı. Dönmez ziyaretinde işçilere yaptığı konuşmada şunları söylemişti: "Bir kere şunu ilk baştan söyleyeyim.

 

Önce güvenlik. Sizin canınızın güvenliğini biz şu tesisin tamamına değişmeyiz. Onun için de ilk talimatımız yöneticileri atadığımızda genel müdürümüz de burada. Bir işçimizin kılına, tırnağına zarar gelmesin. Onu kaldıramayız, telafi de edemeyiz. Zaman içerisinde çok trajik, üzüntü verici kazalarımız da olmadı değil. Bunları hep birlikte yaşadık. Buna rağmen belki içinizde arkadaşlarını, babasını, büyüklerini kaybetmiş olan arkadaşlarınız da olabilir. Ama ben Zonguldak'ta benzer şekilde Soma'da gördüğüm bir husus var. İş kazalarına rağmen kömür işletmesi adeta şehrin en kılcal damarlarına kadar işlemiş. Severek yapıyor. İnsan sevmeden o sahaya inemez çalışamaz. Büyük emek harcıyor. Biz müteaddit defalarca ocağa da girmiş bir kardeşiniz olarak söylüyorum." Evet, bunlar güzel sözlerdi... Ve tabii ki 40'a yakın madencimizin ölümünü kimse istemezdi. Peki ama Sayıştay raporları neden ciddiye alınmadı?.. Sayıştay raporlarında dikkat hususuyla uyarıları neden görmezden gelindi?.. Bunu Sayın Bakan'a sormamız gerekmiyor mu?..

BİLE BİLE GÖRMEZDEN GELİNEN SAYIŞTAY RAPORU, BUGÜNKÜ ÖLÜM RAKAMINI ORTAYA ÇIKARDI. AMA BUNU YÖNETİCİLERE SORARSANIZ, (HİÇ KABAHATLARI YOK.. HER TÜRLÜ ÖNLEMİ ALMIŞLAR)... İYİ DE, BUGÜNKÜ ÖLÜM ORANININ GERÇEKLEŞECEĞİNİ VE BUNU YILLAR ÖNCE YAPTIĞI UYARI RAPORUYLA KANITLAYAN SAYIŞTAY RAPORLARI NEDEN MECLİS'E GELMİYOR?.. Hükümetin en büyük suçu, Sayıştay raporlarının incelenerek hem kamuoyuyla ve hem de Meclis'e getirilip okunarak muhalefet ile paylaşılması gerekirdi. Ama her nedense bunlar hiç yapılmıyor. Peki ne yapılıyor?.. Önce süslü laflar ediliyor... Daha sonra olay olmadan aylar önce Sayıştay Raporunun kendilerini uyardığı bölgeye giderek "Bakın, gördünüz mü ben buradayım... Ve şu ana kadar bir şey olmadı... Bundan sonra da olmayacak" gibisinden uyarılarla bunu gizli ve üstü kapalı Sayıştay çalışanlarına göndermiş oluyordu... Tabii bu rapordan bihaber olan kömür madeni işçileri ve Meclis, her şeyin yolunda olduğunu düşünerek siyasi programlarına kaldığı yerden devam ediyordu... Ama bir de gördük ki Bartın'da patlama... 40'a yakın madencimizin şu ana kadar öldüğü haberi geldi... Tabii haliyle Bakan'ı, vekili, muhalefeti ve vatandaşlar ile maden ocağında çalışanların yakınları bölgeye koştu... Herkeste derin bir suçluluk duygusu hâkimdi... Ama ne yazık ki devleti temsil eden hükümetin organları bu olayı umursamamış görüntüsü veriyordu. Neden?.. Çünkü Sayıştay (Dikkat) raporunu önemsememişlerdi. Haliyle bu önemsemeyiş... Bu kadar insanın ölümü bir zaman sonra hayal gibi unutulup gidecek olmasıyla Türk ulusunun zihninde bunun böyle olduğuna dair düşünceler hakim kılınmıştır.

SOMA MADEN OCAĞINDA MEYDANA GELEN FACİADA 301 KİŞİNİN ÖLÜMÜYLE SONUÇLANDIĞINDA HERKES ÜZÜNTÜSÜNÜ DİLE GETİRİYORDU. ANCAK BÖYLESİ BÜYÜK FACİANIN BİR DAHA TEKRARLANMAMASI İÇİN CANLI YAŞAM ODASI ALINMASI İÇİN CHP MECLİS'TE ÖNERGE VERMİŞTİ... Soma Faciası, 13 Mayıs 2014'te Türkiye'nin Manisa ilinin Soma ilçesindeki kömür madeninde çıkan yangın nedeniyle 301 madencinin ölümüyle sonuçlanan madencilik kazası. Facia, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en çok can kaybı ile sonuçlanan iş ve madencilik kazası olarak kayıtlara geçti. Soma'nın üzerinden iki aydan kısa bir süre sonra, CHP'nin madenlerde oturma odası zorunlu hale getirme önerisi AKP oylarıyla reddedildi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik de oturma odalarını 'gereksiz' bulduğunu söyledi. Eğer gereksiz olarak görünen yaşam odaları alınmış olsaydı, grizu patlaması sonucu meydana gelen kazadan kurtulmak isteyenler bu odalara koşarak canlarını kurtarabilecekti... Peki neydi bu yaşam odası?.. Kaderciliğe bırakılmak istenen maden ocağı işçilerinin hayatlarının kadere terk edilmemesi için olağanüstü çaba harcayan muhalefet, "Her 40 kişiye bir adet olmak üzere, 30 günden fazla yaşayabilen, gıda ve oksijen ihtiyacını karşılayan salonların bulunması zorunludur" şeklindeki değişiklik maddesini getirmeye çalışmıştı... AKP'li milletvekilleri tarafından reddedilmeseydi bugün maden ocaklarında işçiler böylesi odaların varlığıyla yaşama 4 elle sarılacak ve çalışma potansiyelinin düşmemesiyle hayati canlanma dopingi yapılmış olacaktı. Ama bugün hükümet "Maden ocaklarındaki ölümler bu mesleğin fıtratında var" diyerek maden ocaklarında yapılması gereken iyileştirmelerin hiç birine el atmadı. Atmak da istemiyor. Hatta maden ölümlerini kader olarak bakarak bu olayı kapatmaya çalışıyor. Böyle şey olur mu? Burası Türkiye ise burada her şey olur. Ama Almanya'da da bu tür maden işçileri çalışmakta. Ama her türlü gerekli malzemeyi sıfırdan yenileyerek yapmakta.. Tabii bunların hepsi sendikalar sayesinde oluyor. oysa bizde sendika öcü olarak görüldüğü müddetçe işçi ölümleri artış gösterecektir. Bunu biz demiyoruz, bunu Sayıştay raporları söylüyor.