Sokak siyasetini sokakta bitirmek istiyorlar

Sokak siyasetini sokakta bitirmek istiyorlar

Ökkeş Ağaoğlu                                                                                                                                                                                                                                                    SİYASİ partilerimizin birbirlerine olan eleştiri boyutları çıkılmaz hale gelirken, bir diğeri işi o kadar abartılı yapmaya başladı ki... Neredeyse ihtilal veya ayaklanma benzetmesiyle Anayasal haklardan doğan miting hakkını gasp etmeye çalıştı. Neden?.. Tabii ki kimse miting yapmasın... Kimse hakkını hukukunu aramak için bana eleştiri yapmasın... Kimse ekonomik çelişkiler yumağında meydana gelen pahalılıktan dolayı beni sorumlu tutmasın... Kimse hayat pahalılığının tek sorumlusu olarak beni görmesin falan filan... Şu anda yönetimde bulunan siyasi partinin vatandaşlardan istekleri bunlar... Ama vatandaşlar ise ondan her şeyi istiyor. İstemekte de dibine kadar haklı... Vatandaştan oy almak için yollara düşerken iyiydi... Ama vatandaş hakkını korumak ve almak için yollara düşünce ya terörist oluyor... Ya komünist... Ya da vatan haini... Hadi canım... Hiç olur mu öyle şey...

SİYASET O KADAR AYAKLAR ALTINA ALINDI Kİ, İKTİDAR BÜTÜN KURUM VE KURULUŞLARI SUÇLAMAK İÇİN HER ŞEYİ YAPIYOR... AMA DÖNÜP DE BİR KENDİNE BAKMIYOR... ZATEN BAKSA SALDIRININ SEBEBİ ORTAYA ÇIKACAK... ONDANA KORKUYOR... CHP ve İYİ Parti şu saatten itibaren hiçbir zaman yaş tahtaya ayak basmaz... Basmayacak da... Nasıl ki AKP’nin sokak suçlamaları ağza alınmayacak kadar sert ve çirkin ifadeler içeriyor olsa da... CHP ve İYİ Parti asla bu tür suçlamaları yapan iktidarın sokak ağzı konuşmalarına karşılık vermiyor... Vermez çünkü bu iki partinin ve diğer muhalefet partilerinin adabından dolayı bu tür ağız dalaşına girmedikleri belli oluyor. Girmezler de... Neden girsinler ki?.. Bir defa iktidar partisi her türlü suçlamayı doğru – yanlış ne varsa ortaya döküyor... Neden döküyor?.. Çünkü olası bir erken seçimde iktidarı kaybedeceklerini iyi biliyor. Yani tam bir güç zehirlenmesiyle karşı karşıya kalan muhalefet partileri ise, hayatın en kötü itibarsızlığına yol açan hal ve davranışlarla muhatap olmak istemiyor. Bunda da dibine kadar haklılar. Yaptığı siyasetten bir türlü ikna ol(a)mayan iktidar partisi, ne yapıp edip muhalefet partilerini sokağa çekmeye çalışıyor. Bunda da başarısız olunca ne yapacağını şaşırıyor. Neden sokağa çekmek istiyor?.. Çünkü doğru dürüst bir siyaset yapma şekilleri yok... İktidar partisi “Hep baskıcı”... “Ben ne dersem o olur”... “Her zaman ben haklıyım”... Ve “Bütün seçimleri alacağım”dan yola çıkarak, sürekli 2023 tarihini baz alarak Cumhuriyet rejimini resmen yıktık deme çabası için uğraş veriyor. Bütün kurumları suçluyor... Bunu herkes biliyor. Ama yapamayacağını bir kendisi bilmiyor. Onun için çılgınca bütün yasa dışı ağız dalaşı ne varsa ortaya döküyor. Bunda da başarısız olduklarını kendileri bal gibi biliyor. Eğer bu kötü imajı verirken ve ağız dalaşına girerken aynaya dönüp bir baksalar kimin haklı – kimin haksız olduğunu daha iyi görecekler. Onun için aynaya bakmaktan korkuyorlar.

İSTANBUL BELEDİYESİ’NE YAPILAN SAÇMA SAPAN SUÇLAMALAR YAPARAK İSTANBUL’U GERİ ALMAYA ÇALIŞAN İKTİDAR ÖYLE HATALAR YAPIYOR Kİ... SUÇLAMALARIN HEPSİ BUMERANG GİBİ TEKRAR KENDİLERİNE DÖNÜYOR... FARKINDALAR AMA GÖRMEK İSTEMİYORLAR... Güç zehirlenmesi o kadar kötü bir şey ki... Bir gün bu güç elden gidince acaba ben halkımı nasıl ikna edebilirim diye düşünüyorlar mı?.. Hayır, düşünmüyorlar. Bu yetmiyormuş gibi dünya kadar da hata üstüne hata yapıyorlar... Örneğin Esenler Belediyesi’nin bu konuda öyle çabası var ki, inanılması mümkün değil... İmamoğlu’nda hata arayayım derken kendi hatalarını dibine kadar unutturmak istiyor. Hiç böyle saçma şey olur mu?.. Tabii ki olmaz. Örneğin Esenler Belediyesi’nin büyük oranda borcu vardı. Ne yaptı dersiniz?.. Zaten devlet yardımıyla yaptığı iki cami, bir okul ve hizmet alanlarını devlete satarak borcunu kapattı. Oysa İller Bankası’ndan aldığı maddi yardım yok mu?.. Elbette var. Ama bu kaynakların nereye ve nerelere gittiği asla bilinmiyor. Bu hizmet alanlarını CHP veya İYİ Parti satmış olsaydı, bugün her iki parti de gavur suçlamasıyla aşağılanırdı. Oysa o beğenmedikleri gavur tanımına o kadar ihtiyaçları var ki... Yurt dışı olmasa kimseyi kadırabilecekleri bir doneye bile sahip değiller. Ayrıca “Ekmek fabrikalarını satışa çıkarıyorlar. Birilerine sant sağlayacaklar” diyen AKP’lilere karşı İmamoğlu, “Türkiye’nin en büyük ekmek fabrikasını kuruyoruz” açıklaması iyi bir kapak oldu. Kısaca CHP’ye ve İYİ Parti’ye yapılan her çamur atma eylemi, bumerang gibi tekrar kendilerine dönüyor... Ne diyelim?.. Olmayan işleri olmuş gibi kabul eden ve kendi kendine gelin güvey olan bir iktidarla başbaşayız...

ERKEN SEÇİMİN ADINI GENEL SEÇİM OLARAK YORUMLAMAK İSTEYEN VE 2023 İÇİN KOLLARI SIVAYAN İKTİDAR O GÜNE KADAR BU İŞİ GÖTÜREBİLECEĞİ ÖNGÖRÜLMÜYOR. ÇÜNKÜ ENFLASYON VE TARİHİ HATALAR ÖYLESİNE ÇOK Kİ... NE YAPARSA YAPSINLAR ENFLASYONU DÜŞÜK ORANDA GÖSTEREMEYECEKLER. Olası bir erken seçim mücadelesini verebilmek için elinden gelen her şeyi yapmaya çalışan AKP zihniyeti, Asgari Ücretli’nin eski 2 bin 825 liralık meblağa dahi ulaştıramadığı emeklileri yine hüsrana uğratmıştır. Hatta bir artışı da gasp etmiştir. Nedir o?.. 2 bin lira alan bir emeklinin maaşına bin lira iyileştirme yapılması gerekirken, 500 lira yapılmış... Akabinde bin 500 lira alan bir emeklinin maaşına diğer 500 lira eklenerek en düşük maaş ile yüksek maaş alanın orantısı aynı kefeye konmuştur. Oysa bu olağanüstü haksızlık değil midir?.. O halde emekliler de şöyle düşünmeye hakları yok mudur?: “Milletvekilleri ve üst düzey bürokratlar aşırı maaş alarak beyler gibi yaşarken... Aynı iş kollarında yaşayan emekçilerin maaşları çok küçük düzeyde seyrederken... Neden bu küçük maaşlıların maaşlarına vekillerden ve bürokratlardan kesilerek arttırılmıyor?.. İşte o konuda ne bir soru sorabilirsiniz... Ne de sorduğunuz soruya net bir cevap alabilirsiniz... İşte bu ballı maaşlar... Rantlara giren ihaleler... Kayırmalar ve bunun gibi birçok nedenler sayılabilmekteyken... İktidarın, olası bir erken seçime asla hazır olmadığını çok rahatlıkla görebilmekteyiz. Oysa hem Asgari Ücretliye ve hem de Memur maaşlarına yapılan artışlarla ortalığı kasıp kavuracağını sanan iktidar, daha çok ekonomiyi çökertmiştir. Neden mi?.. Yapılan zam birkaç aylık bir nefes içindir. O birkaç aylık nefesten sonrasını tahmin bile edemezsiniz...

GAVUR DİYE AŞAĞILADIKLARI ÜLKELERİN BAŞINDA GELEN AMERİKA, VATANDAŞINA 5 TRİLYON DOLAR VERİYOR... TÜRKİYE’DE VERİLMESİ GEREKEN PARAYI, VATANDAŞLARI BANKALARA KREDİYLE BORÇLANDIRARAK VERDİRMEYE ÇALIŞAN HÜKÜMET BUNU BAŞARI OLARAK SAYIYOR... SEVSİNLER SİZİ... Örneğin gavur diye suçladıkları muhteşem Batı Avrupalı ülkeler elinden geleni yaparken... Amerikanın, 5 trilyon doları vatandaşlarına “pandemide kayıplarını en aza indirmek” için gayret sarf edişlerini görmek dahi istemiyorlar... Aksine bizde iktidar partisi, vatandaşlara vermesi gereken parayı bankalara krediyle borçlandırarak veriyor. Ve buna da başarı diye yandaş gazetelerde satır satır yayınlanıyor. Görsel medya ise her türlü iğrenç politikasını yapmaya devam ediyor... Hele ki Batılı güçler kamu harcamalarını en aza indirip kamu vergilerini aşağıya çekerek enflasyonu durdururken... Bizimkiler her şeye zam yapıp, emeklilerin aldığı maaşı kafaya takıyor... Al sana saçma sapan adalet... İşte bu gerçekleri masaya yatıramayan iktidar, muhalefete saldırarak Millet İttifakı’nı Ekrem İmamoğlu üzerinden dağıtmak istiyor. Ama başaramıyor. Çünkü Millet İttifakı her konuda anlaştıkları için, cumhurbaşkanı kim olursa olsun “Asıl hedefimiz Çoğulcu Parlamenter Sistemi mutlaka oturtmalıyız” diyor. Eeeeeee iktidar bu amaca dönmek istiyor ama etrafını öylesine serbest bırakmış ki onlara dur diyemiyor. Çünkü bu sistemi kendileri oturttuğu için, yok da edemiyorlar. Kısaca Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhuriyet sistemine gıcık olan iktidar ve yandaşları (vede ahlaksız yandaş basın), Atatürk’ü bir kez daha öldürmek istiyor... Ama Atatürk’ü ikinci kez öldüremiyor. Sokak siyasetiyle her şeyi sokakta bitirmek istiyor. Ama Merkez Bankası’na müdahaleyle... Dolara saldırmakla bu işi kıvıramayacaklarını da iyi biliyor.