Tarımcımız kendi ülkesinde yabancı oldu

Tarımcımız kendi ülkesinde yabancı oldu

Ökkeş Ağaoğlu DÜNYA ekonomisi gittikçe batağa giriyordu, ama devletler ekonomi alanlarındaki liyakatlı yetişkinler tarafından faizleri artırarak artan enflasyonu dizginlemeyi başarıyorlar... Zaten bu yapılması gereken en önemli ekonomik önlemdir... Bunun yanında sadece faiz artırımına giderek enflasyon diznginlenmiyor... Bu işi diğer çeşitli önlemlerle kontrole almaya çalışıyorlar. Örneğin esnafa... Krediden batağa girmiş vatandaşlarına... Gençliğin ulaşım sıkıntısına... Hane halkının geçim derdine... Çeşitli meblağlarda indirimlere kadar varan bir ekonomik paket hemen güncelleniyor ve halklarını rahatlatmak için ellerinden gelen her şeyi yapılıyor. Nereye kadar?.. Tabii ki sıkıntıdan kurtulana kadar... Peki bunun bazı gerekçeleri nelerdir?.. İlk başta yerli ve milli üretim alanlarında devlet desteği sağlayarak vatandaşım alım gücü rahatlatılıyor. Ne yaparsanız yapın, vatandaşın mutfağındaki tencere mutlaka kaynamalı. Yani ağır sanayiye yatırım yaparak sadece devletin zenginleştirilmesi o ülkeyi rahata kavuşturmaz. Aksine daha da batırır. Sağlıksız bir toplumun yetişmesine ön ayak olur. Ama vatandaşın alım gücü... Yeme içme mevzusunda olağanüstü rahatlaması hem sağlıklı bir toplumun yetişmesine ön ayak olur... Hem de sağlık sektörü oldukça rahata kavuşur. Peki bizde nasıl?..

YABANCI ÜLKELER BÖYLESİNE TEDBİRLER ALARAK HALKLARINI RAHATA KAVUŞTURURKEN, TÜRKİYE NEDEN BUNLARI YAP(A)MIYOR?.. YAPMAMASINI GEREKTİREN ETKEN NEDİR?.. SADECE KUTSAL KİTABIN ÖĞRETİLERİ Mİ?.. YOKSA SİYASETEN HAKLI OLMAK VE MUHALEFETİ YENMEK İÇİN GÜÇ ZEHİRLENMESİNE KAPILMAK MI?.. Almanya başlı başına ekonomisini ayakta tutmak için sıfır enflasyonu yerin dibine çakmaya kararlı... Ve öyle de yapıyor... Aylık değil yıllık enflasyonu tek hanede dolaşırken bile olağanüstü rahatsız olan Almanya, Avrupa ülkeleri arasında ekonomisinin mükemmelliğinin incelenmesini gerektirecek bir ülke konumunda... Tabii bunun yanında diğer Avrupa ülkeleri de ellerindeki doneleri çok iyi kullanarak ve yerinde değerlendirerek ihracat yolunda birinciliği ellerinde tutmaya çalışmakta... Peki bizde neler oluyor?.. Hiççççç, n’olucak?.. İthalata dayalı rejimle güya her şeyi ucuza hallettiğini sanan bir yönetim ekonomisiyle ülkemiz inim inim inlemekte... Neden inlemekte?.. Sebebi şu: Maliye eski Bakanı Unakıtan, Ne kadar Cumhuriyet fabrikası varsa hepsini satmak için kolları sıvamıştı... İtiraz edenlere karşı da “Her şeyi babalar gibi satacağız” inadıyla cevabını yapıştırmıştı. Peki sonra ne oldu?.. Ne olacak sıcak para bitti... Ülkeye sıcak para da girmiyor... Aksine ne kadar sıcak para varsa hepsi dışarı çıkıyor... Muhalefetin, “Yapmayın, etmeyin... Biraz olsun ülkenizi düşünün... Bakın tarım ekonomisini bitirdiniz... Halâ sebzeyi ve meyveyi yurt dışından ithal ediyorsunuz. Köylümüz ve çiftçimiz, hayvan yetiştiricilerimiz kan ağlıyor” uyarısını yaptıkça iktidar, inatla yurt dışına daha çok saldırıyordu. Son olarak da Venezuela’da buğday yetiştiriciliğine kadar uzandı... Enflasyonu durdurmak için faiz artırımını reddeden iktidar partisi, kutsal kitabın reddettiği faiz kelimesine dört elle sarılarak (ulusunun açlıktan öldüğünü görmek adına bile olsa) asla faizi artırmam diyordu... Sonuç mu?.. Yokluk...

TARIM POLİTİKASI YİNE YANLIŞLARA İMZASINI ATIYOR... HELE Kİ SON VENEZUELA’DA BUĞDAY ÜRETİMİNE GEÇECEĞİNİ AÇIKLAYAN TARIM BAKANINA KARŞI SESLER YÜKSELİYOR. KİMİN SESİ?.. TABİİ Kİ DOĞAL OLARAK TARIMLA UĞRAŞANLARIN, ÇİFTÇİ VE KÖYLÜLERİN... Tarım politikasını bir inatla ve Türk halkını daha da fakirleştirmek yaptıkları ve attıkları her adım aslında kendilerini de zora sokuyordu. Çünkü ekonominin bitişini ve batışını bu denli hızlandırmak ülke adına çok tehlikeli ve çok zararlı oluyordu. Tehlike, köylünün ve çiftçinin artık üretimi durdurması ve banka borçlarını ödeyememesi gerçeğine daha çok yaklaşılıyordu... Aynı şekilde zarar ise, ülke adına hiçbir şeyi yetiştirememenin günahını ödemek için yurt dışından zamlarla daha çok borca girerek döviz kaybetme göze alınıyor... Tüm bunlar ne için yapılıyordu?.. İslami çerçevede faiz günahından ülkeyi sıyırmak için... Peki sıyrıldı mı?.. Hayır, aksine millet alınan kredilerin faiz borçlarının altında daha çok eziliyordu. Peki bu nereye kadar gidecekti?.. İktidara göre 2023 seçimlerinde ülke güllük gülistanlık olacak görüşü savunuluyorken muhalefet aynı görüşü savunmuyordu... Aksine dövizin aşırı yükselmesi... Vatandaşın faiz günahı gerekçesi altında inim inim inletilmesi... Sonuç olarak da hayat pahalılığı yüzünden ülkenin ve toprakların işlenememesi tehlikesiyle karşı karşıya kalınıyordu.

ÜLKEMİZDE FAİZ HARAMDIR SÖZÜNDEN YOLA ÇIKILDI VE ŞİMDİ ŞU ANDA ÜLKEMİZDE NEREDEYSE TARIM YAPMAK DA GÜNAHTIR DEMEYE GETİRİLDİ... ÖYLESİNE ÖKSÜZ KALAN TOPRAKLARIMIZ EKİLMEYİ BEKLERKEN, İKTİDAR DUYARSIZLAŞTI... Son olarak da, geçtiğimiz günlerde Dicle Üniversitesi’nde düzenlenen Tarımsal Perspektif Çalıştayı’nda bir konuşma yapan Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi, aynen şunları söylemişti: “Venezuela Tarım Bakanı ile Nikolas Maduro’nun kendisi bize (Bizim ülkemizde üretim yapın) teklifinde bulundu. (100 kilo buğday üretin. 70’ini alın kendiniz dışarıda değerlendirin... 30’unu da bize bırakın yeter) dedi” ifadesini kullanmıştı. Bunun buğday üretimine kadar uzanan bir yanlış politikaya karşı sesini çıkaran çiftçiler, Tarım Bakanı’na karşı isyan ederek aynen şu görüşü savundular: “Bu yanlış... Bizim çocukluk dönemlerimizde uygulanan politikalar bundan daha iyiydi.” Bir diğer çiftçi, “Böyle bir şeyi asla kabul etmiyorum. Kendi topraklarımız boş, arazilerimiz dikilmezken gidip Venezuela ya da Sudan’da ekim yapmak yanlış...” Ve bir diğeri, “Bizim çiftçimizin anası ağlıyor buralarda. Biz şimdi onların ekmeğine taş koymuş oluyorlar. Saçma bu... Ayrıca bence uygun değil. Kendi ülkemizin tarımını desteklesek daha iyi olur bence...” diyordu. Ve son olarak bir tarımcımızın, “Ülkemiz dururken neden Venezuela?.. Söze gelince biz şu an tarım ülkesiyiz. Bizim yurt dışına da ihraç yapmamız gerekirken yurt dışında ekmemiz kadar saçma bir olay yok” diyerek iktidara tepkisini gösteriyordu. Yani anlayacağınız tarımcımız, çiftçimiz, hayvan yetiştiricilerimiz, kendi ülkesinde adeta yabancı gibi oldu... Ülke faiz haramdırdan yola çıkarak neredeyse ülkede tarım yapmak günahtır dönemine girdi...