Ökkeş Ağaoğlu
AKP ne duracağı yeri biliyor, ne de hareket edeceği yeri... Ama tek bildiği bir şey var, o da hır-gür, kavga dövüş... Onun üzerine suç atmak... Bunun üzerine yalan atmak... Yalan dolanla milleti birbirine düşürerek yasakçı zihniyetin kapılarını aralamak... İşte AKP'nin duruşu budur...
Son olarak Hıdırellez kutlamaları milletin ateş yakıp geleneksel hareket olarak üstünden atlaması olayıdır... Ve alanda bulunanlarla coşkuları birlikte paylaşmak bayramlaşma havasında geçer... İşte bu anlarda (Yani Hıdırellez gereği ateşin üstünden atlarken çılgınlar gibi eğlenenleri) yandaş kanallar aynen şu şekilde değerlendirdiler: "Halkımız, Ekrem İmamoğlu'nun yargılanmasını coşkuyla kutladılar..." Evet, aynen bu şekilde manşetlerini ve ekranlarını süslediler... Tabii ki bu manşetler olmamalıydı... Ama oldu... İşte bu yüzden bu hükümetin mutlaka gitmesi gerekiyor... Çünkü her seçimde İstanbul'u kaybeden AKP, yenilginin hırsıyla hareket ederek (ve ülkeyi de olağanüstü kaosa sürükleyerek) içinden çıkılmaz bir ekonomi bataklığına gömüveriyordu...
14 MİLYON 850 BİN KİŞİ İMAMOĞLU'NA OYUNU VERDİ... BU MÜTHİŞ BİR RAKAM VE BÜYÜK BİR GÜVEN OLAYI... AMA NE YAPARSINIZ Kİ TÜRK MİLLETİNİN ŞANSI YOK. ŞANSI OLSAYDI İMAMOĞLU ŞİMDİ CUMHURBAŞKANI OLACAKTI... Ahlaken çökmüş olan bir AKP ile yönetiliyoruz... Ne bir düzen var... Ne bir siyasi olgunluk var... Ne de durağanlığı hareketlendiren bir zihniyeti var... Sadece ve sadece kendi çıkarları uğruna ülkesinin bir karış toprağına kadar satan bir düşüncenin batık politikaları var... Ama ne olursa olsun bu düzenin değişmesi gerekliliği gün gibi meydanda iken... Ne yazık ki olası bir Erken Seçim tezahüratlarına karşı bile ukalalıkla cevap vermekten hiç kaçınmadılar... Daha doğrusu kibirle hareket edip hasmını yeneceklerini de anmaları korkunç bir hatanın çökülmüş farklılıklarını yaratmasıdır... Oysa İmamoğlu'nu sevenler, hiçbir zaman Atatürkçü çizgide bir santim bile kayma yapmamıştır... Önemli olan aslında siyasal gelişmeleri zaruri olarak sunmak... Daha sonra da siyasal gelişmelerin yanına koyabileceği milli duruşuyla ekmeğini taştan çıkarmak... İşte bu düşüncelerle yola çıkan ve yenilmezlik unvanını yarışma şartları içinde gören ve bulan CHP, her zaman ve heryerde Atatürkçü olarak siyasal başarıyı kazanmamız gerekiyor... Bu da mutlaka olacaktır... Hatta olmalıdır. Çünkü 14 milyon 850 bin kişilik bir katılımıyla seçim sandıklarının kapanması ve böylesi büyük rakamın oluşması, sendikal faaliyetlerin devamlılığı adın çok önemlidir. Bu önem her zaman ve her an alınacak yeni bir kararla yoluna devam edecektir.
ATATÜRK'Ü HER NE KADAR YIKIM PROJESİYLE EŞLEŞTİRİRSENİZ EŞLEŞTİREN, SONUNDA DURACAĞI YER ATATÜRKÇÜ HAREKETİN COŞMASINA NEDEN OLACAK GİBİ GÖRÜNÜYOR... EEEEE HAYAT DA BU DEĞİL MİDİR?.. Ne zaman ki Atatürk'ün askerleriyiz desek, anında olumsuz cevabın karşılaşmasıyla bir Türk düşmanlığını görüyoruz.. Ama mutlaka bu projenin hayata geçmesindeki maksadına inatla onu yenmeliyiz... Yoksa memleket elden gitti gidecek... Çünkü bugün ne bir Türk gururunu... ne bir Anadolu'nun kahraman halkını... Ve ne de bir ülkenin geçmişindeki o muhteşem askeri dehasını sahiplenen bir iktidar göremiyoruz... Ve iktidarı, bu zihniyetin elinden mutlaka almalıyız... Her ne kadar "Padişahım çok yaşa" hayaliyle kıçlarındaki koltukları kaybetmek istemeseler de, dünyadaki yerimizi demokratikleşmeyle almamız gerektiğine inanıyoruz... Ama hayali bir kalkınma planıyla her türlü kıvrak yalanlarla halkını kandırmayı başaran AKP hükümeti, bu kez İmamoğlu'nun zafer kazanmasıyla dibe boylamıştır... İşte tam da burada hayatı ülkenin insanlarına zindan etmeye bayılan iktidar yanlıları, hem zenginleşerek ekonomik tablonun sıcak birikimlerini ceplerini indirmekteler... Hem de borçlanmalarla ülkenin bütün umudunu fakir halkın sırtına yüklemekteler... İşte durum bu hali alırken "Artık yeter" diyen Türk halkının İmamoğlu için kullandığı oy sandıklarının büyük rakamlarla patlaması iktidarın gözünü korkutmaktadır.. Ama "Ben korkmuyorum ve korkanları da hiç sevmem" dayılanmasıyla İmamoğlu'nu hapsetmeleri de ülkenin geleceğini hiç de umursamadıklarını göstermektedir... Ve Teğmenlerin Atatürk andını içmesine gıcık kaparak yabancıların istekleri doğrultusunda Atatürk'ün ismini ülkeden silmeye çalışan AKP zihniyeti, devamında Atatürk kaşesini çok iyi kullanan Ekrem İmamoğlu'nu hapsederek "Bu işi başardık" diyebilmekteler... Yani sivil darbe... Yani Atatürk düşmanlığı... Yani kültürsüz bir toplum yaratmak... Yani cahiliye dönemine özen göstererek kıçlarındaki koltukları korumak. İşte geldikleri nokta budur. Ama onu bu noktada rahat koymazlar... Ve CHP mutlaka bir şey yapacaktır ve iktidara da gerekli görülen ceza mutlaka verilecektir. Tabii sadece AKP değil, MHP de aynı kaderi paylaşacaktır. Bu şaka değildir... Bu çok ciddidir... AKP ve MHP yavaş yavaş CHP halk mitinglerinin dilinin kendilerine olan olağanüstü cevap niteliği taşıdığını görerek korkmaktadırlar. Ve korkacaklar.