Ökkeş Ağaoğlu
PKK fesih kararı aldı ve silahları bıraktı diye açıklamalar gelmeye başlayınca Ankara adeta bayram etmeye başladı... Hep naylon kahramanlıklar arkasına saklanan AKP, yine aynı şeyi yaparak günceli kurtarmak ve gerekirse yarının Türkiyesine bugünden dizayn vermek istemenin yine onarılmaz hatalarına düşüverdiler.
Nasıl düşmesinler ki?.. Bir defa seçimi unutturmak... CHP'nin muhteşem mitinglerini gölgelemek... İmamoğlu'nu halka unutturmak... Türkiye Cumhuriyeti'ne sahip çıkmanın o muazzam onurlu duruşunu yok edip sadece AKP'yi düşündürmenin planlarını yapmaya başladılar... Kısaca ne emeklilerin durumu... Ne halkın içine düştüğü açlık ve sefaleti... Ne de maaşların yetersizliği AKP'nin umurunda bile değil... Çünkü onlar sadece ve sadece kendileri için çalışarak halka kulaklarını tıkamanın siyasetini yapıyorlar... Ve bunu da bugüne kadar devam ettirdiler. Şimdi de BARIŞ DÜMENİ ALTINDA ülkeyi yeni bir kaosun eşiğine getirmeye çalışıyorlar. Yalnız bu kaos o kadar kolay atlatılacak bir kaos olmayacak.Çünkü Türk düşmanlığı artık o kadar sırıtmaya başladı ki, ATATÜRK'ün ASKERLERİYİZ diyen kim varsa onu mahkemelere çıkarmaya başladılar... Asker ocağından attılar... Atatürk'ün adını duyunca cin çarpmışa dönüyorlar... Ama ne yaparsınız ki bugüne kadar susan GENELKURMAY BAŞKANLIĞI o kadar onursuz duruyor ki, neredeyse devletin askeri kararlarını Trump, Putin ve Suriyeli terörist verecek. O kadar ki içli dışlı oldular... Bu şahıslar hiçbir zaman Türk dostu olmadılar. Zaten olamazlar da... Ama ne yaparsınız ki bunlar ülkemizi yönetiyorlar...
PKK FESİH KARARI VERMEDİ... PKK TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NE KAFA TUTTU... ÖLEN TERÖRİSTLERE ŞEHİT DİYEREK ANKARA'YI ELE GEÇİRMEYE ÇALIŞTI. SONUNDA ONU DA BAŞARDILAR. TABİİ Kİ BAHÇELİ SAYESİNDE... Devlet Bahçeli, "Senin yatacak yerin yok" demeliyiz... Hatta "Yatacak yerin olmamalı" demek daha isabetli bir söylem olur... Çünkü "Apo DEM sıralarına gelsin ve Meclis'te kürsüye çıksın konuşsun... PKK silahlarını bıraksın" derken acaba "Daha önce böyle konuşmuyordun... Senin böyle konuşmana sebep olan nedir?" diye bir soruyu insan düşünmeden edemiyor... Tabii bu sorunun cevabı çok basit... Devlet Bahçeli de Ermeni kökenli ve Apo ile Ahmet Türk'e akraba olduğu söyleniyor. Zaten Türk olmayan kişi bu açıklamayı yapabilir... Yoksa bir şehit ailesinin karşısına geçerek bu sözleri söylebilme cesaretini insan bulamaz... Onun içindir ki fesih kararı tam bir palavradan ibarettir. Ve PKK'dan gelen her palavra kararı çok ciddi olarak gören AKP ve MHP, naylon kahramanlıklarla ekranların başına gelerek açıklamalarda bulunmaktalar. Oysa alınan kararın hiçbir öneminin olmadığını bilmemiz gerekiyor. Neden mi? Çünkü fesih kararı alan PKK, bir nevi Türkiye Cumhuriyeti'ne kafa tutan açıklamalar yapıyor da ondan. PKK'nın fesih bildirisi insanın kanına dokunuyor. Sürekli hakaret ve dayılanma... Türk askerine hakaret ölçüsünde duruş sergileniyor. Şehit ailelerine karşı bir pişmanlık ve vicdan özrü bile yok. Sadece ve sadece Türkiye Cumhuriyeti'ne kafa tutan bir bildiri. Bunu kimse hazmedemez. Ama Türk halkının hazmetmesi için zaman kollanıyor. O zamanı kollayan da AKP. Zaten AKP'ye Cumhuriyeti indirmenize yardım edeceğiz derseniz, sizden iyisi yoktur.
LOZAN OLAYI... SEVR ANTLAŞMASI... CUMHURİYET'İN ASALAK HALE GETİRİLMESİ... TÜRKLÜĞÜN ANAYASADAN ÇIKARILMA İSTEĞİ... VE TÜRKİYE'NİN ADININ DEĞİŞTİRİLMESİNE YATIRILAN VE KANDIRILAN BEYİNLER DEVREDE... Sevr Antlaşması ile Türkiye öylesine bölünmüştü ki, koca Osmanlı İmparatorluğu'nu yok edecek bir kararlar aşamasına sokulmuştu... İşte tam da burada şu AKP'ye gönül veren ve beyinlerini hiç çalıştırmayanlara şu soruyu sormamız gerekiyor: "Sevr Antlaşması'nı kim yaptı?" "Sevr Antlaşması'nın altında kimin imzası var?" Atatürk'ün değil, Osmanlı padişahının imzası var.Tabii ki de Vahdettin'in.. Kimi tarihçiler Vahdettin imza atmadı ama İstanbul hükümeti imzayı attı diyerek Vahdettin'i aklamaya çalıştılar. O halde insan şu soruyu sormaz mı: "Sevri imzalamayan Vahdettin, neden Atatürk ve Kuvvacılar için yakalama ve idam fermanını imzaladı?.." Hatta, Atatürk'e, "Samsun'a git ve ayaklanan isyancıların ellerindeki silahları al" emrini veren Vahdettin değil miydi?.. Atatürk ne yaptı?.. Samsun'a gitti ve isyancıların başına geçerek, işgallere direnmek için İngilizlere, Fransızlara, İtalyanlara, Yunana mı karşı çıktı... Ve daha sonra milli mücadele başladı. İşte bütün bunların sebebi Sevr'e imzasını atan ve sadece İstanbul'da kalabilmek ve tahtını kurtarmak için Osmanlının bütün topraklarını beyninde satan Vahdettin'i bugün savunanlar işte PKK'nın peşinden iğrenç bir şekilde gitmekteler. Eğer AKP ve MHP Türkiye'nin onurunu düşünmüş olsalardı PKK'ya şunu demeliydiler: "Silahlarınızı bırakın... Türk halkın ve özellikle şehit ailelerinden özür dileyin... Ayrıca sadece PKK yetmez... Örgütün diğer kolları olan YPG, YPJ, PYD, KCK teröristlerinin de silahlarını bırakmaları gerekiyor... Türkiye Cumhuriyeti'ne teslim olacaksınız... Gereken cezalarınızı çekeceksiniz... Ve Türkiye'den elinizi ayağınızı çekeceksiniz... Yoksa sizinle amansız bir savaşa gireriz..." Bunu demiyorlar... Neden biliyor musunuz? Başta Atatürk düşmanıdırlar. Cumhuriyeti istemiyorlar.
BÜTÜN DERTLERİ ANAYASADAN TÜRKLÜĞÜ ÇIKARMAK... CUMHURİYETİ YIKMAK... SEVR'İ HORTLATMAK... VE ATATÜRK'TEN RÖVANŞI ALMAK İSTEYEN İŞGALCİLERE GÖZ YUMMAK... BUNUN ADINA BARIŞ DEĞİL, ÜLKEYİ YIKMAKTIR... Ayrıca, Apo'yu Meclis'e sokarak KRAVATLI TERÖRİSTLERİN PARTİSİNİ kurmalarını destekleyerek Anayasa'nın içinden Türklüğü çıkarmak... İşgalci ülkelerin Atatürk'ten rövanşı almalarına yardım etmekle hükümlüler adeta. Oysa Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet sayesinde buralara geldiklerini... Atatürk sayesinde dokunulmazlık kazandıklarını... Atatürk sayesinde dünya nezdinde hatır gördüklerini ve Atatürk sayesinde Cumhuriyetin nimetlerinden yararlanmayı kabul etmeliler... Ama bugün PKK'nın açıkladığı bildiride Cumhuriyete kafa tutmaları... üstelik şu okudukları satırlar tam bir ahlaksız yapılanmanın ifadesini oluşturmaktaydı... Bakın PKK ne diyor: "..."Partimiz PKK; kaynağını Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasasından alan Kürt inkâr ve imha siyasetine karşı, halkımızın özgürlük hareketi olarak tarih sahnesine çıktı... Ulusların kendi kaderini tayin hakkı ilkesini benimseyerek, silahlı mücadele stratejisi temelinde meşru, haklı bir mücadele yürüttü... soykırım ve asimilasyon politikalarının egemen olduğu koşullarda şekillendi." Bu satırları kimse kabul etmez. Etmemeli. Genelkurmay neden susuyor?.. Ayrıca bu fesih kararı AKP'nin Anayasa değişikliği üzerine kurulu bir düzen gibi görülüyor. Türklüğü Anayasadan çıkarma isteklerinin ağır bastığı izlenimi gün gibi sırıtıyor... Tekrar cumhurbaşkanı adayı olmanın kanuni hakkını Anayasaya değişikliği yaparak elde edilmeye çalışılıyor. ................................................................... NOT..... Kanlı örgüte bu kadar bel dayayan bir parti ve onun yamağı MHP için asıl kanlı örgütün tarifi hangi olmalıdır?. Örneğin Ekrem İmamoğlu'nu devleti yıkmaya yönelik terör örgütü lideri gibi göstererek onu hapishaneye atmak... Ayrıca cumhurbaşkanlığına adaylığını koymasından dolayı BOP'u engelleyici Atatürk hareketini yapacağından korktukları için son darbeyi yememek adına İmamoğlu'nu hapislerde çürüteceğiz derken.. PKK'lı teröristlere kimlik vererek onları ülkeye almanın açıklamasını kimse yapamaz. Yapan da zaten terörist kafalıdılır. Onun içindir ki, Lozan'ı kabul etmeyerek Sevr'i tekrar hortlatmak istiyorlar. Amerika ise bu işten en karlı bir ülke olarak çıkmak istiyor. Çünkü Türkiye'yi hem hedef, hem müttefik olarak görmekte... Yani kürdistanı kurmak için Türkiye'ye her türlü baskıyı yapmaya hazır bir ülke... Onun içindir ki Atatürk gibi olmanın milli mücadelesini kavrayabilen bugün PKK bildirisini yırtıp atmalıydı. Naylon kahramanlıklar yaparak hiçbir yere varamayacaklarını görebilmeliydiler. Bize sorarsanız, PKK bildirisi Türklük düşmanlığı kokuyor. Barış mı? Asla barış olmaz. Barışın adı Cumhuriyeti yıkmaktır. Adalet Divanına çıkmaktan korkan AKP ise, bu bildiriye karşı sessizliğini korumakta. Peki ne mi olacak?.. Çok basit: Başaramayacaklar. İkinci Habur olmayacak.
var addthis_config = {"data_track_addressbar":true};