TERÖRSÜZ TÜRKİYE KOMİSYONU'NDA TERÖR VAR..

Submitted by FTG on Sun, 08/03/2025 - 15:39

Ökkeş Ağaoğlu

TBMM’de kurulması planlanan “Terörsüz Türkiye Komisyonu” farklı partilerden temsilcilerle şekilleniyor. Ancak bazı partiler, sürecin şeffaf yürütülmediğini ve muhalefetin dışlandığını savunuyor.

Bu konuda demokratik katılım, temsil adaleti ve çözüm süreçlerinin toplumsal etkileri üzerine odaklanmak yerinde olur. Örneğin Anayasa Değişikliği Tartışmaları Başörtüsü üzerinden şekillenmeye mahkûm edilmiş vaziyette... Aile kurumuna ilişkin düzenlemeleri içeren anayasa değişikliği teklifinin referanduma gidip gitmeyeceği hâlâ belirsizliğini koruyor... Bu konuyu ele alarak, anayasal reformların toplumsal uzlaşıyla mı yoksa siyasi stratejiyle mi şekillenmek isteniyor?.. Onun orasını bilemeyiz... Tek bildiğimiz hemen hemen her konuda Atatürk'ü masaya yatırarak suçlu adam kavramını yaratmak istiyorlar. Bunun yanında tutuklu siyasetçiler ve seçim anketleri CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklu olması ve buna rağmen yapılan anketlerde önde görünmesi, demokrasi ve hukuk ilişkisini tartışmaya açıyor. Yani buna “hukukun siyasallaşması” mı, yoksa “seçmenin adalet algısı” mı demeliyiz?.. Ama kim ne derse desin diplomanın iptalinin tam bir ahlak dışı olduğunu... Bunun böyle olmaması gerektiğini AKP kanadından çok kişinin de kabul etmediği biliniyor. Buna en büyük kanıt, Bülent Arınç'ın kullandığı sözlerdir... Tabii, Türk siyasetinde son günlerde yaşanan gelişmeler, demokratik temsilin sınırlarını ve toplumsal uzlaşı arayışlarını yeniden gündeme taşıdığını görmemek çok büyük haksızlık olur. Terörsüz Türkiye Komisyonu’ndan anayasa değişikliği tartışmalarına, tutuklu siyasetçilerin gölgesinde yapılan anketlere kadar birçok başlık, halkın adalet ve katılım beklentisini sorgulatıyor.

TERÖRSÜZ TÜRKİYE KOMİSYONU: Temsil mi, Tezat mı? CHP lideri Özgür Özel diyorki, “Bu komisyonun nasıl çalışacağına bu komisyonun üyeleri yapacağı ilk toplantıyla karar verecek...” Devamında TBMM’de kurulan Terörsüz Türkiye Komisyonu, 48 üyeyle çalışmalarına başlıyor. Ancak İYİ Parti’nin katılmama kararı ve DEM Parti’nin itirazları, komisyonun kapsayıcılığına dair soru işaretleri doğurdu. CHP’nin sert tepkisi, sürecin şeffaflığına dair endişeleri yansıtıyor. Çünkü yansıttığı şeylerin en başında Türkiye'nin toprak bütünlüğü üzerinde fitnecilik yapılacağı şüphesi yatıyor... Hele ki sınırlarımızın mayınlardan temizlenmesinden sonra yol geçen hanına dönen ülkemizin politik durumu derin tartışma konusu olacak... Çünkü AKP hükümetinin bu konuda duyarsızlığı öylesine çoğaldı ki, "Siz derdinizle yanın" diyecek kadar ülkeyi umursamıyor...

ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ ÜZERİNE: Her ne kadar AKP'nin hukuk kurallarını gündeme almak istiyorsa, bunu anayasa değişikliği ile yapmak istiyor... Bunun dışında anayasayı zaten tanımıyor. Erdoğan'ın "Anayasayı tanımıyorum, hatta saygı da duymuyorum" derken AKP'nin sağlam bir anayasa üzerinde müzakere edeceğini kim söyleyebilir?.. Hele ki başörtüsü konusunda Meclis'te yer alan türbanlılar yasaksız şekilde oturumlara girip çıktıkları halde, bu konuyu referanduma götürmek isteyen AKP, yine de çekincelerini zoraki de olsa belirtmeye çalışıyor. Tabii halkı hazırlamak istiyor. Ancak halk AKP'nin gündeme sıcak bakmadığını düşündüğü için AKP'nin her yaklaşımını sahte siyaset olarak görüyor.

TUTUKLU ADAYLAR GÜNDEMDE ve SEÇMEN TERCİHLERİ SANDIKTA: “İmamoğlu ile Erdoğan arasındaki fark tam %13,6 oldu.” Bunu araştırmacılar söylüyor. Hatta CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklu olması, kamuoyunu oldukça rahatsız ediyor. Çünkü İmamoğlu halk tarafından çok büyük destek görürken Erdoğan'ın yargı sistemini elinde koz gibi kullanarak anayasa ile yarınlarını garantiye almak istemesi, seçimleri veya olası bir erken seçimi zora sokuyor gibi... Ama seçmenin adalet arayışı Erdoğan'ı köşeye sıkıştırdığı için, Özgür Özel'in seçim tarihini vermesi, "Eğer o tarihte seçime gitmezseniz erken seçim için halktan büyük destek alarak yollara çıkarım" demek istiyor (Ki bunda haklı. Çünkü halkı kulak arkası yapan bir yönetim fazla sıhhatli yaşayamaz...)

SONUÇ OLARAK: Türkiye’nin siyasi atmosferi bu durumlarla şekillendikçe, temsil, hak ve adalet kavramlarının yeniden tanımlanmaya ihtiyaç duyduğu bir dönemi işaret ediyor gibi... Bu gelişmeler, sadece siyasi partilerin değil, halkın da demokrasiye dair beklentilerini şekillendiriyor. Neden şekillendiriyor?.. Çünkü Türkiye hukuksuz ve adaletsiz bir yönetimle şekillenmiş durumda. Tek adam prosedürünün artık halkı zorladığı, halkın zamlar altında ezilerek yaşam standardını kaybettiği yönünde ağır koşulları içeriyor. Hükümet artık kaçamaz. Çünkü Terörsüz Türkiye Komisyonunda aslında Terör var... Bunu saklıyorlar