Ümit Özdağ Suriye politikasıyla hükümeti tuş etti

Ümit Özdağ Suriye politikasıyla hükümeti tuş etti

Ökkeş Ağaoğlu

SON günlerde meydana gelen sıkıntılar yetmiyormuş gibi bir de siyaseten ortaya çıkan küfürlü politika havalarda uçuştu... Düşünün İçişleri Bakanlığı’nı yapan Süleyman Soylu, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’a ağıza alınamayacak kadar hakaretlerde ve küfürlerde bulunmuştu.

Bunun üzerine yandaş kanalların dahi tek kelime edemediği bu durumda hem siyaset ve hem politika yerlerde süründü... Bunu böyle kabul eden yandaş kanalların görselleri görmüyor, yazılı basını da yazamıyordu. Neden yazamıyordu?.. Çünkü gazeteci duruşlarını ve Türklüğün verdiği o muazzam milli mücadeleyi temsil edemiyorlardı. Halâ da edemiyorlar. Kalemlerini ve ekranlarını o kadar seviyesizliğe çıkarmışlar ki, ne hükümetin yanlışlarını... Ne ekonominin pahalılığını... Ve ne de halkın fakirliğini yazamıyorlar. Ama onlara sorarsanız muhalefet hatalı... Neden hatalı?.. Çünkü AKP hakkında konuştukları için hatalı... Peki bunun dışında hatalar meydanlara serilecekse eğer, o zaman halkın fakirliğini ve fukaralığını yazmak da mı iktidara karşı gelmek oluyor?.. Halkın sesini duyurmamak da mı gazetecilik oluyor?.. Hadi oradan... Yazamayan kalemler öylesine piyasaya çıktı ki, bundan en çok zarar görenler haliyle kırtasiyeciler oldu. Kırtasiyecilere girin, raflarda kalemler dolu dolu... Hepsi bir asker gibi aynı hizada... İşte yandaş ve kandaş medyada da bu görüntü aynı... Onlar da aynı manşeti kullanıyorlar. Aynı kaptan yemek yiyorlar. Ve Türkiye’nin geleceğini satan düşüncelerle aynı duruşu sergiliyorlar. Al sana Türk basını... Tabii bazıları hariç...
 

ÜMİT ÖZDAĞ, SÜLEYMAN SOYLU’YA MEYDAN OKUDU VE ANKARA’DA YÜRÜYÜŞ YAPMAK İSTEDİ. İZİN VERİLMEYEN YÜRÜYÜŞTE ÖZDAĞ KESİN VE KESKİN FİKİRLERİYLE DİK DURDU... EĞİLMEDİ VE BÜKÜLMEDİ, SURİYELİLERİN YIKIM PROJESİ OLDUĞUNU AÇIKLADI... Ümit Özdağ’ın yıldızı son günlerde oldukça parlamıştı... Hemen hemen her konuda istihbari derin paylaşımlarını halkla paylaşarak AKP hükümetinin resmen bittiğinin resmini çekiyordu. Hele ki şu son olaydan sonra AKP adeta bitti... Hatta hükümet kendi elleriyle kendini bitirdi... Neden mi?.. Birincisi, “Türk halkı diye bir şey yoktur” düşüncesiyle hareket ederek gizli politikalarına zemin arıyordu. O zemini bulmanın kolaylığını yazılı ve görsel bazı basın camiasında bulmaya çalıştı. Tabii yazılı ve görsel basının kemiksiz kuruluşları, müesseselerini batırmak uğruna hükümetin arkasında durmaya devam etti... Halâ da ediyorlar. Ama bu yaptıklarının doğru olmadığını onlar da iyi biliyorlar. Fakat yakayı baştan kaptırdıkları için bir türlü doğrulamıyorlar. Ama kimileri de öylesine Türklükle uğraşıyor ki, gerçek niyetlerinin bu hükümetle ortaya çıkmalarına sebep oluyordu. Oldu da... Zaten AKP hükümetinin bir tek iyiliği var. O da, “Kimin Atatürkçü ve Türkçü... Kimin Padişahçı ve Osmanlı biatçısı olduğu”nu ortaya çıkardı. Yoksa hükümetin ülke için zerre kadar bir iyiliği olmamıştır. Hatta millete de iyilikleri dokunmamıştır. Nasıl dokunsun ki?.. Cumhuriyetin bütün fabrikalarının ve devasa kuruluşlarının hepsini tek tek satarak ülkeyi açlığa mahkûm etmenin neresi iyilik?..

CUMHURİYET TARİHİYLE SÜREKLİ KAVGA EDEN... CUMHURİYETİ SÜREKLİ HALKA ŞİKAYET EDEN AKP HÜKÜMETİ, BU SEFER BALTAYI TAŞA VURMUŞ OLDU. NEDEN BİLİYOR MUSUNUZ?.. SURİYE MESELESİ AKP HÜKÜMETİNİN BİTİŞİ GİBİ ÖNÜMÜZDE DURUYOR DA ONDAN. AKP hükümeti, Suriye meselesini sürekli kaşıyarak ve kimseye de bunu (aklınca) çaktırmayarak siyaset yaptığını sanıyordu. Ama gerçekten de baltayı taşa vurmuş oldu. Nasıl mı?.. Bundan bir ay önce “Suriyeliler ülkelerine gönderilmeyecek. Biz göndermeyeceğiz” diyen AKP, bugün “Suriyeliler onurlu bir şekilde ülkelerine gönderilecekler” demeye başladı... Ama Ümit Özdağ bunun bir proje olduğunu ortaya koyarak dış ve iç ilişkilerde halka yanlış şeylerin anlatıldığını tek tek açıklamaya başladı. Örneğin 500 bin Suriyeli’nin ülkelerine geri döndüğünü söyleyen hükümete Ümit Özdağ, “Hayır... Yanlış bilgi veriyorsunuz. Dönenlerin sayısı 100 bin... Belki bu rakamı da bulmaz. Hatta aşmaz...” diyerek dış politikanın Türkiye’yi temsil etmediğini söyledi. Bunu istihbari paylaşımlarıyla halka sundu. İşte bunun ardından Süleyman Soylu çıldırdı ve gerçek politikalarının yanlışların kendi ağzıyla ifşa etmiş oldu. Ama bir yerde siyasi politikanın karşısında her şeyin açıklıkla ortaya serildiğini kabul etmedikleri için bugün istenmeyen durumlar ortaya çıkıverdi.

ÜMİT ÖZDAĞ BUNDAN SONRA SERT POLİTİKA YAPACAĞI İZLENİMİNİ VERMİŞ OLDU. BUNUN ÜZERİNE AKP HÜKÜMETİNİN TEK YAPACAĞI ŞEYİN, SÜLEYMAN SOYLU’NUN GÖREVDEN ALMASI OLACAĞI BEKLENTİSİ VAR. PEKİİ BU OLUR MU?.. İŞTE BUNU SÖYLEMEK ÇOK ZOR ÜMİT Özdağ’ın Suriyeliler konusunda yaptığı açıklamalarına karşı çok sinirlenen İçişleri, bir TV programında ağıza alınmayacak kadar hakaretlerle Ümit Özdağ’a saldırmış oldu. Bunun üzerine Ümit Özdağ, bilgilerini halkla paylaşarak İçişleri Bakanlığı’nın yanlışlarını tek tek ortaya koyuverdi. Bunun böyle olmasını istemeyen AKP hükümeti, Ümit Özdağ’ı engelleyerek ve yandaş kanalların da desteğini alarak olayı örtbas etmeye çalıştı. Ama ne olursa olsun halkımız artık bu tür küfürlü siyaset tarzını istemiyor... Kabul etmiyor... Ve ekonominin altında ezilmek istemiyordu. İşte tam da ekonomiyle iç içe yaşayan Suriyelilerin rahatlığı ve onlara tanınan haklar Ümit Özdağ ile birlikte Türk halkının kanına dokunmaya başladı. Market alışverişlerinde... Hastanelerde... Doğumlarda olağanüstü sınırda koruma ağı içine alınarak Suriyelilere adeta dokunulmazlık zırhı oluşturan AKP hükümeti, yaptığı yanlışın gerçek yüzünü Süleyman Soylu’nun Ümit Özdağ’ı yaptığı küfürlü hakaretlerle ortaya koyuverdi. Bunun üzerine emniyet ve diğer güvenlik güçleri kamu hizmeti sundukları için istenmeyen durumlar ortaya çıkmış oldu. Ama ne olursa olsun Ümit Özdağ o alanda yalnız bırakılmamalıydı. Bir masanın etrafında toplanan muhalefetin vekilleri ve güçlü isimleri, Ümit Özdağ’ın arkasında durmalıydı. “Bugün böyle aşağılayıcı politikaya karşı Ümit Özdağ’ın arkasında durmayacaksınız da, ne zaman duracaksınız?” sorusunun bir gün kendilerine de sorulacağını tahmin etmeliydiler. Yarın son şansımız diyerek 20 yıl Meclis’e gidip gelen muhalefet partileri, artık birliğin ve beraberliğin nerede ve ne zaman yapılması gerektiğini halâ bugün gösteremiyorlarsa, bu muhalefet sessizliğiyle Sessiz İstila çıkışını hak etmişlerdir.