Vatandaş ülkesini mi, kendisini mi yoksa sistemi mi düşünsün?

Vatandaş ülkesini mi, kendisini mi yoksa sistemi mi düşünsün?

Ökkeş Ağaoğlu

 

ŞÖYLE biraz durup düşünürseniz herkesin ve her kesimin vatandaştan çok şey beklediğini görürsünüz... Düşünün, kimisi çıkmış diyor ki, “Rezervlere bakın, doğrudan yatırımlar geliyor” palavrasını sıkıyor... Kim sıkıyor bunu?.. Tabii ki Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati... Bunu da şu gerekçelere bağlıyor: “Doğrudan yatırımlar geliyor.

 

TCMB’nın yarın (yani önceki gün) açıklayacağı rezerve bakın. Sonraki haftaya da bakın. Bu iş, inşallah başladı, devam edecek” diye de kendi kendine doping yapıyor. Bu arada dolar 18 Türk Lira’sını bulmuşken bu konuya hiç değinilmiyor. Hatta zat-ı şahaneleri hiç değinmiyor. Sadece doların çevresinde turluyor. Gerçek konuya bir türlü giremiyor. O halde adama demezler mi, “Yahu yatırımcı gelecek de, neyin yatırımını yapacak?..Malı – mülkü satarak fabrika açmadan hazır lokmaya konan bir yabancı sanayici neyin yatırımını yapacak?.. Önce yatırım yapacak bir yabancı firma veya holding, ülkenizdeki ekonomik yapının ve doların başı bozukluğun nedenlerine bakarak asla Türkiye’ye yatırım yapmaz.” İşte bu görüşe hiç değinmeyen, sadece yandaş medyanın şişirmesiyle kendilerini bulunmaz metah sananlar böylesi hayali bir kayıkta kürek sallamakta. Ama şöyle bakarsanız, boşa kürek sallamakta.

SİZ “DOĞRUDAN YATIRIMLAR GELİYOR” DİYE HAYAL DÜNYASINDA GEZİNECEĞİNİZE, VATANDAŞIN ÇARŞI – PAZAR EKONOMİSİNE BİR GİRİN BAKALIM. “SİYASETÇİLER HALKIN ARASINA GİRER” DİYORSUNUZ, BUGÜN BU HALKIN ARASINA ASLA GİREMEZSİNİZ. GİRERSENİZ DE ASLA ÇIKAMAZSINIZ. ÇÜNKÜ YÜZÜNÜZ KIZARIR... SİZCE KIZARIR MI?.. Bakan “Doğrudan yatırımlar geliyor” derken vatandaşın aşına, tabağına ve bardağına bir şey koyamamanın sorumluluğunu taşımalı... Ama kıymetli bakan bunlara hiç değinmiyor. Sadece hayal dünyasında dolaşarak ve olası seçim zamanına kadar durumu idare etmeye çalışıyor. Hatta 50 milyar dolar gibi bir meblağı bularak seçim tarihine kadar durumu idare etmeye çalışıyor(lar).. Ama gerçekte durum hiç de öyle değil. Zaten olmamalı da... Çünkü hükümet, “Seçimden sonra her şey düzelecek” derken yandaş gazetecilerden bir tane cesur gazeteci “Niye seçim sonrası?.. Bugün veya yarından itibaren her şey ucuzlayacak. Vatandaşın yanında olduğumuzu her zaman göstereceğiz” demiyorsunuz?.. Neden seçim sonrası?.. Daha doğrusu insanın aklına şu gelmiyor mu?: “Seçime kadar devam edecek bu aşırı pahalılık neden bugün durdurulamıyor?.. Neden doların başını alıp gitmesine bu kadar müsaade ediliyor?.. Neden faizin günah kılınmasına karşılık vatandaşın kredilerine aşırı faizler ekleniyor?.. Bu eklenen faizler günah olmuyor mu?.. Eğer faiz günah ise, bir anda yükselen kiralara karşı bir kararname çıkararak “Hiçbir mal sahibi kiracısına yüzde 30’dan fazla zam yapamaz. Hükümetimiz bunu yasaklamıştır. Yapanlar adli mercilerce ceza-i müeyyidelere çarptırılarak cezalandırılacaklardır” demiyor?.. Neden hükümet sus – pus politikası uyguluyor?.. Vatandaşın hayat pahalılığına karşı neden hiçbir önlem alınmıyor?.. Sayın Bakan yatırımdan değil, önce bunlardan bir bahsetsin bakalım. Ama bahsedemez, çünkü bu konu onu aşar...

VATANDAŞ HÜKÜMETİN UMURUNDA BİLE DEĞİL... EĞER UMRUNDA OLSAYDI, BUGÜN HAL KANUNLARINA BİR EL ATILIRDI... FAHİŞ FİYATLARIN NEDENİNDE YATAN SEBEPLER ARAŞTIRILIRDI... DOLARIN ÇIKIŞ SEBEBİNİ AÇIKLAYARAK BUNA ÖNLEM ALINMAYA ÇALIŞILIRDI. BUNLAR YAPILIYOR MU?.. HAYIR... Vatandaş her gün “Yandım Allah” diye dolaşıyor... Ulaşım büyük masraf. Çarşı Pazar büyük masraf... Bir peynir ucuz satılması gereken semt pazarında bile 100 liralık taban fiyatına ulaştı bile... Hele ki tereyağının fiyatı 140 liradan başlıyor... Marketler zinciri semt pazarlarıyla rekabet etmek için fiyat indirimi yapıyor. Pazarcı esnafı ise “Nasıl olsa hayat pahalı. Ben bir ürünü halden normal fiyata alıyorsam, bunun üzerine ya 1 TL – ya da 2 TL koyarak kazanmaya çalışıyorum. Hatta 1 TL’yi koyarken bile kara kara düşünüyorum. O kadar ki battık” diyor... Peki hükümet bunu duyuyor mu?.. Hayır... Hükümet ne diyor?: “İtibarlı kişiler tasarruf yapmaz...” Yani onlara “Tasarruflu olun diyemezsiniz” diyor... O halde tasarruf yapmayacaksanız ve yapmak istemiyorsanız çıkın çarşı – pazara ve bunu halka açıkça anlatın... Anlatabilir misiniz?.. Hayır... Neden?.. Çünkü hükümet olarak vekillerinize dediniz ki, “Halkın arasına girin. Ama onlarla asla polemiğe girmeyin...” Yani bu ne demek?.. Suçumuz var ve bu pahalılığın suçunu geçiştirmeye çalışın demek... Oysa millet asla bunu böyle düşünmüyor. Halkımız her gün pahalılığı televizyonlara ve gazetelere yansıtırken bunu yandaş kanallar ve yazılı basın asla halka yansıtmıyor. Çünkü korkak ve zalimler... Ne hal kanununa bakarak “Köylü üreticiden gelen gülünç rakamlar neden şehirlerde 10 – 14 TL fark yapıyor?” durumuna el atmıyor?.. Dolar ile yatıp dolar ile kalktığımız şu günlerde bunu tersine nasıl çeviririz diye düşünen bir hükümetimiz yok... Sadece her açıklamada dolar sürekli yükseliyor. Diğer taraftan da Hazine Bakanı “Doğrudan yatırımlar geliyor” açıklamasıyla milleti bir kez daha uyutma politikasına yatıyor. Ekonomik tedbirlerin E’sine bile dokunmayan hükümet, yarınki seçimi kazanmak için kolları sıvamaya çalışıyor. Aslında hükümetin bütün derdi 3 büyük şehri almak. Başta İstanbul’u... Hükümetin bütün derdi İstanbul... Durum bu haldeyken vatandaş neyi düşünsün?.. Kimi düşünsün?.. Kendini düşünüyor ama bir sonuca da ulaşamıyor. Ve seçime takılı veriyor. Bu kez hükümet gerçekten gidecek. Mutfaktaki yanan pahalılık hükümeti yok edecek.

 

var addthis_config = {"data_track_addressbar":true};