Vizyonsuz hükümet ömrünü tamamladı

Vizyonsuz hükümet ömrünü tamamladı

Ökkeş Ağaoğlu

TÜRKİYE Cumhuriyet tarihinde hiç bu kadar kötü bir yönetime maruz kalmadı. Düşünün ortalıkta savaş yok... Size karşı olağanüstü bir cephe açan ülke veya ülkeler yok... Ayrıca karşınızda istilacı ülkeler olarak ün salan Avrupa’nın Haçlı Seferleri organizasyonu yok... Peki ne var?.. Tabii ki vizyonsuz, kurucularının dahi vizyonu olmayan... Halka hesap veremeyen... Borç batağına batırdığı ülkenin durumunu iyi analiz edemeyen bir batık hükümet var... Peki bu nereye kadar gider?.. Bizce gittiğinden de fazla gitti... Ama ne yazık ki vizyonsuz kalan hükümetin durumunu halka iyi anlatamayan bir muhalefet AKP’ye fazlasıyla müsaade etmiş oldu. Ama şimdi bu müsaade artık miadını doldurdu ve siyasal düşüncelerden dolayı imtihan olan halkımızın vizyonu devreye girdi. Artık girmeli ve hiç olmazsa ileriyi göremeyen hükümetlerin ve partilerin aksine, halkımızın bu ileri görüşlülüğü bütün makamlarda deprem yaratmalı.

BAKAN NEBATİ KAFA BULUYOR... “TÜRK LİRASI’NIN İNECEĞİ YER YOK, RAHAT OLUN” DİYOR... RESMEN MİLLETLE DALGA GEÇİYOR... BUNU SÖYLERKEN DE GÜLÜYOR VE ETRAFA SEVİMLİ POZLAR SAÇIYOR... HİÇ PİŞMANLIK DUYMADAN... YAZIKLAR OLSUN... Maliye bir ülkenin maliyesiyle ilgili geniş kavramlı bir kurumdur... Bu kurum her ülkede mevcut olup... Yarınını garanti altına almak için her türlü yatırımı ve halka rahat bir hayat sunmayı görev kabul eden makamdır... Ama bizde ne yazık ki bu böyle işlemiyor... Her gün yeni taktikler... Yeni kişiler... Yeni yüzler... Yeni anlayışlar ve yeni biat kültürüyle bakanlık koltuğunun doldurulması izleniyor... Örneğin son olarak o koltuğa oturan Maliye Bakanı Nebati, “Türk Lirası’nı olabilecek en düşük seviyeye düşürdük. Türk Lirası en düşük durumda. Daha ineceği bir yer yok, vatandaş rahat olsun” diyebiliyor. Ve bunu derken de hiç yüzü kızarmıyor... Bir de iyi bir şey yapmış gibi kabarıyor ve bu açıklamayı yapabiliyor. Neden yapabiliyor musunuz?.. Çünkü çok pişkinler... Bir defa halkına karşı bir sorumluluk anlayışıyla çalışmıyor(lar)... Daha doğrusu Türk Lirası dip yapmış, ama Bakan Nebati bu dibi sanki halka bir kurtuluşmuş gibi sunarak açıklama yapıyor... Sanki Türk Lirası’nı millet düşürmüş de kendileri parayı yerden kaldırmaya çalışıyormuş gibi... Yani, “TÜRK LİRASI’NIN İNECEĞİ YER YOK, RAHAT OLUN” demek, “BİZDEN BU KADAR, GERİSİNİ SİZ DÜŞÜNÜN” demek... Eğer bu halk da bunlara oy verirse gerçekten kötü yönetilmeyi hak ediyorlar demektir...

MAHİR ÜNAL NE YAPACAĞINI BİLEMİYOR... AMA HÜKÜMET “BİZE FIRSAT VERİN 2023 YILINDA HER ŞEY DEĞİŞECEK” DİYOR... YAHU 19 SENEDİR NİYE DEĞİŞMEDİNİZ DESENİZ SUÇLU OLUYORSUNUZ... YANİ GÜÇ ZEHİRLENMESİYLE HAREKET EDEN BİR HÜKÜMET NE YAPTIĞINI BİLMİYOR VE YAPTIĞI BÜTÜN AÇIKLAMALARDA POT ÜZERİNE POT KIRIYOR... ÇÜNKÜ ENERJİLERİ KALMADI... SICAK PARA HİÇ KALMADI... Aynı şekilde Mahir Ünal da, “HAZIRLIKLARIMIZI TAMAMLAMAMIZ 19 YIL SÜRDÜ, ASIL ŞİMDİ BAŞLIYORUZ” diyor... Bu şahıs da, diğer AKP’liler gibi sürekli geçmiş yılları örnek göstererek bütün suçu Cumhuriyet tarihine atarak kendini aklamaya çalışıyor. Oysa halkın karşısında hiç de bunu yapamıyor. Düşünün, bir gün halkın arasına katıldığında millet, kendisine kötü giden ekonomiden konuşurken... Ünal hemen gardını alıyor ve kendisini eleştiren vatandaşa şunu söylüyor: “Çıkar bakayım cep telefonunu...” Yani cep telefonunun markasına göre eleştiri yapacak ya, işte bunu baz alarak millete yüklendikçe yükleniyor. Oysa rahat bir ekonomi olsaydı, o cep telefonunu çıkardığında millete şunu söyleyecekti: “Bakın, ekonomimiz o kadar iyi gidiyor ki, vatandaşımız cebinde dünyanın en iyi markası olan cep telefonunu taşıyabiliyor” diyecekti. Ama kötü giden ekonomide bu yükselişi hemen halkı iğneleyerek çuvaldızı batırıyor ve “Cep telefonun 4 – 5 bin lira. Sen bana ekonominin kötü gidişinden bahsedemezsin” anlayışıyla vatandaşa sözlü saldırıyor. Biz de diyoruz ki, “Sayın Ünal, millet en iyi telefonu 24 veya 36 ay taksitle alabiliyor. Çünkü bu taksit olayı millete biraz olsun alım gücü sağlıyor. Ama siz burada bunu da eleştircekseniz, o zaman ithalata dayalı ticarette dışarıdan gelen telefonların üzerindeki aşırı vergilendirmeyi kaldırın da görelim bakalım. Kaldırabilir misiniz?..” Biz söyleyelim: Asla kaldıramazlar. Sadece halkı cep telefonunun markası, kalitesi ve TL değeri açısından iki türlü eleştiriyi ceplerine indirirler. Yani ekonomi iyi giderse, “Bakın AKP size bunu sağlayabiliyor” diyecek... Ama ekonomi kötü giderse (Ki gidiyor), “Bakın, ekonomi kötü diyorsunuz ama her birinizin cebinde markalı telefonlar var” diyebiliyor. Bir de bunun üzerine “HAZIRLIKLARIMIZI TAMAMLAMAMIZ 19 YIL SÜRDÜ. ASIL ŞİMDİ BAŞLIYORUZ” diyor... Yahu resmen insanlarla dalga geçiyorlar... Bir hükümet 19 yıl neyin hazırlığını yapacak?.. Veya yapıyor?.. Biri çıksın da izah etsin bakayım... Geçmişteki hükümetler, “Bana 4 yıl verin yeter” diyerek devasa fabrikaların ve sanayiinin temellerini atmıştı. Şimdi siz bunların hepsini satın, sıvazlayın ve ASIL ŞİMDİ BAŞLIYORUZ deyin... Hadi ordan...

ATATÜRK’ÜN MİRASINI SATARAK BİTİRDİLER. ARTIK TÜRK LİRASINI BASARKEN DE TÜRK LİRASI LAZIM... HER 1 LİRANIN MALİYETİ VE BASIMI YİNE TL ÜZERİNDEN OLUYOR... BUNU BİLE BASAMAYACAK HALE GELDİLER... DENİZ BİTTİ TÜKENDİ. SIRA ASILSIZ SÖZ VERMELERE GELDİ. YANİ GİDİYORLAR... Sürekli CHP’ye saldıran AKP, ne yapacağını bilemiyor... İstanbul Belediyesi’nin bütün damarlarını tıkayarak adeta onu topal ördeğe getirmeye çalışan bir AKP zihniyeti... Ve aslında İstanbul’u geri almak için elinden geleni yapıyor. Oysa bunun bir hayal olduğunu onlar da çok iyi biliyor. Çünkü kendisine oy vermeyen İstanbullu da biliyor ki, Ekrem İmamoğlu İstanbullu için canla – başla çalışıyor. Ama hükümet, İstanbul Belediyesi’nin haklarını ve yasalardan doğan maddi paylarını vermiyor... İstanbul Belediyesi’nin dışarıdan aldığı otobüsleri içeri sokmasına müsaade etmiyor... Bunları bilmeyen halkımızda okuma alışkanlığı olmadığı neyin ne olduğunu bilmiyor... Bunu fırsat bilen hükümet de elinden gelen bütün baskıyı uyguluyor... Ama yine de Boğazlara göz dikmiş bir iktidarın elindeki devlet olanlaklarına karşı amansız savaşan Ekrem İmamoğlu var... Fakat hükümet, İmamoğlu’nun ayağını kaydırmak için her türlü siyaseti politika adına yaptığını sanıyor. Oysa yaptıkları her şey hem suç ve hem de haksızlık adına oluyor... Ama TELEKOM üzerinden 24 milyar dolarlık bir kazık yediğimiz şu günlerde hükümet bu parayı tarıma ve gübreye destek verseydi Türkiye tarımda uçardı. Aslında bunun böyle olduğunu hükümet çok iyi biliyor ama adeta Türkiye çöksün gibi bir uğraşları var... Neden?.. Sürekli betona yapılan yatırımlarla... Kanal İstanbul ile Türkiye’yi uçuracaklarını sanan AKP zihniyeti, aksine Türkiye’nin dibini oyduklarının bal gibi de farkındalar. Ama öyesine borç batağına battılar ki, böylesi dev projelere imza atarak ve halkın yoksulluğunu umursamadan devletin zengin olmasını düşünerek attıkları her adım, halkından geri dönecek. Bunu da yavaş yavaş bilecekler... Biliyorlar da... Daha doğrusu Atatürk’ün mirasını bitirdiler... Fabrikalarını sata sata temellerini bile söktüler. Ve bu Atatürk ve Türk kimliğine olan kinleriyle Türkiye’yi büyük bir batağa gömdüler. Bunun acısı 2023 Haziran seçimlerinde halkın iktidarı sandığa gömmesiyle son bulacak. Bunu da çok iyi biliyorlar.