Yanlış işler ve yağdanlıklar sandığa gömülecek

Yanlış işler ve yağdanlıklar sandığa gömülecek

Ökkeş Ağaoğlu

 

ŞU son günlerde siyaset öylesine ısındı ki, ne bazıları tarafını tanıyabiliyor... Ne de taraftarlık anlayışına sığan bir siyaset yapabiliyor... Sadece ve sadece yağdanlıkçı...

 

Medyanın yüzde 99’u yandaşçı... Görsel ve yazılı basının ideolojik kalemşörleri satılıkçı... Yanlış işleri görmezden gelmelerle hayatı kazandıkçılar... Hepsi bu sezon (Bu sezon diyoruz, çünkü bu 20 yıllık sezonun başka bir eşini dünyada bulamazsınız) karaktersizlikleriyle... Yandaşçılıklarıyla... Halka olan kin ve nefreti körüklemeleriyle günlerini gün ettiler... Ama ne zaman ki kasada para bitti... Şimdi kara kara düşünüyorlar: “Biz bu işten nasıl sıyrılırız?..” diye... Ama derin düşünürseniz bu iş sıyrılma ve hataların üstünü örtme işi değildir... Bu iş, vatan – millet işidir... Bu iş, milliyetçiliği her gün ayaklar altına alanlara karşı Türk milliyetçiliğini canlı tutmanın savaşını verme işidir. Ama gelin görün ki bu zat-ı şahanelerinde ne bir ar damarı kalmıştır... Ne de devletçilik ve vatan – millet aşkı... Sadece ve sadece para aşkıyla besleniyorlar... Hem de söz konusu vatan ve millete karşı olunsa bile... Siz gelin bu kişilere “karakterli” olmayı öğretin?.. Siz gelin bu kişilere “Atatürk’ün bağımsız Türkiye” aşkını yaşatmayı öğretin?.. Asla öğretemezsiniz... Bunlar, sadece milletin sırtında asalaklar gibi yaşayan canlı bir tür olarak yaşamakta...

TELEVİZYONDA OTURUM YÖNETEN BİR SPİKER, HERKESİ TAKDİR İLE KARŞILADIĞINI SÖYLERKEN, “BİZ YALAKA DEĞİLİZ” VE YANDAŞ YAZAR BUNUN ÜZERİNE “KENDİ ADINA KONUŞ” DİYEREK KARŞILIK VERDİ... ASIL OLAN ASLINDA YANDAŞLIĞIN DİBİYDİ... Bir TV kanalında bazı yazarların toplandığı bir açık oturum misali vardı... O oturumda konuşan yönetici bayan, “...Herkesi taktirle karşılıyoruz. Bizim işimiz bu. Ama yanlış olanı da konuşuruz. Eksik olanı konuşuruz... Bizim işimiz yine bu... Sonra burada bir takım yorumlar görüyorum... Bizler çok affedersiniz RTÜK’ten de özür diliyorum, yalaka falan değiliz. O’cu da değiliz – Bu’cu da değiliz... Hepimiz, kendimiz işimizi yapmaya çalışıyoruz. Bizi de oradan böyle çoook büyük karelerle falan sanmayın... Bildiğiniz sizi gibi normal insanlarız. Bunu söyledikten sonra...” dediği anda, oturuma katılan biri, “Biz değerlendirmesine katılmıyorum. Kendi adına konuşabilirsin” uyarısını yaptıktan sonra, TV spikeri, “Ben kendi adıma konuştum...” dedi ve yalaka – yandaş – tarafçı – idelojik taraftarın ve taraftar olmayanın sesi çıkıverdi... Tabii baş rollerde Abdülkadir Selvi’nin bir şey okumasıyla program devam ediverdi. İyi de o TV’ye bir şeyler söylemek gerekiyor: (TV’de oturumu yöneten bayanı tenzih ediyoruz, çünkü o bir emir kulu ve yarınlarına devam etmek için ekmek parasına bu şekilde devam etmeye mecbur kalıyordur)... Asıl olan o TV yöneticileri acaba Altılı Masa liderlerinin hepsini televizyonuna davet edebiliyor mu?.. Hayır... O TV yöneticileri, yaptıkları bazı açık oturumlarda CHP ve İYİ Parti’ye aşırı yüklenirlerken... Ağır konuşurlarken... Konuştukları kelimeleri aralardan cımbızlayarak halka kötülemek için çaba sarf ederken bu yapılanları gazeteciliğe yakıştırıyorlar mı?.. Hayır... Binlerce insan aç, sefil,Bir TV kanalında bazı yazarların toplandığı bir açık oturum misali vardı... O oturumda konuşan yönetici bayan, “...Herkesi taktirle karşılıyoruz. Bizim işimiz bu. Ama yanlış olanı da konuşuruz. Eksik olanı konuşuruz... Bizim işimiz yine bu... Sonra burada bir takım yorumlar görüyorum... Bizler çok affedersiniz RTÜK’ten de özür diliyorum, yalaka falan değiliz. O’cu da değiliz – Bu’cu da değiliz... Hepimiz, kendimiz işimizi yapmaya çalışıyoruz. Bizi de oradan böyle çoook büyük karelerle falan sanmayın... Bildiğiniz sizi gibi normal insanlarız. Bunu söyledikten sonra...” dediği anda, oturuma katılan biri, “Biz değerlendirmesine katılmıyorum. Kendi adına konuşabilirsin” uyarısını yaptıktan sonra, TV spikeri, “Ben kendi adıma konuştum...” dedi ve yalaka – yandaş – tarafçı – idelojik taraftarın ve taraftar olmayanın sesi çıkıverdi... Tabii baş rollerde Abdülkadir Selvi’nin bir şey okumasıyla program devam ediverdi. İyi de o TV’ye bir şeyler söylemek gerekiyor: (TV’de oturumu yöneten bayanı tenzih ediyoruz, çünkü o bir emir kulu ve yarınlarına devam etmek için ekmek parasına bu şekilde devam etmeye mecbur kalıyordur)... Asıl olan o TV yöneticileri acaba Altılı Masa liderlerinin hepsini televizyonuna davet edebiliyor mu?.. Hayır... O TV yöneticileri, yaptıkları bazı açık oturumlarda CHP ve İYİ Parti’ye aşırı yüklenirlerken... Ağır konuşurlarken... Konuştukları kelimeleri aralardan cımbızlayarak halka kötülemek için çaba sarf ederken bu yapılanları gazeteciliğe yakıştırıyorlar mı?.. Hayır... Binlerce insan aç, sefil, sokaklarda dolaşırken ve semt pazarlarının kapanmadan yarım saat önce geliri olmayan zavallı halkımızın yerlerden çürük meyve ve sebzeleri toplarlarken, muhalefet bunları gündeme getirdiğinde yandaş kanalınız “Halkımız pazarı temizliyor” diyecek kadar insanın onurunu yıkan açıklamaları yapan sizler değil misiniz?.. Buna hayır diyemezler... Evet, evet, evet... Demek oluyor ki yalakalıkla ve yağcılığın eş anlamlısı kalemi satmak'mış... Gazeteciliği tozlu raflarda unutmakmış... Buna ne derler biliyor musunuz?.. “Tuzlayayım da kokma”...

YANDAŞLIK, YAĞCI MEDYANIN KANINDA VARMIŞ... HALKA DÜŞMANCA YAPILAN NE VARSA YAZMAMAK, YAĞCI MEDYANIN KANINDA VARMIŞ... İKTİDARIN PEŞİNDEN KOŞMAK YAĞCI MEDYANIN KANINDA VARMIŞ... YAZIKLAR OLSUN... Bu yandaş kanal öylesine çıldırmış bir boyuta ulaştı ki, artık “Ben yaptım oldu, olmasa da hükümet oldurmuştur” bir güvenle her türlü yalan yanlış haberlere dört elle sarılıyor... Kılıçdaroğlu ve Akşener’e adeta silah çekiyorlar... Yaptıkları her toplantıda Kılıçdaroğlu ve Akşener hakkında ağır laflarla takılmalar yapıldığında Kılıçdaroğlu ve Akşener’e ne bir söz hakkı veriliyor... Ne de gazeteciliğin tarafsızlık temel kurallarına uyum sağlanyor... Tek bildikleri şey, “Padişahım çok yaşa” oluyor... Hiç böyle saçma sapan bir gazetecilik olur mu?.. Taraf tutan müteahhit firmaların ve ihaleleri devamlı alan holdinglerin borçları ve vergileri affedilirken bu gibi haberler asla bu kanallarda konuşulmuyor... Neden?.. Yalakalar da onun için... Halâ bu TV ve bunun gibileri “Biz yandaş değiliz” diyorsa ve bu konuda iddialıysalar, o zaman neden Halk TV, Tele1, Flash TV, KRT ve Birgün gazetesi, Cumhuriyet, Evrensel günlük ve de haftalık diğer yerel gazetelerde çalışan kıymetli insanların bir tanesi dahi TV’lerine davet edemiyorlar. Bu gibi gazetelerin ve televizyonların olmadığı yalanına sarılarak halka bunu aşılamaya çalışıyorlar. Sonra da, “Biz yalaka veya yandaş değiliz” açıklamasıyla kafaları ve beyinleri uyutmaya çalışıyorlar. İşte bunların hepsi gerçek dışıdır... Gerçek olan gündelik hayat pahalılığı altında ezilen vatandaşın içler acısı yaşam koşullarıdır. Bunların bir tanesini bile ekranlarına getiremeyen bu ve bunun gibi kanallar yarın özür dilemek için halka yine yalan – yanlış açıklamalarda bulunarak üstü örtülü kendilerini tereyağından kıl çeker gibi temizleyecekler. Ama artık bu çok zor. Çünkü bu kez yanlış işlerin peşinde koşan yağdanlıklar sandıklara gömülecekler. Hem de hiç çıkmamaya...