Yeni zamlar ve dış ilişkilerde acemilikler

Yeni zamlar ve dış ilişkilerde acemilikler

İKİLİ para sistemiyle ekonomiyi ikili karaktere dönüştüren AKP, ne yaptığını veya ne yapacağını bilmiyor. İktisatçılar bunun başarılı olamayacağını bildikleri için acil yapılması gerekenleri tek tek sıralıyor... Örneğin İKİLİ PARA SİSTEMİ denilen duruşun bir yere oturtulmasını vurguluyorlar. İKİLİ PARA SİSTEMİ, yurt içinde millete karşı Türk Lirasıyla hareket edeceksin... Ama ülkenin içinde yabancı veya yerli müteahhitlere verdiğin ihaleleri dövizle ödeyeceksin... İşte bu İKİLİ PARA SİSTEMİ... Peki ekonomik sistem böyle mi olur?.. Tabii ki böyle olmamalı... Ama bunun yanında bir de İKİLİ KARAKTERE dönüşen karakteristik duruşlar ve düşünceler ülkeyi tam bir bataklığa doğru dönüştürüyor... Yani yurt içi siyasi gelişmelere ve eylemlere siyasi düzen içinde duruş sergilerken... Parti içi demokrasi olmayan duruşlarda argo duruşla ve varoş bir yapıyla halka cevap verme eylemi ülkemizde oldukça fazlalaştı. İşte bunlar ülkemizin hayati kararlarını bile dalgaya alabilen vekillerin sadece ve sadece ceplerini ilgilendiren duruştan yana olduklarını sırıtıyor... Nasıl sırıtmasın ki?.. Bir maaş yetmez, birkaç tane maaş alarak ve hiç yüzü kızarmadan bunu yapanların neresi milli?.. İKİLİ PARA SİSTEMİ ile İKİLİ KARAKTERE doğru yöneliş maalesef ülkemizde zemine oturtulmuş vaziyette. İşte onun için muhalefet bu gidişata YETER diyor.

YENİ ZAMLAR BİRKAÇ AYLIK GEÇİNMEYE YARAYACAK... ONDAN SONRASI YİNE HÜSRAN VE PARASIZLIKLA GEÇEN YENİ YILA DOĞRU BÜYÜK BİR MÜCADELE YAPILACAK... AMA 2021 YILI ZAMLAR BUGÜNKÜ GİBİ OLSAYDI, BUGÜN MİLLET SEFALET BİLE ÇEKMEZDİ... Asgari Ücret zammı iyi mi?.. Evet iyi... Peki doyurucu mu?.. Hayır, doyurucu değil... Çünkü bu yapılan yeni zam 2021 yılında yapılmış olsaydı, bugüne kadar ne işçiler, ne işverenler ve ne de özel sektörün yan sanayisinin ekonomik alanları sıkıştırılmış olurdu... Çünkü ne o zamanki Gelir Vergisi ve diğer vergiler bugünkü kadar yükselebilirdi (hatta yükselmişti)... Ne de bugünkü siyasi ve ekonomik hatalardan oluşan maddi sıkışmalar Hazine’yi ve Bütçe’yi zorlardı (yani zorlamış olurdu)... Ama gelin görün ki bugünün siyasi hataları bir yıl öncesinden hesap edilebilseydi, bugün Türk halkı asla bu kadar sefaletle ve yoksullukla boğuşmazdı. Ama gelin görün ki siz bırakın bir yıl önceyi görebilmeyi... Ekonomide yıl sonunda ödenecek dış borcun nasıl ödeneceğini 2021 yılında hesap edilebilmeliydi. Bunu hesap edecekler kimler?.. Tabii ki devletin ilgili birimleri, bakanları ve bürokratları... Peki bakan düzeyindeki bürokratlar bunu hesap ettiler mi?.. Hayır, ne hesap etmesi!. Yanından dahi geç(e)mediler... Bugünkü mali durumun gelişmesini yarın büyük bir maharetmiş gibi tekrar masaya yatırmaya çalışacak olan hükümetin, ne Amerikan dolarıyla mücadelesinde değerli bir ekonomik duruşunu görebiliyoruz... Ne de dünün sakıncalarını bugünden halletmek için siyasi bir atılım yaptığını görüyorsunuz. Zaten görebilmiş olsalardı, bugünün işçileri ve çalışanları ne işlerinden atılmış olurlardı... Ne kiraların altında ezilmiş olurlardı... Ne de bankaların kredi kartlarıyla hesapsız faizlerin altında inim inim inlemiş olurlardı. Ne yaparsınız ki bugün yapılan büyük zammı büyük başarıymış gibi gösterenler, bunun birkaç aylık bir kurtuluş planı olduğunu kavrayamıyorlar. Sadece “İşçilere büyük para vererek ekonomide büyük delik yarattık. Ama olsun, işçilerimiz için bu hareketimiz feda olsun” demeye getirmekteler. Yandaşlar ise manşetleriyle rezil ekonomiyi unutturup, sadece Asgari Ücret zammıyla ülkeyi fethetme yoluna gitmekteler. Tam bir yandaşlık. Gerçi tam da burada ihalelerden... Devletin siyasi yapısından... Veya ekonomiden bahsederken anlaşılmayan ekonomik terimleri masaya yatırarak konuyu daha farklı yerlere götürmemiz mümkün. Ama biz elimizden geldiğince bu terimlerden uzakta durarak devletin yapısını ve siyasi duruşun sakıncalarını herkesin anlayabileceği dilden bahsettik, etmeye de devam edeceğiz.

YENİ YILDA DIŞ SİYASET DEĞİŞMELİ... YOK DEĞİŞMEZSE NE “KARDEŞİM” DEDİĞİNİZ ARAP ÜLKELERİ SİZİ KURTARABİLİR... NE DE TÜRK LİRASINI KIYMETLENDİRMEK İÇİN YAPMADIĞINIZ DURUŞUNUZ SİZE PUAN KAZANDIRABİLİR. TAM MANASIYLA SİYASETİ BİTİRİRSİNİZ. Düşünün, Atatürk 100 sene öncesinden bugünün dünyasının siyasi karakterini ve ülkemizin refahını tahmin ederek atasözü gibi bize uyarı niteliğindeki açıklamaları birebir tutarken (hatta haklı çıkarken)... Bugün iktidarın mali durumla ilgili siyasetçileri değil 100 sene sonrasını görebilmeyi... Burunların ucunu dahi göremeyecek kadar ülkeyi düşünmüyorlar... Sadece ve sadece ideolojik duruşla her şeyi halledebileceklerini sanıyorlar... Zaten bugünün fakirliği ve yoksulluğu bu zat-ı muhteremlerin Atatürk düşmanlığı yüzünden çıkmadı mı?.. Birisi bize çıkıp da, “Ne düşmanlığı kardeşim, yeni hükümet yeni kararlarla siyaseti ve ekonomiyi oturtmaya çalışıyor” diyebilir. Biz de o kişiye aynen şunları söyleriz: “Madem yeni siyaset ve ekonomi yapınızla bu durumu değerlendiriyorsunuz ve Atatürk’e karşı bir art niyetimiz yok diyorsunuz, o halde bilhassa Atatürk’ün kurduğu güzelim Cumhuriyet fabrikalarını neden tek tek sattınız?.. Neden Atatürk’ün adını bütün alanlardan ve spor tesislerinden sildiniz?.. Neden Atatürk’ün ismini devlet nişanının üzerinden sildiniz?.. Neden Atatürk’ün resmini veya onunla ilgili küçük bir yazıyı arabasına koyan Türk vatandaşına ceza yazdırdınız?.. Neden Atatürk’ün heykelleri çöplüklere atılırken... Meydanlardaki anıtları yakılırken... Suriyeli bazı şerefsizler tarafından kırılmaya çalışılırken sustunuz?.. Hatta Türk Hava Kurumu’nun yangın uçaklarını ve o tesisi kuran Atatürk’ün sırf adı silinsin diye neden yanan ormanların söndürülmesi için bir tane olsun uçağı havalandırmadınız?.. Neden?.. Bunlara asla cevap veremezler.. Cevap verebilmeleri için, ya Atatürk’ün devrimlerine karşı devrimler yaparak ülke ekonomisini şaha kaldırmalıydılar... Ya da BOP dümeniyle Türk milletinin morallerini bozmamalıydılar... Bugünkü Suriye’nin ekolojik ve siyasi yapısı sırf bu proje yüzünden değil mi?.. Ama bu olumsuzlukların hepsini yapan hükümet, bugün Amerikan doları yüzünden köşeye sıkışmış durumda. Daha doğrusu yurt içinde ve yurt dışında oluşan politikalara tek ses olarak cevap verebilen hükümetimiz, Amerikan dolarının üstünde ağırlığını hissettiremeyeceğini daha yeni anladı.

KATAR, KIBRIS RUM KESİMİYLE ENERJİ ANLAŞMASI YAPIYOR, BİZİMKİLER SUS PUS... NEDEN?.. TABİİ Kİ DOLARIN HÜKÜMRANLIĞI HER ŞEYİN ÜSTÜNDE GELİYOR DA ONDAN... AMA DIŞ SİYASETTE ONURLU DURUŞ VE ÜLKENİN ÇIKARLARINI DÜŞÜNMEK DOLARDAN DA KIYMETLİDİR. YETER Kİ BU ÖNGÖRÜYÜ DÜŞÜNEBİLEN BİR HÜKÜMET OLSUN... O çok güvenilen Katar’ın Kıbrıs Rum kesimiyle enerji alanında anlaşmaya imza atmasını hükümet nasıl hazmedecek?.. Aslında Türk hükümeti olarak Suriye meselesinde çark eden politikayı anlayıp eller Esat’a uzatılsa, Suriye tekrar Ortadoğu’da parlayacak... İstilacı ülkeler emperyal kafayla yarının Türkiye’sini bölme planlarını yapamayacak... Hatta Rus ve Amerikan siyaseti arasında sıkışıp kalmaktan bu ülkeyi kurtarılmış olunacaktı. Bu yapılıyor mu?.. Hayır... Hele ki Ukrayna konusunda biz Ukrayna’ya SİHA’ları Rus hükümetine karşı vermiş olmuyor muyuz?.. Olası bir Ukrayna istilası sonrası Rusya’nın siyaseten ve ekonomik açıdan Türkiye’ye bakış açısı değişirse ne yapılacak?.. Bu öngörüyü hesap ederek ülkenin yer altı kaynaklarını ve doğal gazını sadece Rusya’dan alma esaretinden kurtarma planları hiç düşünüldü mü?.. Tabii ki hayır... Sadece Biden ses çıkarmazsa Putin’e... Putin ses çıkarmazsa Biden’a gitmenin ve bu ikili süper gücün arasında mekik dokumanın siyaset olduğunu sanan bir hükümet, bence sınıfta kalır. Tekrar ediyoruz, Esat’a el uzatıldığı taktirde (Bu Suriye’ye bir ateşe ve elçilik görevlendirmekle olur) önümüzde ne dolar baskısını görürsünüz... Ne Amerika ve ne de Rusya’yı... Ama bunu şu anda düşünemeyen ülkemizin ileri gelenleri, her nedense halâ ileri günleri hesap edememenin sarhoşluğuyla ve yeni Asgari Ücret zammıyla ülkeyi kurtardıklarını sanmanın masalıyla yaşamaktalar. Hem iç ve hem de dış ilişkilerde yaşanan acemilikler uygulandıkça ülkemiz ileri tarihlerde daha da kötü günleri yaşayacak. Bunları öngöremeyen hükümetin bürokratları tek ses eylemiyle hareket ederse kimin başarısını veya kimin hatasını nasıl değerlendireceğiz?.. Hele ki cari açığın fazlalık vermesini büyük başarı görenler Türk Lirası karşısında doların kıymetlenmesinin nedenini bilmiyorsa, kapatsınlar ofislerini... Çünkü ihracat ve üretim olmayan yerde istediğiniz kadar dolarınız olsun, siz dış siyasette bir hiç’e imza atmış olursunuz...