Ökkeş Ağaoğlu
SORUNUMUZ olmayan bölgede sorun yarattığımızın da ötesinde dış politikada böylesine fahiş hataların doğmasına neden göz yumuldu?.. Daha doğrusu Suriye ile bir sorunumuzun olmadığı ülkeyle bugün barış masasına oturacaksak eğer, o zaman Suriyeli vatandaşların ülkemize girmesine neden müsaade edildi?...
Bu hataların bedelini hem bölgemiz ve hem de Türk milleti ödüyor... Türk milleti sırtında Suriyelileri taşırken... Hükümetimiz de bu insanların sağlıktan tutun eğitimlerine ve ev sorunlarına kadar bütün sıkıntılarını yüklendi, yüklenmeye de devam ediyor... Peki neden?.. Bu sorunun cevabı tabii ki var, ama var olmayan bazı soruların cevapları halâ askıda duruyor... Onları askıdan kim indirecek?.. İşte bu bilinmiyor ama bilinen tek gerçek var... O da, muhalefetin bu sorunu kökten halledeceğini... Bölgedeki kırmızı çizgimizin tekrar çizileceğini... Ve her önüne gelenin ülkemize girmesine artık müsaade edilmeyeceğini masaya yatırıyor... Yapar mı?.. Tabii ki yapar.. Neden yapmasın ki?.. Eğer bugün barış masasına oturulacaksa o zaman Suriye ile ilgili her adım olumlu karşılamalıdır...
SURİYE İLE MASAYA OTURACAĞIZ... OTURMADAN ÖNCE HÜKÜMETİN TÜRK HALKINA BU KONUDA AÇIK VE ÖZELEŞTİRİ YAPARAK ANLATILMASI GEREKİYOR... NEDEN ŞEHİTLER VERDİĞİMİZ DE AÇIK AÇIK SÖYLENMELİ... ÇÜNKÜ O BÖLGEDE HİÇBİR ÜLKENİN ASKERİ ÖLMEZKEN BENİM MEHMETÇİĞİM HALÂ ÖLÜYORSA BURADA BİR YANLIŞLIK VAR DEMEKTİR... İlk başta şu soruya bir açıklık getirelim... Getirelim ki makalemizin hangi konuya neden böylesine girildiği anlaşılsın... ABD’nin başını çektiği emperyalist güçlerin bir hayali vardı. Neydi o hayalin kodu?.. Yani şifresi?.. Biz söyleyelim: BOP... Yani Büyük Ortadoğu Projesi... İşte bu planın hayalinde Batı Asya ülkeleri üzerinde yeni planlar yatmaktaydı. Tabii bunun asıl sahibi veya taşeronu da İsrail devletiydi... Ne olursa olsun bu projesi hayata geçirmek için ilk başta Siyonist İsrail rejimini garantiye almakla başlayacaklardı. Ve bu garantiyi almak için (daha doğrusu ilk düşman ülkeyi ortadan kaldırmak için) Suriye devletini parçalamak asıl hedefleriydi. Hatta hatırlarsanız, o dönemin Amerikan Dışişleri Bakanları Powell ve Condoleezza Rice’ın Ortadoğu’da sınırları değişecek 22 ülke arasında Türkiye’yi de saymıştı... Tabii bu açıklamaya eski ABD Dışişleri eski bakanları, "Bunlar bir iddiadır. Böyle bir şey yok" demişlerdi. Daha doğrusu beş ülkeden 14 ülke çıkarmak için kolları sıvayan Emperyalistler ve başta Amerika, BOP planımız yok gibisinden hareketle Arap Baharının aynısını Türkiye'de yaratmak istediler. Daha doğrusu Türkiye Baharı Batılılar için bulunmaz bir nimet olarak göründü. Ama başaramazlar. Çünkü karşılarına Rusya çıkıverdi.. .Zaten Rusya çıkmasa bile, Türkiye öyle kolay yutulur lokma değildir. Çünkü Türkiye ne bahara izin verir... Ne de Araplaşmaya...
AMERİKANIN TAHMİN EDEMEDİĞİ TEK ŞEY VARDI... ODA (TÜRKİYE KOLAY YUTULUR LOKMA DEĞİL) GERÇEĞİ... ÇÜNKÜ ARAP BAHARIYLA BAŞLAYAN ORTADOĞU SIKINTISININ AYSINI TÜRKİYE'DE YARATMAK İSTEYENLER TÜRKİYE'Yİ SURİYE'NİN BAŞINA BELA ETMEK İSTEDİ... AMA BAŞARAMADILAR... ÇÜNKÜ BÖLGEDEKİ TÜRK AĞIRLIĞI TEK GERÇEK İDİ... Amerika ne yaparsa yapsın Türkiye'yi Suriye ile kapıştıramaz... Kapıştırmasına da imkân yok zaten... Çünkü Arap aleminden bizi ayıran en büyük neden Cumhuriyet sistemimizin halâ ayakta kalmasıydı... Bugün her ne kadar Cumhuriyeti yıkmak için çaba sarf edilse bile, yönetenler her ne kadar TC tabelalarını ortadan kaldırmak isteseler de... Yeri geldiğinde "Burası Türkiye Cumhuriyeti" demekten geri kalınmıyor... Ama yeri geldiğinde Osmanlı deniyor... Fakat "Osmanlı neden battı?" dediğinizde öylece kalınıyor... Şu düşünülemiyor: Osmanlı'nın son 200 yılı çöküş nedenidir... Bilime ve ilime önem vermeyen... Saraylar hanlar ve hamamlar yapan Osmanlı, büyük imparatorluğunu zevk ve sefa için kendi elleriyle batırmış bir toplum oluverdi... Bunun özeleştirisini yapamayanlar Osmanlı derken Atatürk'le kavgalarını gizli tutuyorlar... Oysa Atatürk, Suriye politikasıyla ilgili olarak (Daha doğrusu Ortadoğu ile ilgili olarak) “Aynı emperyalist devletler aynı derecede şiddetle Türk’ün de Arap’ın da Irak’ın da Anadolu'nun da Suriye’nin de düşmanlarıdır...”(Hâkimiyeti Milliye,23 Temmuz 1920)" dediğinde, bugünkü BOP'u tarif etmiştir... Hatta "Şu halde, Anadolu'nun, Irak'ın, Suriye'nin hayatı ve menfaatleri pek sıkı bir tarzda birleşmiş bulunuyor. Demek oluyor ki, Türklerle Iraklılar ve Suriyeliler arasında sıkı dostluk ve uyum siyaseti gerektirir." diyerek Türk'ün ve Türklüğün kolay lokma olmadığını taaaa o yıllarda açıklamıştır... TÜRKİYE ÖZÜNDE CUMHURİYET İLE YENİDEN DOĞMUŞTUR... LAİKLİK İLKELERİ TÜRKLÜĞÜN BENLİĞİNE İŞLEMİŞTİR... EMPERYALİST GÜÇLER BİZİ MASADA TESLİM ALMAK İSTERKEN, ATATÜRK'ÜN MİLLİ POLİTİKALARI BAĞIMSIZLIKTAN YANA AĞIR BASINCA BUNU GÖREMEYEN BATILILAR, SİYONİSTLERİ İSTEDİKİLERİ KADAR HAREKETLENDİRSİN BOŞUNA... Onun içindir ki Arap Baharı Türkiye'ye işlemez... Türkiye'de yaratılamaz ve yaşatılamaz. Bunu bilmesi gereken hükümete "Suriye ile barışacaksak Suriyelileri neden ülkemize aldınız?" sorusunun karşılığını ve mantığını Atatürk'ün sözlerinde bulmanız gayet doğaldır. Atatürk, "Türk halkı asla bağımsızlığından vazgeçmez. Türkiye'nin kurtuluşu demokrasi ile olur" sözleri yerinde ve kararında bir açıklamadır... Bunun tersini söyleyen BOP'u destekler. Herhalde bunu kimsenin destekleyeceğini sanmak (Hele ki şu anda) mümkün değil. Çünkü bölgedeki dengeyi sağlayan Rusya olmuştur. Eğer Rusya olmasaydı İsrail siyonisti çoktan o bölgeye yerleşmiş olacaktı. İşte tarih buna izin vermedi. Çünkü tarih akışı ve büyüklerin bölge için sözleri tarih arşivlerini adeta hareklendirmiş oldu. Rusya bu tehlikeyi fark ederek, İsrail Suriye'nin ve Irak'ın da kuzeyini kendine katarak radarlarla Rusya'yı dinleme olasılığını düşünerek burnunun dibine düşman ülkelerin gelmesini istemeyecektir. Bugünkü gelişmeler de Rusya'nın Suriye topraklarının bütünlüğünden yana olduğu için emperyalistlerin hareketlenmesi oldukça güçleşmiş ve her şey değişmiştir. Kısaca bölgenin tarihi durumu ve geleceği yine Atatürk'ün dediği gibi rayına oturmuştur.