Ökkeş Ağaoğlu
GAZETECİ büyüğüm, sevgili Yalman Ağabeyim kadercilikle ilgili bir makalesini okuyunca, hemen aklıma Türkiye'nin kaderi geliverdi... Ülkemizin kaderi sadece Tanrı'nın ülkemiz üstündeki gazabı ve cezalandırması değildi...
Sadece okumamış değil, okumuş cahillerin aydın kitle kaşesi altında özel deri koltuklarında oturarak hava atmaları... Abone oldukları televizyonlara çıkarak aylıklarını utanmadan ve sıkılmadan ceplerine indirerek Cumhuriyetçilik havaları atmaları... Hatta felsefe ayağı altında toplumun karşısında modern laflar söylerken... Toplumun da (Vay be, adamlar kitapları yutmuşlar. Ne müthiş cevherler yetiştirmiş ülkemiz... Baksanıza öyle sözler söylüyorlar ki, yine de bunlara sırtımızı yaslamalıyız. Çünkü ülkemiz bunlar gibi okumuş kişilerin sayesinde ayakta duruyor. Her zaman da duracak) diye düşünmeleri, ne yazık ki ülkemizi bu hale getirdi. Oysa toplum bilmiyor ki bu asalaklar sizin sırtınızdan geçindiklerini... Bilmiyorlar ki kameraların arkasında zıt düşüncelerin hedefinde oldukları için onlarla görüşmek için randevu istediklerini... Bilmiyorlar ki bu aydın geçinen bazılarının maddiyatla ilgili kibirli tavırlarını... Örneğin bir zamanlar Van depremini gündeme getirerek Erdoğan'a karşı Cumhuriyetçi tavrını konuştururken... Bir de bakıyorsunuz adam diplomasi kariyerine büyükelçi unvanını katıp AKP'nin kanatlarının altına girdiğini ne çabuk da unutuverdik... Ya Çelebi denen iki yüzlüye ne buyrulur?.. O da hapisteyken CHP'nin vekil seçtirmesiyle hapisten kurtarmasına rağmen CHP'yi sırtından hançerleyip AKP'ye geçmedi mi?.. İşte bunlar ülkeyi satan onursuz ve kalitesiz kişiler... Ama ne yaparsınız ki Türk toplumu bu ve bunun gibileri görmeye devam edecek. Peki ne zamana kadar devam edecek?.. Seçimi CHP kazanıncaya kadar...
DEVLET BAHÇELİ, PARTİYİ BABASININ MALI GİBİ GÖRÜYOR... HATTA ÖYLE YANLIŞLAR YAPIYOR Kİ SEÇİMLERDE SIFIR OY ÇEKECEK HALE GETİRDİĞİ MHP'Yİ NE BİR MHP'Lİ VEKİL KARŞI KOYABİLİYOR... NE DE ÜLKÜ OCAKLARI.... HEPSİ BEYNİNİ SATMIŞ DURUMDA. Biliyorsunuz, düne kadar Esenyurt Belediye Başkanı'nı 10 yıl önceki bir durumla ilgili terörle ilişkilendirerek hapse atmışlardı... Ve bunun üzerine siyasi gerginlik öylesine gelişti ki, ne seçimin bir tadı kaldı... Ne siyasi partilerle çağdaşlaşmaya adım adım yaklaşılması düşünüldü... Her şey iktidarın iki dudağının arasına sıkışıp kaldı... Ve CHP'nin seçimlerde birinci parti olmasındaki yükselişi durdurmak için böylesi bir hapis olayıyla kendini tekrar birinci parti konumuna getirmeye çalıştı. Ve bu haksızlığı hiç utanmadan izleyen Devlet Bahçeli, Apo'yu Meclis'e çağırmasını hatırlayarak bir adım öne çıkıp CHP'li belediye başkanı hakkında samimi konuşmalıydı. Ama konuşmadı. Daha doğrusu konuşamadı. Üstelik partisini bitiren AKP'nin diplomatik ayak oyunları Bahçeli'yi öylesine köşeye sıkıştırmış ki, bunu anlamamak saflık olur... Hele ki Bahçeli'nin bir televizyon programında kendisine "Eğer başarısız olursanız ne yapacaksınız?" sorusuna, "Partiden istifa ederim. Kaybetmek bunu gerektiriyor" diyerek cevap vermişti. Bugün bakıyorsunuz, değil başarısızlık olayını... Adam partisinin kapanmasına kadar her türlü yanlış kararı verecek kadar akıl dışı işler yapıyor. İlk seçimde de ne Meclis'e girebilecek... Ne de partisinin il ve teşkilat binaları kalacak. Her şey bitecek. Tıpkı ANAP gibi olacak. Burada asıl sorun ise, Ülkücü Ocaklarının bugüne kadar gösterdikleri milliyetçilik ayakları... Hepsinin palavra olduğu ortaya çıkmış oldu. Neden mi? Yahu koskoca Ülkü Ocakları... Koskoca MHP adında bir parti, nasıl olursa genel başkanlarının yanlış kararlarının destekler ve partisini bugünkü duruma düşmesini izler?.. Nu nasıl bir kafa?.. Bu nasıl bir anlayış?.. Hele ki "Apo Meclis'e gelsin ve konuşsun" dediğinde MHP parti teşkilatı neden kurultay kararı alarak Bahçeli'yi partinin dışına atarak evine göndermez?.. Anlamak mümkün değil. Ama şunu anlıyor ki, meğer MHP milliyetçi bir cephe değil, iktidar için kılıç sallayan basit bir partiymiş. Çünkü Apo Meclis gelsin diyen bir milliyetçi kişinin, CHP'li suçsuz bir belediye başkanının hapse gönderilmesini izlemesi ne büyük cahillik... Düşünün Apo gibi azılı katili... Binlerce Mehmetçiği ve sivil halkı öldüren caniyi Meclis'e çağırıyor ve gerekirse hapisten çıkarıp sivil hayata döndürülmesi için çalışıyor... Diğer yandan hiçbir suçu olmayan ve üstelik halkın seçtiği bir belediye başkanının hapse gidişini sırıtarak izliyor. Ne diyebiliriz ki? Allah akıl fikir versin.
AKP BİRİNCİ PARTİ OLMAK İÇİN HER TÜRLÜ ŞEYTANLIĞI YAPIYOR... HATTA MASUM BİR BELEDİYE BAŞKANINI İÇERİ ATACAK KADAR CESUR OLDUĞUNU KANITLAMAYA ÇALIŞIYOR. OYSA CHP, AYAKTA UYUYOR. HALBUKİ AKP HAPİS KARARINI VERİRKEN CHP NE YAPAR ACABA DİYE KORKMASI GEREKMEZ MİYDİ?.. Bugün AKP'li silahşörler, CHP'li belediye başkanını hapsettirirken, Anayasal kuralları çiğnerken ve (Ben ne dersem o olur) derken... CHP pasif hareketlerine devam ediyor...Neden pasif?.. Çünkü büyük mitingler yapmıyor... Çünkü iktidarı korkutacak siyasal hareketleri üstlenmiyor... Çünkü erken seçim kararının alınması için halkı arkasına alamıyor... Oysa halkı televizyon programlarından izliyoruz... Herkes ((Bu böyle gitmez... Belediye başkanını hapsetmeye ne hakkı var iktidarın)) röportajları gittikçe ve güçlenerek televizyonlarda yaygınlaşıyor... Ama siyasi yapıda, yani CHP'de hiçbir hareket yok. Sadece nazik toplantılar... Belirli nakaratlar ve Meclis kararları gibi üstü kapalı olsun açık olsun saçma sapan ifadeler... Oysa CHP bu söylemlerden artık çıkması gerekiyor. CHP şu Meclis'in dışında hareket etmelidir. Nasıl ki Tayyip Erdoğan yumuşama kararı vererek CHP Genel Merkezine giderek CHP'nin atak rollerini durdurduysa... Bugün belediye başkanını hapsettirerek atağını devam ettiriyor... Peki CHP ne yapıyor? Kibar üsluplarla muhalefet etmeye çalışıyor. Kardeşim kibarlığı bırakacaksın... Sert olacaksın. Şu anda büyük pahalılıktan dolayı arkanda milyonlarca vatandaş var... Üstelik Türklüğe ve Atatürk'e hakaret ederek büyük hatalar yapan bir iktidar var. Ve sen CHP olarak bu iktidara gık diyemiyorsun... Diyorum diyenin alnını karışlarım... Eğer CHP gık demiş olsaydı ne bugün Erdoğan CHP Genel Merkezine göz kırpamazdı... Ne de belediye başkanını hapsettirebilirdi... İşte bütün bunlar, CHP'nin "Nasıl olsa ilk seçimde ben iktidarım... Elim rahat, ülkem insanı da rahat olsun" söyleminin ardında yatan rahatlığın tuzaklarıyla karşılaşmalardı. Dilerim CHP aklını başına alır... Yapacağı ve yapmak istediklerini sadece alanlarda haykırır... Yoksa AKP her türlü hileyi yaparak yeniden seçimi kazanabilir. Sonra söylemedi demeyin de...