Siz Atatürk'ün gölgesi bile olamazsınız...

Submitted by FTG on Mon, 11/11/2024 - 10:22

Ökkeş Ağaoğlu

ATATÜRK koca ömrünün tamamını ülkeye adadı... Hiçbir zaman elense yapıp yatmadı... Ülkede padişahlık kurallarını tekrar yürürlüğe sokarak kendini kral ilan etmedi... Saray hastalığına hiçbir zaman kapılmadı... 4 evlilik dümenine yatıp Araplığa özenmedi... Bugünkü görgüsüz kralların altın suyuna batırılmış arabalara özenerek rüyalarda yaşayan hayallerini gerçekleştirmek için görgüsüzce saçma sapan hayata uzanmadı...

Sadece ve sadece Türk halkını rahat bir hayata kavuşturmak için elinden gelen her şeyi yapmaya çalıştı... Yaptı da... 15 yıllık bir kısa dönem içinde hiçbir şeyi olmayan koskoca Türkiye'yi öyle bir kalkındırdı ki... Bütün dünya ülkeleri bu gelişmelere bakarak kıskandılar... Avrupa ülkeleri ve Batı'nın ileri hükümetleri 100 yıllık bir zaman çizgisine oturttukları demokrasi ve insan hakları meselelerini Atatürk 15 yıla sığdırdı... Ve ülkede sanayi devrimi başlatarak Türkiye'yi Batı'nın kıskanacağı bir ülke haline getirdi...

BUGÜNKÜ NAYLON KAHRAMANLAR, ATATÜRK'ÜN BIRAKTIĞI YERDEN ÜLKEYİ ÜRETKEN HALE GETİRMEDİLER... AKSİNE YEDİLER DE YEDİLER... HALÂ DA YİYOR AMA DOYMUYORLAR... Atatürk'ten sonra demokrasi için atılan her adım kendi kendine tıkanmaya başladı... Hatta öyle bir tıkandı ki, sokak çetesi diye tarif edebileceğimiz PKK örgütüyle yıllardır mücadele ettiği halde bir türlü istenilen zirveye ulaşamadı... Siz bırakın ulaşmayı, PKK'nın Kandil Dağı'na operasyon yapmak için neredeyse Amerika'dan müsaade alacak hale geldi. Getirildi desek daha yerinde olur. Bunun en büyük kanıtı Genelkurmay eski Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt Paşa'nın takındığı tavır en büyük delildir... Nasıl mı? Hatırlarsanız veya hatırlamak isterseniz Yaşar Paşa, bir ara "PKK'yı inlerinde yok edeceğiz" çıkışıyla Türk Ordusu'nu Kandil'e hareket ettirdi... Ordunun içinde her türlü mühimmat, erzak, bombalar ve çeşit çeşit branşlarda tecrübeli ve profesyonel askerler bulunuyordu... Ordunun bu hareketini duyan Kandil'deki PKK'lı teröristler,, "Eyvah, bu kez kesin bizi bitirmeye geliyorlar" diye, Kandil'de kendilerine yakın olan köylere ve mezralara dağılmaya başladılar. Ordumuz ise 2 günden beri yoldaydı... Türk milleti, "Oh be... Nedir bu Allah aşkına?.. Adamlar burnumuzun dibinde dağda kamp kurmuşlar... Oradan sınırımıza girip askerimizi ve sivillerimizi şehit edip geri dönüyorlar. Sonunda belalarını bulacaklar" demeye başladı... Bir gün daha geçtikten sonra, fakat o da ne?.. Türk Ordusu Kandil'i yok etmekten vazgeçti... Gerisin geri dönmeye başladı... Bu Türk milletinin umutlarını anında yok etti... Hatta Türk milleti ordusuna güvenini de yok etti...Böylesine saçma sapan bir hareket nasıl olabilir diye düşünmeye başlayan halkımız, haklı olarak Yaşar Paşa'yı yerden yere vurmaya başladı. Ve sonuç olarak millet "Mutlaka Amerika dur demiştir" diyerek ordumuzun resmen yıpratıldığına dikkat çekti. İşin enteresan yanı ise Irak yönetiminin PKK için terörist dememesi olmuştur... Çünkü neden?.. Türkiye'yi bir düşman gibi görüyorlar da ondan... Oysa Türkiye ile sınırları olan Irak'ın böylesine düşünceye girmesinin bir tek nedeni olmalıdır... O da Kuzey Irak Kürt topluluğunun Türkiye'yi rahatsız etmesi ve o topluluğun ayırca PKK'yı da beslemesi yönündedir. Peki Türkiye'nin güvenlik güçleri bunları bilmiyorlar mı? Biliyorlar elbette... Ama Amerika'ya öylesine teslim olmuşlar ki, Beyaz Saray ne derse Türk yetkililer onu yapar hale gelmişler.

ÜLKENİN TERÖR POLİTİKASI BÖYLE GİDERSE, YARIN TIPKI ATATÜRK'ÜN 7 DÜVELLE NASIL SAVAŞTIYSA, AYNISINI BİZ DE BUGÜNLERDE VE YARINLARDA YAŞAYACAĞIZ... ÇÜNKÜ ÜLKEMİZİN 4 TARAFI AMERİKAN ÜSLERİ İLE DOLUP TAŞIYOR. DIŞİŞLERİMİZ Mİ, ÖYLESİNE OTURUYOR. GIKI ÇIKMIYOR. AKP hükümetinin Türkiye üzerinde öylesine bir hayali var ki... Sormayın gitsin... Bir defa Atatürk'ten öyle nefret ediyorlar ki, neredeyse Atatürk'ün adının silinmesi için Anıtkabir'i yıkarak oraya da bir AKP sarayı yapacaklar... Adamların kafası bir türlü almıyor çünkü... Neyi almıyor derseniz... Laiklik kavramının güzelliğini... Cumhuriyetin kendilerine sağladığı olanakları... NATO ve Avrupa Birliği üyeliklerinin Türkiye'yi nasıl Batı'ya yaklaştırdığını... Birleşmiş Milletler'deki siyasi konumunu... Hele bir tanesi de var ki, ne MHP'li Bahçeli'nin kafası buna çalışır... Ne de Saraylının... Nedir o biliyor musunuz?.. Ankara Anlaşması... Çünkü hem Hatay'ı alarak Suriye topraklarını işgal eden olası bir yabancı istilacı gücün (Ki orada şimdi Amerika olarak bulunmakta) Akdeniz'e girişini engellemekte... Hem de Ankara Antlaşması'nı kaleme alan Kuzey Irak'ı garanti alan bir imzaydı... İki türlü siyasi yapılanmayla hayata geçmiş oldu... Yani Kerkük, Irak'taki Kerkük ilinin başkenti olan şehirdir. Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin anayasal başkentidir. (Musul'u da unutmamak kaydıyla)... Irak merkezi yönetimine bağlılığı yönetim açısından devam etmekte. İşte bütün oyun da burada oynanmakta. Kuzey Irak'lılar Amerika'ya güvenerek ve PKK'yı yanına alarak Türkiye'ye kafa tutarlarken... Irak yönetimi de PKK'ya terör demiyor... Bunun bir tek açıklaması olabilir... O da Amerika'nın Irak yönetimine "PKK'ya terör örgütü değildir diyeceksin" baskısıdır.

...VE ATATÜRK'ÜN 13 YILLIK SAVAŞLARI MUHTEŞEM HAYAT HİKAYESİ BİZE TÜRKİYE'Yİ KAZANDIRDI... AMA BUGÜNKÜ POLİTİKACILARIN SAÇMALIKLARI ÜLKEMİZİ YERİN DİBİNE SOKUYOR... FAKAT NE OLURSA OLSUN ÜLKEMDEKİ BÜTÜN PARTİLER DE DAHİL HEPSİ, ATATÜRK'ÜN TÜKÜRÜĞÜ BİLE OLAMAYACAK KADAR KAFALARI BOŞ İNSANLAR... Atatürk, Türkiye'yi kurtaracak muhteşem savaş planları ve sivil taktikleri ile ülkeyi zirveye çıkardı... Hem de 15 yıllık kısa bir dönemde... Avrupa ülkeleri ile Batılı bütün devletlerin 100 yılı aşkın zaman geçtikten sonra demokrasiye geçmenin mutluluğunu yaşarken... Atatürk, Türkiye'yi 15 yıl içinde demokrasiye ve Cumhuriyete kavuşturmuş... Üstelik Türk halkını da modern ve çağdaş uygarlığa ulaştırmıştı... Bir Amerikalı siyaset adamının, "Atatürk sadece bir savaş kahramanı değil... O, gerçekten yok olan bir devleti devlet yapan adam olarak da düşünülmeli" diyordu... Evet ama bu konuşmalardan bizim siyaset adamlarımız bir şey anlar mı?.. Hayır hiçbir şey anlamazlar. Hatta anlamamakta da direnirler. Bunun en güzel yanıtı Devlet Bahçeli'nin dün dediğini bugün başka açıklamalar yaparak yalanlaması gibi.... Adam kendi kendini yalanlıyor. Kalıcı bir politikanın sahibi değil... Bu adamın bir de ülkeyi yönettiğini düşünün. Düne kadar AKP ile savaş yapan MHP zihniyeti onunda Ülkücüleri de AKP'nin esiri yaparak tamamen hükümetin saflarına geçti. Ve şimdi oradan da Anayasa Mahkemesi'ne kükrüyor. Yani demokrasiyi ve Cumhuriyeti temsil eden en büyük kuruluşa... Tabii bu şımarıklık öylesine büyük ki, AKP'nin idarecileri de aynı derece Türklüğe en büyük düşmanlığı yapıyor. Atatürk'ün adını yerle bir etmeye çalışıyor. Ve Bahçeli bunu seyrederek politika yaptığını sanıyor. İşte burada bu konu üzerine şu kelimeyi uygun görmekteyiz: Ne AKP, ne MHP ve ne de onların yan kuruluşu olan Ülkücü Ocakları ve diğerleri... Atatürk'ün tükürüğü bile olamazlar... Çünkü ağzından çıkan her kelimenin arkasında durmuş... Tam isabetli kararları ile Türkiye'yi bu hale getiren Atatürk'ün kararlığının yanından dahi geçemezler.