ÜLKENİN KIÇINA PAMUK TIKAMIŞLAR KİMSENİN HABERİ YOK....

Submitted by FTG on Sun, 06/22/2025 - 08:22

Ökkeş Ağaoğlu

BUGÜN ülke hem içten ve hem de dıştan kaynıyor... Dıştan kaynamanın ana nedeni PKK'lı teröristleri masumiyet zırhına sokup Türkiye'nin bütün sınır boyuna yerleştirmeyi planlıyorlar. Zaten bir zamanlar öncesi sınırlarımızdaki mayınların temizlenmesi bugünkü gelişmelerin önünü açmak için değil miydi?.. Aslında ülke başı boş bırakıldı...

Herkes cebini doldurmak ve evini mutlu etmek için sınırları ve güvenliği pek dikkate almamıştı... Bu arada Türk Silahlı Kuvvetleri de o kadar gevşek davranıyordu ki, ne dünden bugünü tahmin edebilme kabiliyetleri gelişmişti... Ne de yanındaki silah arkadaşının (veya arkadaşlarının) ülkesini satacak kadar gözlerini para bürüdüğünün farkına varmışlardı... Hepsi Atatürk söyleminden yola çıkarak kendilerini güvenlik zırhına büründürmüş naylon kahramanlardı... Ancak fiyakalı söylemleri alt kadrolara söyleterek kendileri rütbe üstünlüğüyle mutlu ediyor... Yaklaşan tehlikelerin neler olacağını veya olabileceğini dahi tahmin edemiyorlardı... Hepsi daha çalışırken ve görevliyken emekli olmuş gözüyle bakılan askerlerdi... Ne yazık ki öyle de oldu... SADAT'ın kurulması ve çok önemli gelişmelerin ortaya çıkmasıyla bazı subaylar tehlikenin farkına varmış olsalar da, sivil otoritenin üzerinde otorite olamadıkları için... Bir nevi erken uyarı sistemi olan MİT'in ayakta uyuduğu için, ülkenin yarınları resmen hayalci kadrolar tarafından gasp edilmişti. Ama ne yazık ki halâ uyanamayan askeri erkanın Atatürk söylemleri havada kalmaya başlamıştı... Ama askerlerin zerre kadar kabahati elbette yoktu. CHP'nin eski lideri Deniz Baykal'ın bugünleri tahmin edememesini... AKP'nin önünü tıkayan Meclis'teki kanunların basitleştirilerek değiştirilmesini... Ve daha bu yetmiyormuş gibi vekil olarak Meclis'e girmesine yardım ettiği kişinin sonunda kendisini de bir tuzağa düşürerek siyasi hayatını bitirdiğini ön görememesi kadar zavallı duruma düşmesini kim savunabilir?.. Hele ki Baykal'ın ölümünden sonra kızının bugünkü soruşturmaların gayet normal oluşunu söylemesi akla ziyan değilde nedir?.. Düşünün sosyal demokrat bir adamın, Deniz Baykal'ın kızı şunları söylüyor: ""Bugünkü gözaltılar üst üste darbeler gibi görünüyor ama muhtemelen bekletildi bile diploma soruşturmasını etkilememek için. İmamoğlu'nun CHP üzerindeki etkinliği düşünülünce bu etki nereden kaynaklanıyor ne ile besleniyor diye düşünmemek mümkün değil." Anlaşılıyor ki Baykal'ın kendisi CHP çatısı altında sosyal demokrat, evinin çatısı altında ise yelpazenin sağında oluyor... Ve bu yüzden AKP'nin ve liderinin Meclis'e girmesindeki katkısına yönelik desteği en çok evinde aldığı izlenimi yaratmaktadır. Peki CHP çatısı altında bulunan vekiller bunu bugünleri görerek neden değerlendiremediler?.. Bu soruya biz cevap verelim: 1) Türkiye'nin geleceği değil, liderlerinin geleceğini düşünüyorlar. 2) Parti programlarının bir anda değişikliğine evet gözüyle bakıyorlar. 3) Parti liderlerine karşı bir olup "Yanlış yapıyorsun" diyerek kurultay kararı çıkarmıyorlar. 4) Parti liderlerine adeta tapıyorlar. İşte bunlar yapılmadığı için (Daha doğrusu yapamadıkları için) ülkemiz bu hallere geliyor... Yani bütün suç halkta değil... Bütün suç, partili vekillerin, liderinin yanlışına dur diyerek liderlerinin değil kendilerinin liderden üstün olduğunu parti disiplinine ve hükümlerine işlemelilerdi... Ama bunu yapmadılar... Daha doğrusu yapamadılar. Çünkü ülkemizin bütün partilerinde "Genel başkanımızı kimse eleştiremez" gibi saçma sapan bir çıkışları vardır.. Oysa CHP'li vekiller halkın içine girip rahatsızlıklarını sorsalardı, ilk önce işe iktidardan değil, kendilerinden başlamaları gerekecekti... Bugün ise halâ bunu yapamamaktalar. Çünkü baştan teslimiyetçiliğin yerini biatçılık almış... Vekillerin gözü kapalı uyuşturulmuş gibi hallere bürünerek sadece koltuk sıralarında kolunu kaldır indirden ibaret olduğunu bizlere göstermiş olmaktalar. Peki bu böyle mi gidecek?.. Evet, aynen böyle gidecek... Ama olası bir erken seçim her şeyi değiştirir. Tabii onun üzerine de yatmazlarsa... Fakat yatacak gibiler... Çünkü hem işler kötüye gidiyor... Hem Filistin'in halk nezdinde unutturulması sağlanıyor... Hem de AKP olarak ülkenin büyük çoğunluğunu hapse tıkamak da olsa gözlerini karartarak bu işe soyunuyor... Kim? Tabii ki AKP. Do yüzdendir ki bugün halâ halkın sesini duyuramayan sol cenahın dünden bugüne kadar nefes alarak gelen genel başkanları (Bunların başında Kemal Kılıçdaroğlu gelmekte) hiç tahmin edemedikleri siyasi gelişmelerin varlığını dahi hissedememiş olmaları çok acı değil mi?.. Belki de dünden bugünleri hissetmişlerdir ama ne yazık ki o koltuğu bırakmamak adına Türkiye'yi uçurumun kenarına getirilmesinde büyük rol oynadılar... Bir keresinde Kılıçdaroğlu'nun Beylikdüzü'nde düzenlenen CHP mitinginde aynen şunları söylemiştir: "Bana oy vermezseniz (yani CHP'ye demek istiyor) olan size olur... Çünkü ben Ankara'dayım ve milletvekiliyim. Olan size olur..." Şimdi sorarım size, bu edilecek bir laf mıydı?.. Meydana biriken halk bu lafın üzerine sinirlenmişti ama yine de efendiliklerini bozmadan sakin bir şekilde dinlemeye başladılar. Oysa söyledikleri basma kalıp sözlerdi... O güne kadar Türkiye'nin başka şehirlerinde ne konuştuysa aynısını Beylikdüzü'nde de konuştu ve yeni bir şey duyacağını düşünen halkta yüzler asıldı ve gerginlik alametleri ortaya çıktı... Böylece Kılıçdaroğlu yarım saate dayanan bir konuşma metninden sonra alandan ayrıldı. Oysa millet 1 veya 2 saat konuşacak bir lider arıyordu... Hatta beklenti de o yöndeydi... Fakat olmadı... Halkın beklentisi ve isteği gerçekleşmedi... Ve bu ülkenin kıçına pamuk tıkanması startını Ekmeleddin'in cumhurbaşkanı adayı olmasıyla ve o ismin verilmesiyle gerçekleşti... Bunu yapan da Kılıçdaroğlu oldu. Onun içindir ki yıllarca AKP ile karşı karşıya gelen ve hiçbir varlık göstermeyen Kılıçdaroğlu belki o zamandan İmamoğlu'nu sahneye çıkartmış olsaydı bugünler yaşanmazdı. Ama gelin görün ki onu (yani bugünleri) görebilecek hiçbir aydın vekil veya şahıs yoktu. Eğer düzen böyle giderse ve pahalılık had safhaya varırsa (Ki petrol bunun öncülüğünü yapıyor) ülkenin dışında halkın da kıçına pamuk tıkamış olacaklar. Gelelim asıl meseleye... PKK ile barış diye bir şey yok... Bunların hepsi uydurma ve yalan haberler... İlk önce PKK takipten kurtulacak... Sonra İsrail silahlı gücün korumasında Kuzey İran, Kuzey Irak ve Kuzey Suriye toprakları olduğu gibi Kürdistan adı altında PKK'yı hissettirecek bir devlet(çik) kurulacak... Ve sonra da Rusya ile Güney Kıbrıs Rum kesiminde sınır değişiklikleri kontrol altına alınarak... Birleşmiş Milletler'in de bu Kürdistan Devlet(çiği)ni tanıyarak Türkiye resmen 4 bilemediniz 5 parçaya ayrılacak. (Kimbilir bundan Rusya da nasibini alabilir)... Ve Türk halkı barış dümenine sokulup Orta Anadolu topraklarına sıkıştırılarak orada yok edilecek... Yani aç susuz bırakılarak ikinci bir Filistin halkı oluşturulacak. Peki bunu göremeyen beyincikler bugün ne yapıyor?.. Erken seçim için iktidarı zorlayacak miting hamlelerini yaratamıyorlar. Ülkenin yüzde 70'inin kafasının Atatürk'e döndüğü gerçeğinden yola çıkarak yarınki olası bölünmüşlüğü resmen alanlarda dillendirerek halka bunu açıklamıyorlar. Muhalefetin derhal olası bir bölünmüşlüğü dile getirerek halkı uyarması gerekiyor (Ki, bazı beyinsizlerin bu tehlikeyi bile "Olsun, iktidara güveniyorum") gibi saçma sapan açıklamaları değiştirmenin zamanı gelmedi mi? Aslında konuşmaya "ÜLKENİN KIÇINA PAMUK TIKADILAR, KİMSENİN BUNDAN HABERİ BİLE YOK" diye söze başlayabilirler. Çünkü gerçekten de durum budur. NOT: Eğer Kılıçdaroğlu, Ekrem İmamoğlu'nu yıllar önce parti liderliğine taşıyıp kendisi bir kenara çekilseydi bugünler yaşanmayabilirdi... Ama ileriyi göremeyen ve koltuk kavgası geleneğini bozmadan yerine getiren Kılıçdaroğlu, sahneye girse de - girmese de hiçbir şey değişmeyecek... Kimbilir kayyum için dua da ediyordur... Koltuk kavgasını yıllarca yapan ve AKP'ye 10'larca kez yenilen bir Kılıçdaroğlu tekrar gündeme geliyorsa (Ki geliyor), AKP şimdiden düğün dernek yapıyordur.