ATAM'I ELEŞTİREN TAKUNYALILAR, O'NUN KÜLTÜRÜNE ULAŞAMAZSIN

Submitted by FTG on Sun, 11/09/2025 - 17:47

Ökkeş Ağaoğlu

ATATÜRK denilince takunyalılar cin çarpmışa dönüyor... Hemen gardını alarak O'nun yokluğunda bile kavga etmeye çalışıyorlar... Bu sefer aklınıza başka sorular takılıyor... Örneğin: 1) Atatürk size ne yaptı?.. 2) Şu anda Cumhuriyet'in sayesinde her şeyi yapmıyorlar mı?.. 3) Hak Hukuk ve Adalet kavramlarının adalet saraylarında hakkıyla işlemesi... 4) Ve en önemlisi de Cumhuriyet kurularak Türk halkının biat kültüründen kurtulup birer birey haline gelmesi... Ve bunun gibi bir sürü konuyu saymak mümkün... Ama şu 3'üncü maddeyi gelin bir inceleyelim...

Takunyalı Erbakancılar neyi savunuyorlardı?: Şeriati ve İslami kültürü... Ve aynı kültürle bugüne kadar gelen Erbakan kardeşler, Necmettin Erbakan'ın (yani babalarının) ölümünden sonra miras için birbirine girdiler... Anlaşamadılar... Erkek evlat, İslami şartın şeriat hukukunu öne sürerek kız kardeşine pek bir şey tanımıyordu... Ama kız kardeş baktı ki olmuyor, hemen İslami şeriat hukukundan ayrılıp Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet'in eşitlik ilkelerine (yani laik sistemin bireylere özgürlük tanıdığı) hak ve hukuka koşuverdi... Bütün mallara tedbir koydurarak hakkını söke söke aldı... Peki kimin sayesinde aldı?.. Tabii ki Atatürk'ün sayesinde... Üstelik Cumhuriyet kadınların özgürlüğüne destek olan en büyük siyasi yapılanma olduğu halde, iş ne zaman ki paraya pula geliyor, işte o zaman Cumhuriyete sarılıyorlar... İşte o zaman Atatürk kanunlarına koşarak haklarını söke söke alıyorlar... Peki bunu yaparken Atatürk'ün hakkını neden vermiyorlar?.. Veremezler... Çünkü vicdanları çürümüş... Ne olursa olsun ikiyüzlülükle geldikleri hayata bakış açıları hep çıkar üzerine olduğu için... Doğrunun yanında değil, kendilerine hangisi çıkar uğruna daha yakın oluyorsa onun yanında yer aldıkları için pek güvenilecek kişiler olarak anılamazlar...

10 KASIM ATATÜRK'ÜN ÖLÜMÜ DEĞİL, TARİHE VE İNSANLIĞA IŞIK TUTAN VE DÜNYAYA TARİH YAZAN BİR TARİH... O'NA SAYGI DUYMAK HER TÜRK'ÜN VAZİFESİDİR... ....Ve Atatürk... Yaşamı boyunca hep devlette kalmış... Hayatı boyunca devletini sevmiş ve insanları kurtarmak hayaliyle yanıp tutuşmuş... 11 savaş yaparak hepsinden kahramanca ve alnının akıyla çıkmış... Sıfırdan bir ülkeyi var edip Cumhuriyet ile Türkleri taçlandırmış... Hatta Cumhuriyeti kurarak Arapların o bilinçsiz siyasi yapısından ülkemizi çekip çıkarmış... Lozan'da ülkenin tapusunu söke söke almış... 1 tek askeri için terörist kılıklı takunyalılara iyi ders vermiş... İstilacı ülkelerin siyasi yapılanmasına ve kişilerine karşı amansız mücadele ederek onları yerle bir etmiş... Halkının cahiliye devrini kapatıp yeni bir sayfa açarak kültür akımına hız vermiş... Memleketin hangi köşesinde kim olursa olsun (hatta isterse çoban olsun) devlette görev alacak hale getirmiş böyle bir adamı... Böyle bir kahramanı... Böyle asil bir kişiyi anmak Türkiye'de yaşayan herkesin borcudur... Anmayan varsa, gerçekten de hain ve ahlak yoksunudur...

ATATÜRK'ÜN ŞU YAPTIKLARINI TEK TEK OKUYUN, ARŞİVLERİ İNCELEYİP, HATTA KÜTÜPHANELERE GİDİN OKUYUN... BAKALIM O ZAMAN ATATÜRK'Ü ELEŞTİREBİLECEK MİSİN?.. Atatürk'ü eleştirmek için O'nun kültürüne ulaşmalısın... Hatta O'nun kültürünü geçmelisin... O'nun devrinde yaşadığını hissetmelisin... Öyle kıçın doğalgaz yanarak ısınmasıyla hiçbir şeyi umarsamadan her şeyi kolayca eleştirmenin kolaycılığına gitmemelisin... Tıkandığın yerde google'a girerek anında fikiryatını geliştirerek Atatürk'ü eleştiremezsin... O'nu eleştirmek istiyorsan şu yazdıklarımı incele ve ondan sonra eleştir: Atatürk Devrimleri Saltanatın Kaldırılması (1 Kasım 1922) ... Cumhuriyetin İlanı (29 Ekim 1923) ... Halifeliğin Kaldırılması (3 Mart 1924) ... Medeni Kanunun Kabulü (17 Şubat 1926) ... Tarikatların Kaldırılması, Tekke Ve Zaviyeyerin Kapatılması (30 Kasım 1925) ... Laikliğin Kabulü (1928-1937) ... Kadın Haklarının Tanınması (1930-1933 ve 1934) 31 Mart Vakası (13 Nisan 1909) Arnavutluk İsyanı (15 Ocak 1911) Trablusgarp Savaşı (29 Eylül 1911) İkinci Balkan Savaşı (1912- 1913) Çanakkale Savaşı (18 Mart 1915) Doğu (Kafkas) Cephesi (1916-1917) Suriye-Filistin Cephesi (1917-1918) Kurtuluş Savaşı (1919 - 1923) İnönü Zaferi (23 Mart-1 Nisan 1921) Sakarya Zaferi (23 Ağustos-13 Eylül 1921) Büyük Taarruz, Başkomutan Meydan Muhaberesi ve Büyük Zafer (26 Ağustos 9 Eylül 1922) Sakarya Zaferinden sonra 19 Eylül 1921'de Türkiye Büyük Millet Meclisi Mustafa Kemal'e Mareşal rütbesi ve Gazi unvanını verdi. İşte bunları, bu bilgileri ve her birinin siyasi yapısından tutun, dünya konjonktüründe neler ifade ettiğini ve ettirdiğini tek tek inceleyin ve okuyun... Hatta kompozisyon yazın... Yazabilecek misiniz bakalım?.. Öyle oturduğunuz yerden din kavramlarını öne sürerek... O'nun İslam dinine olan saygısının ve yücelmesi için kurduğu Diyanet İşleri Başkanlığı'nı bile görmezden gelerek insafsızca eleştirmenin kolaycılığını, bu arşiv niteliğindeki her satırın insana değer verdiği mücadele olduğunu anladıktan sonra eleştirin de göreyim sizi... Evet, bugün 10 Kasım. Atatürk ölmedi, O hep yaşıyor ve yaşayacak ve de yaşatılacak...

ATATÜRK YAŞASAYDI BU AMERİKAN ÜSLERİ ÜLKEMİZDE OLUR MUYDU? OLURDU DİYENİN ALNINI KARIŞLARIM... NATO'YA GİRMEZ, AKSİNE KENDİNE ÖZGÜ ASYA-AVRUPA ÜLKELERİ TEMSİLCİSİ TÜRKİYE KAVRAMINI YARATIRDI... Bakın, bugün bu üsler Türkiye'de yaşamakta... Neden yaşıyorlar biliyor musunuz? Menderes'in durup dururken Amerika'ya borçlanarak. Meclis kararı almadan Türk Ordusu'nu Kore'ye harbe sokarak... Bunun getirisi olarak da ülkeden gidenini hiç görmeden NATO'ya üye olup Rusya'ya düşman olarak... Ve Avrupa'yı dize getiren Atatürk'e inat Avrupa'ya bilgi çağı taşıyacağına onların bilgi çağını satın alarak Atatürk'ün kurduğu Köy Enstitülerini kapatarak bugün aşağıda belirtilen şu Amerikan ve NATO üslerinin kurulmasına neden olmuştur TÜRKİYE'DEKİ AMERİKAN ÜSLERİ... Türkiye'deki Amerikan üsleri Türkiye'nin toplamda 16 noktasında ABD Silahlı Kuvvetleri'ne ait askeri üsleri yer almakta, yine 15 farklı noktada ise NATO radarları vardır. Ayrıca 5 farklı noktada da ABD'nin füze ve nükleer bomba kontrol merkezleri konuşlanmıştır. İşte bu bizim ayıbımızdır... Sen bu üsleri ülkene kurdurursan, değil senin özgür kalman bir kenara... Amerika istediği anda seni ambargoya uğratır ve Dolar'ın kur farkıyla ve faiz oranlarıyla Türkiye'yi istediği anda iflasa götürebilir. Atatürk'ü eleştirirken, O'nun bu üslere hiçbir zaman müsaade etmeyeceğini o boş kafalı bilinçlerine yerleştirerek eleştirilerini yapsınlar da göreyim onları... Tabii yapabilen varsa ve anlayana...