Ekonomiden anlamak buysa vay bizim halimize

Ekonomiden anlamak buysa vay bizim halimize

TÜRK ekonomisi gittikçe batıyor, ama bazıları bunun böyle olması gerekiyor gibisinden bir çıkışla bozuk giden ekonomiye methiyeler diziyor. Hele hele bir de bunu muhalefet dile getiriyorsa, hükümetin gözünde bütün millet bir anda düşmanı oluveriyor. Hatta hepsine CHP’li damgasını vuruyor. Yani AKP’ye bir şey demeyen yurtsever... Eleştiri yapan düşman CHP’li oluyor... Hiç böyle ekonomi anlayışı olur mu?.. Hiç böyle siyasi gelişmelerle ekonomi düzelir mi?.. Hiç böyle siyasi ekonomiye muhtaç etmek olur mu?.. Hiç böyle dış dünyada muhalefete amansız saldırarak oraları kendi ülkesi gibi görmek olur mu?.. Hiç böyle ekonomiyi sırf Cumhuriyet devrilsin diye elinden gelen ne varsa hepsini masaya sürmek olur mu?.. Olmaz... Olmamalı... Eğer olur diyen varsa, çıksın çarşıya... Gitsin bir esnafa ve onun yüzüne desin ki, “AKP ekonomi çok iyi gidiyor diyor” desin bakalım... Bak bakalım ne gibi gerçeklerle karşılaşacak... Bak bakalım hacizler ve banka protestoları nasıl acımasızca saldıracak... Hepsini görecek ve söylediklerinden de (herhalde) utanacak ve gerisin geriye dönecek... Olur mu?.. Olur...

ZİNCİR MARKETLERE OPERASYON KARARI VERİLİNCE BORSA’DA MARKET HİSSELERİ TEPETAKLAK OLUVERDİ... DAHA DOĞRUSU BÜYÜK PANİK YAŞANDI. BÜYÜK MARKETLERİN DEĞER KAYIPLARI YÜZDE 4 İLE 2 ARASINDA DÜŞÜŞ YAŞADI... Amerika’da bulunan Türk heyeti ve yetkilinin en yetkilisi “Zincir marketlerde operasyon yapılacak” dedi... Tabii bu ifadenin ardından market hisseleri sert düşüş yaşadı. Daha doğrusu Borsa’da böylesi bir panik yaşandı. Aslında marketler hakkında çıkış doğru... Ama yanlış olan köylünün, hayvan üreticisinin ve tarımın devlet tarafından destek görmemesinden kaynaklanıyor olması... Bu gerçeği bir türlü görmeyen devlet, hükümetin operasyona sondan başlamasıyla ekonomiye çare olunamayacağını bilmesi gerekiyor. Nasıl ki hayvan üretici... Tarım sektörü ve köylümüz tarlada yalnız bırakılırsa... Çok basit bir 4 – 5 bin lira gibi gülünç rakamlar yüzünden haciz yiyorsa... Tarlasından bağından – bahçesinden traktörünü alarak gözünün yaşına bakılmıyorsa, marketler de bildiklerini okurlar. Çünkü onları dizginleyecek olan şey rekabettir. 5 market eğer kendi aralarında bazı ürünlerin fiyatı konusunda anlaşmışsa bunu önlemekle ekonomi düzelmez... Ekonomi mutfağa giren bütün ürünlerin ucuzlaması ile ekonomi düzelir. Yani Ziraat Bankası esnafa, köylüye ve hayvan üreticisine kredi vererek onları köşeye sıkıştırması ile değil... Onlara hibe yardımında bulunarak ekonomiye katkı sağlayabilir. Bunun dışında yapılan açıklamalar hikaye gibi kalır.

YURTLAR TALEBELERE YOK ÇEKİYOR... HATTA TALEBELER ALDIKLARI KOMİK RAKAMLARLA HAKARET YİYOR... AMA İŞ HAVA ATMAYA... CEYH’E... ŞATAFATA GELİNCE KİMSE ONLARI TUTAMIYOR... NEDEN?.. OSMANLI AŞIKLARI BÖYLE OLUYOR DA ONDAN... Üniversiteli gençler çok zor durumlar yaşıyor. Daha doğrusu her üniversitelinin yurt konusu tam bir işkenceye dönmüş durumda. Tüm Yurt ve Barınma Hizmetleri İşverenleri Sendikası (TÜYİS) Başkanı Umut Gezici bakın yurt krizi hakkında ne demişti: “Suriye, Afganistan gibi ülkelerden yoğu mülteci göçü, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Kanunu’yla yenilenen binalarda kira bedellerinin 2 – 3 kat artması... Üniversite sayısındaki artışa rağmen yurt sayısının artmaması... Tarikat – cemaat ve bazı vakıfların çoğu ruhsatsız yurtlarının görmezden gelinmesi başlıca büyük sıkıntılar...” Yani devlet bir öğrencinin temel barınma ve beslenmeden oluşan en tabii temel hakkını devlet karşılamamakta. Sayın Gezici’nin de dediği gibi, “...Bu yıl üniversite kazanan öğrencilerin en az yüzde 10’u (yani 100 binlerce genç) parasızlıktan okulda okuyamayacak... Okulunu dondurup, köyüne dönmek zorunda kalacak. İTÜ’de mühendislik kazanan işçi çocuğu bir öğrenci için günlerdir yurt arıyoruz” açıklaması, öğrencilerin okul hayatını devletin nasıl bitirdiğini göstermekte. Daha doğrusu bir yerde ekonomi... Bir yerde köylü... Bir yerde marketler zinciri... Bir yerde de öğrenciler böylesi batağa batmış ise, bunun sorumlusu elbette hükümettir. Tarikatları yurtlar konusunda olağanüstü besleyen devlet siyaseti ülkeyi daha da bataklığa götürecek. Kimse bunun farkında dahi değil. Geri halkımız ve öğrencilerimiz biliyor. Ancak bunu bilmeyen veya bilmek istemeyen hükümetin büroktaları mı desem?.. Bakanları mı desem?.. Kurucu heyetleri mi desem?.. Teknokratlar mı desem?.. Sarayın bilirkişi heyeti mi desem?.. Ama bütün sorular, cevabını vermesi gereken hükümete çıkıyor...

var addthis_config = {"data_track_addressbar":true};