Tabii ki Avrupalı bizi kıskanır, ama hangi Avrupalı?

Submitted by FTG on Tue, 08/30/2022 - 23:41

Ökkeş Ağaoğlu

 

AĞIZLARDA sakız haline gelen bir kelime var... Bu kelime ile yola çıkan iktidar, ne kimseyi tanıyor?.. Ne de kimsede medet umuyor... Varsa da, yoksa da AKP... Başka bir kurtuluşu kendince hakaret görüyor... Oysa hakaret yerine, onurlu bir kurtuluş planıyla... Plan programıyla, Türk halkını kendince hayali zenginliğinden sofra zenginliğine... Hatta ve hatta ekonomi zenginliğine nail etmeyi hiç düşünmüyor...

 

Siz bırakın düşünmeyi, gerek dahi duymuyor... Çünkü AKP, liyakatsiz bir hükümet programıyla kendini güç zehirlenmesine hapsetmiş bir şekilde siyasetine devam ediyor. Ama bu devam ediş, pek o kadar tutarlı bir şekilde de devam etmiyor... Ne yeni ekonomik modeli düşünüyor... Ne de siyasal tercihlerinde bir şey yapmaya çalışıyor... Daha doğrusu ekonomi açısından hiçbir şey yapmıyor... Tek yaptığı şey, (Yukarıda değindiğimiz o meşhur kelime olan) Avrupalı bizi kıskanıyor... Ne yazık ki buna aldanan da çok oluyor...

BİZİ KISKANAN AVRUPALI AYNI AVRUPALI... AMA PATRON AVRUPALI... İŞÇİLER İSE SENDİKAL HAKLARDAN YARARLANAN DEMOKRATİK AVRUPALI... SİYASAL TERCİHLERİNİ DEMOKRASİDEN YANA KULLANAN VE İŞÇİ HAKLARINI DİBİNE KADAR SAVUNAN ÇALIŞAN EMEKÇİ AVRUPALI... PATRON AVRUPALI İSE TÜRK İŞÇİ HAKLARININ VERİLMEMESİNİ KISKANAN AVRUPALI... AMA HUKUK ENSELERİNDE OLDUĞU İÇİN TAM AVRUPALI... Gelelim kıskanma meselesine... Elbette her ülkedeki patronlar işçi haklarını ne kadar kısarlarsa (yani sendikal haklarını vermezlerse) o kadar kâr hanelerini patlatmış olurlar. Bu da patronlar açısından normal karşılansa da, normal olmadığını kendileri de iyi bilmektedir. Bunun karşısında devlet olarak çelik gibi bir iradeyle siz de bir devlet yöneticisi olarak hükümetin kanunlardan ve sendikalardan yana hak ve hukuku savunmanız gerekiyor (Ki, işçi haklarını patronların elinden alıp sendikalara veresiniz...) Bunlar bizde yapılmıyor. Bizde yapılanlar çok acımasız... Örneğin bir sendika basın açıklaması yapacak olsa, hükümetten anında yasak geliyor... Siz bırakın caddelerde büyük mitingler halinde yürümeyi... 10'nar kişilik gruplar halinde kaldırımda yürümelerine dahi izin verilmiyor. Neden? Avrupa bizi kıskandığı için mi?.. Elbette hayır... Aksine gelişecek olan Türkiye'yi daha da batıran bir ekonomi anlayışıyla işçiler patronların insafsız eline bırakıldığı için... Ve hükümetin de halkı hiç düşünmediği için... Oysa Avrupa'da böyle bir şeye rastlayamazsınız... Oralara halklar da işçi haklarını savunurlar ve ona göre siyasal tercihlerini bilinçli şekilde hayata geçirirler... Seçilen her iktidar, Avrupalının demokrasiye olan bağlılığını göstermektedir. Bizde bunun zerresini bulamazsınız.

AVRUPA'DA ÇALIŞAN BİR TÜRK VATANDAŞININ VERDİĞİ BİLGİLER PEK O KADAR YABANA ATILIR CİNSTEN DEĞİLDİR... HELE Kİ TÜRKİYE'Yİ KISKANAN AVRUPA'NIN AVRUPALIYA VERDİĞİ HAK VE HUKUKUN TÜRKİYE'DE ZERRESİNE BİLE RASTLAYAMAZSINIZ... ÇÜNKÜ GELİŞEN DİYE İDDİA ETTİKLERİ TÜRKİYE, AVRUPALININ TAM 100 (HATTA 200) SENE GERİSİNDE KALMIŞ BİR ÜLKE KONUMUNDADIR... İTHALAT DA BUNUN EN BÜYÜK KANITIDIR... Avrupa'da çalışan bir arkadaşımın verdiği bilgiler çok önemlidir... Örneğin, bir anne baba ve bir çocuktan oluşan ailede baba yalnız çalışıyorsa eğer, (Babaya vergi muafiyeti vardır...) Eşi ve çocuğu da (Kendi üzerine sigortalıdır...) Ayrıca o ailenin çocuğu 18 yaşına gelene kadar 280 Euro (Çocuk Parası) alır... Okul masraflarının çoğu (Okul tarafından karşılanır...) Bir ailede tek çalışan var ise ona (Kira yardımı) yapılır... Bunun yanında kişinin kullandığı gaz ya da kömür parasını (Belediyeden geri alır...) Ayrıca, bir kişi yalnız yaşıyorsa 1.700 ile 2 bin 500 asgari ücret alır... Bu paranın 400 ile 1.000 Euro'su kiraya gider... 500 Euro yeme ve gezme masraflarına giderken buna ek olarak da 30 Euro telefonu için verilmektedir. Her yıl vergilerin belirli bir kısmı devlet tarafından her çalışan vatandaşa otomatik olarak geri ödenmektedir... Çalıştığınız iş yeri sizin yol masrafınızı karşılamaktadır. Bu program bir kişilik geçinme endeksi modeli içindir. Bunun yanında eğer ki aileniz ve çocuklarınız varsa, daha da çok yardım paketleri devlet tarafından hesaplanarak ödenmektedir. İşte tüm bu ekonomik modeller bir seferlik değil devamlıdır... Bizde ise (Yerli malı araba) derler, ama o araba aslında Avrupa malıdır. Çünkü adı yabancı marka taşımaktadır. Peki neden yerli denilmektedir?.. Çünkü örneğin bir Fransız marka araba fabrikası, ucuz işçilik konusunda marka haline gelmiş olan Türkiye'yi seçmiş ve fabrikasını buraya taşımıştır... Bu da arabanın yerli marka olması anlamına getirilmektedir (Ki böyle bir şey aslında yoktur, olamaz da...) İşte Avrupalı zenginler ve devletin marka zenginliği ile ünlenmiş otomobil fabrikaları, ucuz işçilikten yana oldukları için Türkiye'yi kıskanırlar... Yoksa bırakın siz kıskanmayı, Türkiye'nin kıskanılacak ne bir becerisi, ne de bir mahareti kalmıştır... Sendikalarda sıfır çeken... İşçi haklarını Asgari Ücret sistemine hapseden bir anlayış asla bu Türkiye'yi kurtaramaz. Kurtaramayacak da... Çünkü bizi kıskanan Avrupalı patronların ucuz işçilikten yana oldukları varsayımıyla düşünülmelidir... Yoksa hangi Avrupalı Türkiye'yi kıskanır?.. Buna insan ŞAKA DİYE güler...